Politika

Gül: Tek tip düşünüyor olsaydık memleket 'demokrasiyle yönetiliyor' denemezdi

Gül: Türkiye'de çoğulculuk, çok partili sistemi ve seçimlerin şeffaflığının yanı sıra demokrasinin gereği olarak diğer katılımcı mekanizmaların hep işlediğini bilmemiz gerek

14 Haziran 2013 00:36

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Artvin'de yaptığı konuşmada "Hepimiz tek tip düşünüyor olsaydık hepimiz tek inanç, tek siyasi görüşte olsaydık o zaman bu memleketin zenginlikleri de ortaya çıkmazdı, memleket 'demokrasiyle yönetiliyor' da denemezdi" dedi. Gül, demokrasinin varlığı için seçim dışındaki diğer katılımcı mekanizmaların da önemini vurguladı.

Gül, Artvin Valisi Necmettin Kalkan tarafından DSİ Sosyal Tesisleri'nde onuruna verilen yemekte yaptığı konuşmada, Artvin'i ilk kez ziyaret etme fırsatı bulduğunu belirterek, "Uzun bir siyasi hayatım olmasına rağmen gelip göremediğim nadir illerden birisiydi ama bugün Cumhurbaşkanı olarak Artvin'e gelmek ve sizlerle beraber olmaktan, çok daha yakından tanımaktan çok büyük bir mutluluk duyuyorum" diye konuştu.

Artvin'in Türkiye'nin bir sınır ili olduğunu vurgulayan Gül, şunları söyledi:

"Gürcistan'la komşuyuz, hatta birazcık Ermenistan'la da ufakta olsa komşuluğumuz var. Dolayısıyla Türkiye'yi Karadeniz üzerinden Kafkaslara bağlayan, Kafkaslar üzerinden de Orta Asya'ya bağlayan bir ilimiz. Bu bakımdan Türkiye için çok önemli. Sarp Kapısı sadece Artvin için değil, bütün Türkiye'yi hatta Avrupa'yı Orta Asya'ya kadar bağlayan bir kapı. Bunun ötesinde tabii ki Artvin deyince akla Artvin'in kendi kültürü geliyor. Her şeyden önce de güzel doğası, tabiatı, yeşilliği geliyor. Artvin'in il sınırları içerisindeki doğal güzellikler geliyor ve bu Türkiye'ye çok büyük zenginlik katıyor."

Gül, Çoruh Nehri üzerinde pek çok baraj yapıldığını anlatarak, konuşmasına şöyle devam etti:

"Bu barajları da düşündüğümüzde 'barajlar şehri Artvin'e hoşgeldiniz' diye afişler, pankartlar asmışsınız, gerçekten barajlar şehrindeyiz. Türkiye'de böyle bir yerleşime sahip bir şehir yok benim bildiğim kadarıyla. Dünyada da gezdiğim yerlerde hiç görmedim. Gerçekten hem avantajları çok, bir dağın yüzüne tamamen yerleşmiş bir şehir ama şüphesiz ki aynı zamanda altyapıları yapılırken birçok zorluklar çıkartması açısından da zorlukları var ama böyle bir yeşilliğin içinde ve böyle bir şehirde yaşıyor olmanızdan da hepinizin mutlu olması gerekir.

Gördüğüm başka bir şey şu: Eskiden Karadeniz'den bir ilden bir ile giderken bazen saatler alırdı. Yapılan çevre yollar, onlarca tünelle (bazıları çok uzun tüneller) mesafelerin çok kısaldığını gördüm. Çok büyük altyapı yatırımlarını görmekten de çok memnun oldum. Şüphesiz ki barajlar dediğimizde bunlar artık illerin değil, bütün Türkiye'nin büyük yatırımları oluyor. Deriner Barajı'nı büyük bir gururla gezdim, dünyanın sayılı barajlarından birisi. Şimdi ona Yusufeli Barajı ekleniyor ki bütün bunlar sizin zenginliğinizi bütün Türkiye'ye verdiğinizi göstermekte."

Gül, huzur ve istikrarın her şeyin başında geldiğine dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"AyrıcaTürkiye'nin demokrasiyle idare edilen, hukukun üstünlüğü olan bir ülke olmasının da yine hepimizin kıymetini bilmemiz gerekir. Çoğulculuğu olan, çok partili sistemi olan, günü geldiğinde seçimlerin şeffaf bir şekilde yapıldığı ama bu süre içinde de demokrasinin gereği olarak bütün diğer katılımcı mekanizmaların hep işlediğini bilmemiz gerekir. Memleketin kıymetini bilip, memleketin ve vatandaşlarımızın noksanlıklarını gidermek için enerjimizi hazırlamamız gerekir."

Yapılacak daha çok şeyler olduğunu belirten Gül, "Sizin de il olarak çok beklentileriniz var. Bütün bunları tamamlayabilmek, yapabilmek için hepimiz birbirimize saygı duyacağız, sevgi göstereceğiz. Varsa farklı düşüncelerimiz, farklılıklarımız bunları gayet dikkatli bir şekilde görüp, bunlara saygı göstermek gerekir. Bunlar hep memleketin zenginliğidir" değerlendirmesini yaptı.

"Hepimiz tek tip düşünüyor olsaydık hepimiz tek inanç, tek siyasi görüşte olsaydık o zaman bu memleketin zenginlikleri de ortaya çıkmazdı, memleket 'demokrasiyle yönetiliyor' da denemezdi" diye konuşan Gül, "zaman zaman bazı üzücü şeyler görülebildiğini ancak bunların hepsinin geçici olduğunu" ifade etti.

Gül,  şunları belirtti:

"Bundan hiç tereddüdüm yok. Bu tip sıkıntılar Avrupa ülkelerinde de Amerika'da da oluyor. Ekranlarınıza geliyor, seyrediyorsunuz. Bunlar kimsenin moralini bozmasın. Hepimizin yapacak çok işimiz olduğunu, yürüyecek çok yolumuz olduğunu bilmemiz gerekir. Terörle mücadele ederken ne büyük sıkıntılar çekiyorduk. Şehitlerimizin aileleri burada. Ateş hep düştüğü yeri yakıyor aslında. Acıları ne kadar paylaşsak da o acılar hiçbir zaman unutulmuyor. Onun için istikrar, huzur, kardeşlik hepimizin birbirine olan dayanışması her şeyin başında gelir. Böyle olunca o zaman Türkiye'nin noksanlıklarını gidermek kolay olacaktır.

Hele küçük şehirlerde bu çok daha önemlidir. Herkes birbirinin dostu, arkadaşı, akrabasıdır. Herkes her gün birbirinin yüzüne bakmaktadır. Onun için küçük şehirlerimizde özellikle saygı, sevgi bu her şeyin başında gelir. Böyle olmazsa o zaman sıkıntılar olur ki bunlar çok büyük yaralar açar. Ben bu güzel şehrimizde böyle bir dayanışmanın ve huzurun olduğunu görmekten de büyük bir memnuniyet duyuyorum."

Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı ise Rize ve Artvin'de son derece keyifli, içtenlikli, duygulu bir program icra ettiklerini anlatarak, "Bu hepimizi mutlu ediyor. En kıymetli varlık insan, en üstün güç hukuk ve adalet. Cumhuriyet hükümeti olarak çalışmalarımızı bu ölçütleri gözeterek yürütüyoruz" dedi.

Yazıcı, Sarp Sınır Kapısı'nın Türkiye'nin en önemli sınır kapılarından biri olduğunu vurgulayarak, "Bu bölge lojistik aks ile birleştiğinde çok daha fazla önem arz edecek. Muratlı Gümrük Kapısı ile ilgili çalışmalarımız sürüyor" bilgisini verdi.