Gündem

Prof. Çiçekli'ye Gül'den tepki: Benim atadığım HSYK üyesi bana bilgi vermeliydi

Abdullah Gül: Basın özgürlüğü kapsamında şikayetler çoğalıyor. Bunu çok hızlı telafi etmemiz lazım

19 Şubat 2014 13:25

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, HSYK'ya atadığı Prof Dr. Bülent Çiçekli'nin yeni yasayı "12 Eylül dönemi yasası"na benzetmesine ilişkin, "Benim atadığım üye keşke önce beni brife etseydi. Ben herkese açığım" diyerek tepki gösterdi.

"Evrensel anlamda basın özgürlüğü bir ülkenin gurur duyacağı birşeydir" diyen Gül, "Bu anlamda şikayetler çoğalıyor. Bunu çok hızlı telafi etmemiz lazım" ifadesini kullandı.

Yeni Şafak'tan Ali Bayramoğlu Cumhurbaşkanı Gül'ün gazetecilere yaptığı değerlendirmeleri şöyle aktardı: 

Cumhurbaşkanı'yla yemekte, özel sohbette sizin görev sürenizi de konuştunuz mu?

'Yok onu sormadılar. Daha çok Meclis'te son yaşananlar soruldu. Bugünkü dünyada her şey her yerde takip ediliyor tabii. Doğrusu biraz mahçup olduğumuz durumlar çıktı. Bir milletvekilinin burnu kırılmış. Kanlar falan… Bunlar hoş şeyler değil. Ukrayna'da olanlar gibi bir manzara çıkıyor herhalde. Dışarıya yansımış, adamlar gayet nezaketle soruyorlar, bizim gazeteler böyle yazdı diye. Doğrusu mahçup olunacak şeyler. Üzücü, açık söyleyeyim. O heyecanla farkında olmayabilirler ama bu manzaraların Türkiye değerine attığı çizik gerçekten fazladır ve çok üzücüdür. Bu tip şeyler çok gelişmiş, demokrasisi takdir edilen ülkelerde olmuyor. Dolayısıyla dışarıda insanlar hemen zihninde bir yere koyuyor. Yaşanmaması lazım…'

Geçmişte güzel şeyler olacak dediniz, hava değişti… Bu ara öyle bir havanız var mı? Bunu demek içinizden geçiyor mu?

Tabii ki güzel şeylerin olmasını isteriz. Cumhurbaşkanı olarak böyle bir devleti temsil etmekten o kadar çok onur gurur duyuyorum ki.. Genel Türkiye potansiyeli, geçmişiyle, dinamiği ile o kadar muhteşem ki, özellikle Avrupa'da 80 milyonluk bir ülkeden bahsediyorsunuz. Bu ülkenin gelecekteki gücünden bahsediyorsunuz. Herkesin dost olmak istediği bir ülkeden.. Bu imajın hiç bozulmaması lazım. Son dönemde yaşanan şeyler kötü. Bir zamanlar çok parlayan ışığımızın aynı parlaklıkta olmadığı aleni, bu gözüken birşey. Onun için bu durumdan bu tartışmalardan, bunların hepsinden hemen çıkmamız lazım. Tekrar kendi yörüngemize oturmamız lazım. Bunu millet olarak, siyasetin bütün kurumları olarak söylüyorum. Halk olarak, basın, aydınlar hep beraber Türkiye'nin böyle olması lazım. Türkiye'nin yolu zaten belli. Kimsenin kafasına soru getirmememiz lazım. Gidişte yavaşlama var mı bunların olmaması lazım. Gürültülü bir memleket gibiyiz. Buradan çıkmamız lazım.

 

'Basın özgürlüğündeki kötü algıyı hızla değiştirmeli'

 

Basın özgürlüğünün geldiği nokta, sizi rahatsız ediyor mu?

Basın özgürlüğü, gelişmiş demokrasilerde ülkelerin daima onurudur ve daima güç verir. Açıklıkla söyleyeyim. Basın hayatında yanlış yaparsa bu ayrı, ama evrensel anlamda basın özgürlüğü bir ülkenin gurur duyacağı birşeydir. Bu anlamda şikayetler çoğalıyor. Bunu çok hızlı telafi etmemiz lazım. Algı ile gerçek arasında daima fark var. Algı çok daha tehlikeli oluyor. Gerçeği ortaya koysanız da algı devam ediyor bir süre. Bunlara yol açan şeyler varsa düzeltmemiz ve fırsat vermememiz lazım. Kesinlikle...

 

'Dil ve üslup önemli'

 

12 yılda çok büyük reformlar yapıldı. Bugünden geleceğe baktığınızda kurucusu olduğunuz, reformları taşıyan AK Parti'nin geleceğini nasıl görüyorsunuz, kendinizin geleceğini de tabii?

Günü gelince kendimi konuşuruz. Cumhurbaşkanı olarak parti ile ilgili nasıl değerlendirme yapayım? Roketler fırlatılırken, kendini fırlatıyor, ateşliyor gidiyor, atmosferden çıkarken bir kez daha ateşliyor, yörüngeye girerken üçüncü kez ateşliyor. 2002'den sonra müthiş bir güçle o roket fırlatıldı ve çok büyük değişiklikleri hep beraber yaşadık. Aslında üzüldüğüm şeylerden biri yapılan olumlu şeylerin tadı yaşanamıyor. Algılar, kavgalı ortamdan dolayı… Şu gerçek ki bir kez daha ateşlemek lazım, buna ihtiyaç var. Bu algının negatif şekilde gelişmesine asla müsaade etmemek gerekir. Özellikle dışarıda, içeride sıcağı sıcağına anlayamayabiliriz. Deriz ki bugün böyle yarın değişir ama dışarıda bu böyle olmaz.

Nasıl çıkacağız bu ortamdan?

Önce tabii bütün siyasi aktörler dil ve üslup konusuna dikkat edecek. En basiti ve en kolayı bu. Jargonlar değişecek. Daha sonra daha çok diyalog, memleket meseleleri konusunda atmosfer değişir.

Sizin atadığınız bir HSYK üyesinin açıklamaları var. 12 Eylül'e benzetiyor. HSYK üyeleri bakanın memuru oluyor diyor.

Evet ben atadım. Ama benim atadığım üye keşke önce beni brife etseydi. Ben herkese açığım.

İlgili Haberler