15 Temmuz Darbe Girişimi

Işık Koşaner: Balyoz ve Ergenekon'da yargılananları bana attıracaklardı, Genelkurmay Başkanlığı'ndan istifa ederek suça ortak olmadım!

"Ergenekon ve Balyoz davalarının amacı TSK’yı aşağılamak ve kendi kadrolarına yer açmaktı"

26 Ekim 2016 19:47

Emekli Orgeneral Işık Koşaner, 2011 yılında kuvvet komutanları ile birlikte Genelkurmay Başkanlığı'ndan istifa etmesinin ardından ilk kez konuştu. Koşaner, yaklaşık 5,5 yıl sonra TBMM 15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu'nda "Balyoz ve Ergenekon'da yargılananları Yüksek Askeri Şûra'da (YAŞ) ordudan bana attıracaklardı, bu mümkün değildi. Yaptığım zaman ben de bu suça ortak olurdum" dedi.

AKP Burdur Milletvekili Reşat Petek başkanlığında toplanan, 15 Temmuz darbe girişimini, darbelerin ve gizli oluşumların siyaset üzerindeki etkilerini araştırmak amacıyla kurulan Meclis Araştırma Komisyonu, eski Genelkurmay Başkanı Koşaner'i dinledi.

Önemli açıklamalar yapan Koşaner, kendi görev döneminde ‘FETÖ'nün ordu içerisindeki faaliyetlerinden haberdar olduklarını ve bunlardan endişe duyduklarını ifade etti. 

Koşaner, o dönem devam eden Ergenekon ve Balyoz davalarını hatırlatarak neden istifa ettiğini şu sözlerle açıkladı:

"TSK'dan büyük bir kitle hapisteydi. Savcı ve hakimler bir şey yapmıyordu. Rastgele toplu tutuklamalar vardı ve bunlarla TSK'ya mesaj veriliyordu. Mesaj, aşağılamak ve kendi kadrolarına yer açmaktı. Biz askeriz, biz emir verdiğimiz zaman o asker ölüme gider. Biz de personelin hakkını ölümüne savunduk. Yüksek Askeri Şura'da bu askerlerin hepsini bana attıracaklardı, bu mümkün değildi. Yaptığım zaman ben de bu suça ortak olurdum."

Koşaner yaptığı kısa açılış konuşmasında, kendi görev döneminde ‘FETÖ'nün ordu içerisindeki faaliyetlerinden haberdar olduklarını ve bunlardan endişe duyduklarını ifade etti. Işık Koşaner, "Bu olayların nihai bir amacı olduğunu biliyorduk, bunlardan şüphemiz yoktu. Ancak endişelerimiz 15 Temmuz gibi bir olay olacak gibi değildi. Böyle bir olay olacağını aklımızdan geçirmezdik" dedi.

'FETÖ'nün ordu içine sızmasını konusunda açıklama yapan Koşaner, "Yetkili makamlara gelmesi sahte bilgi ve belgelerle açılan davalar sayesinde TSK'nın önemli kadrolarının tasfiyesiyle mümkün oldu" diyerek Ergenekon, Balyoz, Andıç ve askeri casusluk davalarını işaret etti.

"Bu davaların tek bir amacı vardı" diyen eski Genelkurmay Başkanı, "TSK'nın itibarını sarsmak ve istedikleri personeli uzaklaştırmak ve kendilerine yer açmak" diye konuştu.

Hükümetten bu davalarda sanık olan subayların tutuksuz yargılanmalarını istediklerini vurgulayan Koşaner, "Bunda yeteri kadar başarılı olamadık" dedi. Koşaner, "FETÖ'nün başarıyla TSK'ya sızdırdığı personelin yükselişinin engellenemediğini" belirterek, "Maalesef bunda da başarılı oldu" görüşünü dile getirdi.

Kısa açıklamasının ardından milletvekillerinin sorularını da yanıtlayan Koşaner, eşlerinin başörtüsü nedeniyle TSK'dan ihraç edilen kişilerle ilgili bilgiler silahlı kuvvetlere ulaştırılırken, FETÖ'cülerle ilgili istihbarat alınamamasına dair sorular üzerine, şu karşılığı verdi:

 

"Bizim kimsenin ibadetiyle alakamız olmaz"

 

"Şuradan çıkıp bakarsanız Harp Okulu'nun bahçesinde bizim camimiz var. Herkes, harp okulu talebesi dahil, varsa zamanı gider rahatça namazını kılar, gelir. Buradaki çoğunluk erkek, Herkes askerlik yapmıştır. Lütfen söyleyin, siz

askerken orucunuza karışan oldu mu? İftarınız, sahurunuz zamanında hazırlanmadı mı? Bu imkanlar size asker tarafından sağlanmadı mı? Belki birkaç tane münferit olay söylerseniz tamam ama bizim konuya yaklaşımımız böyledir. Bizi kimsenin diniyle, ibadetiyle alakamız olmaz. Belki münferit birkaç olay kaçmış olabilir. Ama bilgimiz dahilinde böyle bir şey olmaz."

 

Tabela tartışması 

 

Bu sırada bazı AK Parti milletvekilleri ile CHP milletvekilleri arasında askerin dine yaklaşımı konusunda karşılıklı tartışma yaşandı. 

AK Parti İstanbul Milletvekili Revza Kavakçı Kan, "Bu ülkede, çok özür dilerim ama 'Başörtülüler ve evcil hayvanlar giremez' şeklinde levha asıldı." ifadesini kullandı.  CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu ise böyle bir şeyin yazılmasının kabul edilemeyeceğini, ancak TSK üzerinden bazı imalarda bulunmanın da yanlış olduğunu belirtti.

Koşaner, Genelkurmay Başkanlığından ayrılmasının ardından, bazı kuvvet komutanlarının da görevlerinden ayrıldıklarına işaret edilerek, "Siz kimseye istifa edin dediniz mi?" şeklindeki soruya, "O konuda kimseye, istifa edin ya da etmeyin diye telkinim olmamıştır. Verilen kararlar herkesin kendi kararlarıdır." karşılığını verdi.

 

Nerede yanlış yapıldı?

 

Koşaner, nerede hata yapıldığına ilişkin soruya, “Bırakın asker kendi kendini korusun, ona yardımcı olun yeter, müdahale etmeyin, hukuken yardımcı olmak lazım, onun kararlarına saygı göstermek lazım. Görevimiz gereği pek çok yabancı Genelkurmay Başkanı ile temaslarımız oldu. Herkes bizim şura sistemimize hayrandı, bu sistemimizi yozlaştırmamamız, iyileştirmemiz lazım. Müdahale etmeden ordu kendi kendine sahip çıkarsa bunlar aşılır. Geçmişte oldu diyebilirsiniz hiçbirimiz darbe taraftarı değiliz geçmişte olanları bize söylemeyin” karşılığını verdi.

 

"FETÖ planı kurmay emeği
yok denecek kadar üstünkörü"

 

FETÖ planına ilişkin soru üzerine Koşaner, “Gazeteden göründüğü kadarıyla bir askeri planla alakası yok, hatalı, zayıf, düşünülmemiş bir kurmay emeği yok denecek kadar üstünkörü. Amaca yönelme yok. En azından gördüğümüz kadarıyla. İyi bir plan olduğunu kimse söyleyemez ben de söyleyemem” şeklinde konuştu.

 

"Ordudan atılmış olanlardan önemli bir bölümünün aklanacağını zannediyorum"

 

Koşaner, yeni ordu yapısının yanlış olduğunu savunarak, “Darbe girişimi başarısız oldu. 40 yıllık kurumun içinde olunca pek çok kişiyi tanıyoruz şu anda ihraç edilmiş. Ordudan atılmış olanlardan önemli bir bölümünün aklanacağını zannediyorum. Yeni yapı kanaatimizle tamamen yanlıştır. Askerlikte emir komuta birliği denilen çok önemli bir şey vardır. Bu ortadan kalkarsa vahim sonuçları olur. Yeni sistem emir komuta sistemini birliğini sağlar mı bilemiyorum. Öğrenciler erler var tutuklu. Emrin sonu nereye varacak bilmeyenler. Askeri savcılar olmadığı için bazı şeylerin yorumlanması sivil savcılar tarafından çok çok yanlış yorumlanıyor. Bir örnek; Birlik komutanı evinde kıyafetini giyerek birliğe gidiyor. Savcı soruyor. Niye giyindin? Asker birliğe giyinerek gidilir, bunu sivil savcı bilmez” dedi.

 

"Bavul dolusu belge verilmesi ile başladı"

 

Balyoz davasına ilişkin olarak Koşaner, "Bir plan doğrultusunda olduğu tarafımızdan hissedilmektedir. Amaçları tek Silahlı Kuvvetler'in itibarını sarsmak ve istedikleri personeli Silahlı Kuvvetler'den uzaklaştırmaktı. Suçlanan personelimizin suçlu olmadığını biliyorduk. 40-45 yıldır bu kurumun içinde olan bir insan, kimin suçlu kimin suçlu olmadığını bilir. Ancak konular yargıya intikal ettiği için 'Yargıya müdahale ediliyor' denilmesin diye size sesimizi yükseltmedik. 20 Ocak 210 tarihinde gazetede yer alan haber üzerine bir gazetecinin savcıya bavul dolusu belge vermesi ile başladı. Silahlı Kuvvetleri karalamak için yığınla kampanya başlatıldı. 4 Nisan 2010 tarihinde savcılar 70-80 tutuklama kararı aldı. Bu kararlar rastgele alınmıştı. İstanbul Başsavcıvekili kendisine haber verilmediği için tutuklamalar durduruldu. 19 Temmuz'da iddianame kabul edildi. 19 Temmuz'u takip eden ayda terfilere yönelik Yüksek Askeri Şura toplantısı var. 102 personelimiz için tutuklama kararı çıkarıldı. Bunların içinde 30'u muvazzaf, 19'u emekli general ve amiral var. Yoğun itirazlar karşısında 6 Ağustos'ta tutuklamalar kaldırıldı. 16 Aralık'ta 196 sanıklı dava başladı. Mahkeme başlamadan evvel iki gün önce mahkeme hakimi değiştirildi. 11 Şubat 2011 tarihinde 196 sanıktan 186'sı için savcı tutuklama talebi istedi. Bu karar Silahlı Kuvvetler üzerinde şok etkisi yarattı. Bununla paralel gibi 29 Temmuz'da 'İnternet Andıcı' ile 7 general hakkında tutuklama kararı çıkarıldı. Delil olarak sunulan belge, bilgilerdeki yanlışlar hiç dikkate alınmadı. Tutukluların istediği tanıklar mahkemeye getirilmedi, gerekli yerlere bilirkişi incelemeleri yaptırılmadı" şeklinde konuştu.

 

"Mümkün değildi"

 

Koşaner, kozmik odanın aranmasına ilişkin soruya, "Seferberlik Tetkik Kurulu'nda herhangi bir işgal durumunda hangi subayların nerede görev yapacağına dair bilgiler sızdı" yanıtını verdi. Koşaner, şunları kaydetti:

"O dönem tutuklanan TSK mensuplarının tutuksuz yargılanmasının sağlanması için elimden gelen çabayı gösterdim. Söz konusu isimlerin Yüksek Askeri Şura'da emekli edilmesi için baskıyla karşılaştım."

Koşaner, emniyet veya MİT'ten cemaatle ilgili istihbarat gelip gelmediği sorusu üzerine, "O dönem kim Fetullahçı diye sormak mümkün değildi. Bu nedenle herhangi bir bilgi gelmedi” şeklinde konuştu.