Gündem

"İslamcıların Müslüman olup olmadığı tartışılır, 30 yıl sonra 'dindarım' diyen kimse kalmayacak"

Ümit Kıvanç: Ben dindarlığı öbür dünyayla ilgili sanıyordum meğer mal, mülk ve güçle ilgiliymiş

02 Haziran 2015 17:18

Yazar ve gazeteci Ümit Kıvanç, son dönemde İslam adına yapılan uygulamaları ve dini kullanarak uygulamalarda meşruiyet sağlamaya yönelik girişimlerine ilişkin değerlendirmede bulunurken İslamcıları sert ifadelerle eleştirdi. “Ben dindarlığın öbür dünya ile ilgisi olduğunu sanıyordum meğerse yokmuş. Meğerse bu dünyada mal, mülk ve güç sahibi olmakla ilgiliymiş dindarlık. İnsanlar bunun peşinde. Eğer din bunu söylüyorsa din de kahrolsun. Ama din bunu söylemiyor” ifadelerini kullanan Kıvanç, “İslamcıların Müslüman olup olmadığı tartışılır” dedi.

İktidarın uygulamalarıyla kendi kendini yıprattığını savunan Kıvanç “Bundan 30 yıl sonra kimse çıkıp dindarım diyemeyecek. Kemalistlerin kaderini İslamcılar yaşayacak” açıklamasında bulundu.

Ümit Kıvanç’ın Nokta Dergisi’nden Maaz İbrahimoğlu’nun sorularına verdiği yanıtlar şöyle:

 

Hükümet iki kat işçi düşmanı

 

– Bursa’daki işçi direnişi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bugüne kadar hiç duymadığımız türde işçi direnişleri başladı. Yayılıyor. Ben sosyalistim. Hayatım boyunca işçilerden yana oldum. İşçiler ile ilgili sorulacak soru şu olmalıdır. Niye isyan etmiyorlar? Çünkü ağır işçilik insanın mecbur olmadıkça yapacağı işdeğildir.

– Peki işçilere sahiplenme neden olmuyor?

İnsanları işçi olmaya mecbur kılan bir düzen var. Önce devlet sonra patronlar, patronları koruyan hükümet var. Şimdi biz sadece direnişe yeterince sahip çıkmayanı eleştirsek haksızlık olur. Bu işin hiyerarşisi var. Türk Metal diye bir şey var. Bunu devlet kurmuştur. Devlet, patron, Türk Metal var. İşçiler buna karşı ayaklanmış. Sahip çıkmayana tabiî karşı çıkacağız.

– Medyaya nasıl bakıyorsunuz?

Medya şimdiye kadar işçi hareketlerini hiçbir zaman görmedi. Medya işçi düşmanıdır. Kendi işçisini bile eziyor. Bugün muhalif görünen patronlar da patrondur. Onlar da sendikalı işçi düşmanıdır. Bugünkü hükümet zaten iki kat işçi düşmanıdır. Onlar patronlar ibadet etsin, işçilerde patrona biat etsin, sadaka mantığı ücret dağıtsın diye uğraşıyor.

– Bunu nasıl aşacağız?

Mücadeleyle. Dünyada onbinlerce işçi ölmüş mücadelelerde. Mücadele ile aşacaklar. İşçiler bir adım sonra anlayacaklar ve tekrar örgütlenmeye gidecekler. Bugüne kadar bu işçiler nasıl davranmış? Ne savunmuş? Elbette işçilerden yanayız ama onların da mücadele yürütmeleri lazım.

 

İşçi hareketi diye bir şey bırakmadılar

 

– Son işçi harekete nasıl bakıyorsunuz?

Son harekete baktığımızda tamamen işçilerin kendi hareketleri olduğunu görüyoruz. Her partiden işçi var. Mesela Türk Metal MHP’li bir kuruluş. Şimdi MHP’li işçi bunu görmelidir. İşçi istediği partiye girsin ama uzun yıllar MHP, Türk Metal’e güç vermiş. MHP’li bir işçinin kendine şu soruyu sorması gerekmez mi? Neden MHP işçi mücadelesine destek vermiyor? 12 Eylül öncesinde yapılan her türlü işçi ve grev eylemlerini ülkücüler basardı. Niye öyle yapıyorlardı? 12 Eylül öncesi olsaydı tüm Türkiye bu işçi eylemleri ile yıkılırdı. Ama işçi hareketi diye bir şey bırakmadılar ki.

 

Hak mücadelesine kötü gözle bakılıyor

 

– İşçilerin eylemi Gezi’ye benziyordu. Gezi’den bu yana Türkiye’de değişen ne görüyorsunuz? Bugün yıl dönümü…

İşçiler eylemde Gezi sloganları atıyordu. Gezi’yi solcular yapmadı. Gezi’de solcular da vardı. Tabiî ki gösterilen direnç, sokağa alışıklık gibi şeylerde solcuların katkısı olmuştur.

– İnsanlar neden işçilere destek vermiyor?

Bizim halkımız hak mücadelesi verene maalesef kötü gözle bakıyor.

 

Yolsuzluklar sineye çekiliyor

 

– Peki “İşçinin alın teri kurumadan hakkını verin “ diyen Peygamberin sözünü dile dolayan iktidara nasıl bakıyorsunuz?

Yalan söylüyorlar. Şu an Katar’da Dünya Kupası için statlar yapılıyor. Şu ana kadar ölen insan sayısı bin. Nerede bir Müslüman işçi hakkına sahip çıktı? Hayır. HAK-İŞ vardı. Müslüman patronlarla zaman zaman mücadele ediyordu. Sonra o da biat etti. Böyle bir şey yok. Yalan. O kadar yolsuzluk ortaya çıktı ama milyonlarca insan sineye çekiyor bunu. Şöyle denilebilirdi: “Ben yine Müslüman ve dine ağırlık veren hükümet istiyorum. Ama şu adamlar hırsız, yolsuz. Bunlar gitsin yerine temiz insan gelsin.” Ama bunu bile demediler.

 

Mahallenin Müslümani işçiye neden sahip çıkmaz ki!

 

– Bunlar solcuyum diyor ama

Solcuyum demekle solcu olunmuyor. Dindarım demekle dindar olunmadığı gibi. Bizde vicdanlı, demokrat, adil toplum kesimi çok azdır. Toplumun çoğunluğuna bak. 90’larda korkunç şeyler oldu. Kimse ses etti etmedi. Yine bir şeyler yapmaya çalışanlar solculardır. Çok yetersiz ama en azından uğraştılar biraz. Bazı konular sadece solcuların gündemiymiş gibi davranılıyor. Oysa işçi hakkı neden sadece solcuların uğraşı olsun ki? Mahallenin Müslümanları neden fabrikadaki işçiye sahip çıkmaz ki?

 

Ayak kim, baş kim, sen kimsin?

 

– Size göre neden?

Bir kere toplumda eşitlik fikri yok. Bu ülkede ne zorba yöneticiler gördük ama kimsenin ağzından “ayaklar başoldu” ifadesini duymadık. Bunu iki kere ağzından işittiğimiz adam, alnı secdeye değen Erdoğan. Bu cümle insanlık suçudur. Ayak kim baş kim? Sen kimsin? Allah sana “başolacaksın, onlar da ayak olsun” mu dedi? Bir insan bunu söylüyorsa ve dindarlığından şüphe edilmiyorsa orada zaten mesele bitmiştir. Bana Kur’an’dan göstersene ‘patronlar baştır, ayaklar işçidir’ diye. Öyle bir şey yok. Göstersen zaten o dini ne yapacağız.

 

Dindar insanlara güvenmiştim!

 

– Dinden devam edeyim… “Cehennem Varolsun” diye yazdınız? O yazıdan şunu anladım. Bu ülkenin ateistleri ve komünistleri, ülkenin İslamcılarına adeta vaaz veriyor. “Dinde hırsızlık yoktur, insan hakkı yemek haramdır” diye. Müslümanlar inandıkları dine neden uymuyor?

Son yıllarda en büyük hayal kırıklığım: Ben dindar insanlara güvendim! “Tayyip Erdoğan zorbalık yapar ama para yemez” dedim. Bunlardan birinin aleni yolsuzluğu çıkarsa hemen ihraç ederler diye düşünüyordum. Ama böyle bir şey olmadı. Bir kere İslamcıları ayırmak lazım. İslamcıların dinle ilişkisi benden bilemedin biraz fazla. İslamcıların Müslüman olup olmadığı tartışılır.

 

‘Din bunu söylüyorsa kahrolsun o din’

 

– Niye tartışılır sizce?

Kur’an’da her Müslüman’ın kabul ettiği şeyler var. Sen bunları bile tartışılır hale getirmişsen, demek ki tartışılır. Bugün kriter şu olmalıdır. IŞİD Müslüman mı değil mi? Şimdi bir Müslüman bana bu konuda net bir şey söylemiyorsa o zaman kalibre ne olmalıdır. Bugün Colani ile söyleşi vardı. Adam “Aleviler dinlerini bıraksın, Esad’ı desteklemeyi bıraksın o zaman onları öldürmeyiz” diyor. Buna tepki gösteren Müslüman çıkacak mı? Çıkmayacak.

– Ne yani Müslüman kendi hırsızını ve katilini masum mu görüyor?

Evet. Ben dindarlığın öbür dünya ile ilgisi olduğunu sanıyordum meğerse yokmuş. Meğerse bu dünyada mal, mülk ve güç sahibi olmakla ilgili imiş dindarlık. İnsanlar bunun peşinde. Eğer din bunu söylüyorsa din de kahrolsun. Ama din bunu söylemiyor.

 

‘Diyanet benim cebimden çalıyor’

 

– Diyanet İşleri Başkanlığı’na zırhlı Mercedes verildi. Şimdi de uçak verilecek. Siz gibi gibi sosyalistlerden de para alıyor diyanet?

 

Diyanet benim cebimden zorla para çalan bir kurum.

 

– Peki hakkınıza giren Diyanet Başkanı’na, yarın cenazesinde “Hakkınızı helal edecek misiniz” diye soracaklar. Sizden çalınan paraları helal edecek misiniz?

 

İnançlı biri değilim. Ben şu anda da hakkımı helal etmiyorum. Diyanet milliyetçiliğin, ırkçılığın bilumum kötülüğün yayılmasına vesile olan bir kurumdur. Benim gözümde Diyanet İşleri’nin bazı eski başkanlarının yargılanması bile gerekiyor. Bu hükümet bile önceden bu kurumu kaldırmaktan söz ederdi. Ayrıca Diyanet Başkanı memur ve makam arabası var, ona da versinler. Şike davası sırasında bir kaleci çıkıp açıklama yaptı. “Bana da teklif ettiler ama kabul etmedim” dedi. Fatih Uraz da çıkıp “ya sen bana teklif ettiler diye övüneceğine, sana acaba niye teklif ettiler düşünsene. O takımda hiç teklif etmedikleri adamlar da var. Teklif edemezsin. Sen reddetmişsin ama bir otur, ’ben ne hata yaptım da bana teklif ettiler’ diye bir sor” demişti.

Diyanet İşleri Başkanı da öyle bir duruş sergilemeliydi ki, kimse ona bu teklifi etmemeliydi. Bir de çıkıp “İbret-i alem için geri veriyorum” diyor. Kime ibret-i alem? Sen utanmalısın. Şimdi de uçak veriliyor. Bir de papayla kıyas ediliyor. Yahu papa devlet başkanıdır. Vatikan devletinin başkanı ve Katoliklerin ruhani lideridir. Bizim Diyanet İşleri Başkanı yeryüzündeki Sünnilerin ruhani lideri mi? Diyanet başkanı bir tane maaşlı devlet memuru yahu.

 

Sonu Kemalizm gibi olacak

 

– Erdoğan’ın meydanlardaki din ve Kur’an söylemlerine nasıl bakıyorsunuz?

 

Bunu yanlış buluyorum. Sen bana dinle gelirsen o zaman ben onunla mı yani din ile mi mücadele edeceğim? Bence 30 yıl sonra millet çıkıp dindarım diyemeyecek. Kemalizme ne oldu? Atatürk’ün adının geçmeyeceği bir şeyi kimse hayal eder miydi?