Gündem

Her öğrenciye tablet ve her sınıfa akıllı tahta uygulaması ertelendi mi?

Fatih Projesi’nde yeni ihale süreci yaşanırken, öğrencilerin bu yıl tabletlerine ve akıllı tahtalarına kavuşamayacağı konuşuluyor

08 Eylül 2012 14:31

Başbakan Tayyip Erdoğan'ın yeni eğitim-öğretim dönemine yetişmesini istediği "Fatih Projesi" uygulaması seneye kaldı. İhale sürecinde ortaya çıkan sorunlar dolayısıyla öğrencilerin bu yıl tablet bilgisayar ve akıllı tahtalarla eğitim görmesi ertelendi.
    
Mehmet Baransu'nun Taraf gazetesindeki haberine göre; Fatih Projesi’nin genişletilmiş pilot uygulaması için 2 ekimde ihaleye çıkılacak. “Tablet Bilgisayar Donanım ve Yazılım Alımı İhalesi”ne ilişkin ilanda, sadece yerli firmaların ihaleye katılabileceği belirtilirken, ihalede ekonomik açıdan en avantajlı teklifin, “teklif edilen fiyatların en düşüğü” olduğuna dikkat çekildi. İhalenin yürütmesi Bölge İdare Mahkemesi tarafından durdurulmuştu. Daha önce Kamu İhale Kanunu kapsamı dışına çıkarılan Fatih Projesi’nde yeni ihale süreci yaşanırken, öğrencilerin bu yıl tabletlerine ve akıllı tahtalarına kavuşamayacağı konuşuluyor.


Başarılı olmama ihtimali çok


Milyonlarca öğrenciyi ilgilendiren projedeki ertelemeler ise firmaların ihaleyi tek başına almak istemesi olarak yorumlanıyor. Başbakan’ın çılgın projelerinden olan ve seçim döneminde sıkça anlattığı “her öğrenciye bir tablet” verilmesi projesiyle ilgili kulislerde konuşulanlara göre, proje süreci Başbakan Erdoğan’ın yakın takibi altında olmalı. Aksi halde verimli sonuç alınamayacak. İşlerin yürümediği, yaşanan süreçlerden kimsenin memnun olmadığı belirtiliyor. Tablet alımının gecikmesi ve yaşanan belirsizliklerle ilgili bir yetkili, “Kimse memnun değil. Bu sene başında tablet alımı olacak dendi, yok eylül dendi. Ortada hâlâ bir şey yok. Bu belirsizlikler değil ülkemizi tüm dünyayı etkiliyor. Tüm ülkeler bizdeki sonucu bekliyor. Bu nedenle biz mutlaka bu işi başarmalıyız. Ama nasıl?” dedi. Fatih’in, proje sahibi Milli Eğitim Bakanlığı ile parayı veren kurum olan Ulaştırma Bakanlığı arasında da sorunlara yol açtığı bilgisi geliyor. Bir an önce ihale yapılması istenirken, etkileşimli tahta ihalesinin Vestel dışında başka bir şirkete verilmesi isteniyor. Gerekçe ise; hepsini Vestel alırsa başarılı olunamayacağı iddiası.


Firmalar kapışıyor


Fatih Projesi’nde yaşananları değerlendiren ve köşesine de taşıyan Tv Net Ekonomi Müdürü Fikri Türkel, projedeki gecikmeleri firmaların kapışması olarak yorumladı. Türkel, Taraf’a yaptığı açıklamada, projenin bu yıl yetişmeyeceğini belirterek, şunları söyledi:

“Firmalar tek başına ihaleyi almak istiyor. 15-16 milyon tablet olduğu zaman, bu TV reytinglerinden fazla, gazete satışlarından fazla, yepyeni bir mecra oluşuyor. Dengeler değişiyor, kimse bunu istemiyor. Üreticiler ben tek almak istiyorum diyor. Aklı başındakiler ise konsorsiyum alsın diyor. Bugün tablet piyasasının yüzde 80’i iPad’in elinde. Fatih Projesi’yle bu Türkiye’de değişecek. İnsanlar yerli tablet üretimini buna göre yapacak.”

Türkel’e göre gelinen nokta şu:

“2011 yılı kurulum planlamasına göre 3657 kurumun pilot uygulamaya başlaması gerekiyordu ve başladı. Yani 12 bine yakın tablet öğrencilere dağıtıldı. Bunun 4000 adedi General Mobile (yerli tedarikçi), 8000 adedi de Samsung’dan sağlandı. İnteraktif TV denebilecek akıllı tahtalar ise Vestel’den tedarik edildi. Yani 85 bin akıllı tahta ve 3657 kamera pilot okullara yerleştirildi. Pilot uygulamanın sonuçlarıyla ilgili de spekülasyonlar var. Bugünlerde Milli Eğitim Bakanlığı ilk denemelerin sonuçlarını açıklayabilir. Bu yıl orta öğrenim kurumlarında projenin başlaması gerekiyordu ancak yetişmedi. Açılan ihale Danıştay’da iptal edildi. Ancak iptalin durdurulmasına rağmen ihale süreci aksadı.”


'Proje uygulanabilir değil'


Fatih Projesi’nin dünyanın hiçbir yerinde uygulanabilir bir proje olmadığını belirten Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili Erdal Aksünger, Taraf’a yaptığı açıklamada, dijital eğitimin tamamen yanlış bir şey olduğunu savundu. Bilişimin başındaki insanların, bunun yanlış olduğunu söylediğini ifade eden Aksünger, “Türkiye’nin böyle bir alt yapısı yok, bu intihardır. Bu şartlar altındaki Fatih Projesi tamamen saptırmadır. Bu bir aldatmacadır. Dünyada yıllık 80 milyon adet tablet üretimi var. Türkiye, Fatih Projesi kapsamında, bu büyüklükte tableti üretecek bir yapıya sahip değil. (yaklaşık 15-16 milyon) Yerli üretim dendi önce, daha sonra bu değiştirildi. Üstelik üç yılda tabletler değişmek zorunda” diye konuştu.

Tabletin içinde kullanılacak müfredat yazılımlarının hazırlanmasının ihaleden önce birilerine verildiğini savunan Aksünger, Fatih Projesi’nin Kamu İhale Kanunu (KİK) dışına çıkarılmasının, her türlü yolsuzluğa açık hale getirdiğini söyledi.

Projenin 4+4+4’ün içine gömüldüğünü, bu yolla Fatih Projesi adı altında yapılan her şeyin KİK’in dışına çıkarıldığını anımsatan Aksünger, “Milyarlarla ifade edilen ihale KİK’in dışında tutuluyor. 10 yıl içinde 40 milyar dolarlık ihale yapılacak” diye konuştu.

Fatih Projesi’nin öğrencileri sanal dershanelere mahkûm edeceğini iddia eden Aksünger, projenin şubat ayındaki pilot uygulama sonuçlarıyla ilgili Milli Eğitim Bakanlığı’ndan herhangi bir bilgi alamadıklarını ifade etti.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, şubat ayında Fatih Projesi’nin okullarda uygulamaya geçmesi nedeniyle yaptığı konuşmada şunları söylemişti:

“Bugün, 17 ilimizde, 52 okulumuzda Fatih Projesi start alıyor. İnşallah, bu yılın eylül ayına kadar 3657 orta öğretim kurumunda, yani Türkiye genelindeki liselerin yarısında Fatih Projesi’nin kurulumu tamamlanmış olacak. Dört yıl içinde de ülkemiz genelindeki yaklaşık 42 bin okulda, 570 bin sınıfta Fatih Projesi hayata geçecek. 570 bin sınıfla birlikte, kütüphanelerde, laboratuvarlarda, öğretmen odalarında da akıllı tahtaları kuracak, 620 bin akıllı tahtayı okullarımıza, sınıflarımıza, öğrencilerimize kazandırmış olacağız.”


Fatih Projesi’nde neler var


» 42 bin okulda 570 bin dersliği BT ekipmanları ile donatmak (BT sınıfları: Bilgisayar, internet bağlantısı, yazıcı, tarayıcı ve projeksiyon gibi ekipmanlar)

» Projenin 3+2 yılda bitirilmesi, 2011-2014 arasında gerçekleştirilmesi öngörülüyor: 1. yıl; ortaöğretim, 2. yıl; ilköğretim (I ve II kademe), 3. yıl; ilköğretim (I. kademe ve okul öncesi)

» Proje kapsamında: Her okula; 1 adet çok fonksiyonlu yazıcı, 1 adet doküman kamera. Her dersliğe: Etkileşimli tahta, kablolu internet bağlantısı, Her öğretmene: Tablet bilgisayar, Her öğrenciye: Ekitap (tablet bilgisayar)

» 2011 yılı kurulum planlaması: Kurum sayısı: 3.657, Tahta: 84.921, Kamera sayısı: 3.657, A4 yazıcı: 1.211, A3 yazıcı: 2.446, Uzaktan Hizmetiçi Eğitim merkezi: 110.

» Şubat 2012’deki tablet bilgisayar pilot uygulama rakamları: 17 il 52 okul. Eğitici sayısı: 169, öğretmen sayısı: 2.259, öğrenci sayısı: 9.435, toplam: 11.863.


Mehmet Baransu: Neresinden tutarsanız tutun ölü proje


Her öğrenciye bir tablet verilecek. Artık kara tahta devri, tebeşir bitti. Eğitimde çağ atlatıyoruz. Seçimlerin ardından tabletler dağıtılmaya başlanacak.”

Bu sözler elinde tablet, 2011 Haziran öncesi Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından tüm seçim meydanlarında söylendi. Fatih Projesi kapsamında eğitimde dijital döneme geçilecek, ülke çağ atlayacaktı. Ancak seçim vaadi, rafa kaldırılmak üzere. Erdoğan‘ın ilk dağıttığı tabletlerde büyük sorunlar çıktı.

Teknik olarak akıllı tahtalarla tabletlerin yazılım sistemi uyuşmadı.

Var olan bilgisayarlarla da tabletler arasında büyük uyum farkının olduğu anlaşıldı. Dağıtılan tabletlerin hiç de azımsanmayacak oranı bozuktu ve sık sık teknik sorunlar yaşanıyordu. Bunların her biri de milyarlarca liranın çöpe gittiğini gösteriyordu.

Sorun sadece bununla da kalmamış öğretmenlerin çok büyük çoğunluğunun sistemi uygulama yetenek ve bilgisinin olmadığı da ortaya çıkmıştı.

Öyle ki 35 yaş üzeri öğretmenlerin çoğunluğunun e-mail adresinin olmadığı, mail bile gönderemedikleri anlaşıldı.

Dağıtımı yapılan tablet bilgisayarlarını öğrencilerin de kullanamadıkları pilot bölgelerde yapılan araştırma sonucu ortaya çıktı. Öğrenciler internette arama yapmanın yanı sıra oyun oynuyorlardı. Bilgisayar kullanım alanları da sınırlıydı. Dolayısıyla ellerindeki tabletler eğitim aracı olmaktan çıkmış, oyun aracı haline dönüşmüştü. Daha vahim olanı ise bazı öğrenciler “çalındı, kayboldu” adı altında ellerindeki tabletleri satışa çıkarmışlardı.

Tüm bu nedenlerden dolayı tablet uygulaması rafa kaldırılmış gibi görünüyor. 2 ekimde yapılması planlanan ihale de ertelenmek isteniyor.

Büyük bir ihtimalle de ihale ertelenecek.

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in ifadesiyle Fatih Projesi “Neresinden tutarsak tutalım ölü bir proje. Ancak Sayın Başbakanımızın seçim vaadi olduğu için en az zararla bu iş kotarılmaya çalışılacak.”

Bu ifadeleri Bakan Dinçer, dar bir kapsamda yakın mesai arkadaşlarına söyledi.

Bakan Dinçer, Fatih Projesi’nden rahatsızlığını her fırsatta arkadaşlarıyla paylaşıyor. Sayın Bakan’ın bu projede en az kabahatli olan isim olduğunu da vurgulayayım. Proje tamamen Başbakan Erdoğan’a ait ve Dinçer seçim vaadi olan bu kötü projeyi bir şekilde hayata geçirmek zorunda kalacak. İhalenin ertelenme nedeni ise ortaya çıkacak aksaklıkları en aza indirmek. Basının ve kamuoyunun diline düşmemek.

Bakan Dinçer hakkında şunu söylemeliyim. Başbakanlık müsteşarlığı döneminde Başbakan Erdoğan’ı yanlışlarından dolayı eleştiren ve hatalarından döndüren tek isimdi. Türkiye’ye çağ atlatacak olan ve ancak iptal edilen Mahalli İdareler Yasası’nın da mimarıydı. Eski Türkiye’nin savunucuları bu yasanın hayata geçmesini engellemişlerdi.

Uygulanması durumunda Dinçer, Türkiye’nin gelecekteki liderleri arasında gösteriliyordu.

Dinçer, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı döneminde de devrim niteliğindeki işlere imza atmıştı. Bakanlığın bütün bürokratlarını toplayıp kendilerini uyarmıştı. Bürokratların kendisine verdiği raporlarda Türkiye’nin sosyal ve mali yapısıyla ilgili hiçbir sorun olmadığı iddia ediliyordu. Ancak Bakan Dinçer, gerçeklerin hiç de raporlardaki gibi olmadığı, çeliştiğini görüp, “Ya siz bu işi adam gibi yaparsınız ya da gidersiniz” demişti. Çelişkili durumu partiye rağmen kamuoyuyla da paylaşmıştı.

Bakan Dinçer şu sıralar Fatih Projesi nedeniyle sıkıntılı. Proje kendisine ait değil. Konuyla ilgili yapılan diğer tüm ihalelerden ve uygulamadan da rahatsız. Ancak proje öyle bir hal aldı ki seçim vaadi Başbakan’ın başını ağrıtacak pozisyona geldi. Vaadin bir an önce yerine getirilmesi isteniyor ama teknik ve mali sorunlar bunu engelliyor. Bu işi düzeltme görevi de Bakan Dinçer’e kaldı.

Siyasi olarak bu kadar güzel işlere imza atmış bir ismin her tarafı dökülen bu projeyi hayata geçirip siyasi geleceğini riske sokmayacağı da Ankara’da konuşulan konular arasında. İhalenin iptal nedeni de tamamen bu sorunlara bağlanıyor. Şimdi gözler ihaleye çevrilmiş durumda ve ne olacağını hep beraber bekleyip göreceğiz.