Sosyal Güvenlik

"Harcı kanla karılmış inşaatlarda mülk sahibi olmayı ideal hâline getirecek kadar mı yitirdik vicdanlarımızı?"

CHP'li Tanrıkulu: Bu kadar mı betonlaştı kalplerimiz, bu kadar mı?

08 Şubat 2017 01:35

 CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, 13 Mayıs’ın “maden işçisinin can güvenliği günü” ilan edilmesi için bu kanun teklifi verdi.

Tanrıkulu, verdiği teklif üzerine Meclis Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada harçlığını çıkarmak için geldiği İstanbul’da inşaattan düşerek hayatını kaybeden Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi 4. Sınıf öğrencisi Remzi Ersu ile ve diğer iş cinayetlerine kurban gidenleri hatırlattı.

Tanrıkulu, “Harcı kanla karılmış inşaatlarda mülk sahibi olmayı tek emel, tek ideal hâline getirecek kadar mı yitirdik vicdanlarımızı? Bu kadar mı betonlaştı kalplerimiz, bu kadar mı?” diye sordu.

“Siyaset ve iktidar çürük bir inşaata dönüştü, çürük bir inşaata, aynen bu şekilde, bütün bu cinayetleri görmeyerek. Ve şu anda Parlamento da bunu görmüyor” sözleriyle tepkisini dile getiren Tanrıkulu, 13 Mayısta  301 madencinin öldüğü Soma faciasına dikkat çekti ve "Dünyanın en büyük ölümlü iş kazası. Neyle hatırlıyoruz biz onu, iktidarı? Tekmeyle hatırlıyoruz tekmeyle” dedi.

 Tanrıkulu’nun genel kurul konuşması tutanaklara şöyle yansıdı:

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - 13 Mayısın maden işçisinin can güvenliği günü ilan edilmesi için bu kanun teklifini vermiştim, o nedenle söz aldım.

Geçen hafta gerçekten çok üzüldüğüm bir olay oldu. Ondan önce de, on beş yirmi gün önce de "Babamın Kanatları" adlı bir filmi izlemiştim İstanbul'da, ödül alan bir film. İnşaatlarda neler yaşandığını, iş cinayetleri konusunda gerçekten çok öğretici bir filmdi, bir sinema filmi ve ödül de almıştı, onu izlemiştim. O sinema filminden çok etkilendim. Aynı hikâye geçen hafta İstanbul'da Esenyurt'ta gerçekleşti değerli arkadaşlar. Yani Parlamentonun bu işle çok ilgili olmadığını biliyorum, iş cinayetleriyle ilgili çok ilgili olmadığını biliyorum ama gerçekten içim acıdı ve gözyaşı döktüm o haberi duyunca.

Van'da Yüzüncü Yıl Üniversitesinde okuyan Remzi Ersu adlı bir öğrenci, 4'üncü sınıf öğrencisi yarı yıl tatilinde Van'dan İstanbul'a gidiyor, yakınları orada, otuz saat yol gidiyor otobüsle ve on beş gün, yirmi gün çalışacak, bir harçlık edinecek, sonra tekrar dönecek, Van'da okuluna devam edecek ama Esenyurt'taki inşaatta vinç düşüyor ve onun altında kalarak yaşamını yitirdi. Ölen tıp fakültesi 4'üncü sınıf öğrencisi değerli arkadaşlar. Şunu dedim kendi kendime ve yazdım da bunu: Lanet olsun bu yoksulluğa ve bu yoksunluğa ki tıp fakültesi 4'üncü sınıf öğrencisini yarı yıl tatilinde Van'dan İstanbul'a götürüp bin lira, 500 lira çalışmaya zorlayan bu düzene lanet olsun! Bunu söyledim ve bu sözleri de burada söylemek için söz aldım. Lanet olsun!

Evet yani Türkiye'nin işi, büyük inşaatlar sektör olarak, büyük inşaatlar, inşaat sektörü çok önemli ama o inşaatlarda yaşanan iş cinayetleri konusunda bir duyarlılık var mı bu Parlamentoda? Vallahi yok, gerçekten yok bu Parlamentoda yaşanan dramlar konusunda.

Harcı kanla karılmış inşaatlarda mülk sahibi olmayı tek emel, tek ideal hâline getirecek kadar mı yitirdik vicdanlarımızı? Bu kadar mı betonlaştı kalplerimiz, bu kadar mı? Hiçbirini görmüyoruz, hiçbirini, değerli arkadaşlar, neler yaşandığını. Siyaset ve iktidar çürük bir inşaata dönüştü, çürük bir inşaata, aynen bu şekilde, bütün bu cinayetleri görmeyerek. Ve şu anda Parlamento da bunu görmüyor. Neler yaşandığını bilmiyoruz. Ben isterdim ki bu Parlamentoda Vanlı Remzi Ersu'yla ilgili olarak birisi kalksın bir konuşma yapsın, iktidardan bir başsağlığı dileği gelsin. Var mı haberiniz? Yok. Bir sürü iş cinayeti yaşandı, 13 Mayısta Soma'da olduğu gibi, dünyanın en büyük ölümlü iş kazası. Neyle hatırlıyoruz biz onu, iktidarı? Tekmeyle hatırlıyoruz tekmeyle. Sadece bununla hatırladık, tekme kaldı hafızalarımızda, işçiye atılan tekme değerli arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar) Bunun dışında herhangi bir vicdan ortaklığı, maalesef, burada yok.

Bakın, yakınlarını cinayette yitirenler, iş cinayetlerinde yitirenler her ayın ilk pazar günü İstanbul'da meydanda toplanıyorlar; hepsi yoksul insanlar, hepsi vicdan sahibi insanlar ve vicdan nöbeti tutuyorlar. 58'inci haftasıydı, pazar günü katıldım. Değerli arkadaşlar, bakın, şu almanağı hazırladılar, 2016, yeni çıktı bu. Bir sürü şeyler okuyoruz ama bu milletvekillerine, özellikle AKP'li milletvekili dostlarıma, arkadaşlarıma bu almanağı okumalarını öneririm. Neler yaşandığını…

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Affınıza sığınarak bunu okumanızı öneriyorum değerli arkadaşlar. Hangi hikâyeler var, neler yapmamız lazım, hangi tedbirleri almamız lazım… Edinmeniz kolay, alalım ki çürük inşaata dönüşen bu siyaseti kurtaralım. Sadece rantı düşünmeyin, vicdanla, onurla hareket edelim ve insanlarımızın iş cinayetine kurban gitmesini önleyelim.