Gündem

MAZLUMDER: Türkiye Rojava için güçlerini kullanmalı

MAZLUMDER Genel Başkan Yardımcısı, Suriye'nin Rojava şehrinde yaşanan hakkında açıklama yaptı

21 Temmuz 2014 19:01

MAZLUMDER Genel Başkan Yardımcısı Murat Çiçek, Rojava’da yaşananlar için yaptığı açıklamada, “Türkiye ve bölgedeki diğer devletlerin tüm politik tartışmalardan bağımsız, insan haklarını önceleyen bir duruş sergileyerek, sivil kayıplara yol açan grup çatışmalarının engellenmesi için politik güçlerini kullanmalarını talep ediyoruz” dedi.

MAZLUMDER Genel Başkan Yardımcısı Murat Çiçek Suriye’nin Rojava bölgesindeki saldırıya ilişkin MAZLUMDER Genel Merkez adına açıklamada yaptı.

Çiçek’in yaptığı açıklama şöyle:

“Suriye’de 2011 yılı mart ayından beri halkının tüm barışçıl hak taleplerini ağır silahlarla saldırarak şiddetle bastıran Esed rejimi uluslararası aymazlıklar ve işbirlikleriyle hayatiyetini uzatmıştır. Bu bir yandan ülkeyi harabeye çevirmiş diğer yandan da uzun bir iç savaş ortamını yaratmıştır. Bu iç savaşta bir yanda onur adalet ve özgürlükleri için savaşan halk varken diğer pek çok aktörde yer almış pozisyon edinmiştir. Tüm bunların ortaya çıkardığı kaos ortamı pek çok provokatif haber ve bilginin sarmalında doğru habere ulaşımı da engellemektedir.

Mazlumder başından beri onur özgürlük ve adalet talepleri için barışçıl yolları deneyen Suriye Halklarının yanında olmuştur. Esed zaliminin halkına yönelik ağır silahlarla adeta tüm ülkeyi yok etme pahasına saldırması ve özellikle şebbihalarının insanlık dışı işkencelerini sokaklara taşımasının sonucu Halkların yaşamlarını ve geleceklerini korumak için kendini zalimlere karşı koruma ve savunma hakkının da yanında olmuştur. Ancak bu sürecin özellikle emperyal unsurlar ve uzantıları olan istihbarat organizasyonlarıyla kirletilmesine karşı da duyarlılığı vurgulamıştır. Aynı zamanda sürecin tamamında hep barışın yollarını öncelemiş tarafları ve uluslararası aktörleri bu konuda insanlık önünde sorumluluğa çağırmıştır.

Suriye'nin Rojava bölgesinden gelen bilgilere göre bölgede yaşayan sivil halka yönelik saldırılar düzenlendiği, saldırıların şiddetli boyutlara ulaştığı ve silahlı sivil ayırt edilmeksizin ateş açıldığı ve sivillerin rehin alındığı iddia edilmektedir.

Dünyanın neresinde ve hangi koşullarda olursa olsun sivillerin yaşam hakkının korunması, devletlerin çıkarları ve savaşan farklı grupların üstünlük elde etme isteklerinin önünde olmalıdır. Çatışan grupların hâkimiyet kurma kaygısı, sivil can kayıplarının son günlerde önemli sayılara ulaşmasına neden olmaktadır. İç savaş süresince Suriye'de insan hakları ve hukuk kurallarının ağır bir şekilde ihlal edildiği bütün Dünya'nın malumudur.

MAZLUMDER olarak iç savaş halinde bulunan bir bölgede savaşan taraflarca önceden alınabilecek tedbirler ve uyarılarla sivillere yönelik ihlallerin minimuma indirilebileceğini, katliamların durdurulabileceğini hatırlatırız.

Türkiye ve bölgedeki diğer devletlerin tüm politik tartışmalardan bağımsız, insan haklarını önceleyen bir duruş sergileyerek, sivil kayıplara yol açan grup çatışmalarının engellenmesi için politik güçlerini kullanmalarını talep ediyoruz.

Suriye’de yaşanmakta olan iç savaş süresince, uluslararası nitelik taşımayan silahlı çatışmalarda çatışma kurbanlarının korunmasıyla ilgili Cenevre Sözleşmesine Ek 2. Protokole göre ve savaş koşullarında dahi askıya alınamayacak, dokunulamayacak hakları içeren Birleşmiş Milletler Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesine göre ağır savaş suçları işlendiği tüm bağımsız gözlemciler tarafından tespit edilmektedir. Suriye’de yaşanan iç savaş ve Rojava ile ilgili iddialar kapsamında anılan protokol ve sözleşmelerin gereğine uymayı tüm çatışan kişiler, silahlı gruplar ve devletlere hatırlatıyoruz. Başta uluslararası kuruluşları İslam İşbirliği Teşkilatını ve BM'yi bölgede yaşanan çatışmalara ve katliamlara karşı görevlerini yapmaya çağırıyoruz.