Yaşam

İnsan beyninin gelişmesinin sebebi et yemek!

Vejetaryen beslenmek, et yemekten çok daha sağlıklı olsa da insan beyninin evrimini et yemeye borçlu olduğu iki farklı araştırmayla daha doğrulandı

03 Ağustos 2015 18:32

Vejetaryen, vegan ve çiğ besinlere dayanan diyetler sağlıklı olabilir. Hatta sıradan insanların dikkatsizce tükettikleri günlük besinlere dayalı diyetlerden (örneğin Amerikan beslenme biçiminden) çok daha sağlıklı olduğu neredeyse kesindir. Ancak bu diyetlerin insanlar için "doğal" olduğunu iddia etmek, evrimsel açıdan bakıldığında, işi abartmaktır. Bunu, yakın zamanda yapılan 2 ayrı araştırma da aynen doğruladı.

Evrimagacı.com'da yer alan habere göre, araştırmalar et tüketimi ve besinlerimizi pişirmek bizi "insan" yapan unsurlar olduğu sonucunu ortaya koyuyor. Bunlar, insan-öncesi atalarımızın daha küçük beyinlerinin, geride bıraktığımız birkaç milyon yılda büyüyerek bugünkü halini almasını sağlamıştır.
Bu iddia arkeologlar ve evrimsel biyologlar tarafından yeni keşfedilmiş veya ilk defa ileri sürülüyor olmasa da, yeni araştırmalar et tüketiminin insanların zekasının evrimleşmesinde tam olarak nasıl bir rol oynadığını ortaya koyuyor. Dahası bu araştırmalar, antik atalarımız vejetaryen, vegan veya çiğ besinli diyetlerle besleniyor olsalardı, beyinlerinin büyümesinin imkansız olacağını da göstererek, kendilerinden önce gelen araştırmaların üzerine yeni gerçekler koyuyorlar. Bu sayede, et tüketimi ve besin pişirmenin gerçekten de beyinlerimizin evrimi arkasında yatan ana unsurlar olduğunu bir başka açıdan doğrulamış oluyorlar.

 

Beynimizi büyüten kalorilerdir

 

Araştırmaların kalbinde insan beyninin vücudun dinlenme halindeki enerjisinin yüzde 20'sini harcadığı gerçeği yatıyor. Bu, diğer primatların beyinlerinin harcadığı enerjinin 2 katına denk geliyor. Etler ve pişirilmiş yiyecekler, giderek irileşen bir beynin ihtiyacı olan kalorileri karşılamak için bir gerekliliktir.
Araştırmalardan birisi, Haziran 2015'te Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde yayınlandı. Bu araştırmada, birden fazla primatın beyin boyutları incelendi. Zaten bilindiği üzere, genel olarak bakıldığında, büyük vücutlu canlıların beyinleri de büyük olmaktadır. Buna rağmen insanların beyni sıradışı bir miktarda büyüktür. Goriller bizden 3 kat iri olmasına rağmen, bizler onlardan 3 kat daha fazla nöronu barındıran beyinlere sahibiz. İyi ama neden?
Görülen o ki cevap, gorillerin çiğ besinlerden oluşan vegan bir diyeti takip etmesidir. Bu diyette hayvansal proteinler bulunmaz. Bu da, kütlelerine yetecek kadar enerjiyi üretebilmek için saatlerce ve saatlerce beslenmelerini gerektirir. Brezilyalı bilim insanı Suzana Herculano-Houzel önderliğindeki Rio de Jenario Üniversitesi'nden sinirbilim araştırmacıları, bir primat beynine nöron eklemenin masrafının sabit olduğunu gösterdiler. Eğer bir primat beynine tek 1 nöron ekleyecekseniz, karşılığında fazladan 6 kaloriye ihtiyaç duyacaksınızdır. Yani her bir nöronun fiyatı 6 kaloridir.

Gorillerde insan-benzeri bir beynin evrimleşebilmesi için günde 733 ek kaloriye ihtiyaçları vardır. Bu da, normal diyetleri dahilinde günde 2 saat fazladan beslenmeye denktir. Ancak bu, ekolojik olarak pek mümkün değildir. Çünkü goriller, şu andaki halleriyle bile, tropik bir iklimin müsade ettiği 12 saatlik gün ışığının yüzde 80'ini beslenme ile harcamaktadırlar.

Araştırmacıların hesapladığına göre, benzer şekilde, erken insanlar da sadece çiğ otlarla besleniyorlardı ve bu nedenle günün 9 saatten uzun bir miktarını yeterli kalori elde etmeye harcıyorlardı. Dolayısıyla vegan bir diyette atalarımız çok fazla besin tüketmeleri gerekmesi, bu sırada tehlike altına girecek olmaları ve diğer zorluklar nedeniyle bizlerin evrimleşmesini mümkün kılamazdı. En azından bu, hiç de olası gözükmüyor!
Yemekleri pişirebilme yeteneğimiz, yıl boyunca daha fazla besin tüketebilmemizi ve yiyeceklerin daha fazla besin değerini ortaya çıkarmasını mümkün kıldı. Üstelik bu sadece et için değil, tükettiğimiz sebzeler için de geçerli. Herculano-Houzel şöyle söylüyor:

"İşin özü şu: modern çağda tamamen çiğ bir diyet ile hayatta kalmamız elbette ki mümkündür. Ancak türümüz ilk başta evrimleşirken, böyle bir diyet ile hayatta kalabilmemiz neredeyse imkansızdı."

Araştırmanın bir diğer önemli bulgusu, çiğ veya vegan bir diyet ile beslenen bir hayvanın sahip olabileceği en büyük beynin ne kadar büyük olabileceğidir. Ne yazık ki araştırmacılar, günlük besin pişirme davranışının ilk olarak ne zaman evrimleştiğini tespit edemediler. Günümüzden 250.000 yıl önce mi? Yani neredeyse bugünküyle eşit boyutta bir beyne sahip olmaya başladığımız zamanlarda? Yoksa günümüzden 800.000 yıl önce, insan-öncesi atalarımızın gerçekten hızlı bir beyin büyümesi evresine girdikleri zamanlarda mı? Ne yazık ki ikincisinin doğru olduğunu gösteren çok az arkeolojik bulgu vardır. Bu nedenle tam tarihi tespit etmekte şu anda güçlük çekiyoruz.
 

Et-yiyici ile tanışın!

 

Yemeklerimizi pişirmek modern insanların evriminden önce yaygın bir uygulama olmayabilir. Ancak et yemek kesinlikle öyleydi!

İkinci araştırma, PLOS One dergisinde Ekim 2014'te yayınlandı. Bu araştırmada, 1.5 milyon yıl önce yaşamış olan insan-öncesi atalarımızdan olan ve yeterli beslenmeme nedeniyle öldüğü belirlenen bir çocuk incelendi. Günümüzdeki Tanzanya ülkesinde bulunan kafatası kemiği kırıkları, çocuğun porotik hiperostoz hastası olduğunu gösteriyor. Bu hastalık, demir eksikliği ve B9 ile B12 vitaminleri eksikliğinde ortaya çıkıyor. Bu tür hastalıklar, hayvansal besinlere ihtiyaç duymasına rağmen tüketemeyen hayvanlarda görülüyor.

İncelenen çocuk, hemen hemen sütten kesildiği yaşta. Dolayısıyla çocuğun ölüm nedeni ya annesinin meme sütünde kilit besin maddeleri bulunmaması ya da kendisinin yeterince et veya yumurta tüketememiş olmasıdır. Araştırmanın başında bulunan Madrid'deki Complutense Üniversitesi'nden arkeolog Manuel Dominguez-Rodrigo şöyle söylüyor:
"Her iki durumda da araştırmamızın bulguları, 1 milyon yıl önceki atalarımızda etin olmazsa olmaz bir besin kaynağı olduğunu ve geçici, öylesine, keyfekeder olarak tüketilmediğini gösteriyor."

Bu bulguların her ikisi de, etin insan beyninin evrimini ateşlediği teorisini doğruluyor çünkü et, araknidlerden zebralara kadar birçok kaynaktan elde edilebiliyor ve insanların evrimleştiği Afrika savanasında bolca bulunuyordu. Ayrıca et; beynimizin büyümesi ve korunması için gereken kalori, proteinler, yağlar ve B12 vitamini açısından bildiğimiz en iyi kaynaktır. Dominguez-Rodrigo şöyle söylüyor:

"Etçil hayvanlar, karasal da sucul da olsa, otçullara nazaran daha büyük beyinlere sahiptirler. Günümüzde geleneksel şartlar altında yaşayıp da vegan olan hiçbir insan topluluğu yoktur. Bu basitçe imkansızdır; çünkü sadece hayvansal ürünlerde bulunan B12 vitaminini elde etmek mümkün değildir."

 

Sebzeler yine de hâlâ sağlıklı!

 

Araştırmaların her ikisi de sonuç kısımlarında pişirilmiş yemekler ve etin insan beynining gelişimi için zorunlu olduğu gerçeğinin, günümüzdeki insanların diyetinin bu şekilde olması gerektiği anlamına gelmediğini vurguluyor. Araştırmaların gösterdiği tek şey, insanı "insan" yapmak için gerekli diyetin et temelli ve pişirilmiş yemeklere dayandığını ortaya koymaktır.
Süpermarketlerimiz ve buzdolaplarımız sayesinde günümüz insanları, yıl boyunca ve giderek artan miktarlarda vejetaryen ve vegan olarak beslenmektedir. Ayrıca fabrikalarda üretilen hayvan ürünlerindeki "kalbi durduracak miktardaki" doymuş yağ miktarı göz önüne alındığında, bitki-temelli bir diyet daha sağlıklı bir alternatif olabilir.

Yine de et argümanın her iki ucu da, yani hem veganlar, hem de inatçı et-yiyiciler şunu unutmamalıdır: mısırla beslenen hayvanlardan elde edilen bifteklerden tutun da genetik olarak manipüle edilmiş Queen Anne havuçlarına kadar günümüzün çok az sayıdaki güya "doğal" olan besinleri, bundan sadece birkaç yüz yıl önce keşfedildi.

Vejetaryen veya vegan olmak için günümüzde pekçok olası neden bulunuyor. Ancak evrim, bunlardan bir tanesi değil.