Gündem

DHA YURT BÜLTENİ 3

YPG'li 2 terörist, tarlada çalışırken yakalandı Suriye'den Adana'nın Ceyhan ilçesine gelen ancak daha sonra Kobani'ye giderek bölücü terör örgütü PKK'nın Suriye kolu YPG'ye katılıp, Türk askerine karşı savaşan iki kardeş Amasya'da tarım işçiliği yaparken

14 Eylül 2018 13:35

YPG\'li 2 terörist, tarlada çalışırken yakalandı

Suriye\'den Adana\'nın Ceyhan ilçesine gelen ancak daha sonra Kobani\'ye giderek bölücü terör örgütü PKK\'nın Suriye kolu YPG\'ye katılıp, Türk askerine karşı savaşan iki kardeş Amasya\'da tarım işçiliği yaparken yakalandı.

Ceyhan İlçe Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Büro Amirliği ekipleri, Suriye\'de süren iç savaştan kaçıp 2014 yılında Ceyhan\'a gelip Bota Mahallesi\'ne yerleşen Muhammed ile Mahmud Osman kardeşlerin 2016 yılında Kobani\'ye giderek bölücü terör örgütü PKK\'nın Suriye kolu YPG\'ye katıldığını saptadı. Zanlıların Elbab ve Cerablus\'ta Türk askerine karşı savaştığı da belirlendi. Kamışlı\'daki bir çatışmada Muhammed Osman\'ın yaralandığını, Şanlıurfa\'ya kardeşiyle birlikte sığınmacı gibi gelip, DEAŞ tarafından vurulduğunu söyleyerek tedavi olup tekrar döndüğünü belirledi.

Polis, iki kardeşin Suriye\'den Türkiye\'ye YPG\'nin uyuyan hücresi olarak geri gönderildiğini, burada sığınmacı gibi yaşayıp YPG tarafından emir verildiğinde bombalı eylem yapabileceklerini saptadı. Polis bu zanlıların bulunması için önce Ceyhan ilçesinde operasyonlar yaptı. Ancak yapılan çalışmada zanlı kardeşlerin dikkat çekmemek için Amasya\'ya gittiklerini, burada tarım işçisi olarak çalıştıklarını belirledi.

Ceyhan terör polisi hemen Amasya\'ya giderek zanlıların hangi tarlada çalıştığını, nerede kaldığını saptamak için tarım işçisi gibi davrandı. Onlarla birlikte Suriye\'den gelen bir mülteci kılığında tarlaya gidip geldi. Polis zanlı kardeşleri tam olarak saptadıktan sonra tarlada operasyon için düğmeye bastı. Gözaltına alınınca neye uğradığını şaşıran zanlılar, sorgulanmak üzere Amasya\'dan Ceyhan\'a getirildi. Zanlılar sorgularında Türkiye\'ye gelip daha sonra geri Suriye\'ye giderek YPG\'ye katıldıklarını itiraf etti. 2 kardeş, sorgularının tamamlanmasının ardından geniş güvenlik önlemi altında adliyeye sevk edildi. Muhammed Osman tutuklanırken, kardeşi Mahmud Osman adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Görüntü Dökümü
-------------------------
- Zanlılardan Muhammed Osman\'ın adliyeden çıkarılması
- İki zanlının fotoğrafı 

SÜRE: 34\" BOYUT: 64 MB

Haber-Kamera: Ceyhun ÖZER/CEYHAN(Adana), (DHA) 

======================================

Ahlaksız teklifini reddeden boşandığı eşini hastanelik etti

AYDIN\'ın Karacasu ilçesinde, 22 yaşındaki Meryem Özer üç hafta önce, iddiaya göre, boşandığı iki çocuğunun babası A.Ç. (Ali Çetin) (35) tarafından, ilişkiye girme teklifini reddettiği gerekçesiyle şişe parçası ile yüz, kol ve boğazını kesilip, başına demir çubukla vurularak yaralandı. Kızına yönelik saldırıya tepki gösteren baba Kamil Özer (47), \"19 gün hastanede tedavi gördükten sonra estetik ameliyat olan kızımın başına aldığı darbe nedeniyle engelli kalma riski var. Kızıma bunu yapan adama en ağır cezanın verilmesini istiyorum\" dedi.

Gündelik işlerde çalışan ve başından daha önce 5 evlilik geçen A.Ç., 5 yıl önce Muğla\'nın Bodrum ilçesinde, evli ve bir çocuk annesi Meryem Özer ile tanıştı. Arkadaşlıkları kısa sürede aşka dönüşen ikili, kaçarak memleketleri Aydın\'ın Karacasu ilçesine geldi. A.Ç. ile kaçan genç kadın, hemen ardından da eşine boşanma davası açtı. 6 ay süren davanın ardından, Özer eşinden boşandı. Genç kadın boşandıktan sonra da A.Ç. ile evlendi. Çiftin bu evliliklerinden şu an biri 3, diğeri 2 yaşında olan 2 kız çocukları dünya geldi. Ancak zamanla çiftin arasında geçimsizlik başladı. Genç kadın, alkol bağımlısı olduğunu ve kendisine sürekli şiddet uyguladığını ileri sürdüğü eşi A.Ç.\'den, geçen 8 Haziran\'da Karacasu Aile Mahkemesi\'nde boşandı. A.Ç., 24 Ağustos gecesi çocuklarını görme bahanesiyle boşandığı eşi Meryem Özer\'in Yaylalı Mahallesi, Tavas Caddesi\'ndeki evine geldi. İddiaya göre A.Ç., boşandığı eşiyle ilişkiye girmek istedi. Genç kadının bu teklifi reddetmesi üzerine A.Ç., çılgına döndü. A.Ç., eline geçirdiği soda şişesini kırıp, iki çocuğunun annesini kolu, yüzü ve boğazını keserek ve başına demir çubukla defalarca vurarak yaraladı. Ardından kanlar içinde kalan kadının kolundaki bilezik ve boynundaki kolyesini almaya çalıştığı öne sürülen A.Ç., olay yerinden kaçtı. Gürültüleri duyan komşularını durumu 112 Acil Servis ve polise bildirdi. Bu sırada olayı haber alan baba Kamil Özer de eve geldi. Genç kadın, sağlık ekiplerinin olay yerindeki ilk müdahalesinin ardından Nazilli Devlet Hastanesi\'ne kaldrılıp, tedaviye alındı. Polis, olayın ardından kaçan A.Ç.\'yi ertesi gün yakaladı. Adliyeye sevk edilen A.Ç., tutuklandı.
 
\"YÜZÜ TANINMAZ HALE GELDİ\" 

Yüzü kesikler nedeniyle tanınamayacak hale gelen Meryem Özer, Nazilli Devlet Hastanesi\'ndeki tedavisinin ardından geçen çarşamba günü estetik ameliyat için Aydın Devlet Hastanesi\'ne sevk edildi. Buradaki 4 saatlik ameliyatın ardından Özer, servisteki odasına alındı.

Kızının, başına aldığı ağır darbeler nedeniyle engelli kalma riski bulunduğunu belirten baba Kamil Özer, \"Kızıma, 19 gün hastanede tedavi gördükten sonra estetik ameliyat yapıldı. Başına aldığı darbe nedeniyle kızımın engelli kalma riski var. Günlerdir ailecek hastanelerde yatıp kalkıyoruz. Böyle bir şeyi kızıma yapan insan olmaz. Olsa olsa bir canidir. Bunu yapan adama en büyük cezanın verimesini istiyorum. Kızım bunu yaşadı, başkaları yaşamasın\" dedi.

Kızını darp eden kişinin başından daha önce 5 evlilik geçtiğine de dikkati çeken baba Özer, \"Bu adam kızımı kandırıp, kaçırmış. Kızım eşinden boşandı, evlendiler. Kızım bu adamla kaçtıktan sonra bir süre kendisi ile konuşmadım ama torunlar olunca barıştık. Ancak, sohrasında da bunlar başımıza geldi. Ailecek perişan olduk\" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-Meryem Özer\'in estekik ameliyat sonrası annesi Elif Özer ile görüntüsü

-Meryem Özer\'in babası Kamil Özer ile hastane önünde röp.

-Meryem Özer\'in kendisini darp eden boşandığı eşi ile fotoğrafı

-Meryem Özer\'in sağlıklı günlerinde çekilmiş fotoğrafları

-Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Burhan CEYHAN / AYDIN, (DHA)

======================================

Diyarbakır\'da defnedilmeye hazır iki katlı mezarlıklar hazırlandı 

Diyarbakır merkez Bağlar ilçesinde bulunan Yeni Köy Asri Mezarlığı\'nda defin yapılacak yer kalmaması nedeniyle Büyükşehir Belediyesi, asri mezarlığın karşısında 70 dönümlük ek alan tahsis ederek, defnedilmeye hazır hale getirilen mezarlıklar oluşturdu. Belediye Sağlık İşleri Daire Başkanı Faysal Hatipoğlu, yıl sonuna kadar 2 bin mezarın tamamlanacağını ifade ederek, toplamda 10 bin mezarlık yapacaklarını söyledi. Hatipoğlu, \"2 ay sonra Yeni Köy Mezarlığı define kapatılacak. Mezarlığa yakın bir yerde yeni yer tahsisi yaptık. Burada hazır mezarlıklar inşa ediyoruz. Bu mezarlığı iki katlı yapmayı düşündük. Olağanüstü durumlarda ihtiyaç halinde o bölümleri de kullanma imkanımız olacak. Mezarlık alanının çevre düzenlenmesi kapsamında yollar, ışıklandırmalar ve çeşmeler yapılacak\" diye konuştu. 

Diyarbakır Büyükşehir Beledeyesi, kenttin en büyük mezarlığı olan Yeniköy Asri Mezarlığı\'nda kapasitesinin dolması ile yeni mezarlık alanı oluşturdu. Merkez Bağlar ilçesindeki Yeniköy Asri Mezarlığına karşısında bulunan 70 dönümlük alan da mezarlık olarak eklenirken, yeni alanda yaklaşık 10 bin iki katlı mezarlıkların yapımına başlanıldı. 

MEZARLIKLAR İKİ KATLI
Büyükşehir Belediye Sağlık İşleri Daire Başkanı Faysal Hatipoğlu, 32 yıldır Diyarbakır\'a hizmet veren Yeniköy Mezarlığı, 2 ay sonra define kapatılacağını ifade ederek, yeni mezarlık alanı oluşturma çalışmaları kapsamında 70 dönümlük yeni alanın Büyükşehir Belediye Başkanvekili Cumali Atilla\'nın girişimiyle oluşturduklarını söyledi. Hatipoğlu, \"Bu mezarlığımızın diğer mezarlıklardan farkı olacak. Hazır mezarlıklar inşa ediyoruz. Alanı 5 bölüme ayırmış bulunmaktayız. Her parselde 2 bin mezar inşa edilip, toplamda 10 bin mezar yapılacak. Bu mezarların bir diğer özelliği de iki katlı şekilde yapıldı. Olağanüstü durumlarda ihtiyaç duyulduğunda o bölümleri de kullanma imkanımız olacaktır. Bu alanda çevre düzenlemesi de kapsamında yollar, ışıklandırmalar ve çeşmeler yapılacak. Alt yapı hizmetini tamamladıktan sonra, Ocak ayı itibariyle hizmete sunmuş olacağız\" dedi.

DİYARBAKIR\'A 100 YIL YETECEK YENİ MEZARLIK YAPILACAK
Diyarbakır\'ın daha büyük bir mezarlık alanına ihtiyacın olduğunu dile getiren Hatipoğlu, \"Diyarbakır\'da ortalama yılda 2 bin 500 dolayında defin oluyor. Bu da yeni mezarlık 4 yılda tamamlanacak. Bunun tamamlanmasının ardından Diyarbakır\'a yüzyıl yetecek yeni bir mezarlığın yapımına başlayacağız. Kentte bulanan Ermeni, Mardinkapı, Şehitlik mezarlıkları define kapalı. Ancak, aile mezarlığın olduğu yerde defin yapılabiliniyor. Yeni mezarlık alanını maliyeti ise 300 bin lira dolayında oldu\"diye konuştu. 

Görüntü Dökümü:
-Mezarlık alanından görüntü
-Yapılan mezarlıklar
-İşçilerin çalışmaları
-Hatipoğlu\'nun konuşması
-Genel ve detay görüntü
Haber-Kamera: Ahmet ÜN-Burak EMEK/DİYARBAKIR, (DHA) 

======================================

Kaçak silah operasyonuna 16 tutuklama

Afyonkarahisar\'ın Sandıklı ilçesi merkezli 6 ilçede jandarma tarafından düzenlenen kaçak silah operasyonunda gözaltına alınan 29 şüpheliden 16\'sı tutuklandı.
Afyonkarahisar İl Jandarma Komutanlığı tarafından başlatılan kaçak silah operasyonu kapsamında geçen salı günü Sandıklı merkezli Afyonkarahisar merkez ilçe, Sinanpaşa, Emirdağ, Çay ve İscehisar ilçelerinde 31 adrese eş zamanlı baskın yapıldı. 29 şüphelinin gözaltına alındığı operasyonda, adreslerde yapılan aramalarda 9 tabanca, 11 kurusıkı tabanca, 26 av tüfeği, 1079 adet 9 milimetre ve 7.65 milimetre çapında tabanca fişeği, 412 av tüfeği fişeği, 95 kurusıkı tabanca fişeği, 2 adet 7.62 milimetre fişek, 5.56 milimetre fişek ve silahların seri numaralarının basılmasında kullanılan 2 takım numaratör ele geçirildi.
Gözaltına alınan 29 şüpheli dün gece geç saatlerde tamamlanan işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Şüphelilerden 16\'sı tutuklanırken, 5\'i adli kontrollü olmak üzere 13\'ü serbest bırakıldı. Şüpheliler jandarmanın geniş güvenlik önlemleri altında 2 ayrı minibüsle getirildikleri Sandıklı Devlet Hastanesi\'nde muayeneleri yapıldıktan sonra Sandıklı Kapalı Cezaevi\'ne gönderildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
---------------------------------
- Şüphelilerin muayene esnasında hastanede jandarmanın güvenlik önlemlerinden görüntü
- Şüpheliler muayene için jandarma tarafından minibüsten hastaneye girip çıkarken görüntü
- Ele geçirilen silahların fotosu
238 MB /// 02.09\"

HABER- KAMERA: Ahmet DAĞLI/SANDIKLI (Afyonkarahisar), (DHA)

======================================

Şah damarının yanındaki tümör alındı, ikinci baharını yaşıyor

Antalya\'da, Kerim Demir\'in (56) şah damarına yarım santim uzaklıkta 3 santimlik bademcik tümörü ameliyatla alındı. Ameliyata girerken 3 çocuğunu eşine emanet ettiğini söyleyen Demir, \"Artık ikinci baharımı yaşıyorum\" diyerek gözyaşı döktü.
Antalya\'da oturan ve bir devlet kurumundan emekli olan Kerim Demir, bir gece uyandığında ağzının içinin kanla dolduğunu fark etti. Durumu önemsemeyen Demir, sabah işe gitti. Akşam eve döndüğünde namaz kılarken ağzının içi yine kanla dolan Demir bu kez acil servise gitti. Yapılan müdahalede bademcikte tümör oluştuğu ve hemen ameliyat olması gerektiği söylendi. Gittiği hastanede bademcik ameliyatı yapılan Demir, baş boyun kanserleri üzerine yeterli olmaması nedeniyle Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi\'ne yönlendirildi. Kerim Demir\'in şah damarına yarım santim uzaklıkta 3 santimlik bademcik tümörü ameliyatla alındı. Bir süre radyoterapi gören Demir, ikinci baharını yaşadığını söyledi.
Bademcik kanseri olacağının hiç aklına gelmediğini belirten Kerim Demir, \"Çok sağlıklı besleniyordum. Spor yapıyordum. Alkol hiç kullanmıyordum. Sigarayı ise 11 yıl önce bırakmıştım. İnsanın başına her şey gelebiliyor. Dışarıda yemek bile yemem. Spor yaparım. Kilom yıllardır 74. Kulak burunu boğaz, onkoloji ve radyoloji doktorlarım bana hayatı yeniden verdiler\" dedi.
\'ÇOCUKLARIMI EŞİME EMANET ETTİM\'
Yaşadıklarını anlatırken gözyaşlarını tutamayan Demir, \"Ameliyata girerken vedalaşıp 3 çocuğumu eşime emanet ettim. Sağ çıkamayabilirdim. Çünkü bademciğimdeki tümör şah damarımın sadece yarım santim uzağındaydı. Zor bir ameliyattı. Birçok doktor bu ameliyatı yapmaya yanaşmadı. Doç. Dr. Levent Renda\'nın başarılı ameliyatıyla sağlığıma kavuştum\" diye konuştu.
Eşi Salima Demir, \"Bu hastalığı eşimle birlikte yendik\" dedi.
NADİR GÖRÜLEN BİR KANSER TÜRÜ
Ameliyatı gerçekleştiren Doç. Dr. Levent Renda da hastanın kendilerine boyunda şişlik şikayetiyle geldiğini belirtti. Hastanın ilk gittiği hastanede bademcik bölgesindeki kanama nedeniyle ameliyat edildiğini, çıkarılan parçanın patolojiye gönderildiğini kaydeden Doç. Dr. Renda, \"Sonuç kanser çıkınca bize başvurmuş. Hemen tetkiklerini yaparak operasyona hazırladık. Bademcik bölgesinde yaklaşık 3 santimlik bir tümörü çıkardık. Bademcik bölgesi tümörleri hızlıca ve gizli olarak boyuna yayılabildiği için boynunda 3-4 santimlik birkaç tane lenf nodu mevcuttu. Bunlar tümörle uyumlu olduğu için onları da çıkardık. Hasta ameliyattan sonra radyoterapi de aldı. Şu anda durumu iyi\" diye konuştu.
HASTA KANAMADAN KAYBEDİLEBİLİR
Kanserli tümörün şah damarına sadece yarım santim uzaklıkta olduğunu sözlerine ekleyen Doç. Dr. Renda, \"Böyle bir durumda ameliyat komplikasyonu artabilirdi. En önemli komplikasyon ise şah damarına yakın olduğu için kanama riski. Kanama olabilir ve durdurulamayabilir. Hasta kaybedilebilir. Ancak biz başarılı bir ameliyat gerçekleştirdik\" dedi.
Doç. Dr. Levent Renda, bademcik kanserinin nadir görülen bir kanser türü olduğunu da ifade etti.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
--------------------------
Hastane dış plan görüntü
servis dış plan görüntü
Doktor hastayı muayene ederken görüntü
RÖP 1: Doç. Dr. Levent Renda
RÖP 2: Kerim Demir
Çiftin yürürken görüntüsü
Detaylar
316 MB -- 02.51 // HD
Haber: Selma KUNAR-Kamera: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA,(DHA)

======================================

Japonya\'da tattığı süt reçelini üretti, dünyaya satıyor

Trabzon\'da sütlaç üretimi yapan Uğur Alkurt, gittiği Japonya’da tattığı ve çok beğendiği süt reçelinin istediği tarifi, kendisine \'sır\' denilerek verilmedi. Karadenizli inadı tutan Alkurt, formülü öğrenmek için işe koyuldu, yanında getirdiği süt reçelini, Trabzon\'da laboratuar ortamında araştırdı, uzun denemeler yaptı. Alkurt, sonunda formülünü çözdüğü, tat ve kıvamını yakaladığı süt reçelini üretmeyi başardı. Çeşitlerini de artıran Alkurt’un ürettiği süt reçeli başta olmak üzere diğer reçel çeşitleri, yurt içi ve yurt dışından da ilgi görüyor.

Maçka ilçesi Hamsiköy köyünde sütlaç üretim atölyesi sahibi Uğur Alkurt, 2 yıl önce Japon Uluslararası İşbirliği Ajansı (JICA) projesi kapsamında bu ülkeye gitti. Ülkede tattığı süt reçelini beğenen Alkurt, Japonlardan tarifini öğrenmek istedi ancak yanıt alamadı. Satın aldığı süt reçelleri ile Trabzon\'a dönen Alkurt, süt reçelinin nasıl yapılabileceğini araştırmaya başladı. Trabzon Ziraat Mühendisleri Odası’ndan destek isteyen Alkurt, Japonya\'dan getirdiği reçelleri laboratuarda test yaptırdı, Test sonuçlarında reçelin formülü ulaşan Alkurt, uzun denemeler sonucu Japonya\'da alamadığı süt reçelinin tat ve kıvamını yakalamayı başardı. Köyündeki sütlaç atölyesinde süt reçeli üretimine başlayan Alkurt, sütün yanı sıra, çaylı, fındıklı, hurmalı ve karayemişli reçel çeşitler de üretti. Yurt içi ve yurt dışından sipariş almaya başlayan ve üretimini artıran Alkurt\'un ürettiği süt reçeli başta olmak üzere diğer reçel çeşitleri de ilgi görüyor.

\'İNAT ETTİM FORMÜLÜ BULDUM\'

Japonya\'da tattığı süt reçelini beğendiğini anlatan Uğur Alkurt, istediği tarifinin kendisine \'sır\' denilerek verilmediğini söyledi. Karadenizli olarak inat ettiğini ve süt reçellerinin formülünü uzun uğraşları sonucu çözdüğünü belirten Alkurt, \"Japonya\'da süt üretim tesislerine gittik. Ben orada süt reçeli ile tanıştım. Daha önce hiç görmediğim için ilgimi çekti. Orada birkaç araştırma yaptım, insanlara sordum. Onlar tarifini bize vermedi ama biz de Karadenizliyiz. Bu işin peşini bırakmadık. Üründen bir kaç tane satın aldım ve dönüşte Trabzon’a getirerek tahlillerini yaptırdım. Böylece  formülünü çözdüm ve üretime başladım. Süt  ve diğer reçel çeşitlerim ilgi görüyor. Yurt içi ve yurt dışından siparişler alıyorum\" dedi.

ZMO: BİZİMKİ TAMAMEN KATKISIZ

Trabzon Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Coşkun Kuturoğlu da JİCA\'nın insan kaynakları projesi kapsamında Trabzon\'dan 6 üye ile Japonya\'ya gittiklerini belirterek \"Uğur usta, Japonya\'da ilgisini çeken süt reçelini Trabzon\'a getirdi. Biz de oda olarak o dönemlerde süt ürünlerinin çeşitlendirilmesi ile alakalı çalışmalar yürütüyorduk. Sonra süt reçelinin çaydan ve fındıktan yapılabileceğini konuştuk. Karadeniz Teknik Üniversitesinde bir hocamızla beraber Japonların yapmış olduğu süt reçelinin aynısını yaptık. Lakin onlarda kimyasallar kullanılmış, bizim yapmış olduğumuz ürün ise tamamen katkısız. Karadenizli olarak yöremizde yetişen karayemiş, çay ve fındıklı süt reçeli yaptık ve piyasaya sürdük\" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-Üretilen süt reçeli görüntüsü

-Uğur Alkurt konuşma

-Üretimden detaylar

-Kuturoğlu konuşma

-Genel detaylar

Boyut: 437 mb

HABER KAMERA: Aleyna KESKİN/TRABZON-DHA

======================================

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: Gençlerimize sahip çıkmazsak, başkaları sahip çıkar

Özcan ÇİRİŞ-Ceren KURTYE/BİTLİS, (DHA)- DİYANET İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, gençlere sahip çıkılmazsa başklarının sahip çıkacağını belirterek, \"Mayası İslam ile yoğrulmuş olan bu milletin çocuklarını inkarcı bir ideoloji nasıl elde edip de dağa çıkarabiliyor, yanlış yerlere gönderebiliyor, yönlendirebiliyor\" dedi.

Bitlis\'e çeşitli programlara katılmak için gelen Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, polisevinde kanaat önderleri ile akşam yemeğinde bir araya geldi. Prof. Dr. Ali Erbaş, burada yaptığı konuşmasında gençlere sahip çıkılmadığında farklı ideolojilerin sahip çıktığını, bu nedenle özellikle kanaat önderleri ve alimlere büyük görevler düştüğünü belirtti. Medreselerin akademiden, akademinin ise medreseden istifade etmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Erbaş, şöyle konuştu:

\"Bitlis’te üniversitemizi ziyaret ettiğim zaman kaç öğrenci olduğunu sordum. 12 bin’e yakın öğrenci var dediler. Bunlar bizim çocuklarımız, Türkiye’nin her yerinden geliyorlar. Onlara bizim sahip çıkmamız lazım. İlahiyat fakültesi öğrencilerimiz var, aynı şekilde onların da medrese ilminde istifade etmesi lazım. Medresenin de akademiden istifade etmesi lazım. Aynı noktaya doğru gayret ediyoruz. Amacımız Allah rızası için ilim elde etmektir. Diyanet İşleri Başkanlığı\'nda yapmış olduğumuz eğitim programları çerçevesinde ihtiyaç odaklı Kuran kursları programı diye bir program uyguluyoruz. Biz yediden önce de yetmişten sonra da Kuran kurslarımızda, camilerimizde hocalarımızın her yaş grubunda talebeleri var diyoruz\" dedi. 

Türkiye’de ilahiyat fakültelerinin sayısının 102 olduğunu belirten Prof. Dr. Erbaş, \"Bu yüzden diyorum ki; birbirimizin birikiminden istifade etmemiz lazım. Din eğitiminin sıkıntıya girdiği zamanlar 60 bine kadar düşen imam hatip lisesi öğrencisi sayısı şimdi 1 Milyon 500 bini aşmış durumda. Şimdi nicelik tamam, yani sayı itibari ile hem medreselerimizde, hem liselerimizde hem de fakülte ve üniversitelerimizde 1 milyonlardan 5-6 milyonlara çıktı sayımız. Dünyada nüfusu bizim üniversite öğrencilerimizden daha az olan ülkeler var. Bizim ülkemizde üniversite dahil tüm öğrencilerimizin sayısı 20 milyonun üzerinde. Yani 20 milyonluk bir ülkeyi orta derecede, yani büyük bir ülke olma yolunda sayıyorlar. Bizim öğrenci sayımız, 100\'ün üzerinde ülkeyle neredeyse eş değer. O zaman niteliğe önem vereceğiz. İyi yetiştirip kaliteye önem vereceğiz. Kalite bizim inancımızın temel noktalarından birisidir. Peygamber efendimiz buyuruyor ki; \'işi ehline vermediğiniz zaman kıyameti bekleyiniz\' diyor. O zaman bizim ehliyetli insanlar yetiştirmemiz lazım. Hangi alanda olursak olalım, ehliyetli, nitelikli ve kaliteli insanlar yetiştirmemiz lazım. Sahip çıkalım gençlerimize, sahip çıkalım çocuklarımıza, biz sahip çıkmazsak başkaları sahip çıkıyor. Hem de birtakım inkarcı ideolojiler, dinden uzak ideolojiler sahip çıkıyor. Bu bölgeler Hz. Ömer dönemlerinde fethedildi. Yani o gün bugündür mayası İslam ile yoğrulmuş olan bu milletin çocuklarını inkarcı bir ideoloji nasıl elde edipte dağa çıkarabiliyor, yanlış yerlere gönderebiliyor, yönlendirebiliyor. Medrese alimleri, imam hatipliler ve fakülteliler olarak kendimizi muhasebeye çekmemiz lazım\" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
---------------------
-Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. ALi Erbaş\'ın bazı medreseleri ziyaret etmesinden detaylar
-Erbaş\'ın Polisevinde kanaat önderleri ile tokalaşması
-Yemekten detay görüntüler
-Kuranı kerim okunması
-Ali Erbaş\'ın kanaat önderlerine konuşması

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir