Politika

Erdoğan: Bazı kitaplar vardır ki bombadan daha tesirlidir!

Başbakan Erdoğan, seçimden önceki son televizyon röportajını NTV’ye veriyor. Erdoğan, canlı yayında soruları yanıtlıyor. Erdoğan 'doğu' da yaşanan olaylar i&cc

10 Haziran 2011 03:00

T24 - Başbakan Tayyip Erdoğan, gazeteci Nedim Şener ile Ahmet Şık'ın durumunu değerlendirirken "bomba" benzetmesini yineledi ve "Öyle kitaplar vardır ki, bombadan daha tehlikelidir" dedi. Erdoğan, kendisi ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül hakkında yazılan bazı kitapları eleştirirken, "Ne Yahudiliğimiz kaldı, Ermeniliğimiz kaldı, af edersiniz ne Rumluğumuz kaldı. Özgürlük mü bu? Dünyanın hiçbir yerinde sınırsız özgürlük yok" ifadesini kullandı. Kürt sorununun BDP ile çözülemeyeceğini savunan Erdoğan, cezaevlerinde Kürtçe konuşma yasağını bu konuda yakınma olana kadar bilmediğini, öğrenir öğrenmez bir genelge ile kaldırdığını anlattı. Başbakan, telefon dinlemelerini değerlendirirken, "Artık özel sektör bile telefon dinliyor. Turkcell, Vodafone, Telekom hepsi dinler, bunu sizler de zaten biliyorsunuz. Bu aparatları alan herkes de dinleme yapabiliyor" dedi. Erdoğan, Cumhurbaşkanı'nın görev süresinin 5 yıl mı, 7 yıl mı süreceği sorusunu yanıtlarken, her iki seçeneği de dile getiren uzmanlar olduğunu, tartışmanın Yüksek Seçim Kurulu tarafından değil, yeni bir yasal düzenleme ile çözüme kavuşturulacağını söyledi. Erdoğan, bir daha aday olmayacağını açıkladığı üçüncü dönem milletvekilliğinden sonra Cumhurbaşkanı mı, yoksa sistem değişikliği ile başkan mı olmayı düşündüğü, bu konuda bir yol haritası olup olmadığı sorusu üzerine, "Benim yol haritamı hep millet çizdi, bundan sonra da millet çizecek" demekle yetindi. Erdoğan, Hopa ziareti sırasında polisin biber gazı sıkmasının ardından geçirdiği kalp kriziyle hayatını kaybeden emekli öğretmen Metin Lokumcu'nun "emekli bir öğretmene yakışmayacak bir tavır içinde olduğunu" öne sürdü.

Başbakan Erdoğan, Oğuz Haksever, NTV Haber Koordinatörü Nermin Yurteri, NTV Siyaset Danışmanı Ruşen Çakır ve NTV Ankara Temsilcisi Nilgün Balkaç’ın sorularını yanıtladı.


‘Öyle kitaplar vardır ki kitaptan daha tehlikelidir’

Ruşen Çakır'ın, "Geçenlerde yakın arkadaşım Nedim Şener'i Silivri’de ziyaret ettim. Kendisi çok güvendiğim, kefil olduğum bir gazetecidir, Ahmet Şık da öyle. Sizin Strazburg'da yaptıgınız bir konuşma vardı. Bu konuşmadaki ''kitap ve bomba' benzetmesi yapmanız arkadaşlarımda rahatsızılık yarattı. Tabii beni de rahatsız etti. Bu konuyu açar mısınız’’ sorusuna Erdoğan,  ''Onu açmayalım ama bu konuda beyefendi ile ileride bir araya gelirsek... Öyle kitaplar vardır ki kitaptan daha tesirlidir'' demekle yetindi.


‘Metin Lokumcu, emekli bir öğretmene yakışmayan şeyler yaptı’

Ruşen Çakır,  Başbakan'a Hopa'da yaşanan olaylara ilişkin önemli bir soru sordu. Çakır, ''Metin Lokumcu benim akrabam, ben Diyarbakır'dayken bu olay oldu. Neler yaşandığını arkadaşlarımdan öğrendim. Metin Lokumcu iyi bir insan talihsiz bir şekilde öldü.  Bu konudaki tepkiniz televizyonda yayınlandı. Ben, ailem ve akrabalarım yorumunuzu kınadık. Aradan geçen sürede bu konuyu tekrar düşündünüz mü" dedi. 

Erdoğan, Çakır'ın bu sözleri üzerine, "Ben öncelikle başınız sağolsun diyorum, ama size bazı kasetleri ve resimleri arkadaşlarım ulaştırsın. Acaba emekli bir ögretmene bunlar yakışır mı diye hakkı teslim etmeniz diye düşünürüm" dedi.

Erdoğan’ın bu sözleri üzerine Çakır "Ama öldü" diyerek araya girdi.

Hayatını kaybeden Lokumcu'ya kızgın tavrını sürdüren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Ben bu noktada böyle bir şeyi ögretmene yakştıramıyorum. Bu taşlar bana atılıyor. Ben Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanıyım, konvoyuma taş atıyorlar. Bana taş atılıyor.

Kılıçdaroğlu açıklama yapıyor 'polis kendi düştü' diyor. Bakın o polis hâlâ yatıyor ama ben kimsenin gazetelerde Servet’ten bahsettiğini görmedim.

Bize 'sizi buraya sokmayız, eşleriniz buraya gelmeyecek, çocuklarınızı burada okutmayacağız, tek yol sokak, tek yol devrim' diyorlar. Bu mudur demokrasi, ben Rizeliyim, sen Hopalısın… "


'Ne Yahudiliğimiz ve Ermeniliğimiz, ne af edersin Rumluğumuz kaldı'

Haklarında yapılan yayınları eleştiren Erdoğan, şunları söyledi:

"Bize köşelerinden istediği gibi saldran istediği gibi hakaret eden yazılı ve görsel medya var. Benimle ve Cumhurbaşkanımızla ilgili çok sayıda kitap var. Bu kitapların içinde ne Yahudiliğimiz, ne Ermeniliğimiz, ne af edersiniz Rumluğumuz, hiçbir şey kalmadı ya, ne yapacaksınız, yapacak tek şey yargı var. Bu kadar afedersiniz. Özgürlük adına bunlar mı yapılır? Özgürlüğün sınırı bir başka insanın özgürlük alanına kadardır. Sınırsız özgürlük dünyanın hiçbir yerinde yoktur. Herkesin özgürlüğüne saygım var ama benim özgürlük alanıma girmeyecek."


'Kürt sorunu BDP'yle çözülmez'

Kürt sorununun BDP ile çözülemeyeceğini savunan Erdoğan, şu görüşleri dile getirdi:

"Biz Kürt meselesinin muhatabı olarak sadece parlamentoya gelenleri mi muhatap göreceğiz. Parlamentoya gelenlerle bu işi çözerim derseniz aldanırsınız. BDP’nin Kürt meselesinin çözümü diye bir derdi yok. BDP bölgeye hizmet gelmesin istiyor, çünkü bu sorundan nemalanıyor.  

Kürt sorunun önemli bir aşamaya geldik, büyük aşamada çözdük. Ret ve inkar politikaları geride kaldı.  Sadece Kürtlerin değil, herkesin sorunları var. Hepsini çözeceğiz."


'Cezaevindeki Kürtçe yasağını bilmiyordum' 


Erdoğan, cezaevlerinde Kürtçe konuşma yasağına değinirken "Bir anne diyor ki 'Ben çocuğumla cezaevinde Kürtçe konuşamıyorum.' Ben o ana kadar cezaevinde Kürtce yasağını bilmiyordum. ''Genelgeyle düzeltilebilir mi' diye sordum,  bir genelge yayınladım, bu sorunu cözdük, Bu şekilde bir ana kızıyla konuşabildi" dedi.


'Özel sektör bile telefon dinliyor' 

Erdoğan, telefon dinlemeleri üzerine yöneltilen bir soru üzerine, "Artık özel sektör bile telefon dinler oldu. Turkcell, Vodofone, Telekom hepsi dinler, bunu sizler de zaten biliyorsunuz. Ama herhangi bir şahıs da alacağı aparatlarla bunu yapabilir" dedi.