Medya

Eygi: En azılı düşmanları bile İslam'a liyakati ve ehliyeti yokken ikbal peşinde koşanlar kadar zarar vermedi

"İslam’a ve Ümmete en büyük zararı, Müslüman kılıklı arivistler vermiştir"

19 Mart 2017 19:42

Milli Gazete yazarı Mehmed Şevket Eygi, "İslam’a ve Ümmete en büyük zararı, Müslüman kılıklı arivistler vermiştir" ifadelerini kullanarak  "Arivist ne demektir?.. Ehliyeti ve liyakati olmadığı halde ikbal peşinde koşan ve yükselmek, vasıl olmak için her haltı yiyen sahtekar münafıktır. En azılı düşmanları bile İslam'a liyakati ve ehliyeti yokken ikbal peşinde koşanlar kadar zarar vermedi" dedi.

Eygi'nin Milli Gazete'deki yazısı şöyle:

Müslümanlar Kur’anın emirlerini yerine getirir, yasaklarından uzak durur, Peygambere (Salat ve selam olsun ona) biat ve itaat edip yolundan gider, râşid İmama biat ve itaat ederlerse; onları kimse yenemez, esir ve zelil hale getiremez.
 
İslamın belli başlı kesin emirleri şunlardır:
 
1. Allah ile olan bütün işlerde, ibadetlerde, kullukta ihlaslı olmak.
 
2. İnsanlarla ve diğer yaratıklarla olan işlerde âdil olmak.
 
3. Sahih bir itikada sahip olmak.
 
4. Beş vakit namazı DOSDOĞRU kılmak. Farz namazları cemaatle kılmak.
 
5. ZekatıKur’ana, Sünnete, Şeriata, fıkha uygun şekilde DOSDOĞRU vermek.
 
6. Tek bir Ümmet yapısı içinde birlik ve beraberlik içinde olmak.
 
7. Ülü’l-emr olan İmam’a biat ve itaat etmek.
 
8. Bilgili olmak.
 
9. Ahlaklı ve faziletli olmak.
 
10. Dünya vazifelerini yapar olduğu halde âhirete dönük olmak.
 
11. Emanetleri ehline ve layık olana vermek.
 
12. Emr-i mâruf ve nehy-i münker yapmak.
 
13. İslam düşmanlarından daha güçlü olmak için gereken bütün sebep ve vesilelere yapışmak.
 
14. Nefs-i emmâresini ve şeytanı iki büyük düşman bilmek ve onlarla büyük cihad etmek.
 
Yukarıda belirtilen on dört konuyu yerine getirmeyen Müslümanlar galip değil mağlup olur.
 
Zamanımızda yaygın bir söylem var:
 
Bizi düşmanlarımız mahv etti, bu hale getirdi…
 
Yanlış, yanlış, bin kere yanlış!..
 
Bizi mahv eden kendi büyük günahlarımız, eksiklerimiz, hattâ hıyanetlerimizdir.
 
Bizi cehaletimiz mahv etti.
 
Biz, birlik olmadığımız için bu hallere düştük.
 
İslam’a ve Ümmete en büyük zararı, Müslüman kılıklı arivistler vermiştir.
 
Arivist ne demektir?.. Ehliyeti ve liyakati olmadığı halde ikbal peşinde koşan ve yükselmek, vasıl olmak için her haltı yiyen sahtekar münafıktır.
 
İslam’ın en azılı düşmanları bile arivist münafıklar kadar zarar vermemiştir.
 
Bir de, kaş yapayım derken göz çıkartan aktivistler var.
 
Aktivist, İslamı bir ideoloji haline getiren kimsedir.
 
Yirminci asırda Arap aleminde ve Pakistan’da türeyen aktivistler, Müslümanların ümitlerini, heyecanlarını, enerjilerini, paralarını, zamanlarını israf ettiler.
 
Bütün bid’atçi İslamcılıklar, İslama karşıdır.
 
Dini alet ederek, vasıta kılarak ikbal, ün, alkış, servet peşinde koşanlar haindir.
 
İslam’da riyasete talip olmak yoktur. Böyle bir talep haramdır.
 
Kendisi talip olmasa, matlup (istenen) olsa, ehliyeti yoksa kabul etmek yine haramdır.
 
İbadetler, dinî hizmetler ticarete, zengin olmaya alet edilemez.
 
Müfessirlik icazeti olmayanların Kur’an tefsiri, tercümesi, meali yapmaları haramdır. 
 
Bazı dinî hizmetleri yapanlara (fetva ve ruhsat ile) ücret ve maaş ödenmesi caizdir ama dini alet ederek zengin olmak. Köşeyi dönmek asla caiz değildir.
 
Efendiler!.. Haçlılara, Siyonistlere, harbî İslam düşmanlarına verip veriştirmeyi, bütün felaketlerimizi onlardan bilmeyi bırakalım da kendi halimize bakalım.
 
Kur’anın ve Peygamberin emirlerini yerine getirmeyen, ilahî sınırları çiğneyen, haramları işleyen bir toplum iflah olmaz, necat bulmaz.
 
Namazı yitiren ve şehvetlerine uyan bir toplum iflah olmaz.
 
Ümmet birliğini yıkıp birbirinden kopuk bin parçaya ayrılan, tefrikaya ve çekişmeye dalan bir toplum iflah olmaz.
 
Müslüman toplum ahlaklı, faziletli, sayısız meziyetlerle süslü olmalıdır. Bunlara sahip olmayan Müslüman bir toplum iflah olmaz.
 
İlmihalini ve ahlakını bilmeyen, öğrenmeyen ve bunları hayata uygulamayan bir toplum iflah olmaz.
 
Lükse, israfa, aşırı tüketime, aşırı konfora, gösterişe, gurur ve kibre mübtelâ olan bir toplum iflah olmaz.
 
Müslümanlar gerçek ve doğru Müslüman olursa, AllahüTealanın izni ve yardımı ile kendilerinden büyük düşmanları yenebilirler.
 
Kur’ana, Sünnete, Şeriata uymazsa, ahlaklı ve faziletli olmazsa, birlik halinde olmazsa, başında râşid bir İmam bulunmazsa; bir buçuk milyarlık paramparça İslam Ümmeti, dokuz milyonluk İsrail ile başa çıkamaz.
 
Kurtuluşun, necatın, felahın, izzetin, zaferin çaresi kendimizi ıslah etmektir.