Gündem

İşte Başbakan'ın çalışma ofisinde bulunan o böcekler

Eski TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Hasan Palaz: Teftiş Kurulu Müfettişi, böcek raporunun tarihini 10 gün öne almamı istedi

26 Haziran 2014 18:08

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın çalışma ofisinde bulunan böceklerin, Başbakanlık Teftiş Kurulu'nca yapılan araştırma sırasında çekilen fotoğraflarına T24 ulaştı.

Fotoğraflarda, Çoklu prize yerleştirildiği görülen böceklerin, mikrofon, telsiz verici, anten kablosu ve besleme adaptöründen oluşan bir mekanizmaya sahip oldukları görülüyor.

Raporda, “Muhtemel Tarihler” başlığı altında “TÜBİTAK Raporu’nda yerleşmede kullanılan çoklu prizler içindeki dolgu maddesinin donma tarihinin 04-05 Aralık 2011 (+ / -) 1 hafta olabileceği yer almıştır” deniliyor.

Raporda, “Bu itibarla 20 Kasım 2011 ile 27 Aralık 2011 arasında ofise gidenlere odaklanılmıştır” ifadelerine yer verilirken, “İstihbari nitelikte olan bu bilgiler hukuki delil olarak kullanılamaz. Dökümante edilerek kullanılmak istendiğinde metinde bahis konusu edilen hususlar kaynak gösterilmeden ilgili kurum ve kuruluşlardan sorularak belgelenir” notu da düşüldü.

 

Öte yandan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nda yürütülen soruşturmada “böcekle ilgili hazırlanan raporda tahrifat yapmam istendi” açıklamasında bulunan Eski TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Hasan Palaz, 2014 yılında yine aynı böceklerle ilgili rapor hazırlayan Teyfik Demir ve aramalara katılan Mustafa Varank’ın savcılık ifadelerine de T24 ulaştı.

Palaz, ifadesinde “Teftiş Kurulu Müfettişi Mehmet Emin Baysa’nın kendisine raporu öne çekmesini söylediği, ayrıca işten çıkarılacağını söylediğini iddia etti. Öte yandan TOBB Üniversitesi uzmanı Teyfik Demir, “hazırladığım rapor doğrudur” dedi.

 

‘Böcek raporunun tarihini 10 gün öne al dediler’

 

Palaz’ın 18 Şubat 2014’te verdiği savcılık ifadesi ise şöyle:

“ Ben daha önce Başbakanlık Teftiş Kurulu’nda ifade vermiştim. O ifadem doğrudur aynen tekrar ediyorum. Ben TÜBİTAK’ta danışman olarak çalışıyorum. 20114 Ocak’tan önce TÜBİTAK Başkan Yardımcısı ve BİLGEM Başkanı olarak görev yapıyordum. MİT ile bir takım ortak projelerimiz vardı. Bu sebeple görüşmelerimiz oluyordu. 2012 yılında MİT tarafından gizli ve kişiye özel ibareli bir yazı ve cihazlar geldi. Cihazların ömrü ve özellikleri hakkında bilgi isteniyordu. Özellikleri ile ilgili rapor hazırlayıp MİT’e gönderdik. Yaptığımız incelemede, cihazların üzerinden verilerin silinmiş olduğunu gözlemledik, bu konuda rapor tanzim ettik.

Bizden cihazların konuluş tarihi konusunda görüş istediler. Biz de bu konuda görüş beyan edemeyeceğimizi, ancak prizin içerisine sıkılan köpük silikonun katılaşma tarihi konusunda incelemeler yapabileceğimiz söyledik ve Kimya Enstitüsünde araştırmayı yaptırdık. Bu araştırma sonucunda belirlenen tarihi MİT’e gönderdik. Daha sonra MİT tarafından daha net bir tarih belirlememiz bizden istendi. Biz de Kimya bölümünden net bir tarih istedik. Araştırmacı arkadaşımız bize bir tarih bildirdi. Biz de bunu rapor haline getirerek MİT’e sunduk. Olayın gizli olduğu söylenmesi nedeniyle biz de gizlilik kapsamında hareket ettik.

Ben Ali Özdoğan’ı hatırlamıyorum. O.Ş isimli şahsında MİT’te çalıştığını biliyorum. Faruk Sarı’yı TÜBİTAK ve özel sektörden biliyorum. Konu ile ilgili olarak Başbakanlık Teftiş Kurulu’na da beyanda bulundum. Yazılı bilgime başvuruldu. Ben yukarıda söylediğim ifadem doğrultusunda beyanda bulundum.

Başbakanlık Teftiş Kurulunda ifadem iki kişi tarafından alındı. İfademi imzaladım. Çıkışta Müfettiş Mehmet Emin Baysa benden raporda tespit edilen tarihi yaklaşık 10 gün öne almamı istedi. Bunu yapmazsan görevden alınabilirsiniz denildi. Bu görüşme 2013 Kasım ayında oldu. Daha sonra yurt dışında iken de telefonla görüşmemde aynı şey bana ifade edildi. Bahsi konuyu BİLGEM Başkan Yardımcısı Murat Uzunlu Bey’e de aktardım. Daha sonra da görevden alındım.

 

Demir: Hazırladığım rapor doğrudur

 

Öte yandan 2011 yılında Başbakanlık ofisinde bulunan böcekle ilgili 2014 yılının başında TOBB Üniversitesinde görevli Doçent Doktor Teyfik Demir’den de bir rapor alındı. Demir, söz konusu raporla ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığında verdiği ifadesinde şunları anlattı:

“Ben TOBB Üniversitesinde makine mühendisliği bölümünde doçent olarak görev yapıyorum. 7.1.2014 tarihinde rektörlük tarafından soruşturma kapsamında uzmanlığımdan faydalanılacağı belirtilerek bu konuda görüş beyan etmek için görevlendirildim. Görüş beyan eden Başbakanlığın ilgili birimi ile temasa geçtim. Başbakanlık yetkilileri bana daha önce hazırlanan bir raporu tutanakla teslim ettiler.

Raporun hangi kurum  ve kim tarafından hazırlandığı belli değildi. Rapor bu şekilde bana teslim edildi. Benden yapılan test ve analiz yönteminin bilimsel yeterliliğini incelemem istendi. Ayrıca kontrollü deneyler ile gerçek numunelerin yaşlanma, oksidasyon sürelerinin ilgi ve ilişkisinin , ölçümlerin hassasiyetini ve elde edilen renk sıkalasından yapılan gün tahminlerinin güvenilirliğini incelemem istendi. Ben bu belirtilen rapora göre incelememi yaptım. Bu esnada tahminimi daha sağlıklı yapabilmem için Başbakanlığın ilgili birimine sorular yönelttim. Soru olarak malzemenin alındığı yer, kesit derinliği hava ile temas imkanı, toplam hacmi, taşıma süresi, saklama koşulları bir de deneylerin yapıldığı iklimlendirme kabinlerinin özelliklerini sordum. Bunun üzerine de değerlendirmemi yaptım. 9 Ocak 2014 tarihinde Başbakanlığın ilgili birimine raporumu teslim ettim. Raporum içeriği doğrudur benim görüşlerim bu yöndedir…

Daha önceki raporda yapılan ölçümlerin 3 günlük sapma gösterilmektedir. Yapılan yaş tarihinde on ila 20 gün kadar daha başlangıç tarihi tahmininde bulunmak daha doğru ve güvenilir olacaktır. Başka bir diyeceğim yoktur.”

 

Varank’ın savcılık ifadesi

 

Başbakanın Danışmanlarından Mustafa Varank’ın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına 14 Şubat 2014’te verdiği ifadede ise şunları anlattığı ortaya çıktı:

“Başbakanlık müsteşarı ve MİT Müsteşarı arasında görüşme yapılmış. Görüşme kapsamında MİT’teki cihazlar kullanılmak suretiyle Başbakanlık Resmi Konutunda ve Keçiören Konutta ve diğer birimlerde dinlemeye karşı arama yapılması konusunda karar alınmış, durum sayın Başbakanımıza iletilmiş, o da bana arama sırasında arama ekibinin başında bulunmam konusunda talimat verdi.

İlk gün yani 28 Aralık 2011 tarihinde Başbakanlık Keçiören konutuna gittik. Yanımızda MİT’ten B.A ve 4-5 kişilik bir ekip vardı. Hepsi MİT görevlisiydi. Aramada 1 nolu ofise geldiğimizde sinyal tespit edildi. Sinyalin tespit edildiği yerin 1 nolu ofiste olmadığı anlaşıldı. Yan dairede mutfak arandı. Burada olmadığı anlaşıldı. Mutfağın yanındaki oda Başbakanımızın görüşme yaptığı, kütüphane olarak kullandığı ofisinden sinyalin geldiği anlaşıldı. Sinyali bulmak için 3’lü priz kapatıldı.Buna rağmen sinyalin kesilmediği görüldü. Sonra 3’lü priz fişten çekildiğinde sinyal kayboldu. Düzenekte 3’lü prizin üzerindeki düğme kapatılsa da elektiriğin kesilmediği, sistemin çalıştığı sinyalin geldiği anlaşıldı. Daha sonra XRAY benzer bir cihazla kontrol yapıldı. 3’lü prizin içerisinde düzenek olduğu bilgisayar ekranına yansıdı. Daha sonra 3’lü priz söküldü. İçerisinde normalin dışında bir kalıbın olduğu tespit edildi. Kalıp kırıldı. Kalıbın içerisinde dikdörtgen şeklinde sinyal veren bir cihazın bulunduğu tespit edildi. MİT görevlileri kendi aralarında görüştü. Başlarındaki B.A telefon görüşmeleri yaptı. Daha sonra öğrendiğim kadarıyla MİT Müsteşarının özel kalemi ile görüştü. Cihazı yerinden alıp götürme kararı verildi. Cihaz yerinden söküldü. Çantaya konuldu. Daha öncesinden ben cep telefonu ile fotoğraf çektim. Sanırım B.A’da fotoğraf çekti. Daha sonra AKP Genel Merkezini aradık orada bir şey bulamadık. Ertesi gün Başbakanlık merkez binayı aradık orada da bir şey bulamadık.  Oradan da Başbakanlık Resmi Konutuna gittik. Orada bir sinyal bulamadık. Daha öncesinden prizden cihaz bulunduğu için prizler kontrol edildi. Başbakanın çalışma masasının hemen yanındaki konsülün altındaki 3’lü priz kontrol edildiğinde prizin içerisinde bir kalıp bulunduğu görüldü. Prizin bulunduğu yerdeki telefonla Başbakanımız devletin üst düzey tüm devlet görevlerinin devlet sırrına haiz görüşmeler yapmak için kullandığı ve TÜBİTAK tarafından üretilen MİLSEC telefonu bulunmaktaydı. Dolayısıyla Başbakanımız bu telefonla devletin üst düzey birimleri ile görüşmeler yapmaktaydı. Cihaz tam da bu telefonun altına yerleştirilmişti. Cihaza el koydular ve arkadaşlar fotoğrafladı. Sonrasında ertesi gün Başbakanımızın bizzat kendi evini aradık. Orada da bir şey bulunmadı. Ben çektiğim fotoğrafları teftiş kuruluna teslim ettim. Bulduğumuz her 2 dinleme cihazı da birbirine benziyordu. Cihazların saklanması için kullanılan düzenek aynıydı. Resmi konutta dinleme cihazının yaydığı sinyal ilk odaya girişte fark edilmiyordu. Bu cihazında fotoğrafını ben çektim ve teftiş kuruluna teslim ettim.”

 

İşte bulunan o böcekler

 

Başbakan Tayyip Erdoğan'ın çalışma ofisinde bulunan böceklerin, Başbakanlık Teftiş Kurulu'nca yapılan araştırma sırasında çekilen fotoğraflarına T24 ulaştı.

Fotoğraflarda, Çoklu prize yerleştirildiği görülen böceklerin, mikrofon, telsiz verici, anten kablosu ve besleme adaptöründen oluşan bir mekanizmaya sahip oldukları görülüyor.

Raporda, “Muhtemel Tarihler” başlığı altında “TÜBİTAK Raporu’nda yerleşmede kullanılan çoklu prizler içindeki dolgu maddesinin donma tarihinin 04-05 Aralık 2011 (+ / -) 1 hafta olabileceği yer almıştır” deniliyor.

Raporda, “Bu itibarla 20 Kasım 2011 ile 27 Aralık 2011 arasında ofise gidenlere odaklanılmıştır” ifadelerine yer verilirken, “İstihbari nitelikte olan bu bilgiler hukuki delil olarak kullanılamaz. Dökümante edilerek kullanılmak istendiğinde metinde bahis konusu edilen hususlar kaynak gösterilmeden ilgili kurum ve kuruluşlardan sorularak belgelenir” notu da düşüldü.