Gündem

HDP’li Özkan: Savaş koşullarının siyasi tutuklu ve hükümlülere yansımaları çok ağır olmaktadır

HDP'li Özkan, Tekirdağ Ceza İnfaz Kurumuna ilişkin hazırlanan taslak rapora muhalefet şerhi verdi

02 Mayıs 2016 00:29

HDP Muş Milletvekili Burcu Çelik Özkan, TBMM Hükümlü ve Tutuklu Hakları Alt Komisyonu üyesi olarak incelemesine katıldığı Tekirdağ Ceza İnfaz Kurumuna ilişkin hazırlanan taslak rapora verdiği muhalefet şerhinde, “Türkiye’de yaşanan savaş koşullarının cezaevinde bulunan siyasi tutuklu ve hükümlülere yansımaları çok ağır olmaktadır” dedi. HDP'li Özkan "Haziran ayından itibaren cezaevinde gerginliğin arttığını ve  mahpuslar üzerinde baskıların artığını, ani ve keyfi aramaların sıklaştığını, bu aramalar sırasında odalarındaki eşyaların yerlere saçıldığını" söyledi. Özkan, “daha önce açılan kursların çeşitli bahanelerle kapatıldığını satranç kursu gibi taleplerin reddedildiğini” de belirtti.

 

HDP’li Özkan’ın taslak rapora verdiği muhalefet şerhi şöyle:

"Hapsedilen bireyin hak ve özgürlüklerinin kısıtlı hale gelmesi, kişiyi insan onuruna uygun yaşama ve muamele görme hakkından alıkoymaz. Cezaevi incelemelerinde, inceleme komisyonlarının meseleye cezaevi idaresi cephesinden değil, tutuklu ve hükümlü hakları cephesinden bakması gerekir. Hazırlanan taslak raporda bu durumun yeterince gözetilmediği gözlemlenmiştir.

"Cezaevinde gerçekleşen görüşmelerde, görüşülen tutuklu ve hükümlü sayısının belirtilmemesi; görüşülen tutuklu ve hükümlülerin kaçının adli ve kaçının siyasi olduğunun rapora yansıtılmaması eksikliktir. Ülkenin en büyük cezaevlerinden biri olan Tekirdağ ceza infaz kurumlarının inceleme raporunun üç buçuk sayfasının sadece kampüs hakkında sunulan genel bilgilendirmeden oluşması asli sorunları örtmeye dönük bir perde işlevi görmektedir.

"Raporda, idarenin keyfi tutumları, infaz koruma memurlarının görev ve yetkilerini aşan taraflı yaklaşımlarına yönelik bir vurgunun dahi bulunmaması raporun diğer önemli bir eksiğidir.

"Türkiye’de yaşanan savaş koşullarının cezaevinde bulunan siyasi tutuklu ve hükümlülere yansımaları çok ağır olmaktadır. İdarelerin ve gardiyanların yaklaşımları insanlık onuru ile bağdaşmayan muamele ve işkence boyutlarındadır.

"Tutuklu ve hükümlüler, özellikle Haziran ayı itibarı ile cezaevi idaresi ile infaz koruma memurlarının mevcut olumsuz yaklaşım ve fiillerinin şiddetlenerek arttığını, cezaevinde sürekli gergin ve tahrik eden bir tarz yürüterek özellikle ani ve keyfi aramaların sıklaştığını, bu aramalar sırasında odalarındaki eşyaların yerlere saçıldığını, el yazması notlarına ve cezaevinin 'görüldü' damgası bulunan yazışma ve kitaplara dahi el konulduğunu, kırtasiye malzemelerinin cezavine girişine engel olunduğu, renkli resim kalemlerinin verilmediği, açılmış olan kursların çeşitli bahanelerle kapatıldığını, satranç kursu taleplerinin reddedildiğini, yine yakın zamanda spor haklarının kullandırılmadığını, ortak alana yani sohbete çıkarmadıklarını, aylarca revire götürülmediklerini belirtmişlerdir. Tutuklu ve hükümlüler, cezaevi idaresi ile görüşme yapmaya çalıştıklarını fakat yine bu girişimden sonuç alamadıklarını, başgardiyanın sert tavır ve tutumlarının cezaevi müdüründen dahi daha belirleyici olduğunu belirtmişlerdir."