Politika

İnce: "Çivi mi çaktı CHP" diyor, sattıklarını kim yaptı!

Erdoğan'a: En büyük FETÖ'cü sensin, kendin söylüyorsun

08 Haziran 2018 17:13

CHP'nin cumhurbaşkanı Muharrem İnce, CHP'nin yatırım yapmadığı eleştirisinde bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a "16 yıldır sattıklarını kim yaptı" diye sordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dün akşam katıldığı televizyon programında "FETÖ'nün bizim zamanımızda büyüdüğü iddiasını ben reddetmem" sözlerine de değinen İnce, "Eyy Erdoğan sizin zamanınızda büyüdüyse Bank Asya'ya 100 lira yatırandan vatandaştan ne istiyorsun. En büyük FETÖ'cü sensin kendin söylüyorsun" dedi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın millet kıraathaneleri projesini de eleştiren İnce, "Ben aş, iş diyorum. O gelmiş kıraathane açacağım diyor. Aklımda iki şey var. Acaba yanında FETÖ'cüler mi var? Ya da bıktı bu işten de İnce bu işi devralsın mı diyor" diye konuştu. 

Seçim çalışmalarına devam eden İnce'nin Karabük mitinginde yaptığı konuşmanın öne çıkan bölümleri şöyle: 

-Türkiye daha toplu iğne bile yapamazken Atatürk Karabük'e fabrika planlıyor, 38'de de yapıyorlar. Bu ülkeyi 16 senedir yönetenler ise "Çivi mi çaktı CHP" diyor. O sattıklarını kim yaptı!

-Ben aş, iş diyorum. O gelmiş kıraathane açacağım diyor. Aklımda iki şey var. Acaba yanında FETÖ'cüler mi var? Ya da bıktı bu işten de İnce bu işi devralsın mı diyor? Ben çocuklara iş diyorum o bedava kek verecekmiş. Yani eyy milletim sizi de bu seçim kekleyeceğim diyor. İnanılır gibi değil. Kıraathane açacakmış, oturacakmışız, kekler, çaylar bedavaymış. İnternetten habrein yok mu senin? Wikipedia açılacak mı peki? Bedava kek yemek istiyorsanız Erdoğan'a oy verin, fabrikada çalışıp ekmeğinizi kazanmak istiyorsanız bana oy verin. 

"Lafa bak lafa! Hasta müşteri midir?"

-Şehir hastanelerinin müşterisi çok olacak diyor. Lafa bak lafa! Hasta müşteri midir? Şirazeden çıktı bu ara. "Bakanlar dışarıdan eleman olacak" diyor. 

-Dün akşam oturmuş yandaş iki gazeteciyle, diyorlar ki şair ölmüş. Hemen çıkarıyor cebinden şiirini, tesadüfe bak. Sorular ayarlanmış sorular.

"FETÖ sizin zamanınızda büyüdüyse Bank Asya'ya 100 lira yatırandan ne istiyorsun"

-Erdoğan 'FETÖ bizim zamanımızda büyüdü' diyor. Eyy Erdoğan sizin zamanınızda büyüdüyse Bank Asya'ya 100 lira yatırandan vatandaştan ne istiyorsun. En büyük FETÖ'cü sensin kendin söylüyorsun.

-Bu mübarek Ramazan ayında bile emeklilere yalan söylediler. 

-Çocuklar bugün karne aldı. Ben de bir öğretmen olarak Erdoğan'a bir iki not vereyim. Ekonomi sıfır, tarım sıfır, Türkçe yüzde 100 sıfır. Çünkü Ce-Ha-Pe diyor. Ama 10 aldığı dersler de var. Mesela kandırılma 10, FETÖ'ye destek 10. 

-Kandırılmış mı kandırılmamış mı onu da izleyelim. Bir gün kandırıldım, bir gün kandırılmadım diyor. FETÖ, Apo, Barzani, Obama kandırdı; sonra çıkıp diyor ki "Rabbim beni affetsin". Ben de rabbim onu affetme diye dua ediyorum. 

"TSK mensubu siyasetin içinde olamaz, rakiplerin eleştirildiği sofrada alkış yapamaz"

-Bir de apolet sökersin sökmezsin tartışması var. Birincisi, iftar yemeğine paşa katılabilir. İkincisi, üniformayla katılıp Erdoğan beni eleştirirken paşa alkışlayamaz. Onu emekli ederim hiç şansı yok.

-(Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Paşayım ben" açıklamasının izletilmesinin ardından) Paşaymış, arkadaş kantin asteğmenliğinden paşalığa terfi etti. Dediğimin arkasındayım TSK mensubu siyasetin içinde olamaz, rakiplerin eleştirildiği sofralarda alkış yapamaz. Yaparsan gönderirim, hiç şansın yok. Başarılı bir paşaymış, olabilir. Başarılı olduğunda ödülünü veririm, yanlış yaptığında cezasını. Türkiye kimsenin çiftliği değil! 

-Aydın'da harmandalı oynadım. Fena da oynamıyorum di mi? Cumhurbaşkanı gülecek gülecek. Sürekli eyy diye bağırmayacak.

-Saray meraklısı bir cumhurbaşkanı. Ankara'da İstanbul'da var, şimdi de Marmaris'e yaptırıyor. Size sözüm olsun, onu engelli çocuklara vereceğim. 

-En düşük emekli maaşı 1500 tl olacak. Ramazan ve Kurban Bayramı'nda 1 asgari ücret alınacak. 19 Mayıs ve 29 Ekim'de 500'er lira burs alacaksınız. 2 yıl içinde hiçbirinizi tarikat yurtlarına muhtaç etmeyeceğim. Sizleri yurtdışına göndereceğiz. Öyle kıraathane falan değil. Size dil öğreteceğiz. Wikipedia'yı serbest bırakacağız. Passolig'i kaldıracağız. Gençlerle marka yaratacağız.

-Sizi yurtdışına göndereceğiz, öyle kıraathane falan, modası geçmiş şeyler değil. Dil öğreneceksiniz, dünya vatandaşı olacaksınız. 

"Üç de arı kovanım var, şimdiden söyleyeyim"

-Bir şeye çok güldüm. Arkadaşlar deme dedi ama tutamayacağım. Aramızda kalsın. Malvarlığımı açıkladım, gazeteciler de anama gitmişler. Anam haberi okumuş, demiş ki, “Yanlış bilgi vermiş, 4 de koyunu var, onu yazmamış”. Vallaha aklıma gelmedi, gelse yazardım; üç de arı kovanım var, şimdiden söyleyeyim.

-Sabah akşam bağıyor adam ya. Ne zaman televizyonu açsam bağıran biri var. 

-Ben size bir köprü hikayesi anlatayım. Geçen gün komünistler köprüyü satacaktı Özal sattırmadı diyor. Allah allah. O tartışmayı dün gibi hatırlıyorum. Turgut Özal satacaktı. Necdet Calp sattırmadı.

"Erdoğan, doğmadan 4 sene önce ilkokulda okumuş"

-Hafızası da kaybolmuş. Anlattıkları tutmuyor. İstanbul'da okudum, 75 kişilik sınıflar vardı, tek parti döneminde okudum diyor. 1950'de çok partili yaşama geçtik, Erdoğan 54 doğumlu. 1950'de tek parti bitmiş, 54'te Erdoğan doğmuş, tek parti döneminde okumuş, 75 kişi varmış. Doğmadan 4 sene önce ilkokulda okumuş. Yalancı mı, yoksa 'ince' hastalığa tutulunca karıştırdı mı? 

"Sana söz veriyorum, emeklilik günlerin için bir kıraathane kuracağım"

-Bay Muharrem diyor. Sözde beni elitist, seçkinci noktasına koymaya çalışıyor. Sıradan bir köylü ailenin çocuğuyum ben, halk çocuğuyum. Sen de benim gibiydin ama haram helal ver allahım, garip kulun yer allahım deyip harama bulaştın. Sana söz veriyorum, emeklilik günlerin için bir kıraathane kuracağım, orada oturursun. Özet yerine kitabı okursun, hem de kek yersin.