Gündem

Grup Başkan Vekili'ne göre AKP yüzde kaç oy alacak?

AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal: Tayyip Erdoğan'ı AK Parti'yle özdeşleştirmek yanlış

01 Haziran 2015 21:56

AKP Grup Başkanvekili ve Kahramanmaraş milletvekili adayı Mahir Ünal, 7 Haziran Genel Seçimleri'ne 1 hafta kala AK Parti'nin oy oranına ilişkin tahminini açıkladı. HDP’nin barajı geçemeyeceğini savunan Ünal, AKP’nin ise yüzde 47 oy alacağını söyledi.

Ünal Tayyip Erdoğan’ın seçimlerden önce meydanlara çıkarak miting yapmasını ise “Tayyip Erdoğan, lider olarak ortaya koyduğu vizyonu, Türkiye hedeflerini destekleyen bir yapıyı destekliyor. Bunu AK Parti değil de başka birisi yaparsa Tayyip Erdoğan onu da destekler. Tayyip Erdoğan'ı AK Parti'yle özdeşleştirmek yanlış” ifadeleriyle yorumladı.

İnternethaber’den Hadi Özışık’a değerlendirmelerde bulunan Mahir Ünal’ın açıklamalarından satır başları şöyle:

Bu seçimde, benim kişisel tahminin AK Parti yüzde 47 ile bitirecek. HDP barajı aşmıyor gözüküyor. Seçim tuhaf bir şekilde birinci parti ile dördüncü parti arasında geçiyor. Seçimde birileri HDP'nin barajı geçip aşıp aşmamasına yüklenmiş durumda. Tabi bunun sorumlusu da, anamuhafelet ve MHP'dir.

Çünkü ana muhalefet partisi gerçek bir iktidar ortağı olma potansiyeli ortaya koysa bu böyle olmayacak. Daha çok 3 partinin bir araya gelerek, AK Parti karşısında bir koalisyon oluşturabilirler mi? Bu koalisyonun ortaya çıkabilmesi içinde HDP'nin barajı aşması gerekiyor.

 

‘Tayyip Erdoğan’ı AK Parti'yle özdeşleştirmek yanlış’

 

Bilinçli olarak Türkiye'de bütün meseleleri Tayyip Erdoğan üzerinden konuşarak meseleleri kilitliyorlar. Bu yeni bir şey değil. Tayyip Erdoğan'la ilgili konuşmaları yeni bir şey değil. Çok taktiksel bir şey yapıyorlar. Meselenin çözümsüzlük üzerine kurulmasının alt yapısını hazırlıyorlar.

Tayyip Erdoğan, 90 yıldan beri çevreye itilmiş, öfkeli, 28 Şubat'ın üzerinden geçen öfkeli kitleyi alıp merkeze taşıdı. Onları sistemle entegre etti. Cumhuriyet, rejime öfkeli gören, kendisini mağdur olarak gören, kendisini kenarda gören kitleyi merkeze taşıdı ve sorun alanını iyileştirdi. Onu bitirdikten sonra da Kürt meselesi ve Alevi meselesi gibi farkıl kimlikleri iyileştirmeye başladı.

İktidarlarını ve imtiyazlarını kaybedenler eski Türkiye'deki o tatlı günlerini inşa etmek isteyenler bu değişimi engellemeye çalıştılar.

"AKP'den kurtulmalıyız lobisi" hep vardı. Ama her seferinde şekil değiştirdi. Bir baktınız parti kapatma, darbe girişimi, Gezi, bir baktınız 17-25 Aralık oldu. Burada Tayyip Erdoğan üzerinden meseleyi tartışarak kendi tabanlarını konsolide ediyorlar.

Yani siyasi aktörleri sorumlulukları, AK Parti karşısında kendisini yenilgiye uğramış hissedenleri merkeze çekip toplumsal barışı sağlamaları gerekiyor. Ancak onlar iktidarını kaybedenlerin öfkesinin kullanıp beslenmeyi tercih ediyorlar. Öfke ve nefret dilinin simgesi haline Tayyip Erdoğan'ı getirdiler.

Selahattin Demirtaş da aynısını yapıyor. Demirtaş da o bloğun parçası. Tayyip Erdoğan'ın oluşturduğun çözüm havasının sinerjisini kullanmak yerine, AK Parti karşıtlığının öfkesini kullanmayı tercih etti. Onlar bu öfkeden ve nefretten besleniyorlar.

Tayyip Erdoğan, lider olarak ortaya koyduğu vizyonu, Türkiye hedeflerini destekleyen bir yapıyı destekliyor. Bunu AK Parti değil de başka birisi yaparsa Tayyip Erdoğan onu da destekler. Tayyip Erdoğan'ı AK Parti'yle özdeşleştirmek yanlış.

AK Parti şahsında Türkiye'nin gelişimi dönüşümü burada tecessüm etmiş görünüyor. Tayyip rRdoğan çözüm süreci, tam bağımsızlığı, istiklal ve istikbal mücadelesi diyor. Bu mücadeleyi kim yapıyorsa Tayyip Erodoğan onunla beraber.