Yaşam

Hayatımızı kolaylaştıran fermuar nasıl bulundu?

Bu mekanizmayı bir araya getirmek oldukça uzun bir zaman aldı

11 Mayıs 2017 23:27

Fermuar modadan koruyucu ekipmana kadar hayatımızın birçok alanında kullanılıyor. Ama bu mekanizmayı bir araya getirmek oldukça uzun bir zaman aldı.

Günlük yaşantımızda önemli bir yeri var fermuarın. Basit bir mekanizma gibi görünse de tasarımı çok uzun zaman aldı. Öyle ki "uçağın ve bilgisayarın icadı daha kısa sürdü" diyor Maryland Üniversitesi'nden tarihçi Robert Friedel.

Fermuarın rahat ve sorunsuz bir şekilde kullanım kolaylığı getirmesi için tasarımın mükemmel olması gerekiyordu.

İlk icadının üzerinden yüz yıl geçmesine rağmen fermuar hala günlük eşyalarımız açısından en kolay ve en ucuz kapatma yöntemi değil. Fermuarın tarihiyle ilgili bir kitap da yazan Friedel, mekanik bir icadın modern yaşamda uyandırdığı ilginin göstergesi olmasının yanı sıra, kısa sürede cinsel özgürlüğün de simgesi haline geldiği için fermuarın hak ettiği ilgi ve değeri görmesi gerektiğine inanıyor.

Pantolondan pahalı fermuar

Oysa mucitlerden hiç biri tanınmış isimler değildi. İlk patenti 1851'de Elias Howe almıştı. Howe dikiş makinesini de icat eden kişiydi. Fakat onun 'Otomatik ve Sürekli Giysi Kapatıcısı' adını verdiği fermuar tasarımı, eski kancalı ve düğmeli kapatma yöntemlerinin çok da ilerisine gitmiyordu. Hem zor kullanılıyor, hem sık açılıyor, çabuk paslanıyor, ama aynı zamanda üretimi çok pahalıya mal oluyordu. Öyle ki fermuarın fiyatı pantolon fiyatının iki katıydı.

Fazla dikkat uyandırmayan bu buluşun üzerinden 44 yıl geçtikten sonra Chicagolu Whitcomb Judson 'Tokalı Kilitleme veya Ayakkabı Açıcı' adıyla fermuarı piyasaya sürdü. Bugün bildiğimiz fermuardan daha karmaşık bir yapısı vardı. Ama en azından dişlerini tek tek takmak gerekmiyordu.

1893'teki Chicago Dünya Fuarı'na bu icadı pazarlama çabaları sonuç vermedi. 20. yüzyıla gelindiğinde ise İsveç kökenli Amerikalı Gideon Sundback, Judson'ın icadını geliştirerek 'kancasız kapatma cihazı' tanımıyla modern fermuarın yolunu açtı ve 1917'de patent aldı.

'Erkekler için en yeni buluş'

İlk fermuarlar botların yanı sıra tütün keselerinde kullanılıyordu. 20 yıl kadar sonra moda sektörü fermuarı giysilerde kullanmaya başladı. Dönemin Esquire dergisi 1930'ların sonlarında "Erkekler için En Yeni Buluş" başlığıyla pantolon fermuarını ilan ediyordu.

İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra fermuar asiliğin sembolü haline geldi. Hollywood, Vahşi Hücum (The Wild One) adlı filmin ana karakteri Marlon Brando'ya genç erkeklerin asiliğinin kültürel sembolü olarak çok sayıda fermuarı olan motorsiklet ceketi giydirmişti.

Böylece fermuar birden kaba, fevri bir kültür ve dizginsiz cinselliği sembolize eder hale geldi. Bu durum 1970'lere kadar devam etti. Rolling Stones'un Sticky Fingers albümünün kapağında gerçek bir fermuar kullanıldı.

Orduda ve NASA'da fermuar

1950'lerin ikinci yarısında İngilizler askeri ekipman çantaların için su geçirmez fermuar yaparken, NASA da uzay kıyafetlerinde hava geçirmez fermuar kullanmaya başladı.

Fakat günümüzdeki uzay tulumları fermuarlı değil. Sık sık testten geçirmek gerektiğinden bunlar uzun dönemli kullanıma uygun bulunmuyor.

Fakat itfaiye üniformalarında, orduda, dalgıç tulumlarında ve kimyasal ürünlerle yakın temas halindeki iş kıyafetlerinde ateşe ve kimyasallara karşı dayanıklı fermuarlar kullanılmaya devam ediyor.

Yeni tasarımlar

Fermuar, zaman içinde birçok kez yeniden tasarlanan bir ürün oldu. Naylonun devreye girmesi, iki uçtan açılıp kapanabilen fermuarlar yapılması gibi. Son dönemlerde tasarımcılar farklı yöntemler de kullanmaya başladı.

Örneğin, Blessus adlı Polonyalı bir şirket, gizli fermuarlarla kıyafetlerin farklı biçimlerde kullanılmasını sağlayan tasarımlar yaptı. DNS Design LLC ise tek elle fermuar açıp kapatmayı sağlayan manyetik fermuarlar tasarladı.

Bugün yaşamımıza birçok şekilde giren ve işlerimizi kolaylaştıran fermuarı, nasıl ortaya çıkmış olabileceğini hiç düşünmeden kullanıyoruz.

'The Evolution of Useful Things' (Yararlı Şeylerin Evrimi) adlı kitabında fermuara da geniş yer ayıran yazar Henry Petroski bu duruma şaşırmamak gerektiğini söylüyor. "Bir icat ne kadar görünmez ise o kadar başarılıdır" diyor.