Gündem

Eski AİHM yargıcı Rıza Türmen: Adil yargılanma hakkı çiğneniyor, AYM ve AİHM'e binlerce başvuru gidecek

Türmen, iki yeni OHAL kararnamesini değerlendirdi

30 Ekim 2016 22:49

675 ve 676 sayılı iki yeni Kanun Hükmünde Kararname (KHK) 29 Ekim gecesi Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Kararnamelerde adil yargılanma hakkını etkileyecek önemli değişiklikler de yer alıyor. Buna göre, mahkeme kararı olması halinde 'terör örgütüne üye olmak' suçundan mahkûm olan kişilerin avukatlarıyla görüşmeleri sesli veya görüntülü olarak kaydedilebilecek, üçüncü bir kişi avukatlarla görüşme sırasında odada bulunabilecek. Gözaltına alınanların avukatlarıyla görüşmeleri, hakim kararıyla kısıtlanabilecek ve bu sürede ifade alınamayacak. Avukatın mazeretsiz olarak duruşmayı terk etmesi halinde duruşmaya devam edilebilecek. 

Türkiye'nin insan hakları hukuku alanındaki en önemli isimlerinden AİHM'deki ilk Türk yargıç olan Rıza Türmen, konuya ilişkin olarak T24'e yaptığı değerlendirmede, söz konusu değişikliklerin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde yer alan 'adil yargılanma hakkı'nı ihlal ettiğini söyledi. Söz konusu değişikliklerin 'adil yargılanma hakkı' içerisinde değerlendirilen 'savunma hakkı'nı ihlal ettiğini ifade eden Türmen "Savunma hakkının ihlal edilmiş olması bundan sonra yapılmış olan bütün yargılama sürecini olumsuz etkileyecektir" diye konuştu.

Anayasa Mahkemesi'nin KHK'lar hakkında verdiği 'yetkisizlik' kararının bireysel başvuruları etkilemeyeceğini ifade eden Türmen, "İptal davasını yetkisizlik nedeniyle reddetmiş olması bireysel davalarda da aynı kararı vereceğini göstermez. Bireysel başvurularda AİHM içtihatlarını da göz önünde tutarak başka türlü davranabilir" dedi. 

KHK'lar nedeniyle Anayasa Mahkemesi'ne ve olası bir ret durumunda AİHM'e binlerce başvuru gideceğini belirten Türmen, mahkemelerin diğer davalara örnek teşkil etmesi amacıyla aralarından pilot bir dava seçerek, karara bağlama yoluna gidebileceğini ifade etti. 

Türkiye'nin AİHM'deki tek yargıcı Işıl Karakaş'ın eşi Prof. Eser Karakaş'ın üniversitedeki görevinden açığa alınmasının Strasbourg'da etkili olup olmayacağı konusunda Türmen, "Böyle bir dava Strasbourg'a geldiği zaman, AİHM'e geldiği zaman oradaki Türk hâkimi o davadan çekilmek isteyebilir. Eşi bundan etkilenmiş olduğu için böyle bir etkisi olabilir" yorumunda bulundu. 

"Avukat ile müvekkilinin görüşmesini kayda almak hak ihlalidir"

 

Rıza Türmen'in konuya ilişkin olarak yaptığı değerlendirmeler şöyle:

"Savcının dinlemesi, ses kaydının alınması böyle şeyler ya da yanında birinin bulunması bunların hepsi savunma hakkının sınırlaması savunma hakkının elinden alınması, savunma hakkının rafa kaldırılmasıdır. Bu da tabii adil yargılanmayı etkiler. Savunma hakkı yoksa çünkü adil yargılama da yoktur. Bütün yargılama sürecini etkiler. Savunma hakkının ihlal edilmiş olması bundan sonra yapılmış olan bütün yargılama sürecini olumsuz etkileyecektir. Bundan sonra adil yargılanmanın bütün kurallarına uyulsa bile sadece savunma hakkının engellenmiş olması savunma hakkının ortadan kaldırılması o yargı sürecinin adil yargılanma olarak nitelenmesine izin vermeyecektir." 

Rıza Türmen"Avukattan yararlanma hakkı ortadan kaldırılıyorsa adil yargılanma söz konusu olamaz"

"Duruşma nasıl yapılacak, avukat olmadan nasıl yapılacak duruşma? Duruşma da tabii ki vekili adına söz alacak olan avukattır. Yani savunma hakkının temelinde bu vardır. Herkesin her suçlanan kişinin bir  avukatla temsil edilme, bir avukattan yararlanma hakkı vardır. Eğer avukat yoksa avukattan yararlanma hakkı ortadan kaldırılıyorsa duruşmanın  adil yargılama olması söz konusu olamaz."

"İptal kararı ve bireysel başvuru hakkı farklı şeyler"

"Anayasa Mahkemesi, iptal davası açıldı, bir KHK ile ilgili olarak bunu reddetti. Tabii bu diğer KHK'lar ile ilgili olarak yetki bakımından yine aynı kararı verecek mi bilemiyorum ama öyle olsa bile bu iptal davası bakımından böyle. Bireysel başvurular bakımından durum daha farklı. Yani bir hak ihlali varsa o bireyin bireysel başvuru hakkını kullanmasını önlemez. İptal davası bakımından yetkisiz olması Anayasa Mahkemesi'nin. Bireysel başvuru bakımından şöyle farklı bir durum var; eğer bireysel başvuruyu da reddederse Anayasa Mahkemesi, o zaman doğrudan AİHM'e gitme hakkı doğar. Halbuki iptal davası bakımından böyle bir şey yok. İptal davası reddedildi mi orada kalır. Halbuki bireysel başvuru bakımından o mağdur olan kişi, hakkı ihlal edilmiş olan birey, Anayasa Mahkmesi'nde başarısız olursa, olumsuz sonuç alınca AİHM yolu açılmış olur. 

"Anayasa Mahkemesi OHAL  kararnamelerinde içtihat değiştirdi"

KHK'lar ile açığa alınan kişiler de aynı yolu izlemeli. Önce Anayasa Mahkemesi'ne götürmeleri veya oraya başvurmaları, oradan bir sonuç alamazlarsa  AİHM'e gitmeleri. Açık olan tek yol budur şimdi. İptal davası konusunda kapanmış durumda yetkisizlik nedeniyle. Onun gerekçeli kararı ne çıkacak çok merak ediyorum. Anayasa Mahkemesi'nin bu konu ile ilgili daha önce verdiği 3 tane karar var. O üç kararda yaptığı şey de; evet Anayasa bu 'OHAL kararnameleri bakımından yargı yolu kapalıdır' diyor fakat bundan önce Anayasa Mahkemesi 'bakalım bir OHAL kararnamesi var mı yok mu önce ben bunu inceleyeceğim. OHAL kararnamesinin koşullarına uyulmamışsa ortada OHAL kararnamesi yoktur o zaman ben bunu incelerim' diyordu. Buydu içtihat şimdiye kadar ama bu içtihadı değiştirdikleri anlaşılıyor. "

"OHAL, Türkiye'de hiç bitmeyebilir; o zaman açığa alınan kişilerin davasına bakılmayacak mı?"

Rıza Türmen, 676 sayılı kararnamede yer alan ve açığa alınan kişiler hakkında karar verilmesine ilişkin süreyi OHAL sonuna dek erteleyen düzenlemeye ilişkin de değerlendirmede bulundu. "OHAL ne zaman bitecek hiç belli değil. OHAL Türkiye'de hiç bitmeyebilir, bu durumda hiç bitmezse ne olacak peki?  O zaman hiç bu davalara bakılamayacak mı?" diyen Türmen konuya ilişkin şöyle konuştu: 

"Açığa alınan kişi bakımından hak ihlalini daha ağır yapıyor. Bir de şöyle düşünün; açığa alınan kişilerin emeklilik hakları ellerinden alınmış durumda. Emeklilik hakları da askıya alınıyor bildiğim kadarıyla. Onun için bu insanlar nasıl yaşayacaklar, nasıl geçinecekler belli değil. Bu sürenin mümkün olduğu kadar kısa tutulması lazım ki insanların durumu da insan onuruna yakışır bir biçimde devam ettirebilsinler yaşamlarını. OHAL ne zaman bitecek hiç belli değil. OHAL Türkiye'de hiç bitmeyebilir, bu durumda hiç bitmezse ne olacak peki?  O zaman hiç bu davalara bakılamayacak mı?

Bu davaların bu kadar uzun sürmesi yine adil yargılanma bakımından bir hak ihlalidir.  Yine yargılamanın adil olmadığını gösterir. Bu kadar uzun süre devam etmesi bu mağduriyetin."

"AYM veya AİHM birer pilot dava seçerek karara bağlayabilir"

Hangi konularda şikayette bulunulacak,  Anayasa Mahkemesi bu konularda nasıl bir tutum alacak göreceğiz. Yani bütün bunların hepsi birbirine benzeyen davalar. Bunlardan  birisi hakkında bir karar verilmesi bütün diğer davaları da etkileyecek.  Bu işe son vermelerle ilgili, ihraçlarla ilgili. Anayasa Mahkemesi kararının olumsuz olduğu takdirde o zaman  binlerce başvuru AİHM'e yığılacak. O zaman da bir pilot dava seçilecek herhalde. Pilot davaya göre  diğer davalar da görülecek. Anayasa Mahkemesi de böyle bir yola başvurabilir. "

"AYM'nin iptal karar diğer başvurularda da aynı kararı vereceğini göstermez"

"AYM'nin iptal davasını yetkisizlik nedeniyle reddetmiş olması bireysel davalarda da aynı kararı vereceğini göstermez. Bireysel başvurularda AİHM içtihatlarını da göz önünde tutarak başka türlü davranabilir. Bu mümkündür."

"AİHM'deki Türk hâkimi davadan çekilmek isteyebilir"

675 sayılı kararname ile açığa alınan akademisyenlerden biri de AİHM'deki tek Türk yargıç Işıl Karakaş'ın eşi, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi akademisyenlerinden Prof. Eser Karakaş oldu.  Eser Karakaş'ın ihracının AİHM'de bir etki yaratıp yaratmayacağı konusunda Türmen, "Böyle bir dava Strasbourg'a geldiği zaman, AİHM'e geldiği zaman oradaki Türk hâkimi o davadan çekilmek isteyebilir. Eşi bundan etkilenmiş olduğu için böyle bir etkisi olabilir" ifadelerini kullandı.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 'adil yargılanma' hakkı için ne diyor?

Madde 6

1. Herkes davasının, medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamaların esası konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından, kamuya açık olarak ve makul bir süre içinde görülmesini isteme hakkına sahiptir. Karar alenî olarak verilir. Ancak, demokratik bir toplum içinde ahlak, kamu düzeni veya ulusal güvenlik yararına, küçüklerin çıkarları veya bir davaya taraf olanların özel hayatlarının gizliliği gerektirdiğinde veyahut, aleniyetin adil yargılamaya zarar verebileceği kimi özel durumlarda ve mahkemece bunun kaçınılmaz olarak değerlendirildiği ölçü- de, duruşma salonu tüm dava süresince veya kısmen basına ve dinleyicilere kapatılabilir. 

2. Bir suç ile itham edilen herkes, suçluluğu yasal olarak sabit oluncaya kadar masum sayılır. 

3. Bir suç ile itham edilen herkes aşağıdaki asgari haklara sahiptir: 

a) Kendisine karşı yöneltilen suçlamanın niteliği ve sebebinden en kısa sürede, anladığı bir dilde ve ayrıntılı olarak haberdar edilmek; 

b) Savunmasını hazırlamak için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olmak; 

c) Kendisini bizzat savunmak veya seçeceği bir müdafinin yardımından yararlanmak; eğer avukat tutmak için gerekli maddî olanaklardan yoksun ise ve adaletin yerine gelmesi için gerekli görüldüğünde, resen atanacak bir avukatın yardımından ücretsiz olarak yararlanabilmek; 

d) İddia tanıklarını sorguya çekmek veya çektirmek, savunma tanıklarının da iddia tanıklarıyla aynı koşullar altında davet edilmelerinin ve dinlenmelerinin sağlanmasını istemek; 

e) Mahkemede kullanılan dili anlamadığı veya konu- şamadığı takdirde bir tercümanın yardımından ücretsiz olarak yararlanmak.