Gündem

HDP'den İdris Baluken tepkisi: Ağır cezaların bundan sonrakilere de verileceğinin göstergesi

Selahattin Demirtaş, 11 Şubat'ta yapılacak kongrede aday olmayacağını açıklamıştı

05 Ocak 2018 16:09

Eş Genel Başkanlığı'nı 8 yıldır sürdüren ve Edirne F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde tutuklu bulunan Selahattin Demirtaş’ın, partisinin 11 Şubat'ta yapılacak 3'üncü olağan kongresinde aday olmayacağını bir mektupla açıkladığı HDP’nin iki gün süren Diyarbakır Kampı bugün sona eriyor. Yapılan toplantılarda HDP’li Diyarbakır Milletvekili İdris Baluken'e "örgüt üyeliği ve propogandası yapmak" suçlamasıyla verilen 16 yıl 8 aylık hapis cezası eleştirildi. Vekillere verilen ağır hapis cezalarının, bundan sonrakilere de verileceğinin bir göstergesi olduğu kaydedildi.

Toplantıda, Ankara’da 11 Şubat 2018’de yapılacak 3. Olağan Kongresi,  Demirtaş’ın çekilme kararı ve bundan sonra neler yapılabileceğiyle ilgili başlıklar masaya yatırıldı. 2019 yılında yapılacak seçimlerin de ele alındığı toplantılarda, HDP’li Diyarbakır Milletvekili İdris Baluken’e ‘örgüt üyeliği ve propogandası’ suçlamasından verilen 16 yıl 8 aylık ağır hapis değerlendirildi. Bunun tam bir siyasi karar olduğu belirtilirken, tutuklu milletvekillerine verilen ağır cezaların bundan sonrakilere de verileceğinin bir göstergesi olduğu kaydedildi.

HDP’de bundan sonra kongreye kadar olan süreçte, yetkili kurullar toplanacak, komisyonlar kurulacak. İstişareler yapılacak. Ocak ayı boyunca Türkiye’nin dört bir yanında gerçekleştirilecek 15 farklı konferansta parti tabanının bu konudaki görüşleri ele alınacak.

Dyarbakır’da, Eş Genel Başkan Serpil Kemalbay, Meclis Yüksek Kurulu (MYK) üyeleri ve milletvekillerinin katıldığı kampla ilgili düzenlenen basın toplantısında, Demirtaş’ın HDP 3. Olağan Kongresi ile ilgili mesajını okumuştu. Demirtaş’ın mesajı şöyle:

Çok değerli arkadaşlar, saygıdeğer partililerimiz, ülkenin değerli kamuoyu;

Öncelikle Edirne Cezaevi’nden her birinize ayrı ayrı selam, sevgi ve özlemlerimi iletiyorum. Bir yılı aşkın bir süredir yasadışı bir şekilde binlerce arkadaşım ile birlikte siyasi bir rehine olarak tutuluyorum. Hakkımda açılan 30’dan fazla davanın tek birinde bile hakim karşısına çıkarılmadan, zorbalıkla ve adeta siyasi bir intikam saiki ile karşı karşıya bulunuyorum.

Hepinizin bilmesini istiyorum ki, ben, arkadaşlarım ve partim demokratik siyasete yürekten inandık. Türkiye’nin birliği içinde Cumhuriyet’in demokratikleşmesi; barış, adalet, eşitlik ve özgürlük değerlerinin hayat bulması, ezilen emekçilerin, kadınların, gençlerin sömürüsünün son bulması, Kürdün, Türkün, Sünninin, Alevinin bir arada kardeşçe huzur içinde yaşaması için mücadele ettik, ediyoruz.

Elbette ki, siyasi çizgimiz de, duruşumuz da, söylem ve eylemlerimiz de diğer birçok partiden farklıdır. Biz siyaseti rant için, koltuk için, ailemize ve yakın çevremize menfaat sağlamak için yapmadık. Bizler de her birimiz, Türkiye ezilenlerinin bir parçasıyız ve ezilen yoksul halkımızla birlikte bedel ödeye ödeye partimizi bu güçlü noktalara getirdik. İktidar merkezli kirli propagandaların bize yönelik temelsiz, hukuksuz ve ahlaksız ithamlarına, saldırılarına rağmen “ne bölücüyüz, ne teröristiz”.

Türkiye’nin her santimetrekaresinde demokrasiyi geliştirmek için mücadele eden, Türkiye’nin asli unsuru ve parçası olan halkın evlatlarıyız. İktidar etrafında kümelenmiş birçok siyasetçi, belediye başkanı yolsuzluk, hırsızlık ve rant batağında rüyasında bile göremeyecekleri trilyonları götürürken yargılanmıyorlar; ben ve binlerce arkadaşım ise haksız ve hukuksuz hapishanelerde tutuluyoruz.

Halkımız için bu bedeli ödemekten hep gurur duyduk, bizim için büyük bir şereftir dedik. Halka yönelik hırsızlık, alçaklık ve zulüm yapmaktansa; halk adına tutsak olmak bizim açımızdan evladır. Türkiye’nin OHAL gibi anti-demokratik bir baskı rejimi ile yönetildiği bu günleri de bütün Türkiye toplumu olarak el ele verip demokrasi içinde aşacağımıza yürekten inanıyorum. Eş Genel Başkanlığını yürüttüğüm partim HDP’nin, Türkiye’nin bu demokrasi yolculuğuna her zamankinden daha fazla katkı sunacağından kuşkum yoktur.

Partimiz 11 Şubat’ta gerçekleştireceği Olağan Kongresi’nde demokratik siyasette yeni bir hamlenin başlangıcını yapacak; karamsarlığa karşı umudu büyütecek ve “yine, yeniden HDP” diyerek yoluna güçlenerek devam edecektir. Kongre sürecimiz artıları ve eksileriyle son iki yılımızı masaya yatırmak için bizlere önemli bir fırsat sunacaktır. HDP, ana siyasi hattı, programı ve çizgisinden taviz vermeden yeni söylem, yeni eylem ve yeni kadrolarıyla önümüzdeki iki yıla en hazırlıklı parti olarak girecektir.

Ben de şahsen, bin bir emekle var edilmiş olan partimiz HDP’nin başarısı için elimden geleni yapmaya devam edeceğim. Koşullarım ne olursa olsun, partimin ve halkımın emrinde demokrasi mücadelesinin hizmetkarı olmaya devam edeceğim.

11 Şubat’ta gerçekleşecek olan Olağan Kongremizde, Parti Meclisimiz, Merkez Yürütme Kurulumuz ve diğer yönetim organlarımızda güçlendirme amacıyla değişikliklere gidilecektir. Yeni siyasal mücadele dönemini daha güçlü karşılamak, demokratik siyasete demokrasi kültürünü kazandırmak, koltuk ve makam için değil halk adına siyaset yapma bilincini geliştirmek ve yeni arkadaşlarla, yeni bir heyecanla yola devam etmek için bu kongrede Eş Genel Başkanlığa aday olmayacağımın şimdiden bilinmesini istiyorum.

Bizler mevki, makam insanı değil, görev ve sorumluluk insanlarıyız. Partimizdeki resmi konumum, hukuken üyeliğe bile izin vermese, ben yine de Eş Genel Başkan sorumluluğu bilinci ve heyecanıyla HDP’ye ve siz değerli halkımıza hizmet etmekten bir an bile geri durmayacak, şimdiye kadar olduğu gibi, elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışacağım. Demokratik siyasete inanan, ilgi duyan ve kendine güvenen gençleri ve kadınları HDP’de görev almaya, sorumluluk üstlenmeye davet ediyorum.

Unutmayın ki, 27 yıl önce yoksul bir işçinin çocuğu olarak özgürlük mücadelesine girmiş olan benim gibi biri, sadece halkın desteği ve inancı ile 8 yıl boyunca Eş Genel Başkan olarak görev yaptı.

Partimizde siyaset yapmanız için paranızın, gücünüzün, aşiretinizin olmasına gerek yok. Yüreğinizde halk sevgisi ve cesaretin olması yeterlidir. Gerçek bir halk partisi olan HDP’nin her türlü saldırı karşısında dağılmadan, dimdik ayakta durması ve güçlenmesi HDP’nin yıkılmayacağının en iyi ispatıdır. HDP kişilerin, liderlerin değil, ilkelerin partisi oldu. Bundan sonra da yoluna bu şekilde devam edecektir.

Kongreye doğru giderken, bütün partililerimizi ve halkımızı gerek yerel konferanslara gerekse kongre sürecinde en güçlü şekilde öneri ve eleştirileriyle tartışmalara dahil olmaya davet ediyorum. Büyük bir moral ve coşku ile seçime hazırlanır gibi, bayram telaşı içinde partimizi Büyük Kongre’ye götürmeye hepinizi davet ediyorum. 11 Şubat’ta bütün HDP’liler Türkiye’nin her bir yanından Ankara’ya akacak, barış, özgürlük, kardeşlik ve faşizme karşı büyük bir direniş mesajı verecektir.

Bu düşüncelerle sizleri en sıcak duygularımla selamlarken, HDP’nin Büyük Kongresi’nin Türkiye’ye ve halklarımıza şimdiden hayırlı olmasını diliyor, ‘Mutlaka Kazanacağız’ diyorum.

Selahattin Demirtaş

HDP Eş Genel Başkanı

Edirne Cezaevi

4 Ocak 2018