Gündem

Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak'tan ABD krizi yorumu: 40 yıllık karı koca bile her konuda anlaşamıyorlar

"Bazen tartışıyorlar, sonra anlaşıyorlar"

03 Ağustos 2018 14:34

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, ABD ile yaşanan krizi yorumlarken "40 yıllık karı koca eşler bile her konuda anlaşamıyorlar" dedi.

Türkiye ile ABD arasında rahip Andrew Brunson'ın serbest bırakılmasıyla ilgili olarak kriz yaşanıyor. Brunson'ın tutukluyken ev hapsine alınması ABD yönetimi tarafından tepkilere neden oldu. ABD, İçişleri ve Adalet bakanlarına yaptırım uygulama kararı aldı.  

Albayrak, ABD ile Türkiye arasındaki kriz hakkında ve gündeme ilişkin olarak NTV canlı yayınında değerlendirmelerde bulundu. Albayrak şöyle konuştu:

Son dönemdeki dalgalanmaların akabinde bunu üstün tutmaya çalışarak yürütüyorum. Sabah dışişleri bakanımızla da görüştüm. Bu noktada baktığımızda iki ülke arasında, iki ülkenin geçmiş hukukuna yakışır şekilde irade ortaya konulmuş, bu önemli bir durum. Dolayısıyla iki ülkenin dışişleri bakanı ülkelerine gidecekler, arasındaki potansiyel ve mevcut krizlerle alakalı yol haritası belirleme noktasında pozitif irade ortaya koyacak.ABD ile bir çok konuda anlaşamadığımız hususlar var. Bu bazen azdı, bazen çoktu. Süreç içerisinde yanlış olan hususlar tespit edildi, bugüne kadar hep yaşadık. Suriye, Münbiç konusuyla ilgili. Şimdi mutabakata varıldı.

Günlük söylemlere dayalı, provokatif bilgilere dayalı değil, devlet ciddiyetinin ortaya koyacağı süreçlerle ortaya koymak lazım.

"40 yıllık karı koca bile her konuda anlaşamıyorlar"

Araya farklı kanallar, söylemler girdiği zaman piyasa, ülkeler, kamuoyu farklı yorumlar ortaya koyabilir. Gerginlikler diyoruz, piyasaları gerginleştirebilecek söylemler diyoruz. İpler hiçbir zaman kopmaz. İşte Amerika Kuzey Kore, görüşüyorlar. Toplum ve kamuoyu şunu bilmeli, hepten kopmak ve yakınlaşmak değil. Aynı evin içinde iki kardeş bile, 40 yıllık karı koca eşler bile her konuda anlaşamıyorlar. Bazen tartışıyorlar, sonra anlaşıyorlar.
 

"5 dakika sonra bu oldu, 10 dakika sonra şu oldu"

Her koşula da hazır olmak zorundayız. Bundan yana sıkıntımız yok. Bugün gayet yapıcı olumlu bir süreç var. İki ülkenin menfaatine olacak şekilde, güçlü bir irade masaya konmuş. Bundan 5 dakika sonra bu oldu, 10 dakika sonra şu oldu; yok. Duyuyorum bazen. Arkadaşlar falan söylüyorlar. Ortalığı karıştırmaya yönelik söylemler eskiden beri vardı ama bunlara itibar edilmemesi lazım.

"Hiçbir dönemde olmadığı kadar güçlü ve koordineli yapı ortaya çıkacak"

Şunu ortaya koymak lazım. Biz yeni dönemde atacağımız adımlar ve sürece bakarken biz günlük politikalarla ülkeyi yönetmememiz lazım. Türkiye’nin yapısal ekonomik dönüşümü başlattığı, güçlü ekonomik yeni perspektif ortaya koyan resimle birlikte inşallah farklı süreci ortaya koyacağımızı ifade ettik. Önümüzde 5 yıllık bir iktidar var.

Güncel ve gündelik dalgalanmalarla yaşayan değil. Dün yüzde 2-3 euro değer kaybetti. Merkel’e bir mikrofon, niye kaybetti falan. Böyle değil. Türkiye olarak biz artık yapısal olarak güçlü bir dönüşümü, sanayi üretimini üretim endeksine dayalı, Türkiye’yi yatırım manasında istihdamla alakalı bir sürecin altyapısını çalışıp bu süreci başlattık.

"Ayakları sağlam yere basan OVP'den bahsediyoruz"

Türkiye olarak biz sürdürülebilir sağlıklı bir büyümeyi, bütçe disiplinini ve dengeli mali disiplinle birlikte eşgüdüm halde yürütmek durumundayız. Hiçbir dönemde olmadığı kadar güçlü ve koordineli yapı ortaya çıkacak. OVP’nin esas mantığında şunu ortaya koyduk. Çok daha güçlü, çok boyutlu farklı kesimlerin de işin içinde olduğu, hazine merkez maliye paydaşları değil, ekonomistlerin de olduğu, katkıyı ortaya koyarak çok daha gerçek ayakları sağlam yere basan bir OVP’den bahsediyoruz.

Bu planın en önemli ruhunu üfleyecek şeylerden birisi de uyum ortaya koymak gerekiyor. Bu hafta ilk toplantımızı yaptık. Hemen alt gruplar belirlendi, ilk defa 5’inci grup oluşturduk. Hızlı bir şekilde koordinasyon açısından süreç başladı. Diğer paydaşlarla toplantımıza önümüzdeki hafta başlıyoruz. Bir çok alt gruplarla ilgili süreci ekiplerle başlatmış olduk.

"Eylül'ün ilk yarısında açıklayacağız"

Hedeflenen programın ete kemiğe bürünüp açıklanma süreci Eylül’ün ilk yarısında açıklayacağız. Biz bundan ayrı çok güçlü adımlar attık. Mali disiplin, bütçe disiplini, süreçlerle ilgili atmaya başladık. Aldığımız bakanlar kurulu kararı noktasında, yüzde 30’a kadar varan cari harcamalarda başlattık. Kamu olarak ad biz tasarruf noktasındaki süreci başlattık. Bunun etkilerini göreceğiz.

Eylül ayında program açıklandığında art niyetli olmayan herkes şunu görecek. Bugüne kadarki OYP'lere hiç benzemeyecek. İçinde üretim, sanayi, aktif, maliye politikası var.

Ne olmuştu?

İzmir'deki Protestan cemaatine ait Diriliş Kilisesi'nin ABD'li Papazı Andrew Craig Brunson, 2016’nın ekim ayında eşiyle birlikte ifadeye çağrılmış, ifadelerinin ardından gözaltına alınmışlardı. Eşi Norine Brunson, 13 gün sonra serbest bırakıldı; ancak Papaz Brunson 'FETÖ' üyesi olduğu iddiasıyla tutuklandı. İzmir F Tipi Cezaevi’nde yatmaktayken "Devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasi veya askeri casusluk amacıyla temin etme", "Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek", "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek" ve "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçlamaları da Brunson’ın davasına eklendi. Papaz, Ağustos 2017’de çıktığı ilk duruşmada suçlamaları reddettiğini dile getirdi. 

35 yıla kadar hapsi istendi

Brunson hakkındaki iddianamenin hazırlanması 1.5 yıl sürdü. İddianamede Brunson’ın hem 'FETÖ' hem PKK adına suç işlediği öne sürüldü. Brunson hakkında "örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlediği" gerekçesiyle 15, "devletin gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etmek" suçlamasından 20, toplamda 35 yıla kadar hapis cezası istendi.

Siyasetin de tartışma konusu oldu

ABD’li Papazın durumu, ABD Başkanı Donald Trump ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2017’nin mayıs ayında yaptıkları görüşmede gündeme geldi. Görüşmenin ardından Beyaz Saray tarafından "Başkan Trump, Papaz Andrew Brunson'ın tutukluluğu konusunu da gündeme getirdi ve Türk Hükümeti'nden kendisini hızlı bir şekilde ABD'ye iade etmesini istedi” denilen açıklama yayınlandı. Brunson’ın avukatlarıyla görüştürülmediği iddiası da öne sürüldü. Bunları takiben ABD’li Papaz’ın avukatları ve ABD Büyükelçiliği ile görüşmesine izin verildi. 

‘’Bir papaz da sizde var, bize verin, yargılayalım, biz de onu size verelim"

Brunson davası, süreç içerisinde sık sık ABD Kongre’sinin gündemine getirildi. 

Erdoğan, 2017 yılının eylülünde yaptığı bir konuşmada, Brunson'ın serbest bırakılmasını Fethullah Gülen'in ABD'den iadesiyle bağdaştıran ifadeler kullandı:

"Pensilvanya'daki nasipsiz adamın arkasından giden profesörler de var. Sen nasıl profesörsün? Sen profesör olsan ne yazar? 'Papazı verin' diyorlar. Bir papaz da sizde var, bize verin, yargılayalım, biz de onu size verelim. 'Onu karıştırma' diyorlar.” ABD ise olası bir takası reddetti.

‘’Memnuniyetle karşılıyoruz ama yeterli değil’’

18 Temmuz 2018 tarihinde İzmir 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi Papaz Brunson’ın ev hapsi ve yurtdışına çıkış yasağı ile tahliye edilmesine karar verdi. Bunu takiben ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, ‘kararı memnuniyetle karşıladıklarını ancak bu bu adımı yeterli bulmadıklarını’ açıkladı.

ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, ABD’de bir konferansta yaptığı konuşmada Brunson’ın "masum" olduğunu ve Brunson'a yöneltilen suçlamalarda "inandırıcı bir delil" olmadığını söylerken Türk yetkililerin darbe girişiminin ardından on binlerce gazeteci, aktivist, hakim, ordu mensubu ve öğretmeni tutukladığını dile getirdi ve Andrew Brunson'ın da bu çerçevede 2016 yılında tutuklandığını belirtti. Pence, Brunson'ın "hemen" serbest bırakılmaması halinde Türkiye'ye "ciddi yaptırım" uygulanacağını açıkladı.

ABD Başkanı Donald Trump da Twitter’dan "Amerika Birleşik Devletleri, çok iyi bir Hristiyan, aile adamı ve harika bir insan olan Papaz Andrew Brunson'ın uzun süreli tutukluluğundan ötürü Türkiye'ye büyük yaptırımlar uygulayacak. Çok acı çekiyor. Bu masum din adamı hemen serbest bırakılmalı!" paylaşımında bulundu.

Yaşananların üzerine Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Twitter'dan yayınladığı mesajında, "Kimse Türkiye'ye bir şeyi dikte edemez. Kimden gelirse gelsin tehdit edilmeyi hoş göremeyiz. Hukukun üstünlüğü herkese uygulanır, istisnası yoktur" dedi. Dışişleri Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı'ndan da ABD'nin açıklamalarının 'hukukun üstünlüğü ve yargının bağımsızlığı'na müdahale anlamı taşıdığı ve kabul edilemeyeceği yönünde açıklamalar yapıldı.

Öte yandan ABD Senatosu Dış İlişkiler Komisyonu da Türkiye’nin uluslararası kuruluşlardan kredi almasını kısıtlayan 'Türkiye Uluslararası Finansal Kurumlar Yasası'nı kabul etti.