Gündem

Hrant Dink davasının yedi yılı

Hrant Dink'in katledilmesine ilişkin hukuki süreç, suikastın 7. yılında da devam ediyor. 'Artık bu müsamerede yokuz' diyen Dink ailesi, duruşmalara katılmıyor

18 Ocak 2014 20:00

Agos gazetesi genel yayın yönetmeniyken 19 Ocak 2007'de uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybeden Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin görülen dava ve yürütülen soruşturma, cinayetin 7. yılında devam ediyor.

Son HSYK kararnamesiyle Gebze Cumhuriyet Savcısı olarak atanan İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Fikret Seçen ve dönemin özel yetkili İstanbul cumhuriyet savcısıyken kendi isteğiyle düz savcılığa geçen Selim Berna Altay'ın ortak yürüttüğü Dink cinayeti soruşturması kapsamında hazırlanan iddianameyi kabul eden İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin geçen yıl hükme bağladığı dava, Yargıtay'ın bozma ve onama kararlarının ardından yeniden görülüyor.

AA muhabiri Murat Kaya, Dink cinayetinin yaşandığı 19 Ocak 2007 tarihinden mahkemedeki son duruşmaya kadarki süreci derledi.

Hrant Dink, 19 Ocak 2007'de genel yayın yönetmeni olduğu Şişli'deki Agos gazetesinin önünde uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybetti.

Bölgedeki güvenlik kameraları görüntülerine ulaşılan ve daha sonra kimliği belirlenen 17 yaşındaki Ogün Samast, 20 Ocak 2007'de Samsun Otogarı'nda yakalandı.

Olaya ilişkin gözaltına alınan Ogün Samast, Yasin Hayal, Zeynel Abidin Yavuz, Ersin Yolcu ve Ahmet İskender, 24 Ocak 2007'de tutuklandı.

Savcı Selim Berna Altay'ın yürüttüğü soruşturma kapsamında, Dink'in eşi Rakel Dink, kızları Sera Dink ve Delal Dink, oğlu Arat ile kardeşi Orhan Dink'in şikayetçi sıfatıyla ifadelerine başvuruldu.

Soruşturma kapsamında, farklı tarihlerde Erhan Tuncel, Salih Hacısalihoğlu, Tuncay Uzundal, Veysel Toprak, Osman Alpay, İrfan Özkan ve Mustafa Öztürk tutuklandı.

Dönemin özel yetkili İstanbul cumhuriyet savcıları Selim Berna Altay ve Fikret Seçen'in yürüttüğü soruşturma tamamlanarak, 20 Nisan 2007'de 12'si tutuklu 18 şüpheli hakkında hazırlanan iddianame İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.

Mahkeme, "terör örgütü konusundaki delillendirmenin yeterli olmadığı" gerekçesiyle iddianameyi reddetti. Savcılar Seçen ve Altay, ret kararına İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde itiraz etti. İtirazın yerinde bulunması üzerine İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi iddianameyi bu kez kabul etti.

Davanın ilk duruşması 2 Temmuz 2007'de yapıldı. Ogün Samast'ın yaşının küçük olması nedeniyle kapalı yapılan ve yaklaşık 12 saat süren duruşmada, tutuklu sanıklardan Salih Hacısalihoğlu, Osman Altay, İrfan Özkan ve Veysel Toprak tahliye edildi.

Yasin Hayal'in eniştesi Coşkun İğci hakkında 2009'da hazırlanan ek iddianame, bu davayla birleştirildi. Böylece davadaki sanık sayısı 19'a yükseldi.

Türkiye 'de ilk defa sesli ve görüntülü kayıt sistemi, davanın 11 Şubat 2008'de yapılan 3. duruşmasında kullanıldı.

Davanın 7 Temmuz 2008'de yapılan 6. duruşmasında, sanıklardan Ogün Samast'ın 18 yaşını doldurmasından dolayı yargılamanın açık yapılması kararlaştırıldı.

Sanıklardan Yasin Hayal'in ağabeyi Osman Hayal hakkında 2008'de hazırlanan iddianamenin de ana davayla birleştirilmesiyle sanık sayısı 20'ye yükseldi.

Davanın 8. duruşmasında Erhan Tuncel ile Yasin Hayal arasında tartışma yaşandı. Hayal, önünde oturan Tuncel'i yumrukladı. Bu sırada küfürleşmeler de oldu. Hayal, mahkeme başkanının talebi doğrultusunda görevliler tarafından salondan çıkartıldı.

 

Ergenekon'la irtibat iddiası

 

Aynı duruşmada tutuklu sanıklardan Mustafa Öztürk, Zeynel Abidin Yavuz ve Tuncay Uzundal'ın tahliyesine karar veren mahkeme, müdahil avukatlarının 12 Ocak 2009 tarihli dilekçelerinde belirttikleri hususları göz önüne alarak, "Hrant Dink'in öldürülmesinin arkasındaki örgütlü yapının ortaya çıkarılabilmesi için Ali Öz'ün kullandığı telefon veya telefonlarla yapılan görüşmelerin tespit edilmesi" ve "banka hesap hareketlerinin devam etmekte olan Ergenekon soruşturmasını yürüten cumhuriyet savcıları eliyle araştırılması" için İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliği'ne yazı yazılmasına hükmetti.

Heyet, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki Ergenekon davasında yargılanan Sevgi Erenerol'un Genelkurmay Başkanlığı ve Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nda verdiği "Türkiye'deki misyonerlik faaliyetleri" başlıklı seminerlerin kayıtlı olduğu CD'lerin de delil olarak istenmesine, CD örneğinin mahkemeye ulaştırılması durumunda müdahil avukatı Fethiye Çetin'e verilmesini kararlaştırdı.

Mahkeme, Ergenekon davası sanıklarıyla bu davada yargılanan sanıklar arasında irtibat olup olmadığının belirlenebilmesi açısından, Ergenekon davası sanıklarına ait telefon numaralarının HTS raporlarının ve dijital kayıtlarının delil olarak istenilmesi için İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne yazı yazılmasına da karar verdi.

 

Silahı hatırlamadı!

 

Davanın 11. duruşmasında, cinayette kullanılan tabanca, sanıkların eline jandarma kontrolünde verilerek tanıyıp tanımadıkları soruldu. Sanıklardan Ogün Samast, silahı hatırlayamadığını, Yasin Hayal ise silahın cinayette kullanılan suç aleti olduğunu söyledi.

Mahkeme, 13. duruşmada sanıklardan Ersin Yolcu ve Ahmet İskender'in tahliyesine karar verdi. Böylece davada tutuklu olarak Yasin Hayal, Erhan Tuncel ve Ogün Samast kaldı.

Davanın 25 Ekim 2010 tarihli duruşmasında ise mahkeme heyeti, 6008 sayılı "Terörle Mücadele Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 8. maddesiyle, CMK'nın 250. maddesinin 4. bendine eklenen fıkradaki hükmünü hatırlatarak, Ogün Samast hakkındaki dava dosyasının ayrılmasına ve ayrılan dava açısından mahkemenin "görevsizliğine" karar verdi.

Samast hakkındaki dava dosyasının görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesini kararlaştıran mahkeme, sanık hakkındaki kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olgular bulunduğundan tutukluluk halinin devamına hükmetti.

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) 4 Aralık 2010'daki kararıyla İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Erkan Canak Sakarya'da geçici yetkiyle görevlendirildi. Canak'ın yerine aynı mahkeme üyesi Rüstem Eryılmaz getirildi.

 

Samast'a 22 yıl 10 ay

 

İstanbul 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi, 25 Temmuz 2011'de Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin yargılanan Ogün Samast'ı, "tasarlayarak adam öldürmek" ve "ruhsatsız silah taşımak" suçlarından 22 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırdı. Karar, temyiz incelemesini yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesi tarafından onandı.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın 20. duruşmasında savcı Hikmet Usta, müdahiller ve avukatların itirazlarına rağmen 106 sayfalık esas hakkındaki görüşünü mahkemeye sundu.

Hrant Dink cinayeti ve "Ergenekon" soruşturması kapsamında elde edilen belge, bilgi ve delillerin değerlendirildiği bildirilen mütalaada, "Dink cinayeti eyleminin, Mc Donalds'ın bombalanmasının ve diğer eylemlerinin salt milliyetçilik duyguları kabaran gençler tarafından işlenmesinin ötesinde, iştirak halinde ve süreklilik içerisinde çalışan, gizlilik kuralları ve örgütsel hiyerarşiye azami özen gösteren Erhan Tuncel ve Yasin Hayal yönetiminde, 'Ergenekon' terör örgütünün Trabzon'da faaliyet gösteren bir hücre yapılanması tarafından işlenmiş olduğu değerlendirilmektedir" denildi.

Mütalaada bazı sanıkların, çeşitli suçlamalarla değişen sürelerde hapisle cezalandırılması talep edildi.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, kararını 17 Ocak 2012'de açıkladı. Tutuklu sanık Yasin Hayal, "Hrant Dink'i tasarlayarak öldürmeye azmettirmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, Hayal'in "silahlı terör örgütü yöneticisi olmak" suçundan beraatine karar verdi.

Tutuklu sanık Erhan Tuncel'i, "patlayıcı madde imal etmek, kullanmak" suçlarından 10 yıl 6 ay hapse mahkum eden mahkeme, Tuncel'in "silahlı terör örgütünün yöneticisi olmak" ve "tasarlayarak adam öldürmeye azmettirme" suçlarından beraatini kararlaştırdı. Tuncel'i tahliye edildi.

Sanıklar Ersin Yolcu ve Ahmet İskender'i "tasarlayarak adam öldürmeye yardım etmek" suçundan 12 yıl 6'şar ay hapisle cezalandıran mahkeme, bu sanıkların "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan beraatına hükmetti.

Mahkeme, birleşen dosya sanığı Osman Hayal ve diğer sanıklar Zeynel Abidin Yavuz, Mustafa Öztürk ile Tuncay Uzundal'ın "silahlı terör örgütüne üye olmak" ve "tasarlayarak adam öldürmek" suçlarından beraat ettirdi.

Karar duruşmasından bir süre sonra mahkeme heyetinin, 19 sanıklı davada 18 sanıkla ilgili hüküm kurduğu ve sanıklardan Coşkun İğci hakkında karar vermeyi unuttuğu ortaya çıktı. Bununu üzerine yeni bir dosya açarak İğci ile ilgili kararını 13 Şubat 2012'de açıklayan heyet, tutuksuz sanık Coşkun İğci'nin de beraatine hükmetti.

 

Karara itiraz

 

İstanbul Cumhuriyet Savcısı Hikmet Usta, yerel mahkemenin kararına itiraz etti. Usta, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdiği dilekçede, "Erhan Tuncel ve Yasin Hayal'in örgüt liderliği ve yöneticiliğini yaptığının, sanıkların, Ergenekon soruşturmalarında yakalanan ve haklarında dava açılan sanıklarla amaç birliği içinde bulunduğunun, ana yapı Ergenekon ile Trabzon'daki hücresel yapının aynı suç işleme DNA ve gen özelliklerine sahip olduğunun" anlaşıldığını bildirdi.

Mahkeme başkanı Rüstem Eryılmaz, kararı eleştirenlere "Verdiğimiz karar, 'örgüt yoktur' anlamına gelmez. Verdiğimiz karardan rahatsız değiliz. Sadece tatmin edici olmadığını belirttim. Elbette bu cinayeti basite indirgeyemeyiz" sözleriyle karşılık verdi.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, yerel mahkemenin kararının, "sanıkların atılı suçları örgütün faaliyeti çerçevesinde işlediği" gerekçesiyle bozulmasını istedi.

Temyiz incelemesinin yapıldığı Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 15 Mayıs 2013'te verdiği kararda, sanıkların "silahlı terör örgütü" değil, "suç işlemek amacıyla oluşturulan örgüt" üyesi olduklarına hükmetti. Daire, örgüt yönünden verilen beraat kararlarını bozarken, sanıkların silahlı terör örgütü değil, suç işlemek amacıyla oluşturulan örgüt üyesi oldukları gerekçesiyle yargılanmaları gerektiğini kaydetti.

 

Bir sonraki duruşma 12 Şubat'ta

 

Yargıtay'ın bozma kararlarının ardından dava, 17 Eylül 2013'te İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yeniden görülmeye başlandı. Mahkemeye, HSYK kararnamesiyle görev yeri değiştirilen mahkeme heyeti başkanı Rüstem Eryılmaz yerine Hadi Çağdır başkanlık yaptı.

Hakkında yakalama emri çıkarılan Erhan Tuncel, 24 Ekim 2013'te tutuklandı. Tuncel, 3 Aralık'taki duruşmada, tanık koruma programına alındığını söyledi.

Davanın 7 Ocak 2014'te yapılan duruşmasında, sanıklar Osman Hayal ve Zeynel Abidin Yavuz hakkında yakalama kararı çıkartıldı. Trabzon'da tutuklanan Hayal ile Yavuz, davanın görüldüğü mahkemece, SEGBİS aracılığıyla cezaevinde ifadeleri alınarak serbest bırakıldı.

Dink ailesinin avukatı Fethiye Çetin, İstanbul merkezli operasyonun ardından yaşanan tartışmaları hatırlatarak, dosyanın yeniden ele alınmasını istedi.

Davanın bir sonraki duruşması, 12 Şubat'ta yapılacak.

 

El değiştiren soruşturma dosyaları

 

Hrant Dink cinayeti davasına 7 yıllık sürede 3 savcı baktı. Ailenin avukatları ise tek savcının görevlendirilmesini talep etti. Zaman içinde Dink cinayetine ilişkin ayrı dosyalar halinde yürütülen soruşturmaların tümü Muammer Akkaş'a devredildi. Savcı Akkaş, 30 kamu görevlisi hakkında "görev ihmali" suçundan soruşturma açılabilmesi için İstanbul Valiliği'nden izin istedi ancak izni verilmedi. İstanbul Bölge İdare Mahkemesi'nin itirazı reddetmesi üzerine soruşturmada takipsizlik kararı verildi. Kamu görevlileri için soruşturmaya, "Dink cinayetinde yardım ve yataklık" ile "iştirak" suçlamaları yönünden devam edildi.

İlerleyen süreçte Dink ailesinin avukatlarınca 14 Şubat 2012'de, Hrant Dink cinayetinde "yardım ve yataklık" ile "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi" iddialarıyla dömenin İstanbul Valisi Muammer Güler ile dönemin İl Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'ın da aralarında bulunduğu 24 kamu görevlisi hakkında dava açılması talep edildi. Kamu görevlileriyle ilgili bu suç duyurusu, önceki suç duyurusuna ek olarak yapıldı.

AİHM'in 14 Eylül 2010'da verdiği kararın, 14 Aralık 2010'da kesinleşmesi üzerine, şüpheli kamu görevlileri hakkında soruşturma yapılması ve kamu davası açılması talep edildi.

 

Sanıkların ifadesi alındı

 

Akkaş'ın yürüttüğü soruşturmada, 14 Şubat 2013'te, Dink'in öldürülmesine ilişkin bilgilerini can güvenliğinin sağlanması durumunda paylaşmak istediği belirtilen bir tanığın ifadesi alındı.

Cinayetin faili Ogün Samast'ın 28 Mayıs 2013'te ifadesi alındı. İfade vermek üzere bulunduğu cezaevinden Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na getirilen Samast, Akkaş'a yaklaşık 1 saat ifade vermesinin ardından cezaevine gönderildi. 29 Kasım 2013'de ise tutuklu sanık Erhan Tuncel, savcı Akkaş'a yaklaşık 6 saat tanık olarak ifade verdi.

Kendi talebi üzerine, sesli ve görüntülü kayıt yapılarak alınan ifadesinde Tuncel'in, savcılığın hazırladığı, bir kısmı kamu görevlilerine ilişkin 10'a yakın soruyu yanıtladığı ve kendisine ağırlıklı olarak emniyetle ilgili sorular sorulduğu belirtildi.

Soruşturma kapsamında eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun'un tanık olarak dinlenilmesi için tebligat gönderilen Uzun'un cinayete ilişkin bilgisine başvurulacağı kaydedildi.

 

Akkaş'ın görev yeri değişti

 

Ergenekon soruşturmasını yürütmesiyle de bilinen savcı Muammer Akkaş, HSYK'nın son kararnamesiyle Tekirdağ Cumhuriyet Savcılığı'na atandı.

Akkaş'ın görev yerinin değişmesiyle Dink cinayeti soruşturma dosyasının hangi savcıya verileceği ve nasıl bir yöntem izleneceği henüz bilinmiyor.

 

İlgili Haberler