Dünya

Gündem ara seçim: Cumhuriyetçilerin üstünlüğü sürecek mi, Trump döneminin sona ermesi mümkün mü?

ABD halkı, 6 Kasım'da çok kritik bir ara seçim için oy vermeye gidecek

05 Kasım 2018 17:44

Amerika Birleşik Devletleri, tarihinin en karmaşık seçimlerinden birinde gidiyor. Uzun yıllar boyunca dünyanın 'demokrasi beşiği' ya da 'demokrasi tüccarı' nitelendirmeleriyle de anılan bu devlet, siyasiler tarafından belki de iç savaş döneminden beri ilk defa bu kadar bölünmüş bir şekilde ve bu kadar dolu bir gündemle sandığa gidecek.

Birçok medya kuruluşu ABD Başkanı Donald Trump’ı halkı nefret ve şiddete ittiğini ve bununla birlikte halkı bölünmeye teşvik ettiğini yazıyor. Trump’a sadık kalan Cumhuriyetçiler ise bunun “Amerika’yı tekrar mükemmel yaptığını”, ABD’yi tekrar dünyanın en güçlüsü yapmak için güçlü söylemleri olan bir lider olduğunu savunuyor.

ABD’nin gündemi de daha önce seçim dönemlerinde pek görmediğimiz kadar dolu. Ünlü Demokrat liderlere gönderilen bombalar, Pittsburgh’ta sinagoga yapılan saldırı, Trump’ın Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesini bir koz olarak kullanarak petrol piyasasını manipüle ettiği iddiaları, İran’a uygulanan yeni yaptırımlar ve ülkenin güney sınırına hızla yaklaşan içinde binlerce kişilik sığınmacı kervanı...

Hem Demokratlar, hem de Cumhuriyetçiler bu gündemler hakkında açıklamalar yaparak son dakika oyları kazanmaya çalışıyor. Örneğin Trump, Cumhuriyetçi tabanın düzensiz sığınmacılara çok sert bir şekilde karşı olduğunu biliyor, dolayısıyla sürekli sınıra asker yığmak ve gerekirse şiddet uygulamakla ilgili açıklamalar yapıyor. Demokratlar ise ünlülere bomba gönderen kişinin fanatik bir Trump hayranı olmasını sık sık hatırlatarak buna Trump’ın nefret söylemlerinin neden olduğunu söylüyor.

WP: Bölücülük ve yalancılık üzerine kurulan kampanya ödüllendirilecek mi?

ABD’nin en yüksek tirajlı, dünya çapında tarafsız kabul edilen ve defalarca gazeteciliğin en prestijli ödülü olan Pulitzer'i kazanmış gazeteler bile bu gerilide 'taraflarını' seçmeye başlamış durumda. The Washington Post’ta gazetenin editörleri tarafından kaleme alınan bir köşe yazısında, bu süreç bittiğinde 'Amerikan seçmeninin bölücülük ve yalancılık üzerine kurulmuş bir seçim kampanyasını ödüllendirip ödüllendirmeyeceğinin' öğrenileceği yazıyor. Editörler ilerleyen satırlarda bu sorunun Trump’ın ara seçim sürecinde izlediği politikalar hakkında olduğunu açıkça belirtiyor.

Seçimler, ABD ve dünyanın geri kalanı için o kadar kritik ki, tarihte pek görülmemiş bir şekilde eski başkanlar da sürece dahil oluyor. Örneğin 44. Başkan Barack Obama, pazar akşamı Illinois eyaletinde bir miting düzenledi, Demokrat Parti’nin Bernie Sanders gibi önemli siyasetçileri de seçim alanlarının dışında, başka bölgelerdeki adaylara destek vermek için mitingler gerçekleştirdi. 

ABD nasıl yönetiliyor?

ABD’de yapılacak olan ara seçimleri anlayabilmek için, yönetim sistemini biraz tanımak gerekiyor. Amerika Birleşik Devletleri, adındaki ‘birleşik devletler’ terimini bayrağında da 50 yıldız ile temsil edilen 50 eyaletinden alıyor. Başkent Washington DC ise bir eyalet kapsamında bulunmuyor. Şehir bu yüzden ülkenin ilk başkanının soyadını taşıyor; sonundaki DC de 'District of Columbia', yani Columbia’nın ilçesi demek.

ABD’deki her eyaletin sınırları içinde kendi yasalarına sahip olma hakkı var, ama aynı zamanda da federal olarak belirlenen yasalara uymak zorundalar. Bu yasaları belirlemek için her eyaletin kendine ait yasama organları var ve bunlar, Senato ile Temsilciler Meclisi'ni oluşturuyor. Eyaletlerin yasama gücü olduğu için, ABD'de eyaletlerden eyaletlere değişen yasalar görmek mümkün. Örneğin New York eyaletinde silah yasaları çok sıkıyken, Teksas'taki çok daha gevşek; Colorado’da esrar içmek serbestken, bunun yasal olmadığı bir eyalette ise üstünde esrarla yakalanan insanlara ağır cezalar verilebiliyor. Bu sayede belli bir yasaya tabi olmak istemeyenler hayat stiline uyan bir eyalette yaşamayı tercih edebiliyor. Federal yasalara bir diğer örnek ise eşcinsel evlilik: Eskiden bazı eyaletlerde yasal, bazılarında yasadışı olan bu durum, birkaç yıl önce federal bir kanun haline geldi. Bu yasayla birlikte artık eşcinsel evlilik ABD’nin her yerinde yasal. Evliliği yapmayı reddeden görevlilere ceza verilebiliyor.

6 Kasım 2018’de Federal yasama organlarının yanına, bu eyalet çapında bulunan yasama organlarında görev alacak siyasilerde seçilecek. Eyaletlerin valileri de bu seçimlerde belirlenecek.

Dünya genel olarak seçimin federal boyutuyla ilgileniyor. Seçimlerin federal boyutu, Washington DC’deki yasama görevi yapan koltuklarda kimin oturacağını belirleyecek. Eyaletlerde bulunan yasama organlarının, federal boyutta bulunanların da isimleri aynı: Senato ve Temsilciler Meclisi. Bu iki ayrı meclisin bir araya gelmesiyle ABD’nin yasama organı, Kongre oluşuyor.

Kongre, tek bir örgüt olarak işlemiyor; Temsilciler Meclisi ve Senato ayrı çalışıyor. Bu iki meclis sadece başkanlık oyları sayılacağı zaman ve belirlenen ortak toplantılarda aynı odada buluşuyor. Bu, ABD’nin kuruluşunda detaylı olarak ayarlanmaya çalışılmış güçler ayrılığının ve kurumların birbirini denetlemesinin bir parçası olarak böyle planlanmıştır. ABD Kongresi’nin toplam 435 eyalet temsilcisi ve 100 senatör olarak 535 üyesi vardır, iki meclis de başkentte bulunan Capitol binasında toplanır.

Başkana verilen desteği ölçen seçimler

ABD’de ara seçimler, başkanlık seçimlerinden 2 yıl sonra yapılıyor. Bu sayede halkın başkana yönelik desteğini de ölçme imkanı doğuyor. Eğer halk başkandan memnun değilse vereceği oylarla yasama organlarındaki çoğunluğu karşı partiye verebilir. Eğer yasama organlarında çoğunluk muhalefet partisine geçerse başkanın istediği yasaları geçirmesi çok zor olur. Seçimin bu tarihe yerleştirilmesinin nedeni de budur, eğer halk seçtiği başkanın iyi bir yönde ilerlemediğini düşünüyorsa, ara dönemde yetkilerini sınırlayabilir.

Trump dönemi sona erebilir mi?

Şu anda Cumhuriyetçi Parti hem Senato’da, hem de Temsilciler Meclisi’nde üstün durumda. Temsilciler Meclisi’nde 235 Cumhuriyetçi, 193 Demokrat bulunuyor, 7 koltuk da boş durumda. Senato’da ise 51 Cumhuriyetçi, 47 Demokrat, iki de bağımsız senatör bulunuyor. Çoğu uzman, anketler ve Başkan Trump’ın güvenoyu yoklamalarına bakıldığında tablonun değişebileceğini ve kongrenin iki kanadında da Demokratların üstünlük sağlayabileceğini söylüyor. Bazı insanlar Demokratların bu üstünlükle Trump dönemini erken bitirmeye çalışacağına inanıyor.

ABD’de, başkana karşı açılacak bir meclis soruşturmasını Temsilciler Meclisi’nin onaylaması gerekiyor. Eğer Temsilciler Meclisi başkan hakkında soruşturma açılması için salt çoğunluk sağlarsa, dava Senato'ya gidiyor. Senato bu durumda hem yargıçlık hem de jürilik yapıyor. Kanıtlar dinlendikten ve yargı süreci bittikten sonra Senato oylama yapıyor. Eğer senatörlerin üçte ikisi başkanın suçlu olduğu yönünde oy verirse, başkan görevden alınıyor.

ABD tarihinde iki başkan bu sürece girdi, Richard Nixon ise ‘Watergate Skandalı’ndan sonra görevden alınacağını anladığı için soruşturma başlamadan istifa etti.

Hakkında Temsilciler Meclisi tarafından resmi olarak soruşturma açılan diğer iki ABD Başkanı ise Andrew Johnson ve Bill Clinton’dı. İki başkan da Senato’da yargılandıktan sonra üçte iki çoğunluğa ulaşılamadığı için görevde kaldı.

Şüphesiz ki ABD halkının 6 Kasım’da atacakları oylar, ülkelerinin hem iç politikalarını hem de dış politikalarını ciddi derecede değiştirebilir. Eğer Cumhuriyetçileri sevindirecek bir sonuç çıkarsa; Trump, popülist politikalarına sandıktan çıkan oylardan da güç alarak daha sert bir biçimde devam edecektir. Eğer sonuçlar beklendiği gibi demokratlara avantaj verirse, mavili siyasetçiler kırmızıların elinde olan Beyaz Saray’ı dizginlemeye çalışacaktır.