Politika

Hayır Partisi: Ak Parti kapatılmaktan korktuğu için FETÖ'cüleri tasfiye edemiyor!

"1.6 milyon parti yöneticisinden birisini bile ihraç etmeme noktasında direnmek 15 Temmuz ruhuna ihanettir"

03 Nisan 2017 14:23

2008 yılında AKP'ye açılan kapatma davası sırasında kurduğu Güçlü Türkiye Partisi (GTP) ile "AKP'nin yedek partisi" yorumlarıyla gündeme gelen Tuna Beklevic 16 Nisan referandum sürecinde de Hayır Partisi'nin kuruluşu ile tekrar gündem oldu. Referandum süresince etkin bir kampanya yürüten Beklevic, hükümetin 'FETÖ' unsurlarını kapatılmaktan korktuğu için tasfiye etmediğini iddia etti. Beklevic, "Darbeci temizliğinin referandum vaadine dönüşmesinden biz bile utanırken siyasi iktidarın yüzünün hiç kızarmaması vicdanımızı derinden yaralamaktadır. Kaldı ki bu temizliğin engellenmesinin arka planında Ak Parti'nin kapatılması korkusu yatmaktadır. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile 2008 kapatma davasından bu yana bu tür davalara karşı bakış açısını iyi bildiğim için rahatlıkla ifade edebilirim ki referandumda Evet çıkması ile FETÖ temizliği artık imkansız hale gelecektir" görüşünü savundu.

"Boğazlarına kadar darbeye battılar" diyen Beklevic yazılı açıklamasının devamında alttaki ifadelere yer verdi:

Türkiye'de 2.5 milyon siyasi parti yöneticisi bulunmaktadır. Bunlardan 1.6 milyon kişi Ak Parti'nin yöneticileridir. Ak Parti Disiplin Kurulu FETÖ ilişkileri gerekçesi ile 1.6 milyon kişiden bir kişiyi bile, kapatılma korkusundan ötürü, resmî olarak ihraç etmemiştir. 

15 Temmuz kanlı darbe girişimi tüm Türkiye'yi derinden yaralamıştır. Lakin 15 Temmuz sonrası çıkarılan OHAL ile 47.155 tutuklu, 41.499 adli kontrol ile bırakılan kişi, serbest kalan 23.861 kişi vardır. 863 kişi firari durumdadır. Tutukluların 10 bin 732'si polis, 7 bin 463'ü asker ve 168'i general, 2 bin 575'i de hakim ve savcı, 26 bin 177'si sivil, 208'i de mülki idare amiridir.

Bu hazin tabloya göre devlete FETÖ değil, neredeyse FETÖ'ye devlet sızmıştır. Böyle bir tabloda 1.6 milyon parti yöneticisinden birisini bile ihraç etmeme noktasında direnmek 15 Temmuz ruhuna ihanettir. Kampanya boyunca bugüne dek 66 şehir, 155 ilçe ve 1.210 köy ziyaret ettik. Neredeyse gittiğimiz her şehirde sokaktaki vatandaş siyasette ne zaman tasfiye olacak diye sormaktadır. İktidarın parti teşkilatları "Evet" verin referandum sonrası temizleyeceğiz" şeklinde vaatler vermektedirler. Darbeci temizliğinin referandum vaadine dönüşmesinden biz bile utanırken siyasi iktidarın yüzünün hiç kızarmaması vicdanımızı derinden yaralamaktadır. Kaldı ki bu temizliğin engellenmesinin arka planında Ak Parti'nin kapatılması korkusu yatmaktadır. Bildiğiniz gibi 2008'de açılan kapatma davası sonunda Ak Parti laikliğe karşı odak olmakla sonuçlanmıştı. Şimdi Disiplin kurulu defterlerinde FETÖ'dan ihraç edilmesi demek partide FETÖ'cü bulunduğunu yasal olarak itiraf etmek demektir. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile 2008 kapatma davasından bu yana bu tür davalara karşı bakış açısını iyi bildiğim için rahatlıkla ifade edebilirim ki referandumda Evet çıkması ile FETÖ temizliği artık imkansız hale gelecektir. "Hayır" sonucu ise hem gerçek darbecilerinin yargılanmasına neden olacak hem de hala onarılabilecek bir Türkiye bırakacaktır. O halde rahatlıkla ifade edebiliriz ki "Evet" sonucu ile Ak Parti'nin kendi içerisindeki darbeci unsurları temizlemesi mümkün değildir. Bu darbeci unsurlar her geçen gün partiyi içten içe tükettikçe geriye sadece kabiliyetsiz, çapsız ve liyakatten uzak danışman ordusu ile kuşatılmış bir tek adam rejimi kalacaktır. Bu tür bir tek adam rejimi ile devlet yönetmesi bir kenara bir kabile yönetmek bile mümkün değildir.