Özel Dosya

Lice'de acılar 21 yıl sonra hâlâ taptaze: Devlet güpegündüz cinayet işledi

Liceliler, sadece iki rütbeli askerin yargılanmasının hakkaniyetli olmadığını söylüyor

31 Mart 2015 20:25

 

LİCE

Diyarbakır’ın Lice ilçesi, kimi zaman devlet şiddeti, kimi zaman PKK’nin kurulduğu yer, kimi zaman da unutulan bir kent olarak anıldı. İlk köy yakmalar burada başladı, toplu gözaltında kaybetmeler ve zorla koruculaştırmalar da… Öldürülen ilk Kürt işadamı Behçet Cantürk de Liceliydi. Tuğgeneral Bahtiyar Aydın da burada öldürüldü… Geçmişine bakıldığında hep isyanların başkenti olmuştu aslında. Şeyh Sait ve arkadaşları da ana karargâh olarak burayı tercih etmişti. O dönem de yakılmıştı, 22 Ekim 1993 tarihinde de.

Licelilerin gözü ve kulağı, yarın İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde saat 09.30’da görülecek Lice Katliamı Davası’nda olacak. T24 olarak biz de bu önemli dava öncesi Lice’ye geldik ve halkın nabzını tuttuk.

Tarihe “kara bir leke” olarak yazılan 22 Ekim 1993 Cuma günü, Licelilerin belleğinde hala taptaze. Dün gibi hatırlıyorlar o günü. “PKK’liler Lice’yi bastı” iddiasını öne sürerek o gün Lice havadan kobra helikopterlerle, karadan tank ve ağır makineli silahlarla tarandı, ev ve işyerleri ateşe verildi. Tuğgeneral Bahtiyar Aydın ve Uzman Çavuş Yüksel Bayar ile 14 sivil o gün hayatını kaybetti.  Onlarca kişi yaralandı, yüzlerce hayvan telef oldu, resmi kayıtlara göre 401 ev, 232 işyeri ağır hasar gördü.

 

Yakıp, yağmalamışlar…

 

Lice’nin Atatürk Caddesi’ndeki hangi esnafa sorarsanız “O gün bizi devlet yaktı” diyor. Sadece yakmakla kalmayıp dükkânlarındaki eşyalarının askerler tarafından yağmalandığına şahitlik edecek yüzlerce kişi var. Öyle ki bu iddia Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilen ve Cumhuriyet Savcısı Osman Coşkun’un 39 sayfalık iddianamesinde de çarpıcı bir şekilde yer alıyor.

 

Her Licelinin anlatacağı bir hikâye var

 

Fahriye Aksu & Veysi PolatHangi evin kapısını çalsanız size anlatacağınız bir anısı var 22 Ekim gününden. Bunlardan biri de 68 yaşındaki Fahriye Aksun. Tandırda ekmek yaptığı sırada kobra helikopterden açılan ateş sonucu belinin sağ kısmından vurulduğunu anlatıyor. Fahriye Aksun o kurşunla birlikte bedeninde taşıdığı 3 aylık bebeğini de kaybetmiş. Aksun’un T24’e anlatımları şöyle:

“Sabah saatleriydi. Hamuru tandıra koyduktan sonra eve girerken vuruldum. Kobra helikopter havadan, tanklar da karadan ateş açıyordu. Helikopter mermisi belimin sağ kısmına isabet etti. Sonrasını hatırlamıyorum. Evimiz barakaydı, daha güvenli diye ahıra getirmişler. Yollar kapalı olduğu için iki gün sonra hastaneye götürdüler. 3 aylık hamileydim. Çocuğumu da kaybettim. Kurşun sinire denk geldiği için iki kez ameliyat oldum. Şu an sağ ayağımı tam olarak kullanamıyorum. Olaydan sonra evimizi, barkımızı terk edip Adana’ya taşındık. 8 yıl sonra da Lice’ye döndük. Beni bu duruma getirenlerden, bize o günleri yaşatanlardan şikâyetçiyim.”

 

‘2 yaşındaki oğlum kucağımda can verdi’

 

Bir diğer mağdur da 40 yaşındaki Mesude Yıldız. Helikopterden atılan roketin şarapnel parçası kucağındaki 2 yaşındaki çocuğu Bayram’ın ölümüne sebep olmuş. Olayda kendisinin de sol kolu parçalanmış. Yıldız’ın anlatımları şöyle:

“Sabah saatlerinde olay başladı. Akşama kadar evden çıkamadık. 5’te helikopter evimize ateş açtı. O sırada kucağımdaki iki yaşındaki çocuğum vardı. Çocuğum öldü. Elime şarapnel isabet etti. Çocuğu yerden kaldıramadım. 24 saat cesedini yanımdan ayırmadım. Kimse bizi hastaneye götürmedi. Oğlumun cesedi yanmasın diye yanımızdan ayırmadık. Çünkü her yeri ateşe veriyorlardı. 24 saat ahırlarda saklandık. Evimiz baraka, ahırlarımız ise taştandı. Bu nedenle ahırlara sığınmıştık. 20 yıldır sürünüyoruz. Bizi bu hale getirenlerden şikâyetçiyim.”

 

Kürt asker bağırdı: Kaçın devlet sizi yakacak

 

Son sözü de dönemin Molla Mahallesi Muhtarı Cengiz Polat’tan alıyoruz: “Olaylar daha başlamadan Kürt bir asker caddeye çıkıp bağırdı. Kaçın devlet sizi yakacak diye.”

 

Devlet özür dilesin

 

Licelileri, yarın sabah İzmir’de görülecek duruşmada sadece iki rütbeli askere ceza verilmesinin hakkaniyetli olmadığını, dönemin siyasi yetkililerinden de hesap sorulmasını istiyor. Hatta devlet adına özür bekliyor.

 

Yarın tarihi yüzleşme olacak

 

Lice Katliamı ile ilgili yarın İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek duruşmada sanıklar dönemin Diyarbakır Jandarma Alay Komutanı Emekli Albay Eşref Hatipoğlu ve Üsteğmen Tünay Yanardağ ilk kez katılacak. Hatipoğlu ve Yanardağ hakkında, “Taammüden öldürme”, “Halkı isyana ve birbirini öldürmeye teşvik”, “Cürüm işlemek üzere teşekkül oluşturma” suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis ile 24 yıla kadar hapis cezası isteniyor. Liceliler de duruşmaya ilk kez toplu olarak katılacak.

 

 

 

İlgili Haberler