Gündem
BBC Türkçe

Doğu Guta'da kuşatma altındaki aileler hayatta kalma mücadelesi veriyor

Suriye'de hükümete bağlı güçlerin geçen Pazar gününden bu yana aralıksız bombaladığı ve 300'den fazla sivilin öldüğü belirtilen Doğu Guta'daki siviller, yaşadıklarını BBC'ye anlattı.

29 Nisan 2018 20:30

Suriye'de hükümete bağlı güçlerin geçen Pazar'dan bu yana aralıksız bombaladığı ve 300'den fazla sivilin öldüğü belirtilen Doğu Guta'daki siviller, yaşadıklarını BBC'ye anlattı.

393 bin nüfusa sahip olduğu tahmin edilen bu bölge 2013'ten beri hükümetin kuşatması altında.

Hükümet yanlısı basına göre, başkent Şam'ın hemen dışındaki bu bölgedeki muhalif varlığını silmek için büyük bir askeri operasyon başlatıldı.

Aralıksız olarak devam eden savaş uçağı ve top bombardımanı buradaki sivilleri, özellikle de kadınları ve çocukları dehşet içinde bırakıyor.

İnsanlar bombardıman nedeniyle bodrumlara sığınırken hijyenik koşullar ve gıdadan mahrum kalıyor.

Üç çocuk annesi 28 yaşındaki öğrenci Asya "Yarısı yıkılmış bir evin bodrumunda" kalıyoruz diyor ve ekliyor:

"Kızım hastalandı ve korkudan saçları döküldü."

Asya'nın eşi, işe giderken bombardıman sırasında öldürülmüş.

İngiltere merkezli ve muhaliflere yakın Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, hükümet güçlerinin Kasım ortasından beri Doğu Guta'ya bin 290 hava saldırısı ve 6 bin 190 top atışı gerçekleştirdiğini söylüyor.

Pazar ve Çarşamba günleri arasındaysa jetlerle 420 hava saldırısı yapıldığı ve helikopterlerden 140 varil bombası atıldığı belirtiliyor.

Birleşmiş Milletler'in savaş suçları uzmanları ise bu yıl Doğu Guta'ya atılan bazı roketlerde klorin maddesi olduğu iddialarını inceliyor.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi'ne göre son dönemde gerçekleşen saldırılarda bin 70'ten fazla sivil yaşamını yitirdi ve 3 bin 900 sivil yaralandı.

29 yaşında ve iki çocuğu olan üniversite mezunu Mouayad yaşadıklarını BBC'ye anlatırken "Ne kadar zor olduğunu hayal bile edemezsiniz" diyor ve ekliyor:

"Bu çocukların çocukluklarını güvenli bir şekilde yaşayabilmeleri için onları bodrumlarda tutmak zorunda kalıyoruz. Dışarı çıkamıyorlar, bahçede oynayamıyorlar."

Birleşmiş Milletler'in Aralık ayında uydu görüntüleri üzerinden yaptığı incelemelere göre bölgede 3.853 ev tamamen yıkılmış durumda. 5.141 evde ciddi hasar tespit edilirken, 3.547 evin orta ölçekte hasar aldığı ifade edilmişti.

Ayn Tarma mahallesinde 17 ila 20 bin kişinin yaşadığı tahmin ediliyor. Bu mahalledeki yapıların yüzde 71'i ya ciddi biçimde hasar aldı ya da tamamen yıkıldı. Muhaliflerin kontrolündeki komşu Cobar mahallesinde ise yapıların %91'i yaşanamaz halde.

Guta, Şam'ın güneyinde kalan ve doğudan batıya kadar uzanan tarıma elverişli bölgenin adı.

Şam'ın bazı ilçeleri ve başkent dışında kalan kasabalar Guta bölgesi içerisinde yer alıyor.

2011 yılında Guta bölgesinde yaşayanlar Cumhurbaşkanı Beşar Esad yönetimi karşıtı gösterilere katılmışlardı.

Hükümet karşıtı gösteriler yerini iç savaşa bırakırken, Guta da muhalifler için önemli bir kaleye dönüştü.

2012'den itibaren Suriye ordusu ve müttefikleri Guta'daki yerleşim yerlerini kuşatmaya başladı.

2013'e gelindiğinde Batılı güçler, Suriye hükümetini Guta'da sarin gazı kullanarak yüzlerce kişiyi öldürmekle suçladı.

Beşar Esad ise sarin kazı kullanımı iddialarını reddederek, muhalifleri suçladı.

İç savaşın son üç yılında Suriye ordusu ve müttefikleri, Rusya ile İran'ın da desteğiyle ülkenin önemli bölümünde kontrolü yeniden ele geçirdi.

Guta bölgesindeki kuşatmalar sıkılaştırıldı, bölgeye giden insani yardımlar azaldı. Bombardımanlar ise artarak devam etti.

Birleşmiş Milletler uygulanan stratejileri 'aç bırak ve teslim al' olarak niteledi ve kınadı. 2016'ya gelindiğinde Batı Guta'daki muhalif gruplar teslim oldular. Doğu Guta'da ise çatışmalar devam etti.

Doğu Guta'daki yüzlerce aile, ihtiyaç duydukları gıda malzemelerine bölgeyi Şam'In diğer mahallelerine bağlayan tüneller yoluyla elde ediyordu.

Bazı tüccarlar da Suriye ordusunun bölgedeki komutanlarıyla yaptıkları anlaşmalarla bölgeye gıda malzemelerini sokuyordu.

Ancak 2017'de Suriye ordusu tünellerin büyük kısmını kapattı ve tüccarların kuşatma altındaki bölgelere giriş-çıkışlarını sınırladı.

İnsani yardım konusundaki gelişmeleri aktarmak üzere bölge halkıyla temas halinde bulunan sivil toplum kuruluşu Yardım İnisiyatifi, Eylül - Kasım 2017 döneminde Doğu Guta'ya tek bir ticari aracın girişine izin verilmediğini aktarıyor.

Aralık ayına gelindiğinde Doğu Guta'ya sınırlı insani yardım girişi yeniden başladı. Ancak yine de bölgedeki gıda stokları tükendi, hiperenflasyon baş gösterdi.

Aralık ve Ocak aylarında insani yardım örgütlerinin Doğu Guta'ya girişine izin verilmedi. Şubat ayında 7.200 kişi için yardım taşıyan bir konvoy Naşabiye bölgesine ulaştı.

Muayed, "Guta'ya un, pirinç, şeker taşıyan bazı aracılar var" diyor:

"Ama artık o aracıların bile giriş-çıkışlarına izin verilmiyor."

BM, Doğu Guta'da bir somun ekmeğin fiyatının Suriye ortalamasının 22 katına çıktığını söylüyor. 5 yaş altındaki çocukların yüzde 12'sibib yetersiz beslenmeye dayalı sorunlar yaşadığı ifade ediliyor.

Yardım İnisiyatifi'ne konuşan Doğu Gutalılar, hiçbir şey yemeden günlerce hayatta kalma mücadelesi verdiklerini anlatıyorlar.

Muayed, "3 yaşındaki oğlum için ekmek yapıyorum. Kızım için süt sağabileceğim bir inek arıyorum. Ben eğitimliyim, çocuklarıma bakacak parayı kazanabiliyorum. Birçok kişi aynı durumda değil" diyor.

Her şeye rağmen Muayed, ailesini sadece birkaç gün daha geçindirecek kadar parasının kaldığını söylüyor ve parası bittiğinde ne yapacağını bilmediğini söylüyor.

Bir diğer Doğu Gutalı Asya'nın ise parası ya da işi yok. Babası ve kardeşi hayatını kaybetmiş. Her gün evden çıkıp yiyecek aradığını söylüyor.

Yetimlere yardım eden bir örgütten çocukları için maddi destek aldığını söyleyen Asya, "Ama hepimize yetmiyor" diyor.

Sağlık hizmetlerine erişim de kuşatma ve bombardıman nedeniyle son derece zor hale gelmiş durumda.

Geçen ay itibarıyla bölgede sadece 29 klinik, hastane ve sağlık ocağı hizmet vermeye devam ediyordu.

Ancak geçtiğimiz Pazar günü itibariyle 14 sağlık merkezi kapandı. Sağlık ve yardım sendikaları birliğinden Doktor Ahmed Dbis, ordunun bombardımanı nedeniyle birçok bölgede sağlık hizmeti verilemediğini söylüyor.

Doktor Dbis, sağlık personelinin hastane ve kliniklerde yatıp kalktığını, bu binaları terk etmenin güvenli olmadığını anlatıyor.

Dbis, ambulansların da hizmet veremez hale geldiğini, Suriye ordusunun savaş uçaklarının ambulansları özellikle hedef aldığını söylüyor.

Sağlık ve yardım kuruluşları sendikasından fotoğrafçı arkadaşı Abdülrahman İsmail ile ölümünden dakikalar önce konuştuğunu anlatıyor:

"Bombaların sesini duydum. 'Ne oluyor?' diye sordum. 200 metre öteye varil bombası atıldığını söyledi. Güvende olup olmadığını sordum. Bana 'Evet. Hamuriye'de sağlık merkezindeyim. Burası güvenli' dedi. Dört dakika sonra internet bağlantısı kesildi."

Doktor Dbis, Doğu Guta'daki sağlık pesonelinin artık sadece acil vakalara bakabildiğini söylüyor.

Birçok sağlık merkezinde anestezi malzemeleri ya da antibiyotik gibi temel ihtiyaçlar bitmiş durumda.

Durumu kritik olan birçok kişinin Doğu Guta'Nın dışına tahliye edilmesi ve hastanelere sevk edilmesi gerekiyor.

Aralık ayı sonunda 29 hasta tahliye edildi. Ancak BM, 22 kişinin tahliye beklerken hayatını kaybettiğini belirtiyor.

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Temsilcisi Zeyd Raad El Hüseyin, 'bu canavarca yok etme eylemleri derhâl durdurulmalı' diyor.

Suriye hükümeti ve müttefikleri sivillerin hedef alındığı suçlamalarını reddediyor ve operasyonların süreceğini söylüyor.

Şam'dan yapılan açıklamalarda, Doğu Guta'nın 'teröristlerden' temizlendiği ifade ediliyor ve Doğu Guta'dan yapılan havan topu atışları sonucu komşu mahallelerde 113 sivilin hayatını kaybettiği ifade ediliyor.

Doğu Guta'nın, 2016'da Halep'te yaşanan yoğun çatışmalara sahne olmasından ve çok sayıda sivilin hayatını kaybetmesinden endişe ediliyor.

Asya, "Umarım en kısa zamanda buradan çıkabiliriz daha fazla dayanacak gücümüz kalmadı" diyor.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir