Kültür-Sanat

İstanbul'da 'Nublu' fırtınası esti

Nublu Jazz Festivali 2-11 Mart tarihleri arasında Babylon'da Garanti Caz Yeşili'nin sponsorluğunda gerçekleşti.

14 Mart 2010 02:00

T24 - İlhan Erşahin'in New York'taki barı ve kayıt stüdyosu Nublu ile aynı ismi taşıyan Nublu Jazz Festivali 2-11 Mart tarihleri arasında Babylon'da Garanti Caz Yeşili'nin sponsorluğunda gerçekleşti. İlhan Erşahin'in müzisyen arkadaşlarının sahne aldığı festivalde, cazın modern müziklerle harika bir harmanı gerçekleşti. Program dahilinde orjinal Nublu üyelerinin yanında Türkiye, Fransa, Norveç ve İngiltere'den müzisyenler sahne aldı. Sahne alan gruplara konserlerin son bölümünde çoğunlukla Erşahin eşlik etti.



İlhan Erşahin, festival boyunca seyircilerin arasından konserleri izledi, kendisine selam verenlere güler yüz gösterdi. İlhan Erşahin'in de etkisiyle Babylon'a gelenler kendilerini evlerinde gibi hissettiler. Ayrıca yüzlerce turist konseri izlemek için Babylon'da hazır bulundu, Türkiye'nin imajı için çok olumlu anılarla ülkelerine dönecekler.

2 Mart Salı

Taylor McFerrin, Bora Uzer ile sahne aldı. Hiphop'a daha yakın, hareketli ritimlerin olduğu bir konser gerçekleşti. Bora Uzer ile Taylor McFerrin'in vokal oyunları seyircilerden alkış aldı. Taylor McFerrin'in synth klavye çaldığı konserde, Uzer de yer yer gitarı eline aldı. Konserin sonlarına doğru Erşahin'in ikiliye katılmasıyla birlikte seyirciler sonrasında başlayacak olan Nublu Jam Sessions'a hazırlanmış oldu.

Nublu Jam Sessions, sahneye çıkan müzisyenlerin hem virtüözite şovuna dönüştü hem de enerjilerini seyircilere aktardıkları ayinsel bir konsere dönüştü. Kenny Wollesen'in uzun bateri solosuyla konser başladı. İkinci olarak sahneye İlhan Erşahin çıktı ve klavyenin başına geçti. Ardından aralarında Taylor McFerrin, Bora Uzer ve İstanbul Sessions'tan tanıdığımız İzzet Kızıl gibi müzisyenler sahneye çıktı. İlhan Erşahin'in saksafondan klavyeye, Bora Uzer'in vokalden basgitara geçtiği gece görülmeye değerdi.

3 Mart Çarşamba

Gecenin ilk grubu 123 oldu. Vokalist Dilara Sakpınar'ın katılmasından önceki üçlüyü Tamburada ve Dandanadan gruplarıyla tanıyoruz. 123; chilloutdan elektronik rock'a, akustikten nu-jazz'a kadar farklı öğeler içeren müziğiyle etkileyici bir performans verdi. Grup hem Türkçe hem de İngilizce parçalarını icra etti. İlhan Erşahin, 123'ü de sahnede yalnız bırakmadı ve konserin sonunda 1-2 parçalığına grupla birlikte sahne aldı.

İlhan Erşahin'in Love Trio'su festivalin ilk gecesinde sahne alan Taylor McFerrin ile sahneye çıktı. Kenny McFerrin klavye, Kenny Wollesen bateri, Alp Ersönmez basgitar ve İlhan Erşahin saksafon ve klavye çaldığı çok güçlü bir kadro sahnedeydi. Uzun bölümlerin yer aldığı parçalarıyla İlhan Erşahin'in Love Trio'su seyircilerden tam not aldı.



4 Mart Perşembe

İlhan Erşahin'in New York'tan arkadaşı Eddie Henderson;  sahneye önceki iki gecede de çıkan baterist Kenny Wollesen, İlhan Erşahin ve kontrbasçı Juini Booth ile sahne aldı. Erşahin konser öncesinde klasik caz çalacakları için çok heyecanlı olduğunu belirtti. Bu nedenle önceki iki geceye göre seyircilerin yaş ortalaması daha yüksekti.Grup gecenin ilk bölümünde klasik caz çalarken ikinci bölümünde fusion parçalara yer verdi.

5 Mart Cuma

İlhan Erşahin'in İstanbul Sessions grubu trompetçi Eddie Henderson ile birlikte sahneye çıktı. 8 Martta çıkardıkları albüm öncesi son konserini veren İstanbul Sessions, Babylon'u dolduranları coşturmayı yine başardı. İstanbul'un martılarını, kedilerini, boğazdaki vapurlarını müziklerinde kullanan grup sololarıyla alkış topladı. Turgut Alp Bekoğlu ve İzzet Kızıl'ın ritimleri her zamanki gibi İstanbul Sessions'ın en ilgi çeken yanı oldu.

İstanbul Sessions'ın konuğu Henderson'u çıkardığınızda bile grup gücünden hiçbir şey kaybetmeyen bir orkestra olarak sahnede duruyordu.Seyirciler Türkiye'nin işine en hakim birkaç grubundan birini canlı izleme şansı yakaladı. İlhan Erşahin gündemle ilgili de değerlendirmelerde bulundu. İstanbul'un Avrupa Kültür Başkentliği ve Ermeni Tasarısının Amerikan Temsilciler Meclisi'nden geçmesiyle ilgili konuşan Erşahin, eleştirmekten çekinmedi.

6 Mart Cumartesi

12.00-18.00 saatleri arasında Babylonda ikinci el plakların satışı ve takası gerçekleşti. Herkes elindeki caz, rock, arabesk, pop albümlerini Babylon'a getirerek sattı ve beğendiği plaklarla değiştirdi. İlhan Erşahin de New York'tan kendi plak arşivini getirdi. Vinyl Market'e giriş ücretsizdi.

İlhan Erşahin'in projelerinden I Led 3 Lives cumartesi gecesi sahne aldı. Elektronik müziğe kayan tonuyla hem caz hem de elektronik müzik dinleyicilerini tatmin edecek projesiyle Erşahin sahne aldı. Eddie Henderson'da izleme şansı yakaladığımız Juini Booth ve Nublu Caz Festivali'nin en etkileyici müzisyenlerinden Kenny Wollesen eşlik etti.

7 Mart Pazar

Havanın soğukluğu ve günlerden pazar olması dolayısıyla etkinliğe oldukça az katılım yaşandı. Türk Caz'ının genç isimleri Alp Ersönmez ve Sarp Maden'in Quartet grupları sahne aldı.

İlk olarak Alp Ersönmez ve grubu çıktı. Caz projelerinin yanında Tarkan ve Nil Karaibrahimgil gibi popüler şarkıcıların da bas gitaristliğini yapan Alp Ersönmez, iş günü öncesinde Babylon'a gelenlere enerji depoladı. Ersönmez'e İstanbul Sessions'tan müzisyen arkadaşı Turgut Alp Bekoğlu bateride eşlik etti. Klasik cazla başladıkları konsere hem fusion notalarla hem de klasik esintilerle devam ettiler. Ersönmez, kendilerine son parçada eşlik eden Sarp Maden'e "Onun albümü var, o yüzden gecenin headliner'ı o," şeklinde takıldı.

Alp Ersönmez Quartet'ten sonra Sarp Maden ve grubu sahneye çıktı. Sarp Maden, seyircileri efektli gitarı ve sololarıyla büyüledi.

10 Mart Çarşamba

Britanya kökenli caz grubu Portico Quartet sahne aldı. Kontrbas, saksofon, bateri ve perküsyonla sahneye çıkan grup enerjik bir performans sergiledi. Vurmalıların birbirine karışmasıyla farklı sesler elde eden grup, Babylon'dakilere değişik bir deneyim yaşattı.

İkinci olarak Bugge Wesseltoft sahne aldı. İlhan Erşahin'in New York'tan müzisyen arkadaşı olan Wesseltoft, hafta içi olmasına rağmen Babylon'un tıklım tıklım dolmasına sebep oldu. Klavye, synth klavye, bilgisayar ve mikrofonu tek başına kullanan Wesseltoft, elektronik müziğe yakın bir performans çıkardı. Sample sesler üretip onları kaydeden müzisyen üzerine farklı doğaçlamalarla hem kompozisyon oluşturmadaki yeteniğini gösterdi hem de üzerine eklediği notalarla piyanistliğini gösterdi.



11 Mart Perşembe

Gece, Imer Demirer Quartet ile başladı. Sakin bir konser geçti. Matt Hall, kontrbasıyla izleyenleri büyülemeyi başardı, aynı şekilde Türkiye'nin en iyi trompetçilerinden olan İmer Demirer seyircileri gecenin ve festivalin headlineri olan Erik Truffaz, Sly Johnson ikilisine hazırladı.

Modern cazın en önemli isimlerinden Erik Truffaz'a vokalde Sly Johnson ve bateride Phillippe Garcia eşlik etti. Sly Johnson'ın etkisiyle hiphop öğeleriyle dolu bir konser gerçekleşti. Gece Philippe Garcia'nın güçlü baterisiyle oldukça eğlenceli bir şölene dönüştü.

Yazı: Can Barış Çevik (MİHA)
Fotoğraf: Kağan Konçak