Politika

Kılıçdaroğlu: Kitapçık fırlatmak meşru müdafaa

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yemin töreninde yaşananların sorumlusunun TBMM Başkanı Cemil Çiçek olduğunu söyledi

01 Eylül 2014 23:30

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, milletvekili Engin Altay'ın kendisine söz vermeyen Meclis Başkanı Cemil Çiçek'e kitapçık fırlatmasını "meşru müdafaa" olarak değerlendirdi.

Star Ana haber'e konuşan Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun ilk grup toplantısında CHP'ye yönelik açıklamalarını,  "Ben olumsuz bir şey söylememeye dikkat ettim. Ama o doğrudan doğruya CHP'yi hedef aldı. Dur bir nefes al" diye değerlendirdi.

CHP lideri, Erdoğan ve Davutoğlu'nun adli yıl açılış törenine katılmamasını, "Savunmanın olmadığı yerde hangi adli yılı açacaksınız" diyen Kılıçdaroğlu, 'Davutoğlu'nun törene katılmayarak kendisi dışında bir iradenin tutsağı olduğunu gösterdiğini' sözleriyle eleştirdi.

 

'Hükümetin yargı yılı açılışında hazır bulunması gerekirdi'
 

Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:

"Yaşananlar doğru değil. Yargı siyasetçilerin at koşturduğu alan değil. Yargı bağımsız olmalı. Hükümetin yargı yılı açılışında hazır bulunması gerekir.

Bugün adli yargının açılışına katılmama gerekçesi paralel yargı değil. Metin Feyzioğlu'nun konuşmasına tepki olarak katılmadılar. Savunma hakkı hangi inancını alırsanız alın kutsaldır. Savunma hakkının olmadığı yerde adalet olmaz.

Savunmanın olmadığı yerde hangi adli yılı açacaksınız. O olursa ben gelmem, o konuşursa ben orada olmam. O zaman siz bu ülkede adalet istemiyorsunuz. Biz de zaman zaman adaletten yargıdan savunmadan şikayet ediyorsuz ama o törene katılmak zorundayız.

Başbakanlık koltuğuna yeni oturan birisinin doğrudan doğruya ana muhaleti hedef alıp konuşma yapması şık değil. Ben olumsuz bir şey söylememeye dikkat ettim. Ama o doğrudan doğruya CHP'yi hedef aldı. Dur bir nefes al. Ne oldu?

 

'Orası Cemil Çiçek'in babasının malı değil'

 

Anayasa kitapçığının fırlatılmasına gelince. Olay şu; Meclis açılıyor sayın Cemil Çiçek, Meclis'i açtıktan sonra adap içinde Grup Başkanvekilimiz Engin Altay söz istiyor. 'Hayır ben vermem, isterseniz çıkın' diyor. Cemil Çiçek'in 'isterseniz çıkın' deme hakkı yok. Orası Cemil Çiçek'in babasının malı değil.

Orası TBMM'dir ve söz vermek zorundadır. Söz verseydi Cemil Çiçek'e şunu soracaktı; YSK kararı Resmi gazete'de yayımlanmadan siz TBMM'yi olağanüstü toplantıya hangi gerekçeyle çağırdınız. YSK kararı bilinçli olarak yayımlanmadı. Bu sorunun sorulmasına dahi izin verilmedi.

Hukukta meşru müdafaa denilen bir kavram vardır. Siz zorunda olduğunuz zaman belirli bir suçu işlersiniz ve o suç olmaktan çıkar. Tipik örneği ceza hukukundadır. Adam öldürmek suçtur ama meşru müdafaa sınırında olursa suç değildir. Şimdi söz istiyor ama verilmiyor.

Anayasayı çiğniyor Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin Başkanı. O zaman bu Anayasanın bir anlamı kalmıyor. Tepkisini böyle göstermiştir. 3 aşağı 5 yukarı bütün demokrasilerde böyle tepki görürsünüz. Neden yadırgıyorsunuz. Resmi Gazete'de yayımlanmadığı halde yasadışı halde parlamentoyu toplayan Meclis Başkanı'na tepki değil de kitapçık atılınca tepki gösteriliyor. TBMM Başkanı Meclis'in başkanı değil, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin grup başkanı gibi davranmıştır.

'

'Sayın Cumhurbaşkanı elimizi sıkarsa, elbette sıkarız'

 

Aslanlı Yol'un başında Cumhurbaşkanı herkesin elini sıktı biz de doğal olarak tokalaştık. Elini uzatacak mı uzatmayacak mı bilmem ama benim el sıkmak için bir çabam olmaz. Sayın Cumhurbaşkanı elimizi sıkarsa elbette sıkarız.

İlişkilerimizi sınırladık. Bir özel görüşmemiz zaten yok. Sayın Gül cumhurbaşkanı olduğunda da 2 veya 3 kez görüştük. Bir kişinin Cumhurbaşkanlığı koltuğunu hak etmesi için anayasayı çiğnememesi lazım. İkinci olarak temiz olması lazım, kimse kusura bakmasın temiz değil. Aile boyu etik kurallara uyması lazım ki öyle bir tablo yok. Resmi Gazete'ye ambargo uygulandı YSK kararı konulmadı.

Bu ülkede demokrasiyi savunacaksam görmemezlikten gelemem. Bu kişi anayasayı çiğnedi. Yemin törenine katılmadım, ben yalana tanıklık etmem. Anayasaya sadık kalacağını söyleyecekti yeminde, kaldı mı? Zorunda olmadıkça görüşmeyeceğiz. Kıbrıs'a gitti bizden de milletvekili istedi, göndermedik. Bizim ilişkilerimizin ne olduğunu Davutoğlu da görecek. Kul hakkı yememiş bir insana her ortamda saygı gösteririm.

 

Tasfiye olacak mı?

 

Muharrem İnce'nin seçim sonrası tasfiye edilip edilmeyeceği sorusuna "Kesinlikle böyle bir şey olmayacağı" şeklinde cevap veren Kılıçdaroğlu, "İhsan Eliaçık ve Mehmet Bekaroğlu gibi isimlerin partiye daveti CHP sağa kayıyor yorumları doğru mudur?" sorusuna da "İddia edilen isimler doğru değil. İhsan beyle birkaç defa görüştüm. Sağ çizgiden bir kişinin CHP'ye gelmesi neden CHP'yi sağa kayıyor göstersin ki" diye cevap verdi.

Kılıçdaroğlu, CHP'yi bundan sonra nasıl tanımlarsınız sorusuna ise, "CHP, sosyal demokrat bir partidir. Halktan yana politika üreten, yoksul ve mağdurdan yana bir partidir." dedi.

Sarıgül hakkında ise önemli bir siyasetçi vurgusu yapan Kılıçdaroğlu, "İstanbul belediye seçimlerinde güzel bir performans gösterdi. Yönetici kadroda tabii ki yer alabilir." dedi.

 

'Şimdi hırsızlar aklanıyor'

 

Başbakan Davutoğlu'nun yolsuzluk yapanların ellerini kırarız dediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Şimdi hırsızlar aklanıyorlar. O lafları söyleyen Davutoğlu, bunları nasıl değerlendirecek acaba. Devletin içinde paralel yapı olmaz. Pararel yapı varsa o yapıyı kim koydu devletin içine. 12 yıldır bu ülkeyi ben yönetmiyorum. Davutoğlu'nun ilk adımı yolsuzluğu kapatmak oldu. İlk görevi bu oldu. Türkiye bu gerçeği bilsin. Yolsuzluk varsa üzerine kararlılılkla gidilmeli. Siz yolsuzlukları ancak şimdi kapatırsınız. Bunun elbet sorulur hesabı" dedi.

 

 

İlgili Haberler