Gündem

İşçileri yakarak öldürmekle suçlanan sanık yangından sonra üç kez karakola gitmiş

Fotoğraf: Evrensel

04 Ekim 2023 21:58

İzmir Güzelbahçe'de üç Suriyeli işçinin yakılarak katledilmesine ilişkin dava devam ediyor. Tanık beyanlarının dinlendiği duruşmada işçileri yakarak öldürmekle suçlanan sanığın yangının ardından üç kez farklı sebeplerle karakola geldiği öğrenildi. Bir sonraki duruşma 8 Kasım'a ertelendi. 

İzmir’in Güzelbahçe ilçesinde 16 Kasım 2021 tarihinde Suriyeli inşaat işçileri Mamoun al-Nabhan, Ahmed Al-Ali ve Muhammed el-Bish’in yakılarak öldürülmüştü. Konuya ilişkin açılan davanın üçüncü duruşması İzmir Adliyesi 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. 

Duvar'dan Cihan Başakçıoğlu'nun haberine göre; duruşmaya öldürülen Suriyeli işçilerin yakınları ve avukatları katılırken, sanık Kemal Korukmaz ve avukatları da salonda hazır bulundu. Öte yandan Mülteci Platformu bileşenleri, DİSK Gıda İş Genel Başkanı Seyit Aslan ve Ege Bölge Temsilcisi Ufuktan Öden ile EMEP İl Başkanı Emine Uyar da duruşmayı izledi.

Bir önceki celsede dinlenmeyen tanıkların ifadeleri ile başlayan duruşmada ifade veren İrfan isimli tanık “Biz yolda tanıştık. İş bulmasını söyledim. 2-3 hafta sonra iş için aradı. Mandalina, portakal topladık onları sattık. Olaya dair bilgim yok" dedi. Sanığın evinde kaldığı ilk gece polisin kendisini gözaltına aldığını ifade eden tanık, polislerin evde yaklaşık yarım saat kaldığını ve odalara baktığını söyledi.

Tanıklardan Adem Göl ise yangın gününden sonra sanıkla görüşmediğini tekrar ifadeye çağırıldığında ise patronların kendisini ifadeye götürdüğünü dile getirdi. Elektrikleri sanık Korukmaz’ın kestiği yönündeki sorulara ise tanık, “Yangın anında yatıyordum. Kemal’in gelip gittiğini görmedim. Bir dönem aynı iş yerinde çalıştık. Yerini biliyordu. Bir de Kemal ‘Elektrikler gitti. Geldi mi?’ diye sorunca tereddüt ettim" cevabını verdi. Tanık Serkan Göl ise, elektriği kimin kesip kesmediğini bilmediğini dile getirdi.

Avukatların sanık Korukmaz’ın bu olayı yaptığı iddiasını ilk kimden duyduğu yönündeki sorusuna ise tanık, “Patronlar söyledi” dedi.

Tanık Suriyeli işçi Muhammed, “Vefat edenlerle birlikte çalışıyorduk. 4 yıldır tanıyordum. Ben işten eve gidiyordum, onlar şantiyede kalıyordu. Olaya dair bilgim yok. Sabah işe geldiğimde gençlerin yandığını öğrendim. İşe gelmeden önce patron beni aramış söylemek için ama açmamıştım. İşe gidince öğrendim. Sanığı şeklen tanıyorum. Onun malzemelerini taşırdık. Malzemeye almaya gelir giderdi orada görürdüm” ifadelerini kullandı.

Avukatların “Suriyelilere yönelik kötü bir davranışını gördün mü?” sorusuna ise tanık, “Kendisiyle konuşmazdık. Gelir taşını alır giderdi. Olaydan bir hafta önce gençlerin yanında kaldım. Sabah saat 06.00 gibi geldi. Ne işi olduğunu sordum. Su içeceğini söyledi. Mutfağa gidebilirsin dedim. Sonra ben dönüp yattım. Mutfakla bizim yattığımız yerin girişi ayrı" diye cevap verdi.

Korukmaz’ın geceleri hep gelip gittiğini ve gece orada kaldığını düşündüğü için bu durumu patrona söylemediğini ifade eden tanık, yangını Korukmaz’ın çıkartmış olabileceğini ise iki hafta sonra patronundan duyduğunu dile getirdi. Tanık, “Patron böyle bir şüphesi olduğunu söyledi” ifadelerini kullandı. 

"Delilerin yetersiz olduğu söylendi"

Duruşmada ifade veren tanık polis memuru, “O tarihte Güzelbahçe’de görev yapıyordum. Evdeydim, aradılar olay yerine gittim. Ben gittiğimde ambulansa konuluyordu. Olaydan birkaç gün sonra iş yerinden biri patrona şüphesini söylemiş, patronda bize söyledi. Sanığı aramaya başladık. İş yeri kameraları zarar görmüştü. Oradan bir şey çıkmadı. Çevredeki kameralardan sanığın elinde bir şeylerle iş yerine gittiğini gördük. Delilerin yetersiz olduğu söylendi. 20-25 gün sonra bir olaya karışmış karakola geldi” dedi.

Başka bir polis memuru ise “Gaspla ilgili bir ihbar geldi. Şahsın Kemal isminde biri olduğunu öğrendik. İhbar yapan şahıs Kavacık’a gittiklerini söyledi. Kavacık’ta kahvede yakaladık” dedi.

Avukatların “Gasp olayına kadar Kemal hakkında bir çalışma yapıldı mı” sorusuna ise polis memuru, “Kamera çalışması yapıldı. Amirlerimiz söyledi. Bunun dışında bir şey yapıldı mı bilmiyorum. Savcı talimatı lazım bu da beni aşıyor” diye cevap verdi.

Avukatların Muhammed Mantur’un bir polise görüntü verdiği ve bu görüntünün nerede olduğu yönündeki sorusuna ise polis memuru, “Görüntü geldiğini biliyorum ama nerede bilgim yok” dedi.

Sanık, yangından sonra üç kez karakola gitmiş 

Bir başka tanık polis de “Gasp anonsu geçti. İhbar eden şahıs Kemal ismini verince daha önceki takip ettiğimiz dava konusu olaydaki Kemal olacağını düşündük. Sonra Kavacık’ta yakaladık” dedi.

Avukatların "Kamera kayıtlarını savcılığa verildiğini duydunuz mu?” sorusuna da polis memuru, “Evet. Savcılık delilleri yeterli bulmadı. Biz yine de takibimizi yaptık” dedi.

"Karakolda birçok kişiyle görüşüyordu"

Yangın olayından sonra gasp olayına kadar sanık Korukmaz’ın karakola gelip gelmediği sorusuna ise polis, “Geldi gördüm. Bir tanık ifade vermişti. Ondan sonra Kemal geldi bir bıçağı varmış onu sormuş gitti. Karakolda birçok kişiyle görüşüyordu” dedi.

Hakimin “Elinizde delil varmış neden tutuklamadınız?” sorusuna da polis, “Tanık ifadesi daha sonra olabilir şimdi hatırlamıyorum. Yoksa neden serbest bırakalım. Cinayet büronun ne yaptığını bilmiyorum. Biz gasptan yakaladık” cevabını verdi.

Polisin bu ifadesinin ardından ise sanık Korukmaz, “Bıçak olayı daha önceydi. Yangından sonra üç kez karakola gittim, ifade verdim. Hatta Muhammed Mantur’un beni tehdit ettiğini söyledim. Polisleri bakanlığa şikayet edeceğim. Onlardan davacıyım eşyalarım nerede?” diye tepki gösterdi.

Dava ertelendi 

Duruşmada avukatlar tanık beyanlarına ve dosyaya gelenlere ilişkin beyanda bulunmak için süre talep ederken, yine sanığın yakalandığı sürece ilişkin telefon kayıtları ve yer bildirimi yapılmasını da istedi. Sanık Korukmaz ise hakkındaki suçlamaları reddetti. Kararını açıklayan mahkeme heyeti, avukatların süre talebini kabul ederek, sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Dava 8 Kasım'a ertelendi.

Duruşma çıkışında açıklama yapan Avukat Ayşegül Karpuz, “Bu celsede de verilen beyanlar ne yazık ki şunu bir kez daha gösterdi. Yaşam hakkı ihlaline uğrayan mülteciler olunca etkin soruşturma yükümlülüğünün nasıl ihmal edildiğini gördük. Sanığın söz konusu soruşturmayı yürüten Güzelbahçe Karakolu’na olaydan sonra defalarca girip çıktığını ve hakkında kamera kaydıyla tespit dışında hiçbir işlem yapılmadığını gördük. Yurttaşın herhangi bir insan hakkı kullanımına ilişkin davranışı derhal soruşturma konusu olurken, ne yazık ki üç insanın cinayet şüphesiyle öldürülmesi durumunda ortada apaçık bir şüpheli ve somut deliller varken ne bir teknik takip ne bir telefon dinlemesi ne de bir izleme yapılmamış. Etkin soruşturma yürütülmediğini ve sanığın kendi kendini ele verdiğini söyleyebiliriz. Biz yargılamayı takip edeceğiz. Tüm insan hakları ihlallerinin karşısındayız” dedi.