15 Temmuz Darbe Girişimi

İddianameden: F-16 pilotu olan subayların neredeyse tamamı FETÖ'cü

"FETÖ'nün onay vermediği kişiler F-16 pilotu olamadı"

24 Mart 2017 11:06

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, Hava Kuvvetleri Komutanlığı personeli hakkında hazırlanan 'Mahrem imamlar' iddianamesinde, Fethullah Gülen cemaatinin Akıncı 4. Ana Jet Üs Komutanlığı yapılanmasını çok ciddiye aldığı öne sürülerek, son yıllarda F-16 pilotu olan subayların neredeyse tamamının cemaat üyesi olduğu iddia edildi.

İddianamede, F-16 pilotluğu eğitimi-kursu için üsse gelen subayların büyük  bölümünün Hava Harp Okulundan itibaren titizlikle elemeye tabi tutularak cemaat tarafından belirlendiği, onay vermedikleri kişilerin F-16 pilotu olamadıkları da öne sürüldü.

Vatan'da yer alan haber şöyle:

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY), Hava Kuvvetleri Komutanlığına  ilişkin mahrem yapılanması ve örgüt üyesi Hava Kuvvetleri Komutanlığı personeli  hakkında hazırlanan "Mahrem imamlar" iddianamesinde, terör örgütünün, Akıncı 4.  Ana Jet Üs Komutanlığı yapılanmasına çok önem verdiği vurgulanarak son yıllarda  F-16 pilotu olan subayların neredeyse tamamının örgüt üyesi oldukları belirlendi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca tamamlanan iddianamede, örgütün "mahrem hizmetlerden" saydığı askeriye yapılanması irdelendi.

Örgütün, komutanlıkları kendi içerisinde bölgelere ayırdığı, her komutanlığın bir "müdür"ünün bulunduğu, bu müdüre bağlı "müdür yardımcıları",  müdür yardımcılarına bağlı "öğretmen" grupları, öğretmenlere bağlı ise  "öğrenciler" yani subayların yer aldığı aktarılan iddianamede, müdürlerin tüm  sorumluluk bölgesini denetleme ve kontrol etme yetkisi bulunduğu, müdür  yardımcılarının haftalık toplantılar düzenlediği, bu toplantılara tüm  öğretmenlerin katıldığı, öğretmenlerin öğrenci subaylardan aldığı himmet adı  altındaki aidat ve bilgileri müdür yardımcısına bu toplantılarda verdikleri  tespit edildi.

İddianamede, toplantıların başka örgüt mensupları adına kiralanmış  evlerde yapıldığı, toplantılara cep telefonu ile katılmadıkları, cep  telefonlarını açık olarak kendi ikametlerinde bıraktıkları, bir ilden başka bir  ile ataması yapılan subayın aynı zamanda örgütsel manada da devrinin yapıldığı,  hangi ile gidecekse mevcut ildeki sorumlu abisi tarafından o ile götürülerek yeni  abisi ile tanıştırıldığı anlatıldı.

Öğretmenlerde iki telefon bulunduğu, başkaları adına hatlar bulunan bu  iki telefondan birisi ile müdür yardımcısı, diğeri ile de kendilerine bağlı  öğrenci (subay) ile irtibat kurdukları belirtilen iddianamede, öğrencilerin  (subaylar) öğretmenleri yani "sorumlu abi"leri kontörlü telefonlardan arayarak  irtibat kurdukları, müdür yardımcısında ise bu telefonlara ilave olarak örgütün  sivil, mahrem yapı dışındaki kanadı ile irtibat kurmak için kullandığı bir  telefon daha bulunduğu belirtildi. İddianamede, son dönemde müdürlerin iletişimde  tabletleri kullanmaya başladıkları, müdürlerin kullandıkları telefon ve  tabletlerde "Panik Buton" adında bir uygulama bulunduğu, bu butona basıldığında  cihazın tüm hafızasının geri getirilemeyecek şekilde silindiğinin tespit edildiği  kaydedildi.

Bu bağlamda yapılan soruşturma sonunda, FETÖ'nün Türk Silahlı  Kuvvetleri (TSK) içerisindeki uzantıları tarafından gerçekleştirilen 15 Temmuz  2016 başarısız darbe girişimi sonrası başlatılan operasyonlar sonucunda alınan  ifadeler, elde edilen bilgi ve belgeler ışığında yapılan çalışmalarda, örgütün  TSK'da sivil yapılanmanın dışında farklı bir yapılanmaya gittiği, tamamen hücre  çalışması yapılarak birbirinden habersiz ve bağımsız üniteler oluşturulduğu, bu  ünitelerin de sivil abilerin/imamların sorumluluğunda üst düzey kuvvet  komutanları (general, albay, yarbay, binbaşı gibi), subaylar (teğmen, üsteğmen,  yüzbaşı gibi) ve astsubay gruplarından oluştuğu tespitlerinin yapıldığı  aktarıldı.

Hava Kuvvetleri Komutanlığının
Ankara bölge yapılanmasını ikiye ayırmışlar

İddianamede, örgütün "Hava Kuvvetleri Komutanlığının Ankara Bölgesi  Yapılanması"nı ikiye ayırdığı, "Ankara 1. Bölge" ve "Ankara 2. Bölge" olarak bir  düzenleme yaptığı anlatıldı.

Ankara 1. bölgede, "Merzifon 5. Ana Jet Üs Komutanlığı, Ankara Akıncı  4. Ana Jet Üs Komutanlığı, Ankara Hava Lojistik Komutanlığı, Ankara 11. Üs  Komutanlığı/Etimesgut Hava Hastanesi, Kayseri 12. Hava Ulaştırma Ana Üs  Komutanlığı"nın bulunduğu belirlendi.

İddianamede, bazı şüphelilerin ifadelerinden de anlaşılacağı üzere  Hava Kuvvetleri Komutanlığına sızmış, Akıncı 4. Ana Jet Üssü Komutanlığında pilot  olarak görev yapan örgüt üyelerinin başarısız darbe girişimi öncesi Ankara'da  olmaları yönünde verilen talimatlar da dikkate alındığında, örgütün Akıncı 4. Ana  Jet Üs Komutanlığı yapılanmasını çok ciddiye aldığına işaret edildi.

Bu üs komutanlığında jet pilotları içerisinde en üst nokta olduğu  kabul edilen F16 pilotu yetiştirilen tek eğitim filosu olan "Öncel Filo" denilen  143. Filo'nun bulunduğu, yine üste görev yapan F-16 pilotlarının olduğu, bu  nedenle örgütün bu üs komutanlığına çok önem verdiği, yapılanmanın bu üs  komutanlığında büyük bir gizlilik içerisinde yürütüldüğü anlatılan iddianamede,  örgüt adına faaliyet yürüten sivil abiler yani imamlar ile kendi ders ve sohbet  grupları içerisinde bulunan subayların gerçek isimlerini değil, kesinlikle kod  isim kullandıkları, daha çok farklı bir örgüt mensubunun kiraladığı evlerde  örgütsel toplantıların yapıldığı, toplantılarda cep telefonlarının kullanılmadığı  ya da şahıslar tarafından kendi ikametlerine açık bir şekilde bırakıldığı  tespitleri de yer aldı.

Pilotların eğitimi

Son yıllarda örgütün jet uçağı pilotu olacak subayların belirlenmesinde etkisinin üst seviyelerde olduğu, Hava Harp Okulundan mezun olan  subayların İzmir Çiğli'de bulunan uçuş okulunda eğitimleri sırasında sırasıyla  "başlangıç uçuş" eğitimlerinin yapıldığı 123. Filo, "temel uçuş" eğitimlerinin  yapıldığı 122. Filo ve 121. Filo'da eğitim aldıkları, bu aşamada örgüt üyesi  olmayan subayların yıldırma, eğiticiler tarafından düşük not verilme ve benzeri  yöntemlerle jet pilotu olmalarının engellendiği belirtildi.

Bu aşamalardan başarıyla geçen personelden alınan tercih formları ve  başarı sıralamalarının jet pilotu olmak için baz alındığı, örgüt tarafından örgüt  üyesi subaylardan jet pilotu olmak istemeyenlerin bu tercihlerinin kabul  edilmediği, tercihlerini jet pilotu olmak şeklinde yapmalarının istendiği  aktarılan iddianamede, F-16 pilotluğu eğitimi-kursu için bu üsse gelen subayların  büyük bir bölümünün Hava Harp Okulundan itibaren titizlikle elemeye tabi  tutularak örgüt tarafından belirlendiği kaydedildi.

İddianamede, örgütün onay vermediği kişilerin F-16 pilotu olamadıkları, son yıllarda F-16 pilotu olan subayların büyük çoğunluğunun FETÖ  üyesi oldukları, istisnai olarak örgüt üyesi olmamasına rağmen F-16 pilotluğuna  yükselen subayların ise örgütün kendi kadrolarının yetersiz olması ya da kişisel  başarı ve ilişkileri nedeniyle örgüt tarafından konulan engelleri aştığı belirlendi.

Başsavcılığın iddianamesinde, "2013-2014-2015-2016 yıllarında Akıncı  4. Ana Jet Üs'süne F-16 pilotluğu eğitimi için gelen tüm kursiyer sayısı ve  örgüte bağlı kursiyer sayıları karşılaştırıldığında, son yıllardaki kursiyerlerin  neredeyse tamamının örgüt üyesi olduğu, bu bağlamda son yıllarda F-16 pilotu olan  subayların neredeyse tamamının örgüt üyesi olduğu, örgütün başarısız darbe  girişiminde F-16 ya da diğer jet uçaklarının pilotu olan üyelerinin çok küçük bir  bölümünü kullanmadığı" tespitleri yer aldı.