Gündem

"İdlib konusunda gerçeğin çok azını biliyoruz ve muhtemelen yine kandırılıyoruz"

"İdlib'de hiçbir direniş yaşanmıyorsa biz neyin destanını yazıyoruz?"

17 Ekim 2017 12:18

Sözcü yazarı Can Ataklı Türkiye'nin İdlib operasyonuyla ilgili olarak, "Türkiye'nin girişimiyle Halep'teki militanlar otobüslerle İdlib'e taşındı. Bu militanların 30 bin kadarının Rus (Çeçen, Dağıstanlı, Gürcü) olduğu ileri sürülüyor. Yine söylenenlere göre Rusya bunları imha etme kararında. Türkiye'nin ise İdlib operasyonu ile bu militanları tıpkı Halep'ten çıkardığı gibi bu kez İdlib'den çıkarıp Türkiye'ye getireceği ileri sürülüyor. Sonuçta öyle ya da böyle galiba İdlib konusunda da gerçeğin çok azını biliyoruz ve muhtemelen yine kandırılıyoruz" dedi.

 

Ataklı'nın "İdlib’de kandırılıyor muyuz?" başlığıyla (17 Ekim 2017) yayımlanan yazısının ilgili bölümü şöyle:

Merak ettiğim şeyler

Yandaş gazetelere bakarsanız Türk Silahlı Kuvvetleri Suriye'de destan yazıyor. Zannedersiniz ki orada müthiş birsavaş var ve Mehmetçiği kimse tutamıyor.
Ancak kafamızı kurcalayan noktalar var. Bunları sormadanda olmaz. Örneğin bir haftadır soruyorum, kimse cevabınıvermedi daha. Biz bu operasyonu Esad için mi yapıyoruz yoksa Esad'a karşı mı? Çünkü yandaş medyanın haberleri çok çelişkili. Bir haberi okuyorsunuz, ÖSO yani Özgür Suriye Ordusu'nun ilerlediğini Türk Silahlı Kuvvetleri'nin de fırtına obüsleriyle destek sağladığı yazıyor. Ama aynı sayfada operasyonun Astana zirvesinde Türkiye- İran- Rusya arasında mutabakata varılan güvenli bölge için yapıldığını belirten bir başka haber var. ÖSO bu işin neresinde?

Türk Silahlı Kuvvetleri ÖSO'ya topçu desteği veriyorsa Astana zirvesi mutabakatı ne oluyor, o mutabakatta ÖSO da var mı?
Haydi bunlar geride kaldı diyelim. Şimdi başka bir durum söz konusu. Medyaya ulaştırılan haberlere göre Türk Silahlı Kuvvetleri İdlib'e girmiş. Askerlerimiz kentte yaşayanların sevgi gösterisiyle karşılaşmış. Tek bir olumsuz olayın yaşanmadığı kente giriş sırasında binlerce kişi ellerinde Türk bayrakları ile askerlerimizi alkışlamışlar.

İdlib'de hiçbir direniş yaşanmıyorsa biz neyin destanını yazıyoruz? Ya da yandaşlar niye destan varmış gibi haberler yapıyorlar? Ayrıca operasyon başlamadan önce herkes İdlib'te yuvalanan terör örgütünün kanlı çatışmalara hazırlandığını düşünüyordu. Bu nedenle hepimizin zihninde “Eyvah çok şehit haberi almayız inşallah” duygusu hakimdi. Peki, İdlib'te nasıl bir terör yapılanması var ki, kimse çatışmıyor bile ve askerimiz sorunsuz biçimde kente girebiliyor.

Bunun yanı sıra işin en ilginç yanlarından biri de şu; İblid bizim İzmir büyüklüğünde bir kent. Göçlerle birlikte nüfusu 3.5 milyona çıkmış. Türk askeri böylesine büyük nüfuslu bir kente sadece 500 askerle girdi. Yani o koca kentin güvenliği bu kadar askerle mi sağlanacak?

Yoksa Türkiye kentteki bazı grupların tahliyesini mi sağlayacak? Çünkü dedikodulara göre İdlib'de 60 bin kadar dinci militan var. Bunlar Suriye ordusunun Halep'e yönelik operasyonunda sivil halkı kalkan yaparak kendini kurtarmaya çalışmıştı, O sırada Türkiye'de Suriye'ye yönelik protesto gösterileri yapılıyor, yandaş medya Halep'teki “insanlık dramını” anlatıyordu. Söylentilere göre sonunda Türkiye'nin girişimiyle Halep'teki militanlar otobüslerleİdlib'e taşındı. Bu militanların 30 bin kadarının Rus (Çeçen, Dağıstanlı, Gürcü) olduğu ileri sürülüyor. Yine söylenenlere göre Rusya bunları imha etme kararında. Türkiye'nin ise İdlib operasyonu ile bu militanları tıpkı Halep'ten çıkardığı gibi bu kez İdlib'den çıkarıp Türkiye'ye getireceği ileri sürülüyor. Sonuçta öyle ya da böyle galiba İdlib konusunda da gerçeğin çok azını biliyoruz ve muhtemelen yine kandırılıyoruz.