Gündem

'Geliyorum' performansına polis engeli

Sanatçı Yusuf Özal Çelik’in bir kafenin bahçesinde cinsellik ve cinsiyet algısı üzerine gerçekleştireceği 'Geliyorum' performansı polis tarafından engellendi

30 Ekim 2014 17:07

Performans sanatçısı Yusuf Özal Çelik’in toplumdaki cinsellik ve cinsiyet algısını işlediği “Geliyorum” adlı performansı polis tarafından engellendi.

Yıldız Tar'ın Kaos GL'de yer alan haberine göre, dün (29 Ekim 2014) akşam saatlerinde İstanbul Beyoğlu’nda bulunan Sugar & Spice isimli kafenin bahçesinde yapılması planlanan performans polis tehdidi ve baskısı sonucu gerçekleştirilemedi.

Yaşananları aktaran sanatçı Yusuf Özal Çelik, “Eşcinsel barda yapılan, cinsellik ve cinsiyet algısına ilişkin bir etkinlik olduğu için engellediler” dedi.

 

'Sokakta gösteri yapamazsınız!'

 

Çelik’in aktarımıyla dün akşam yaşananlar şöyle:

“Performans için 250’ye yakın kişi Sugar & Spice Kafe’nin bahçesinde toplandık. Bir yandan da mekanda gökkuşağı bayrağı vardı. 20.10’da etkinliği başlatmak istiyorduk ancak 20.05 dolaylarında beyaz ceketli, telsizli bir adam geldi. Polis olduğunu söyledi ve bizlere ‘Sokakta gösteri yapamazsınız’ dedi. Biz durumu anlatmaya çalışırken; ‘Ya dağılırsınız ya da polis gelir su sıkar ve sizi dağıtır. Mekana da ceza kesilir’ diyerek bizi tehdit etti.”

Tehditlerin ardından katılımcılar yaşanan hukuksuzluğa tepki gösterirken; o esnada İstiklal Caddesi’nde Türk bayrakları ve “Allahüekber” nidalarıyla yapılan “eyleme” polisin müdahale etmemesi dikkat çekti. Çelik, “Eğer ki gökkuşağı bayrağı yerine Türk bayrağı olsa; ‘Allahüekber’ nidaları olsaydı bize karışmayacaklardır” sözleriyle polisin bu uygulamasına tepki gösterdi.

Çelik bundan sonrasına ilişkin ise, “Performansımı yapamadım ancak bu böyle bitmeyecek. Başka bir mekanda ben bu performansı yapacağım. Ben de tam bu polis, devlet, yöneticiler ve diğerlerinin baskılarından bahsetmek istiyordum bu performansta. Performansımı polislerin karşısında da olsa yapacağım” şeklinde konuştu.

Performansın manifestosu ise şöyleydi:

“Kimlikler ve onları kuşatan makro yapılanmalar (kurumsal pratikler ve zihniyetler) toplumsal cinsiyet kalıplarını oluşturmasında önemli yere sahiptirler.

Modernizmle birlikte kimlik artık birey tarafından oluşturulmak zorundadır. Yeni ama gittikçe artan bir hızla değişen dünyada önemli kararlar bireyin kendisine bırakılmıştır. Bu oluşumda modern kapitalist toplumda değişen üretim biçimleri ve iş bölümü bir etkiye sahip olmuştur. Ekonominin gelişme ve kentsel yaşam, toplumsal rollerin ve sorumlulukların çoğalmasına, beraberinde kimlik problemlerine neden olmuştur. Toplum yapısında bireyin sosyal davranışlarını belirleyen unsurlar (değerler, normlar, statüler, roller) sosyal kimlik belirleyeceği olarak sosyal kategorilere ait özelliklerle ilişki halindedir. Modern olan birey toplumsal rolleri ve sorumlulukları arasında bölünmüş, yaşam koşulları bireyi tercihleri ve seçimleri konusunda zor durumda bırakılmıştır.

Modern/ulus devletlerinin kurulmasıyla başlayan sonrasında gittikçe artan geniş kent ve kır pazarları için üzerimize giydirilen bir kıyafet sınıf hegemonyasının bir klasiği haline gelmiştir.”