Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve beraberindeki ekonomi kurmayları İngiltere'ye gerçekleştirdikleri 3 günlük ziyarette yatırımcılar ile bir dizi toplantı gerçekleştirdi.
Erdoğan, Londra ziyareti sırasında ABD merkezli uluslararası ekonomi haber kanalı Bloomberg'in Londra'daki binasında gerçekleşen röportajında düşük faiz konusundaki ısrarını sürdürdü.
24 Haziran’da yeniden Cumhurbaşkanı olması halinde ekonomi ve para politikasında daha etkin rol oynayacağını söyleyen Erdoğan, faizle ilgili olarak, "Sebep netice ilişkisine baktığımız zaman faiz sebep enflasyon neticedir. Faiz ne kadar düşük olursa enflasyon da o kadar düşük olur. Faizi aşağı çektiğimiz anda bütün maliyet girdileri aşağı düşecektir" dedi.
Merkez Bankası'nın bağımsızlığı ile ilgili olarak da değerlendirmede bulunan Erdoğan "Tabii ki Merkez Bankası bağımsızdır. Ancak Merkez Bankası bu bağımsızlığı alıp, yürütmenin başındaki cumhurbaşkanının verdiği sinyalleri bir kenara koyamaz. Buna göre değerlendirmelerini yapıp, adımlar atacaktır ve ben bunun ileride çok yararlı adımlarla sonuçlanacağına inanıyorum" ifadelerini kullandı.
Erdoğan’ı takip eden yatırımcılar ise söz konusu açıklamalara yönelik değerlendirmelerini "İnanmakta güçlük ve şok” sözleriyle açıkladı. Bir yatırımcı ise “Erdoğan'ın yaklaşımından ve böylesine kırılgan bir dönemde piyasalarla savaşa girmeye hazır olmasından şaşkına döndüklerini” söyledi.
Erdoğan’ın açıklamalarının ardından yatırımcılar ile görüşen Karin Strohecker’in Reuters’te yayımlanan makalesi Investing’den Can Sezer’in çevirisiyle şöyle:
"İnanmakta güçlük ve şok’
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın yabancı yatırımcılara ekonomi yönetimi hakkında güven vermek için yaptığı toplantılara katılan yatırımcılar izlenimlerini böyle özetlediler.
Üç günlük İngiltere ziyareti sırasında Erdoğan ve beraberindeki heyet ile görüşen fon yöneticileri, Erdoğan'ın bir yandan artan enflasyonu aşağı çekmeyi, TL'deki değer kaybının önüne geçmeyi ve bir yandan da faizleri düşürmeyi nasıl başarmayı planladığı konusunda şaşkınlık içinde kaldıklarını belirttiler.
Bazı yatırımcılar Erdoğan'ın yurt içindeki hasımlarını etkisizleştirmiş olmasına rağmen, uluslararası finans piyasalarına ekonomide alışılagelmiş kurallara ters düşen politikalarla meydan okumada çok zorlanacağını belirttiler.
Gelişmekte olan piyasalar dolardaki değer artışı, petrol fiyatlarında yükseliş ve borçlanma maliyetlerindeki artış nedeniyle birkaç haftadır sert dalgalanıyor. Ancak yüksek cari açık ve para politikasını kimin yönettiği hakkındaki soru işaretleri nedeniyle Türkiye, gelişen piyasalar içinde en kötü etkilenenler arasında yer alıyor.
Erdoğan'ın gelecek ay yapılacak cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin ardından ekonomi yönetiminde ağırlığını artırmayı planlandığını açıklaması, TL'nin dün dolar karşısında sert değer yitirmesine, dolar/TL'nin yeni tarihi zirveye yükselmesine yol açtı.
Türkiye'de 2000'li yıllar öncesinde yüksek seviyelerde bulunan ancak sonrasında tek basamaklara inen enflasyon geçen yıl itibariyle tekrar çift hanelere çıktı. Kendisini yüksek faizin düşmanı olarak tanımlayan Erdoğan, enflasyonda artışı dizginlemek için borçlanma maliyetlerini yükselten alışılagelmiş para politikalarına da meydan okuyor.
Görüşmelerin siyasi açıdan hassasiyeti nedeniyle adlarının açıklanmasını istemeyen yatırımcılar, Erdoğan'ın yaklaşımından ve böylesine kırılgan bir dönemde piyasalarla savaşa girmeye hazır olmasından şaşkına döndüklerini ifade ettiler.
Düşman arıyor
Büyük ölçekli bir varlık yönetim şirketinde çalışan bir fon yöneticisi Erdoğan'ın düşmanlardan oluşan uzun bir liste tuttuğuna dikkat çekerek şöyle konuştu:
‘Herkes ile savaşıyor... Muhalefetle savaşıyor, (Fethullah) Gülen ile savaşıyor, radikallerle, başarısız darbe girişimiyle savaşıyor; şimdi de piyasalarla savaşıyor ve bu da tehlikeli olur.’
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ile yapılan basına kapalı toplantıya katılan bir yönetici ise, "Yurt içinden istediğiniz kadar düşman bulun. Ancak finans piyasalarına çatarsanız bu savaşı kazanamazsınız" dedi.
Erdoğan ile toplantıya katılan bir portföy yöneticisi ise cumhurbaşkanının "son derece dürüst" olduğunu ve 24 Haziran seçimlerini kazanması halinde faizlerin izleyeceği seyir hakkında çok net konuştuğunu ifade etti.
Aynı portföy yöneticisi, ‘Erdoğan... (tekrar) cumhurbaşkanı seçilmesi halinde faizlerin yüksek değil düşük olmasını sağlayacağını söyledi... Yüksek faizlerin yüksek enflasyona yol açtığı görüşünde; ben bu görüşe katılmıyorum’ dedi.
Şirketi Erdoğan ile yapılan görüşmeye katılan üçüncü bir fon yöneticisi de, "Piyasanın bir avuç spekülatörden oluştuğunu düşünüyor ve hedef kitlesi de onlar değil. Hedef kitlesi Türkiye'deki sıradan insanlar ve onların da düşük faizlere ihtiyacı var" dedi.
Aynı fon yöneticisi, ‘Peki, o zaman neden Londra'ya gelip de kurumsal yatırımcılara tam da duymak istemedikleri bu mesajı veriyor?’ dedi.”