Özel Dosya

İkinci yıldönümünde Şengal Ezidi Soykırımı - VI: Yaşam koridorunun açılması

Rojava’ya geçen Ezidilerin bir kısmı orada kurulan kamplarda konuk edilmiş, bir kısmı ise halk tarafından ağırlanmış

Fotoğraflar: Fatma Çelik

08 Ağustos 2016 18:07

Namık Kemal Dinç-İrfan Çelik

Takvim yaprakları 9 Haziran 2014’ü gösterdiğinde Irak’ın ikinci büyük vilayeti, aynı zamanda zengin petrol kaynaklarıyla bilinen kenti Musul, IŞİD’in eline geçmiştir. O zamana kadarki en büyük hamlesini yapan örgüt, bir hafta sonra 16 Haziran’da Musul’a bağlı bir kaza olan ve Türkmenlerin yoğunlukta bulunduğu Telafer kentini, yine çok büyük bir direniş olmadan hakimiyetine almıştır. Telafer, Musul’dan Şengal’e uzanan ana yol üzerindeki bir yerleşim birimidir. Telafer’in alınmasının ardından Ezidi köylerinin etrafında bulunan Şengal’e ya da diğer kazalara bağlı bütün Arap yerleşim birimleri IŞİD’in denetimine girmiştir. Örgütün bir sonraki hamlesinin Şengal ve Ezidiler olacağı gün kadar aydınlık ve ortadadır. Gelişen tehlike üzerine Barzani’ye bağlı peşmergeler Telafer’den Şengal kent merkezine uzanan ana yol üzerinde kontrol noktası kurmuş, sürekli denetim yapmaktadırlar. Yine bütün Ezidi köylerinde peşmerge güçleri konumlanmış ve güvenlik önlemleri almışlardır.

Şengal ve Ezidiler üzerinde IŞİD tehdidinin belirmesi üzerine, özellikle Telafer’in ele geçirilmesinin ardından Kandil’de bulunan PKK yönetimi KDP ve YNK yetkililerine çağrıda bulunmuş. Şengal’i yaklaşan IŞİD tehlikesine karşı birlikte savunalım demişler. Ancak verilen cevap olumsuz olmuş; “Şengal’i savunacak gücümüz vardır, burada yeterli sayıda peşmerge bulunmaktadır, sizin desteğinize ihtiyacımız yok.”

Ardından eklemişler, “burası bizim denetimimiz altındaki bir bölgedir, bize rağmen faaliyette bulunmanızı kabul etmeyiz.” Verilen yanıt üzerine PKK yönetimi Şengal bölgesine eğitimden geçmiş, profesyonel 12 gerillanın gizlice gönderilmesini kararlaştırmış. Gizli bir şekilde faaliyet yürüten bu gerilla birliğini fark eden peşmergeler 3 gerillayı gözaltına alıp ve tutuklamışlar. Şengal Dağı’nda daha çok gençlerle savunma hazırlığı yapan gerillalar, bir kısım Ezidi gencini eğitilmek üzere Suriye’nin Rojava bölgesine göndermiş ve orada hazırlık yapmışlar.   

IŞİD 3 Ağustos 2014’de Şengal’de Ezidilere saldırdığında dağda ilk savunmayı yapan gerilla birlikleri bunlar olmuş. Ama saldırının büyüklüğünü ve yaşanan tablonun ağırlığını değerlendiren Kandil, 3 Ağustos sabahı 2 tabur gerillanın Şengal’e gönderilmesini kararlaştırmış ve o gün yola çıkarmış. Bu gerillalar Şengal Dağı’na ancak 5 Ağustos tarihinde varabilmişler. Ardından dağın 25 noktasında mevzilenerek IŞİD saldırılarının önüne geçmeye ve kontrolü ele almaya çalışmışlar. Ama Şengal Dağı’nda yüz binlerce insanın bulunması ve açlıktan, susuzluktan ölümlerin yaşanması, bu kadar insanın dağda iaşesinin mümkün olmaması güvenli bir şekilde insanların tahliye edilmesini gündeme getirmiş. Bunun üzerine gerillalar Şengal Dağı’nın kuzeyinden Rojava bölgesine bir koridor açılmasına karar vermişler. IŞİD’den temizlenen Digure ve Dohla köylerinin ortasından bir yol, koridor açarak insanları tahliye etmeye başlamışlar. 8 Ağustos’ta açılan yaşam koridoru 10 gün boyunca aktif olarak kullanılmış ve yüz binlerce insan bu yoldan geçerek kurtulmuş.

 

“Durumumuz çok kötüydü”

 

Şengal’in güneyinde IŞİD’in ilk saldırdığı köy olan Girzerik’de yaşayan 27 yaşındaki Sibyan günlerce dağda yaşam mücadelesi verdikten sonra gerillalarından açtığı koridordan geçtikten sonra hayatını kurtarmış. Sibyan’ın anlattığına göre dağa çıktıkları ilk gün gerillalarla karşılaşmışlar. Ama gördükleri gerillaların sayı ve donanım açısından yetersizliği güven konusunda tereddüde yol açmış:

İlk gün şahsen kendim dört hevali (PKK) gördüm, dağın üzerinden yanımıza geldiler. Yanımıza geldiler dediler; inşallah bir şey yok, savaşın olmasına izin vermeyeceğiz. Dedik hani silahlarınız neyle savaşacaksınız? Yanlarında keleşnikof vardı, dediler bunlarla savaşacağız ve size ulaşmalarına izin vermeyeceğiz. Doçkaları da vardı, büyük doçka. Onu da götürüp yolun üzerine bıraktılar ve bizim cemaatimiz de bir araya geldi. Güneş batmak üzereydi… DAİŞ’in iki-üç arabası yukarı çıktı. Yaklaştılar, dağa çıkan yolun üzerine geldiler. Virajdı, yaklaştılar bunlar (gerillalar) ateş ettiler ve arabalarını yaktılar. Vallahi bir-iki arabalarını yaktılar ve onlar (DAİŞ) geri döndü. Döndüler ve böyle biz altı-yedi gün dağın başından kaldık. Yiyecek yoktu, su yoktu…

Gerillaların IŞİD karşısında gösterdiği direniş dağa sığınan Ezidileri de etkilemiş ve onlarında gerillalarla birlikte savaşmasına yol açmış. Ezidi gençlerin gerillaya destek vermesinin ardından dağda belli geçitleri tutarak IŞİD’in geçişlerini engellemiş ve halkın katledilmesinin önüne geçmişler:

Onların bir arabasını yaktılar biri de döndü, dönüp yine Şingal’e gitti. Bu sefer böyle olduktan sonra cemaatin tamamı hevaller (PKK) ve Şingal’deki savaşçılar bir araya geldiler. Yol vardı, böyle dağa gelen iki yol vardı. Kersê’den, kuzey tarafından bir yol vardı. Bir yolda o taraftan vardı. Onlar yolun o tarafını, cemaatte yolun bu tarafını tuttu. Onlar orayı tuttu ve bırakmadılar dağa girsinler. Altı-yedi gün onların tarafında ve bunların tarafında savaş vardı. Yalnız savaşıyorlardı ve bizim ile onların arasında savaş sürekliydi. Erzak yoktu. Uçak erzak bıraktı. Dediği gibi bize bıraktı. Bir şeyler bıraktılar, su bıraktılar. Yani doğrusu durumumuz çok kötüydü, bir şey kalmadı.

Şengal Dağı’na sığınan insanlar bir yandan IŞİD saldırılarına karşı koymak zorunda olduğu gibi diğer yandan hiçbir hazırlık yapmadan çıktıkları yolculukta açlık ve susuzlukla baş etmek zorunda kalmışlar. Hazırlıksız yakalandıkları saldırıda birçok insan açlık ve susuzluktan hayatını kaybetmiş Şengal Dağı’nda. Dağda daha uzun süre kalmak ölümlerin artmasına yol açacağından çözüm en kısa sürede biriken kitleyi tahliye etmekte görülmüş. Şengal’in kuzeyinde bulunan iki Ezidi köyünün arasından bir koridor açılarak tahliye işlemine başlamışlar:

Vallahi açlıktan öldüler, susuzluktan öldüler. Dağa tırmandılar ve çok su olmadığından susuzluktan boğuldular. Yani dediği gibi çok kişi Solax tarafının aşağılarında kaldı. Orada savaş oldu. DAİŞ ateş ettiğinde çocuklarına değiyor ve çocukları ölüyor, savaşçılar ölüyor, yaşlılar ölüyor. Yani o yolda çok kişi öldürüldü. Bu sefer altı-yedi gün [dağın] içinde kaldık. Yedinci gün öğleden sonra, benim bir dayım hevallerleydi (PKK). Bizimle konuştu, dedi şimdi Digurê ve Dohla’nın ordayız. Siz inip gideceksiniz, çıkıp gelin. Dedi ben hevallerle (PKK) beraberim, biz yolu açmışız. Allah’a inancın olsun bizimle konuştuğunda öğlendi. Biz ona dedik yetiştik geliyoruz. Biz öğlen kendimizi dağdan aşağı bıraktık. Allah’a inancın olsun güneşin batmasına yakın Digurê ve Dohla’ya yaklaştık. Karanlık oldu, caddeye ulaştık gece oldu. Gece oldu biz caddeye ulaştık. Savaş oldu…

 

“Digurê ile Sinûn arasında savaş (çatışma) oldu”

 

Sibyan ve beraberindeki yaklaşık 150 kişilik grup dağdan inip caddeye ulaştıklarında çatışmaya denk gelmişler. Şanslarının yaver gitmesi sayesinde o bölgede bulunan bir çobana denk gelmişler ve grup olarak çobanın ev sahipliğinde sabaha kadar güvenlik içerisinde çatışmanın geçmesini beklemişler:

Tahmini olarak 120-140 [kişi] erkek, çocuk ve aileyle beraber hepimiz art arda vermişiz ve yayan yürüyoruz… Digurê ile Sinûn arasında savaş (çatışma) oldu. DAİŞ Sinûn’daydı ve hevaller (PKK) Digurê’deydi. Evet, savaş oldu. İkisinin arasında savaş oldu. Gece oldu ve çatışma başladı. O taraftan bir çoban geldi biz ona sorduk.  O dedi siz nereye gideceksiniz. Dedik yol açılmış gidip geçeceğiz.

Bu sefer açılan yol Digurê ile Dohla yolu açıldı. Sen kendini dağdan aşağı bıraktığında yol yoktu. Araba yolu yoktu, biz yayandık. Bu sefer biz yayan geldik. Gece oldu ve çatışma oldu. Bu sefer oradan bir çoban geldi, Digurê tarafından. Dedi siz bu gece nereye gideceksiniz. Dedik valla yol açılmış geçmek istiyoruz. Dedi evi yıkılasılar bu gece gitmeyin çatışma var, valla giderseniz de kurtulamazsınız. Dedi benim yanıma gelin. Dedi bu taraftan çocukları benim yanıma getirin. Dedi bende orada traktör var ve su var. Size su vereceğim, size yiyecek vereceğim. Sabaha kadar belki yol iyice açılır ve siz de geçersiniz. O zaman iyidir dedik.

Karşılaştıkları çoban Digure köyünden bir Ezidi’dir. Sibyan ve beraberindekiler o akşam çobana misafir olur ve onun sunduğu içecek ve yiyecekleri yiyerek sabaha kadar uyurlar. Sabaha kadar dinlenen grup çatışmanın sona erdiğini öğrenmenin ardından gerillalara yetişir:

Dedi bu çocukları ailelerle beraber getirip benim yanıma ulaştır sabaha kadar Allah kerimdir. Eğer yarın yol yine düzelirse yine çocukları ve aileleri geçirin. İyidir dedik... Biz o çobanla gittik bize biraz su getirdiler. Yürüyebilmeleri için o çocuklara, o kadınlara verdik. Suları kalmadı, kapları kurudu ve ailemizi peşimize takıp biz o adamın yanına getirdik. O da bizim cemaatimizdendi.

Hayvanları ordaydı, traktörü ordaydı ve su tankeri ordaydı. O ve hayırseverlerin tamamı sağ olsun. Çocuklar su ve ekmek verdi. Onlara yemek de yaptı. Sana söyleyeyim gece saat on ikiye kadar bizimle ilgilendi. Biz orada uyuduk, orada saat sabah yediye kadar uyuduk. Saat yedide yol açıldı, biz de gittik. Biz gidip caddeye ulaştık. Digurê ve dağa yakın olan caddeye. Biz ona Rîya Reysî diyorduk, büyük yoldu. Biz oraya ulaştık ve sana dedim yayan gittik.

 

“Hevaller yoldaydılar”

 

Digure köyünde denetimi ele geçiren gerillalar, yan tarafında bulunan ve yine bir Ezidi yerleşimi olan Sinun nahiyesinden gelen IŞİD saldırısını engelleyerek açılan yolun güvenliğini sağlamışlar. Koridorun açık olduğu 10 gün boyunca IŞİD saldırıları devam etmiş ve gerillalar bir yandan savaşırken diğer yandan insanların tahliye edilmesi için çalışmışlar. Kitlenin hızlı bir şekilde ve güven içerisinde tahliye edilmesinde Rojava’dan getirilen araçları kullanmışlar. Araçların yeterli olmadığı durumlarda ise yürüyerek geçenler de olmuş:

Hevaller (PKK) yoldaydılar. Doğrusu yolu açmışlardı. Biz Digurê ile Dohla arasına ulaştık, hevaller (PKK) bize araba gönderdi. Biz hepimizi bir arabaya koyup Suriye’ye götürdüler. Bizi Suriye’ye götürdüler ve orada bize yiyecek verdiler, su verdiler, kadrimizi çok bildiler ve onlar ile dinleyenler sağ olsun. Dostlar ve hayırseverler de sağ olsunlar. Bizden esirgemediler. Dedi şimdi burada dinlenin, şimdi otobüs gelip sizi götürecek. Biz Suriye’de hevallerin yanında kaldık. Biz iki-üç saat kaldık ve bize bir otobüs gönderdiler. Yaklaşık on-on beş otobüs bize gönderdiler ve bizi otobüse koyup götürdüler.

Rojava’ya geçen Ezidilerin bir kısmı orada kurulan kamplarda konuk edilmiş, bir kısmı ise halk tarafından ağırlanmış. Şengal’den kaçan Ezidilerin kaldığı Rojava’da kamplar hala var ancak Ezidilerin büyük kısmı orada kalmak yerine Kürdistan bölgesine geçmeyi tercih etmiş. Bu tercihlerinde ve daha sonra Türkiye’ye geçme tercihlerinde rol oynayan temel faktör IŞİD’in yeni bir saldırısına maruz kalma korkusudur:

Bizi getirdiler, orada kamp vardı. Yanılmıyorsam Dêrik Kampı’ydı… Dedi kampta kalın, sizi Kürdistan’a götürecekler. Bizden önce birileri Kürdistan’a gelmişlerdi. Dedik biz onların yanına gitmek istiyoruz, dedik Kürdistan’a gideceğiz. Bizi götürüp Dihok’a bıraktılar. Biz Dihok’ta kaldık, on beş gün Dihok’ta biz bir okulda kaldık.

Biz Dêrik’te kalmadık… Bizi Suriye’den doğrudan Kürdistan’a getirdiler. Otobüs bizi Kürdistan’a getirdi. Kalanlar da kaldı. Amcam onlar kaldılar, dayımlar kaldılar… Altı aydan fazla Suriye Tilbisîyê’de kaldılar. Evet, onlar oraya gitti ve biz geldik. Biz Dihok’a geldik ve on beş gün Dihok’ta kaldık, yaklaşık yirmi gün Dihok’ta bir okuldaydık.

Sibyan, Kürdistan bölgesinde kaldıkları süre içerisinde halkın onlara yardımlarından, yaklaşımlarından minnettarlıkla bahsediyor. Anlattığına göre Duhok ve Zaxo halkı Şengalli Ezidilere elinden gelen yardımı yapmaktan geri durmamış:

Dihok’ta sağ olsunlar, gerçekten de doğruyu söyleyeyim Dihok halkı ve Zaxo halkı yani onların halkı bizim milletimize yardım ettiler. Onlarda yiyecek, ekmek öyle şeyler, yani dediğim gibi gerçekten de onlarda kendi yanlarında bize yardım ettiler. Yani Dihok ile Zaxo’daki halk yani onların halkı bize yardım ettiler. Bizim milletimizden onlar da esirgemediler. Biz kaldık, belki on beş gün de kaldık…

Sibyan ve ailesinin çıktığı yolculuk Güney Kürdistan’da bitmemiş, Türkiye sınırından geçerek görüşmeyi yaptığımız Siirt iline kadar uzanmış. Güney Kürdistan’da kalmayı tercih etmeyip Türkiye’ye geçmek isteyen Ezidilerin az bir kısmı pasaportla sınır kapısından geçerken büyük oranda insanlar dağlık bölgeden kaçak yolları kullanarak geçmişler. Genellikle Roboski köyü üzerinden yapılan bu kaçak geçişlerde PKK gerillaları Ezidilere yardımcı olmuşlar:

 

Biz gelip Haraber’in yukarılarında hevallerin (PKK) cemaatine ulaştık, yoldaydılar. Dediler nereye gidiyorsunuz. Dedik… Dediler araba şoförü sizden para falan aldı mı? Biz yok dedik. Dediler eğer sizden aldılarsa söyleyin onların gözlerini çıkarırız. Dedik bizden almadı. Dedi tamam geçin. Bizi ağaçların altına götürdüler. Ağaçlardı, su vardı. Onlar ve dinleyenler sağ olsunlar. Allah'a inancın olsun yiyecek, uyumak için battaniye ve bütün şeyleri bize verdiler, yani orda da esirgemediler bizden. Bir gece orada kaldık, diğer gece sabaha doğru dediler kalkacağız ve sizi geçireceğiz. Belki 1500 insan vardı. Önümüzden yürüyüp bizi getirdiler. Roboski’ye yetişene kadar yürüdük. Şahsen onlar katırlarla eğer bir hasta kadın varsa ve eğer yürüyemiyorsa katırlara bindiriyorlardı sağ olsunlar. Vallahi onlardan biri şahsen benim çocuğumu bindirdi, kadınlarımızdan çok kişi yürüyemiyordu ve katırlara bindirdiler. Onlara müsaade ettiler ve bizi getirip buraya ulaştırdılar. Orada da bize bir araba hazırlamışlardı. Dediğim gibi biri arabalara koydular ve bizi götürdüler. Bizi Sêgirkê’ye götürdüler.

Bizi Roboski’den Sêgirkê’ye getirdiler. Bizi Roboski’de durdurmadılar. Yalnız bize su verdiler, yiyecek verdiler... Bizi Sêgirkê’ye getirdiler, biz bir okuldaydık. Biz biraz orada kaldık ve bizi buraya, Siirt’e getirdiler. Siz, Siirt’in başkanı ( belediye başkanı) ve Siirt halkının tamamı sağ olun. Dediğim gibi o arkadaşlar sağ olsun. Esirgemediler, onlar ve dinleyenler sağ olsunlar. Evleri bize boşaltmışlardı ve bizi getirip bu evlere koydular. Biz şimdiye kadar burada kalmışız.

 

İlgili Haberler