Medya

Fehmi Koru: Darbe konusunda hep ABD'ye bakıyoruz, İsrail'in planlarını da ihmal etmemek gerekiyor

"Sykes-Picot çökmüş de haberimiz yok"

01 Ağustos 2016 14:08

Türkiye’yi ‘darbe’ macerasına sürükleyenler, bu yolla ülkemizi ne kadar dışarının plan ve hesaplarına açık hale getireceklerini düşünmemiş olabilirler mi?

Yoksa, onları teşvik ederek böyle bir maceraya sevk edenlerin amacı buydu da, darbeci güruh, bu Türkiye-aleyhtarı plana âlet mi oldu?

Hep ABD’ye bakıyoruz ‘darbe’ konusunda ve bunu yaparken yerden göğe haklıyız; ancak bir de darbe sonrası ortaya dökülen niyetler ve planlar var; onları da ihmal etmemek gerekiyor.

O niyet ve planlar İsrail’e ait…

2bee567Bir gazeteden aynı konuda üç yazı

Bir gazete durmadan aynı konuyu işliyor diye ‘devleti olmayan millet’ sonunda devlete kavuşacak değil. Her şeyden önce, buna, içinde yer aldığı coğrafyada zaten var olan devletler yönetimlerinin onay vermesi gerekir.

Ancak, Jerusalem Post (JP) gazetesi, son bir hafta içerisinde üç ayrı yazıyla, ‘Kürdistan kurulmalı’ konusunu işler ve bu konuda İsrailli siyasilerin adlarını böyle bir niyetin sahibi olarak anarsa…

Herhalde bu ısrara bir anlam vermek gerekir.

Şöyle bir anlam: İsrail Türkiye ile arayı düzeltti, ama bunu yeterli saymıyor; kendisine daha yakın ve bir çok konuda işbirliği yapabileceği yeni bir devlet arayışında… Türkiye’nin darbe sonrasında kendi içiyle meşgul olma zorunluluğu İsrail yönetimine cesaret veriyor…

Yazılara birlikte göz atalım da, bakalım, şu bir hafta içerisinde yayımlanan üç yazıdan sizin çıkaracağınız anlam farklı mı olacak…

İlk yazı Gideon Sa’ar imzalı.

Sa’ar uzun yıllar Likud Partisi’nden Knesset’te (Meclis) bulunmuş bir politikacı; bakanlıklar da yaptı. 11 yıl sonunda milletvekilliğini kendi rızasıyla bıraktı, bir araştırma kurumunda çalışıyor.

Sykes-Picot çökmüş de haberimiz yok

Bizde bir ara “Çöktü mü?” diye tartışmasına kapı aralanmışken başka konular öne çıktığı için arka plana itilen, 1. Dünya Savaşı sonrasında Ortadoğu’da 20’den fazla devlet doğurmuş Sykes-Picot Anlaşması, Sa’ar’a göre çökmüş…

“Madem Sykes-Picot çöktü ve madem Arap cumhuriyetleri dağılma sürecine girdi, İsrail bölgedeki yerini gözden geçirmeli” diyor.

Irak müflis bir ülke. Libya da öyle. Suriye o yolda. Hepsi darmadağın gerçekten.

‘Halkı Arap-olmayan ülkeler’ çıksa iyi olurmuş… Türkiye ile İran da ‘halkı Arap olmayan ülke’ mişi, ama onlardan İsrail’e hayır yokmuş. “Tayyip Erdoğan ülkenin başında kaldıkça Türkiye İsrail’e dostça bakmaz”görüşünde Sa’ar. İran ise zaten İsrail’in yok edilmesini istiyormuş…

Dediği şu: “Sünni kamp şu günlerde bayağı zayıf, ancak Filistin sorunu yüzünden onlarla aramızın iyi olması mümkün değil; o engel bile olmasa o rejimlerle arayı ancak sınırlı biçimde düzeltebiliriz.”

Genel tahlilden sonra sıra Kürdistan konusuna geliyor doğal olarak. Gideon Sa’ar “Kürtlere yardım eli uzatmalı İsrail” diyor. Kendini yönetme ve siyasal arzularını gerçekleştirme yönünde bir yardım eli… Bunu yaparlarsa, sadece gerçek bir müttefik kazanmış olmayacaklar, bölgedeki başka azınlıklarla da kalıcı ilişkilere kapılarını aralayacaklarmış…

Mesaj açık…

İsrail bayrağı üzerinde namaz
İsrail bayrağı üzerinde namaz

Yazıya Kürtler de yazıyla cevap verdi

Bu yazı 15 Temmuz darbesinden bir hafta sonra, 23 Temmuz günü, çıktı JP’ta. Dört gün sonra (27 Temmuz), yine aynı gazetede, ‘Kürdistan ile İsrail arasında köprü inşası’ başlıklı bir başka yazı çıktı. İmza: Bakır Lashkari…

Kurdish Diaspora & Intellectual Society (Kürt Diyasporası ve Aydınlar Topluluğu) adlı kuruluşun başkanıymış Bakır Leşkeri…

Leşkeri, diplomasi dili yüzünden bir türlü açıkça ifade edilemeyeni kayda geçiriyor“Artık Bağdat tarafından yönetilmeyi kabul edemeyiz. Irak zaten iflâs etmiş bir ülke ve meydana gelen her olay Bağdat’la ortak bir geleceğimiz olmadığı gerçeğini pekiştiriyor. Bağdat yönetiminden çıkmak hem Kürtler hem de bölge için en iyi tercih…”

Hatırlatayım: Irak’a ABD müdahalesi sonrasında oluşan yeni rejimde devletin başına Celal Talabani getirildi. Talabani Kürt’tü. Irak’ın şimdiki cumhurbaşkanı Fuad Masum… O da Kürt…

Ancak Leşkeri yine de “Biz ayrılmalıyız” türküsünü söyleyebiliyor ve yazısını “Kürtler Bağdat’tan bağımsızlığını ilân etmek için en doğru fırsatı bekliyor” cümlesiyle başlayan bir paragrafla bitiriyor.

JP devletin görüşünü açık ediyor

Üçüncü yazı JP’ta bugün (1 Ağustos) yayımlandı. İmzasız bir yazı bu ve gazetenin görüşünü yansıtıyor (editorial; başyazı). Başlığı şu: ‘Kürtleri destekle’.

Başlığın hemen altında da şu satırlar yer alıyor: “İsrail’in Kürtler ile bağlarını ve işbirliğini daha da artırması için pek çok sebep var; Kürtler bir sonraki adımı atmaya ne zaman karar verirlerse o zaman Kuzey Irak’ta bağımsız bir Kürt Devleti’ne destek vermek de dahil…”

Ben-Gurion ile Peres: Daha ilk günden...
Ben-Gurion ile Peres: Daha ilk günden…

“Kürtler ile çalışmak David Ben-Gurion (İsrail’in ilk başbakanı) zamanından beri bizim ‘çevre stratejimiz’dir” diyor başyazı. Eski cumhurbaşkanları Şimon Peres 2014 Haziran ayında biraraya geldiğinde Barack Obama’ya‘Kürdistan kurulmalı’ konusunu açmış.

“Yine de” diyor başyazı “İlişkilerimiz hem karmaşık, hem de gizli yürümek zorunda.”

Neden karmaşık? “Karmaşık, çünkü Kürtler’in yaşadığı ve siyasi örgütleri bulunan dört ayrı ülkede dört farklı Kürt grubuyla ilişki yürütülmesi gerekiyor: Türkiye, İran, Irak ve Suriye’deler ve herbiri ayrı bir politik gündeme sahip…”

Peki neden ‘gizli’“Gizli, çünkü Kürtler bizimle açıkça yakın ilişki kurmakta zorlanıyor. Kürtler ile bağları pekiştirmek yalnızca İsrail’in çıkarlarına hizmet etmez, moral açıdan da bir fırsattır. Kürtlerin kendilerini yönetme hakkını desteklemek hayırı şerre tercih etmek demektir.”

‘Gizli’ giden ilişki buysa…

Bölgedeki daha eski ve emin müttefiklerini kızdırma pahasına Tel Aviv ile ‘gizli’ ittifaklarını pekiştirmeden, Kürtler, İsrail’in niyetlerini iyi okuyup doğru değerlendiriyorlardır umarım.

İsrail'in niyetlerini Kürtler iyi değerlendiriyor mu?
İsrail’in niyetlerini Kürtler iyi değerlendiriyor mu?

İsrail bölgede yeni bir devlet arayışında

Bu yazılardan ne anladığımı başlarda ifade etmiştim; tekrarlayayım: İsrail Türkiye ile arayı düzeltti, ama bunu yeterli saymıyor; kendisine daha yakın ve bir çok konuda işbirliği yapabileceği yeni bir devlet arayışında… Türkiye’nin kendi içiyle meşgul olma zorunluluğu İsrail yönetimine cesaret veriyor…

Türkiye’nin haziran ayında ‘barış ve kardeşlik projesi’ olarak yansıtılan ‘açılım’ politikasını terk etmesi sonrasında meydana gelenler, İsrail’i, daha önce telâffuz etmekten kaçındığı tercihleri artık ifade edebilecek cesarete kavuşturmuş gibi…

İki ülkenin arasının düzelmesine rağmen…

‘Darbe girişimi’ başarısız olsa da çalkantılara ve sarsıntılara yol açtı; Türkiye’nin ‘kırmızı çizgi’ ile ifade edilen sınırlamalarını zorlamayı düşünenler böyle bir zeminde ortaya çıkar.

JP sayfalarına yansıyan tablo, çıkmaya başladığına işaret ediyor.