Spor

Eski Galatasaray Başkanı Adnan Polat: Savcı Öz anlattı, şike sürecinde beni ve yönetimi de dinlemişler

"Şikeye bulaşmayan bir tek Galatasaray idi..."

22 Kasım 2015 10:09

Bir dönem Galatasaray başkanlığını yapan Adnan Polat, şike davası sürecine ilişkin olarak, "Ben ayrılırken tüm kulüpler şike tartışmalarının içindeydi, ama doğru ama yanlış. Bir bulaşmayan GS idi, ki beni ve yönetimimi 9 ay dinlemişler, bunu bana savcı Zekeriya Öz sonradan anlattı" dedi. 

Dev holdinglerin kârsızlık şikâyetiyle yaka silktiği enerji sektöründen heveslerinin kaçmadığını anlatan Polat Holding Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Polat, “Yenilenebilir enerjiye 2 milyar dolar yatıracağız. İş artık para kazanmaktan çıktı, biraz ‘ideal’ ve ‘kalbi’ kısmı ağır basan bir iş oldu” diyor.

Habertürk'ten Meltem Ersoy'un sorularını yanıtlayan (22 Kasım 2015) Adnan Polat'ın açıklamalarından bazı bölümler şöyle:

-Enerji yatırımlarında kârsızlık şikâyetleri artıyor, sizin enerjiden hevesiniz kaçtı mı?

Yok, kaçmadı. Biz yenilenebilir enerjiye inanıyoruz. Bu işin kanunu bile yoktu, biz uğraşıyorduk. 10 yıl çalıştık, görüşmediğim Başbakan kalmadı. Erbakan’dan Ecevit’e herkesle görüştüm. Herkes olumlu buldu, ama uygulama adımı atılamadı. Tayyip Bey’e de anlatmıştım, dinledi, 10’uncu dakikasında “Kanun taslağını bize getirin” dedi. Biz de verdik. 1 senede çıktı kanun. Türkiye mutlaka yerli kaynaklarını hayata geçirmek zorunda. Kâr sorunu var tabii. Mesela rüzgâr enerjisine yatırım yaptığınız vakit 10 seneden önce geri dönüş olmuyor. Ama yine de yapacağız. Bu işe gerçek anlamda kendimizi vakfettik. Tabii bu rakamlarla iş biraz kalbi kısmı ağır basan bir iş oldu. Bizim yönetim kurulumuzda oğlum ve kızım da var. Kızım diyor ki: “Baba, sen bu işlerden bir şey umma, bunlar bize çalışacak yatırımlar.”

-Bu durum yeni yatırım yapmaktan elinizi kesiyor mu?

Yok. Şu anda 5 ilde enerji yatırımımız var. Bizim niyetimiz 2020’ye kadar Polat Enerji olarak 2 milyar dolarlık yatırım yapmak. Başka büyük projeler var kafamızda. Yine güneş ve rüzgârla ilgili. Bunlar yapılabilirse bu rakamın da üzerine çıkarız.

-Türbin yatırımı mı mesela? Türbinin kendisini üretmemiz lazım, Almanları ikna ettik. Ama şimdi işin içinde Fransızlar ve Türk hükümeti de var. Tasarı halinde şu an. Bu konuda fabrika yatırımı büyük. Dolayısıyla yabancı “En azından 10 yıllık yatırım planlaması görelim” diyor. Türkiye’de ise lisanslar alındı ama yatırım yok. Çünkü yanlış sistem yüzünden çantacılar türedi. Lisanslar yarışmayla veriliyor, bu yarışmalar bitmeli. Devletin hesabı para değil, ülkeye tasarruf ettirme hesabı olmalı. Ön yeterliliği yükseğe koyup bu lisansları bu kurumlara vermeleri lazım. Bugün 6 bin megavatlık lisans var, yapılamıyor. Çünkü çok yüksek fiyatlara verdiler, fizibıl değil, piyasada çantacılar lisansını satmak istiyor. Sonuçta ben yenilenebilir enerjinin peşini bırakmak istemiyorum. İş artık para kazanmaktan öte bir ideal haline geldi.

 

"10 günde projenin yarısını sattık"

 

-Piyalepaşa projesi satışları ne durumda?

Kentsel dönüşümün amiral gemisi bu proje. Lansmandan önce 70 civarı daire satmıştık. Lansmanın 10’uncu gününde yüzde 50’ye yakın satış yaptık. Düşündüğümüzden çok önce satışlar bitecek gibi. n Hak sahipleriyle anlaşmazlıklar size ne kadar ek maliyet çıkardı? Parasal olarak da zamansal olarak da yük getiriyor. Tüm anlaşmaların bitmesi 2016 sonunu bulur, o yüzden ek maliyete dair şu an ne desem doğru olmaz. Piyalepaşa, 12 yıldır üzerinde uğraştığımız bir proje. Benim bütün arzum burayı bitirdiğimizde burada yaşayanlar, sonradan daire alanlar, hak sahibi olanların hayır duasını alıp gidelim. Tabii ki çok büyük bir kitleye hitap edince anlaşmazlık olabiliyor. Verasetle bölünmüş arsalar var. Aile bireylerinin çoğu birbiriyle kavgalı. Sadece o değil, kaçak yapılarda gaz, elektrik parası vs ödenmemiş.

Polat, GS’nin demokratik bir devrim geçirmesi gerektiğini söylerken, “Şu an kulüp 500 kişilik bir azınlığın elinde. Bunların maddi manevi ekmek teknesi olmuş kulüp. Bunun değişmesi lazım, ama çok zor” diyor.

 

"Savcı Öz anlattı, beni ve yönetimimi 9 ay dinlemişler"

 

-Galatarasaray (GS) kulübünün kötü mali tablosunun faturasını size kesenlere ne diyorsunuz?

Kulübün durumu çok üzücü. Maddi, manevi her açıdan üzücü. Ben artık spor izlemiyorum da, Türk Telekom Arena’yı yapana kadar 5 yıl koşturdum, ama başkanlıktan sonra hiç gitmedim, orada maç izlemedim. 2006’da biz geldik, GS’nin geliri 60 milyon dolardı. 100’e yakın haciz vardı, UEFA’da en fazla dosyası olan kulüptü. Bankalar hesap açmıyordu. Uçakla yolculuklar yöneticilerin kredi kartından birleşip ödeniyordu. Kulüp ekonomik olarak acze düşmüştü. Biz ayrılırken 200 milyon dolar geliri olan, yeni bir stadı olan bir kulüptü. UEFA’da dosya kalmadı. Ben ayrılırken tüm kulüpler şike tartışmalarının içindeydi, ama doğru ama yanlış. Bir bulaşmayan GS idi, ki beni ve yönetimimi 9 ay dinlemişler, bunu bana Zekeriya Öz sonradan anlattı. Bakın Mayıs 2011’e kadar GS toplam 800 milyon dolar harcamış. Sadece Ünal Aysal 1 milyar dolar harcamış. Çok müsrifçe. GS 10 yılda ancak ekonomisini düzeltebilir. Raydan çıkarmak kolay, raya sokmak zordur.


Haberin tamamı için tıklayın