Gündem

Manisa'daki radyasyon skandalı Meclis gündeminde

Prof Dr. Ahmet Şaşmaz, normal değerlerin 140 katı radyasyon ölçülen bölgedeki köylerin taşınması gerektiğini söyledi

22 Ocak 2014 18:13

Manisa Köprübaşındaki eski uranyum madeninden kaynaklanan radyasyon tehlikesi Meclis gündemine taşındı. Konuyla ilgili soru önergeleri veren HDP Milletvekili Levent Tüzel ve CHP Milletvekili Özgür Özel, Manisa’daki nükleer skandalın araştırılmasını talep etti. Tüzel, 'sarı pasta'nın akıbetini sorarken, Özel, AKP’li Belediye Başkanı Zafer Mergen’in “Seçim öncesi bu haberler ilçeye zarar verir” sözlerini eleştirdi.
Evrensel'den Özer Akdemir'in haberleştirdiği, 5 yıl önce de Fırat Üniversitesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Şaşmaz’ın raporlayıp TUBİTAK'a bildirdiği, Manisa Köprübaşı’ndaki eski uranyum madeninde 'normal değerlerin tam 140 katı radyasyon ölçülmesi' skandalı, Meclis gündemine taşındı.
 

'Uranyum kirliliğinin boyutu nedir?'

 
HDP İstanbul Milletvekili Levent Tüzel konuyla ilgili Enerji ve Tabii Kaynaklar, Çevre ve Şehircilik, Sağlık, Tarım ve Gıda ile Milli Savunma Bakanlıklarına soru önergesi verdi. Tüzel, ayrıca konuya dair bir araştırma önergesi de verdi. 
Prof. Dr. Ahmet Şaşmaz’ın raporunu kaynak gösteren Tüzel, ilgili bakanlıklara bölgedeki uranyum kirliliğinin boyutu, halk sağlığı ve canlı yaşamına etkileri, alınan, alınması düşünülen önlemlerin yanı sıra, üretim yapılan süre içerisinde elde edilen “sarı pasta”nın akıbetini de sordu.
 

'Hiçbir seçim insan sağlığından insan hayatından daha değerli olamaz'

 
CHP Manisa Milletvekili ve Manisa Büyükşehir Belediye Başkan adayı Özgür Özel de, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde Köprübaşının yanı sıra Türkiye’de kaç tane radyoaktif saha olduğu sorusunu yöneltti. Soru önergesinde Köprübaşının AKP’li Belediye Başkanı Zafer Mergen’in “seçim öncesi bu haberler ilçeye zarar verir” sözlerini de eleştiren Özel, “Hiçbir seçim insan sağlığından insan hayatından daha değerli olamaz. Önümüzdeki günlerde burada dönen dolabın iç yüzünü anlayacağız” dedi.
 

Gediz Havzası yaşanmaz hale gelecek

 
Turgutlu Çevre Platformu, (TURÇEP) konuyla ilgili yaptığı basın açıklamasında, Turgutlu Çal Dağı’daki nikel madenciliğinin yarattığı tehditle, Köprübaşı’ndaki uranyum kirliliğinin Gediz Havzasını yaşanmaz hale getireceği uyarısında bulundu.
 

Bölgede yaşayanların bu suyla ilişkisi hemen kesilmeli

 
Greenpeace de yaptığı açıklamada acilen önlem alınması gerektiğini ifade ederek, “Bebeklerin radyasyonlu su içmiş olması kabul edilemez. Bir an önce yapılması gereken, nükleer güvenlikten sorumlu kurumların bir kriz masası oluşturması, tedbirler alınması ve geniş çaplı bir araştırma yapılması. Bölgede yaşayan insanların bu suyla ilişkisi hemen kesilmeli, bu insanlara ve hayvanlarına temiz su temin edilmeli ve bölgedeki halkın sağlık durumuyla ilgili araştırmalar yayımlanmalı” dedi.
 

'Bölgedeki köyler taşınmalı'

 
Radyoaktif kirliliği 5 yıl önce raporlayan Prof. Dr. Ahmet Şaşmaz, madenin çevresinde bulunan su kuyularından aldıkları numunelerde suların sapsarı bir renkte olduğunu vurgulaadı. Şaşmaz, yöredeki uranyumun sulara karışarak bu rengi verdiğini söyledi. Şaşmaz, yer altı, yer üstü suları ile birlikte bu kirliliğin yıllarca Demirköprü barajına ve Gediz Nehri’ne karıştığını dile getirdi. Uranyum kirliliğinin sularla ve rüzgarla çevreye yayıldığını aktaran Şaşmaz, “Bölgede değişik yerlerde uranyum cevherleşmeleri var. Buralarda bulunan 3-4 köyün kaldırılması gerekiyor. Daha önce Nevşehir’de benzer bir olay nedeniyle köyler taşınmıştı bildiğim kadarıyla” diye konuştu. 
 

İçme suyu kuyusunda da tespit edildi

 
Köprübaşı Belediye Başkanı'nın ilçenin içme sularının temiz olduğu ve uranyum madeninin bir tehlikesinin bulunmadığı yönündeki açıklamaların gerçeği yansıtmadığını belirten Şaşmaz, “Yaptığımız çalışmalar sırasında Köprübaşının batısında Salihliye doğru iki içme kuyusundan örnek aldık. 150-200 metreden ilçenin içme suyunun çekildiği kuyulardı bunlar. Biri temizdi ama diğerinde çok yüksek oranda uranyum kirliliği vardı. Bunlar halka verildi yıllarca. Belediye başkanı içme sularının analizlerini nerede yaptırmış. Ben bu analizleri yapan kurumların hiçbirine güvenmiyorum artık. Ben örnekleri doğrudan Kanada’daki bir laboratuara gönderiyorum. Sonuçlar oranın sonuçları” dedi. 
Bölgedeki uranyum madeninin çıkarılmasından yana olduğunu söyleyen Şaşmaz, “Zaten şu anda da zarar veriyor. Hiç olmazsa çıkarıldıktan sonra rehabilite edilir. Rehabilitesi  de çok masraflı bir iş değil. Bölge ağaçlandırılıp yeşillendirilir. Koruma altına alınır. Bölgedeki kuyu sularından da içme ve hayvanların sulaması önlenirse risk azamiye iner” dedi.
Kendi çalışmalarında alanda alfa, beta, gama gibi ışamaları değil, radyoaktiviteyi ölçtüklerinin altını çizen Şaşmaz, “Benim odamda çeşitli cihazlardan kaynaklı radyoaktivite değeri 10 bekerelse, orada 1500 bekerel ölçtük” dedi.
 

'Sarı Pasta' muamması

 
Şaşmaz, Köprübaşındaki tesislerde üretilen sarı pastanın ne olduğu konusunda bilgisinin bulunmadığını dile getirerek, “1974 Kıbrıs harekatı sırasında aramızın bozuk olduğu göz önüne alınırsa, ABD’liler baskı yapıp almış olabilirler” dedi.
TÜRKİYE Atom Enerjisi Kurumu (TAEK)’nun İnternet sitesinde “sarı pasta” şöyle tanımlanıyor; “Uranyum cevherinin elde edilmesi ve çıkarılan cevherin fiziksel olarak uygun büyüklüğe getirilmesinden sonra, uranyumu elde etmek ve saflaştırmak için, cevher kimyasal işleme tabi tutulur. Bu işlemle hacmi küçülen, rengi ve kıvamı ile ifade edilen bu katı ürün (U3O8) sarı pasta olarak bilinir.”
 

TAEK: Basın açıklaması yapacağız

 
Konuyla ilgili bilgi almak istediğimiz Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) Özel Kalem Müdürlüğünden Celal Öner konuyla ilgili çalışmaların devam ettiğini belirterek, “En kısa zamanda bir basın açıklaması yapacağız” dedi.

İlgili Haberler