Dünya

"Kuzey Koreliler nükleer silahlardan vazgeçerlerse ABD tarafından yok edileceklerine inanıyorlar"

"ABD, Kuzey Kore'nin nükleer programından vazgeçmesini, kendi silahlarını Güney Kore'de bulunan askeri tesislerinden birinde tutmak istiyor"

24 Mart 2018 14:07

ABD Başkanı Donald Trump ve Kuzey Kore Lideri Kim Jong-un’un Mayıs ayında buluşması bekleniyor.  Uluslararası sosyal araştırma enstitüsü Tricontinental’in Kore Yarımadası’nda yaşanan krizin arka planı ve krizde ABD’nin rolü değerlendirdi. Çalışmada, Kuzay Koreliler, nükleer silahsızlanma konusunda istekli olmadığı belirtilerek; "Kuzey Koreliler eğer silahlardan vazgeçerlerse ABD tarafından yok edileceklerine inanıyorlar. Nükleer silah programından 2003’te vazgeçen ve NATO savaşı ile 2011’de yok edilen Libya’yı işaret ediyorlar. Diğer taraftansa ABD, K. Kore’nin nükleer programından vazgeçmesini; ancak kendi nükleer silahlarını G. Kore’de bulunan askeri tesislerinden birinde tutmak istiyor" denildi. 

Birgün'den Ömür Şahin Keyif'in çevirdiği  Uluslararası sosyal araştırma enstitüsü Tricontinental’in çalışması şöyle: 

Kore Yarımadası’nda 75 milyon kişi yaşıyor. Bu nüfusun 25 milyonu Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti (KDHC ya da Kuzey Kore) ve 50 milyonu Kore Cumhuriyeti’nde (KC ya da Güney Kore). Yarımada’da nüfusun en kalabalık olduğu şehir Seul; G. Kore’nin başkenti. 10 milyonluk bu şehrin üzerinde patlayan bir nükleer bomba, 2 milyon kişinin hayatına mal olabilir. Yarımada üzerinde topyekün bir saldırı, milyonlarca kişinin ölümüne ve tüm kıtanın nesiller boyu etkisi sürecek yok oluşuna neden olabilir. Nükleer savaş tehdidi Kore halkı için temelsiz değil; korkunç bir gerçek.

Kış Olimpiyatları

Böylesi bir senaryoya ilişkin korku ve Pyeongchang’daki Kış Olimpiyatları sayesinde, Kuzey ve Güney’in iki hükümeti uzlaşmaya vardı. Bu yılki konuşmasında K. Kore Lideri Kim Jong-un, KDHC’nin, KC ile üst düzey görüşmeler yapabileceğini söyledi. Bu, yarımadadaki buzların yavaşça erimesini sağladı. İki Kore, Olimpiyatlarda beraber yürüdü ve kadınlar buz hokeyi takımında her iki Kore’den de oyuncular yer aldı. Bu sırada, Kuzey ve Güney’in politik temsilcileri iki hükümeti ayıran çeşitli konuların üzerinden geçmek için Tarafsız Bölge’de (DMZ) görüşmeye devam ettiler. İki yıl sonra ilk defa, Kuzey ve G. Kore iki ülke arasındaki kırmızı hattı kullandı.

Tricontinental’in bu dosyası, Kore Yarımadası içindeki ve etrafındaki krize dair kısa ve öz bir açıklama, karmaşık probleme açılan bir pencere. K. Kore üzerine genel tartışmalardaki eksiklik: Kuzey halkının görüşleri, sadece hükümetin değil, aynı zamanda sıradan insanların da. Bu insanların beyinlerinin yıkandığı ve bu yüzden de kurtuluşa muhtaç oldukları farz ediliyor.
Yaşanan kriz sadece jeopolitik değil, aynı zamanda insani. Yarımadada 75 milyon kişi yaşıyor. Kriz, onların hayatları ve gelecekleriyle ilgili.

Moon’un önerileri

G. Kore Cumhurbaşkanı Moon Jae-in, KDHC’ye pek çok öneride bulundu. Bunların arasında, KDHC’nin Pyeongchang Kış Olimpiyatları’na katılımı, iki Kore arası diyalog ve iki Kore’yi ayıran askerden arındırılmış bölge yakınlarında saldırgan hamlelerin durdurulması da vardı. K. Koreliler, bu üç teklifin en az ikisini kabul ettiler. Moon yönetimi, aynı zamanda G. Koreli fabrikaların, K. Korelileri işe aldığı Kaesong Endüstriyel Bölgesi’nin yeniden açılmasının mümkün olduğunu da belirtti. Geçen Haziran’da, Berlin’de Cumhurbaşkanı Moon, yarımadadaki düşmanlığı azaltmak amacıyla insani ve askeri ilişkiler etrafında görüşmeler öngören ‘Berlin Inisiyatifi’nin doğduğunu duyurdu. En önemlisi, Cumhurbaşkanı Moon, K. Korelilere, Kore’de 1950’de başlayan ABD savaşını nihayet sonlandıracak bir barış anlaşması sunacağını da söyledi. Cumhurbaşkanı Moon, bunun karşılığındaysa nükleer silahlardan arındırılmış bir Kore yarımadası, Nükleersiz Bölge yaratmayı umuyor.

Ne ABD ne de K. Koreliler, bu seçenek konusunda istekli değil; fakat nedenleri farklı. K. Koreliler eğer silahlardan vazgeçerlerse ABD tarafından yok edileceklerine inanıyorlar. Nükleer silah programından 2003’te vazgeçen ve NATO savaşı ile 2011’de yok edilen Libya’yı işaret ediyorlar. Diğer taraftansa ABD, K. Kore’nin nükleer programından vazgeçmesini; ancak kendi nükleer silahlarını G. Kore’de bulunan askeri tesislerinden birinde tutmak istiyor.

Şu anda ABD’nin Japonya’daki 112 üste 40 bin personeli, G. Kore’deki 83 tesiste ise 23 bin 500 personeli bulunuyor. ABD’nin G. Kore’deki askeri varlığı, Kore’nin modern tarihinin değişmezi. Bu varlık K. Kore tarafından büyük bir tehdit olarak görülüyor.
Ek olarak, 1976’dan beri, ABD ve KC, ‘Key Resolve’ ve ‘Foal Eagle’ olarak bilinen yıllık ortak askeri tatbikatlar gerçekleştiriyor. Bu tatbikatlara 17 bin ABD, 300 bin G. Kore askeri katılıyor, nükleer kapasiteli bombardıman araçları ve uçak gemileri konuşlandırılıyor, kara istilası tatbikatı yapılıyor. Bütün bunlar K. Kore için eli kulağında bir işgalin göstergesi.

İmha korkusu

Geçen yıl, K. Kore Dışişleri Bakanı Ri Yong Ho, ABD Başkanı Donald Trump’ın Birleşmiş Milletler’deki (BM) konuşmasını ‘savaş ilanı’ olarak adlandırdı. Bu ifade K. Koreliler tarafından ilk defa kullanılmıyor. 2016’da, 2013’te ve geçen birkaç on yılda da kullanılmıştı. Fakat aslında, ABD’nin K. Kore’ye savaş açmasına gerek yok. Söz konusu savaş 1950’den beri devam ediyor. 1953’te ateşkes imzalandı ama barış anlaşması yapılmadı. K. Koreliler Tarafsız Bölge’ye (DMZ) baktıklarında, ABD üsleri ve askerlerinin yanı sıra Kuzey’i imha etmek üzere tasarlanmış ABD teknolojisiyle bezenmiş bir G. Kore görüyorlar. Japonya, Filipinler ve ABD’ye doğru baktıklarında ise K. Kore’deki nüfusun tümünü yok edebilecek ve hatta daha fazla miktarda nükleer bombalı füze görüyor. K. Kore’nin nükleer programı ABD askeri gücünün ve müttefiklerinin kuşatmasına bir tepki. Bu program saldırıya uğrama ihtimali karşısında bir sigorta. Hawaii Üniversitesi’nde tarih dersleri veren Cheehyung Harrison Kim, Tricontinental’e, K. Kore’nin bu tabloda yalnız olmadığını söylüyor.

ABD’nin yaptırımları

K. Kore’nin nükleer silah yapma ve fırlatma yetisine eriştiği netleşince, ABD daha ileri gitmeye karar verdi. Kuzey’in üstünlüğüne karşılık vermek için füze savar sistemi - THAAD (Bölge Yüksek İrtifa Hava Savunması) - kurmaya başladı. Bu da elbette halihazırda endişeli olan Kuzey üzerinde daha fazla baskı yarattı. G. Kore Cumhurbaşkanı Moon’un başlangıçta THAAD’a karşı çıkmasının nedeni de bu endişeydi. Fakat 28 Temmuz 2017’de K. Kore’nin kıtalararası balistik füze (ICBM) denemesi sonrası ABD baskısı altında, fikrini değiştirdi. ABD Eylül 2017’de sistemi kurmaya başladı. Aralık ayında ABD Kongresi, Füze Savunma Sistemleri Ajansı Bütçesi için 12,3 milyar dolarlık dilimi onayladı - Bir önceki yıldan yüzde 50 fazla. Bütün bu hamleler K. Kore’yi daha fazla gerginlik için teşvik etti.

Sebepler neler?

Peki K. Kore’nin, ABD-KC askeri ittifakı ve ABD’nin yarımada etrafına silah sistemleri inşası nedeniyle endişeli olmasının haklı bir sebebi var mı? Tricontinental, bu soruya yanıt vermek için, Columbia Üniversitesi Kore Çalışmalarından Charles Armstrong’a ulaştı. “KDHC’nin ABD ve KC tarafından yok edileceğine inanmak için yeterli sebep var. ABD-KC ortak tatbikatları dünyanın en büyük tatbikatları arasında yer alıyor ve KDHC için aşırı derecede tehditkâr görünüyor” diyor Armstrong.

Dahası, K. Kore’ye uygulanan ek yaptırımlarla birlikte Trump’ın geçen yıl, BM genel kurulunda açıkça KDHC’ni ‘tamamen yok etmekle’ tehdit ettiği konuşma, ABD’nin geleneksel rejim değişikliği yolunda attığı adımlardan biri olarak görülebilir.

Paranoyakça değil…

“Yani, son yıllarda, Kore yarımadasında, ABD-KDHC arasında tansiyonun düştüğü ve işbirliğine gidildiği anlara rağmen, ABD tehdidi, şiddetli ve hatta varoluşsal şekilde boy gösteriyor. Bu koşullar altında, ABD’ye karşı dirençli bir savunma paranoyakça değil ihtiyatlı bir davranış” diye ekliyor Armstrong.

Yıkım anıları

İki Kore arasındaki gerginlik Kuzey Kore’nin nükleer sorununun ötesinde. Mesele Soğuk Savaş’ın başlangıcına sebep olan ideolojik, politik ve askeri ayrılıklarla 1945’e uzanıyor. İkinci Dünya Savaşı’nın sonunda, Kore yarımadası, iki bölgeye ayrılmıştı; SSCB tarafından desteklenen Kuzey ve ABD tarafından desteklenen Güney. Sonunda alevlenen gerginlik, K. Kore toplumu üzerinde bugüne kadar kalan tarihsel yaralar bırakan Kore Savaşı’na (1950-1953) neden oldu.

Kore üzerindeki 30 yıllık Japon hâkimiyetinden sonra, K. Kore halkı üzerindeki en büyük egemenlik ve bağımsızlık tehditi ABD’ydi. 1953’teki Kore Savaşı Ateşkes Anlaşması’nı takiben, yarımada yıkıma uğramış haldeydi, özellikle de Kuzey. Çok açık ki K. Kore’ye ABD bombardımanı, Kuzey ve Güney arasında sınır olan 38’inci paralelin kuzeyindeki yapıların yüzde 90’ını yok etti.

Not: Tricontinantal Sosyal Araştırma Enstitüsü’nün "Kore Yarımadasi’nda Kriz" isimli dosya çalışmasından çevrilmiştir.