Gündem

DHA YURT BÜLTENİ-2

Üzerlerine kömür tozu yağıyor DİLOVASI(Kocaeli),(DHA)- KOCAELİ'nin sanayi kuruluşları ile konut alanlarının iç içe olduğu Dilovası ilçesinde, Turgut Özal ve Kayapınar mahallelerine Kömürcüler Organize Sanayi Bölgesi'ndeki tesislerden kömür tozu yağıyor

09 Ekim 2018 12:30

Üzerlerine kömür tozu yağıyor

DİLOVASI(Kocaeli),(DHA)- KOCAELİ\'nin sanayi kuruluşları ile konut alanlarının iç içe olduğu Dilovası ilçesinde, Turgut Özal ve Kayapınar mahallelerine Kömürcüler Organize Sanayi Bölgesi\'ndeki tesislerden kömür tozu yağıyor. Dilovası\'nda yaşayan gençler, Kömürcüler Organize Sanayi Bölgesi\'ni protesto etmek için Osmangazi Köprüsü\'ne çıkarak eylemde bulunurken, vatandaşlar kömür tozu nedeniyle astım hastalarının arttığını, önlem alınmasını istedi.

Sanayi kuruluşları ile konut alanlarının iç içe girdiği ve sık sık hava kirliliği ile gündeme gelen Dilovası\'nda, Kömürcüler Organize Sanayi Bölgesi\'nden yayılan kömür tozları ilçe halkını isyan ettirdi. Vatandaşlar kömür tozları nedeniyle pencereleri ve kapılarını açamaz hale geldi. İlçedeki çocuklarda astım hastalığı sayısının arttığını söyleyen Turgut Özal Mahalle Muhtarı Vacip Mengübeti, \"Bir önceki mahalle muhtarımız da kanserden dolayı vefat etmişti, Kömürcüler Organize Sanayi Bölgesi ile ilgili baya bir mücadele etmişti eski muhtarımız, cumhurbaşkanlığına kadar elinde kömürcüler sanayi bölgesinin verdiği sıkıntıların dosyasıyla gitti. Dosya sundu ama hiçbir olumlu cevap alamadı bu konuyla ilgili. Mahalle sakinlerimiz, hatta ilçe sakinlerimiz ciddi anlamda sıkıntılarını dile getiriyor. Bununla ilgili organize sanayi bölgesi sorunlarının açıklığa kavuşmasını diliyoruz. En çok Turgut Özal Mahallesi ve Kayapınar Mahallesi etkileniyor bu durumdan ama genel olarak bütün ilçe etkileniyor. İlçemizin 10 yıl önce 47 bin 500 nüfusu vardı, hala 47 bin 500 nüfusu var yani hep göç ediyor insanlar buradan. İlçe sakinlerinin hemen hemen 3 evden 2\'sinin çocukları astım hastası. Bu durumdan şikayetçiyiz.\" dedi.

\'BURADA ÇEVRE KATLİAMI YAŞANIYOR\'
Dilovası Gençlik Derneği Başkanı Hayrettin Koçpınar ilçede çevrede katliamı yaşandığını belirterek, \"Burada bir çevre katliamı var, biz sesimizi duyurmak istiyoruz. Biz resmi kurumlara başvurduk, kendimizi anlattık ama onlar da bu sanayi bölgesinin bir anda kaldırılamayacağını söylediler. Osmangazi Köprüsü\'nde bir eylem gerçekleştirdik, insanlar artık dayanamaz bir hale geldi. Artık yetkililerin duruma bir el atmasını istiyoruz. Bu insanlara bu çocuklara bir değer verilmesi lazım bunu özellikle cumhurbaşkanımızdan istiyoruz.\" diye konuştu.

\'KIZIM ASTIM HASTASI OLDU\'
Kızının astım hastası olduğunu ifade eden Selma Kılıç, \"Sürekli toz oluyor evimizde, günlük temizlik yapmak zorunda kalıyoruz evlerimizde. Çocuğum zaten astım hastası okula gidip geldiği zaman çok sıkıntı yaşıyor. Kömüre, toza, polene her şeye alerjimiz var. Kışın kızım okula gidip, geldiği zaman sürekli öksürüyor makineye bağlıyoruz, makinenin yetersiz kaldığı durumlarda da hastaneye götürüyoruz. Pencereleri açamıyoruz, açtığımız zaman daha da kötü oluyor. Her yer kömür, artık bıktık. Yalnızca ben değilim burada yaşayan herkes bu sorundan şikayetçi çevrede bulunan herkes öksürüyor. Kızımın astım hastası olduğunu 9 aylıkken öğrendik, doktor doğar doğmaz astım hastası olduğunu söyledi ama biz 9 aylıkken öğrendik. Kızımın krizi tutmadığı zaman yine idare edebiliyoruz ama krizi tuttuğu zaman çok sıkıntı oluyor.\" dedi.

\'CAM PENCERE AÇAMAZ HALE GELDİK\'
Evlerinin içi kömür tozu olduğu için her gün temizlik yaptıklarını söyleyen Birgül Yalçın, yetkililere şöyle seslendi:
\"Bu kömürlü halimizi görüp acıyın bize, bu işe bir çözüm bulun, çocuklarımıza yazıktır. Çocuklarımızın geleceği için lütfen bu kömür sorununu kaldırın. Evimizin içi, parkelerin üzeri, kapıların önü sürekli kömür tozu oluyor. Her gün yıkıyoruz, siliyoruz ertesi gün yine kömürle kirleniyor. Küçük çocuklarımız var onlar sabah kalktıkları zaman öksürüyorlar, boğuluyorlar kömür tozu yüzünden. Cam, pencere açamıyoruz. Açmadığımız halde evin içine giriyor, açarsak ne olacağını bilemiyoruz bile.\"

\'KÖMÜR TOZU CİĞERLERİMİZE DOLUYOR\'
Lale Çiftçioğlu kömür tozu soluduklarını belirterek, şöyle konuştu:
\"Biz sadece toz ile uğraşmıyoruz, bildiğimiz kömür geliyor evimizin önüne. Çocuklarımızın çorap altları simsiyah oluyor bu çorapla kalsa yine tamam ama bunları içimize soluyoruz, ciğerlerimize doluyor. Buranın çocuklarının yüzde 90\'ı astım, bronşit, zatürre gibi hastalıklara yakalanıyor soludukları iğrenç hava yüzünden. Ben çocuğumu her hastaneye götürdüğümde doktor bana \'Kızım sana gökten ilaç mı indireyim? Senin bulunduğun bölge çocuğuna yetiyor. Bu soluduğu pis hava yüzünden ben ne kadar ilaç da versem senin kızının hastalığı devam edecek\' diyor. Kızım astım hastası ve son zamanlarda kullandığı ilacın haddi hesabı yok. Bu durum sadece benim çocuğumda yok, Dilovası halkının bütün çocukları bu durumda.\"

\'DİLOVASI KANSER OVASI OLARAK ANILIYOR\'
Kömür tozlarının artık içlerine işlediğini söyleyen Seymen Yalçın \"Yıllardır bu kömürü soluyoruz artık içimize işledi. Dilovası artık kanser ovası olarak anılıyor farklı yerlerde. Bizim yaşadığımız çevrede 7/24 camları siliyoruz ve her yer kömür. O kömür artık içimize işlemiş durumda ve camları da her sildiğimizde o bez simsiyah oluyor. Bu soruna bir çözüm bulunmasını istiyoruz. Kömürün kalkması için uğraşıyoruz. Dilovası halkı olarak çok perişan haldeyiz.\" dedi.

OSMANGAZİ KÖPRÜSÜNE ÇIKANLARA 108 TL CEZA
Kömürcüler Organize Sanayi Bölgesi\'nden gelen kömür tozlarını protesto etmek amacıyla Osmangazi Köprüsü\'nde seslerini duyurmaya çalışan 4 kişiye \'Otoyol köprüsüne çıkmak ve otoyolda yürümek\' gerekçesiyle 108\'er TL para cezası kesildi. Seslerini duyurmak için köprüye çıkmak zorunda kaldıklarını söyleyen Bayram Yalçın, \"Bizim köprüye çıkış sebebimiz, mahallemizde kömür ocağımız bulunmakta ve bu durum mahalle halkını ve bizi ciddi derecede rahatsız ediyor. Annelerimiz her gün balkonları, camları, temizlemek zorunda kalıyor. Çok büyük rahatsızlık veriyor bu insanlara biz de sesimizi duyurmak için bu yolu denedir. Daha önce valiye, büyükşehir belediye başkanına ve kaymakama gittik fakat bize çözüm yolu üretmediler, biz de sesimizi duyurabilmek için Osmangazi Köprüsü\'nün üzerine çıktık, pankart açtık. Bize 108 lira ceza kestiler otoyola izinsiz girdiğimiz gerekçesiyle. Yaya yolundaydık biz ama o da yasakmış daha da ceza yazacaklarını söylediler bize. Mahallemizde yaklaşık 10-15 tane küçük çocuk şu anda hava makinesiyle ayakta duruyor, çocuklarımız hastalıklı doğuyor. Annelerimizin sütünde kömür tozuna rastlanmış, bunun gibi birçok şikayet bulunuyor.\" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-Kömürcüler OSB görüntüsü
-Vatandaşlarla röp
-Beyaz bezlerle cam balkon silen kadınlar
-Dilovası\'ndan detaylar
HABER: Ergün AYAZ/KAMERA: Alişan KOYUNCU-DİLOVASI-DHA

==========================

MSB BAKANI AKAR\'IN YAPTIRDIĞI CAMİ AÇILIŞA HAZIR

ORGENERAL HULUSİ AKAR CAMİSİNİ CUMHURBAŞKANI AÇACAK

MİLLİ Savunma bakanı Hulusi Akar\'ın kendisi ve ailesi adına memleketi Kayseri\'de  yaptırdığı  Selçuklu motifleriyle bezenen cami, cumartesi günü kente gelecek olan Cumhurbaşkanı Recep  Tayyip Erdoğan tarafından  ibadete açılacak.Caminin son hazırlıkları açılış öncesi  tamamlandı.Büyükşehir Belediyesi\'nin önerisiyle Asri Mezarlık girişinde yapımına 1 yıl önce başlanan camiye Genelkurmay Başkanı\'nın adının verilip verilmesi, Akar Ailesi\'nin takdirine bırakıldı. Ailenin ve Büyükşehir Belediyesinin onayıyla  ,  iç çeperinde Esmaül Hüsna\'dan esinlenerek, yüce Allah\'ın 99 adının iç çeperinde kufi yazıyla yer aldığı, ahşap ve mermer ile bezeli, akustiği mükemmel caminin cumartesi günü yapılacak açılış öncesi son hazırlıkları tamamlandı. Bundan 1 yıl önce dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve ailesi, önce merkez Melikgazi ilçesi Eğribucak Mahallesi\'ndeki bağ evlerinin bulunduğu alanda cami yaptırmak istedi. Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik, Orgeneral Akar ve ailesine, Asri Mezarlık girişinde inşaatına başlanan 750 kişilik, 2 minareli  Mezarlık Camii\'nin yaptırılmasını önerdi. Eski Genelkurmay  Başkanı ve ailesi bu teklifi kabul etti. Büyükşehir Belediye meclisindeki tüm üyelerin oy birliğiyle kabul ettiği, Selçuklu motifleriyle bezenen cami de  bundan kentteki cenaze namazları, trafik sorununu rahatlatma adına burada kılınacak Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik, cami ile ilgili olarak Belediye meclis üyelerine \"\"Bildiğiniz gibi şehir mezarlığı içinde bir cami yapılıyor. Bu camiye başlamıştık. Bir hayırseverimiz \'bu camiye katkı verelim, beraber yaptıralım\' dedi. Birçok hayırseverimiz bu camiyi yaptırmak istiyordu. Ama, biz şehrin mezarlığı, şehrin bütününü ilgilendiriyor diye teklifleri kabul etmemiştik. Ancak, bu  hayırseverimiz aile olarak böyle bir cami yapmaya karar verdiklerini söyledi. Kendilerinden Allah razı olsun. Yaptıkları bu hayır işinin duyulmasını istemediler. Buradaki hayırseverimiz Genelkurmay Başkanımız Orgeneral Hulusi Akar\'dır. Kendilerine teşekkür ediyoruz. Kendilerinin herhangi bir isim talebi yok. Kendileri şan- şöhret için bu camiyi yaptırmıyorlar. İsminin bir caddeye verilmesi sonrası bu konuyu bilmenizi istedim. Allah hayırlarını kabul etsin.\"diye bilgilendirmişti
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kayseri\'de cumartesi günü değeri 620 milyon TL’yi bulan 41 tesis ve kabinesindeki MSB Hulusi Akar adını taşıyan caminin açılışını yapıp, Erciyes Üniversitesi Akademik ders yılı açılışı ve  Kayseri Büyükşehir belediye başkanı Mustafa Çelik\'in oğlu Furkan\'ın nikah törenine katılacak.

AKAR VE AİLESİNİN YAPTIRDIĞI CAMİNİN ÖZELLİKLERİ
 Milli Savunma bakanı Hulusi Akar  ve ailesi tarafından Asri mezarlık girişinde yaptırılan cami, Selçuklu  motiflerinden esinlenerek modern bir dekorasyon anlayışı ile  inşa edildi. Hat ve tezyinat işlemeleri CNC kesimi korkuluk ve panellerle, camiye özgü aydınlatma elemanlarıyla minber ve mihraptan oluşuyor. Caminin kapasitesi 750 kişilik  ve zemin kat oturumu 800 metrekare olan caminin 550 metrekarelik ibadet alanı, 220 metrelik kadınlar bölümü ve 260 metrekare son cemaat alanı var. Bina dışında cenaze namazları kılınacak 500 metrekarelik alan, şadırvan ve çevre düzenlemesi ise, Büyükşehir Belediyesi tarafından yapıldı.  Asri mezarlık girişindeki  camide 4 sabit musalla ve 4 hareketli olmak üzere aynı anda 8 cenazenin kaldırılacağı 8 musalla bulunuyor. Caminin  ahşap üzerine pirinç kakmalı 8 metre 60 santim yüksekliğindeki, 5.5 metre genişliğindeki 4 kanatlı kapısı da  dikkatleri çekiyor.

Görüntü Dökümü
-------------------
- Hulusi Akar cami geniş ve detay görüntü
- Cami iç kısımlarından görüntü
- Cami\'de Esmaul Hüsna yazan duvarlardan detay görüntü
- Diğer  görüntüler
Haber: Oktay ENSARİ-Kamera: Yasin DALKILIÇ/KAYSERİ, (DHA)
2 dakika 16 saniye  /253 MB

===========================================================

Kanser ile mücadeleyi kaybeden Berna öğretmenin eserlerini eşi sergiledi

DİYARBAKIR\'da, Olgunlaşma Enstitüsü\'nde Görsel Sanatları öğretmeni iken 4 yıl boyunca meme kanserine karşı verdiği mücadeleyi kaybeden ve bu mücadelesi sırasında resimler yapan öğretmen Berna Tilki\'nin eserleri eşi Aziz Tilki tarafından yeni kurulan A4 Sanat Atölyesi\'nde sergilendi. Eşinin hayatını kaybetmeden son gün bile okula gelerek öğrencilerine ders verdiğini söyleyen Aziz Tlki, \"Eşimin vefatının ardından hem onu anmak, hem de çalışmaları gün yüzüne çıkarmak açısından böyle bir sergi organize ettik\"dedi. 

Dicle Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim İş Bölümü\'nde 1998 yılında mezun olan Berna Tilki, mezuniyetinin ardından Elazığ Lisesi\'nde göreve başladı. 3 yıl Elazığ\'da görev yapan Tilki, 2001 yılında Diyarbakır Olgunlaşma Enstitüsü\'nde Görsel Sanatları Öğretmenliği\'nde resim öğretmeni olarak göreve başladı. 2012 yılında, meme kanseri teşhisi konulmasıyla uzun süre kanserle mücade eden Tilki, bu mücade esnasında bir yandan resem ve rölyef yaparken sevdiği mesleğini de aksatmadı. 4 yıl boyunca kanserle mücade eden Tilki, 2016 yılının Eylül ayında hayatını kaybetti. 2 çocuk annesi Tilki\'nin kendisi gibi resim öğretmeni olan eşi Aziz Tilki, kentte ilk kez \'A4\' adını verdiği Sanat Atölyesininin açılışını, meme kanseri mücadele sırasında eşinin yaptığı resimleri sergileyerek açtı.

\'KANSER OLDU, ÜRETKENLİĞİNİ BIRAKMADI\'
Tilki\'nin 4 yıl boyunca meme kanseriyle mücadele ettiği esnada yaptığı resimler sergilenirken, eşi Aziz Tikli, eşi Berna Tilki\'nin anısını yaşatmak için sergiyi açtığını söyledi. Aziz Tilki, \"Eşim 15 yıl boyunca Diyarbakır Olgunlaşma Enstitüsü\'nde görev yaptı. Bugün burada sergilediğimiz çalışmalar eşimin meme kanserine yakalandığı esnada yaptığı çalışmalardır. Zaman içerisinde eserlerini biriktirmişti. Vefatının ardından hem onu anmak hem de çalışmaları gün yüzüne çıkarmak açısından böyle bir sergi organize ettik. Bu sergiyi A4 Sanat Atölyesi\'nde yapmayı uygun gördük. Eşim 2012 yılında meme kanserine yakalandı. O dönem kansere karşı büyük bir mücadelesi oldu ve üretkenliğini bırakmayıp, çalışmalarına devam etti. Vefat etmeden bir gün önce bile okula gelip öğrencilerine ders verdi\"dedi. 

Berna Tilki\'nin 2 kızı ise, annelerinin eserlerinin sergilenmesinde gurur duyduklarını dile getirerek, bu eserleri herkesin görmesi gerektiğini söyledi.

A4 Sanat Atölyesi yetkilisi Güzel Sanatlar Lisesi öğretmeni Rıdvan Kuday ise, Diyarbakır\'da herkesin bu atölyeden faydalanabileceğini ifade ederek, \"Daha çok Diyarbakır\'da yaşayan genç, üretken sanatçı adayları için açılan bir mekan. Burada atölye desteği sunuyoruz. İstedikleri zaman buraya gelip eserlerini sergileyebilirler\" diye konuştu.

Görüntü Dökümü:
-Berna Tilki\'nin eserleri
-Sergiye katılanlar
-Röportajlar
-Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Ahmet ÜN/DİYARBAKIR, (DHA)

===================

1614 kişilik işe 8 bin 636 başvuru

Turgay İPEK / ERZURUM, (DHA)-ERZURUM\'da, Toplum Yararına Çalışma Programı (TYÇP) kapsamında, İşkur aracılığıyla kamu kurum ve kuruluşlarında çalıştırılmak üzere, 479 özel güvenlik görevlisi, 1135 de hizmetlinin 9 ay süreyle istihdam edileceği işe 8 bin 636 kişi başvurdu. Aralarında çocuklarıyla gelenlerin de bulunduğu adaylar, kayıt yaptırmak için kuyrukta saatlerce bekledi. Yoğunluk nedeniyle İşkur önünde polis önlem aldı.
Kentteki kamu kurumlarında TYP kapsamında 1614 kişinin 9 ay süreyle istihdam edileceği açıklandı. Geçici işte çalışmak isteyen çok sayıda kişi, merkez Yakutiye ilçesindeki İşkur İl Müdürlüğü\'ne akın etti. Bazı kadınların çocukları ile sıraya girdiği İşkur önünde, sıra yüzünden zaman zaman tartışma olunca polis anında müdahale etti. İş başvurusu yapan kişi sayısının fazla olması nedeniyle müracaatlar 8 gün sürdü. İstihdam edilecek ve kura ile belirlenecek 1614 kişinin, 15 Ekim\'de işbaşı yapacağı belirtildi. İşe başvuru kuyruğunda umutla bekleyen bazıları görüntü çeken basın mensuplarından yüzünü saklamaya çalıştı.

görüntü dökümü:
-İşkur önünde toplanan kalabalık
-Çocuklarıile bekleyen anne
-Kuyrukta bekleyenlerle röp
-Yüzünü saklayanlar
-Uzayan kuyruk
-Polisin önlem alması

Haber-Kamera: Turgay İPEK / ERZURUM, (DHA)
(Süre. 4.13 Dk)

================

Datçalı kadınlar sokak hayvanları için dans ediyor

MUĞLA\'nın Datça ilçesinde yaşayan, her yaş ve meslekten bir grup kadın, sokak hayvanlarına gelir sağlamak amacıyla dans topluğu kurdu. Özel gün ve törenlerde 30 ila 45 dakika performans sergileyen kadınlar, gösterileriyle de beğeni topluyor.
Sokak hayvanları için bir şeyler yapmak isteyen ve kendilerine \'Datça Neşeli Patiler Dans Grubu\' adını veren 11 kişilik kadın grubu, anlamlı bir çalışmaya imza attı. Fizyoterapist ve dans eğitmeni Şule Sencer Töreci\'nin (64) öncülüğünde, geçen yıl mayıs ayında kurulan grubun üyeleri arasında öğretmen, emekli bankacı, muhasebeci, çevirmen, ekonomist ve işletmeci gibi çeşitli mesleklerin temsilcileri bulunuyor. Yaş ortalaması 55 olan grup, önemli gün ve törenlerde bir araya gelerek, sokak hayvanlarına gelir toplayabilmek için dans gösterisi sergiliyor. Repertuvarlarında Türk dans oyunlarının yanı sıra Yunanistan\'ın sirtakisine de yer veren grup, gösterileriyle alkış topluyor. Son olarak Cumhuriyet Meydanı\'nda Dünya Hayvanları Korumu Günü için düzenlenen programda sahneye çıkan topluluk, izleyicilerden tam not aldı. 
Grup kurucusu Şule Sencer Töreci, \"Grubumuz 2 yıl önce kuruldu. Amacımız sokak hayvanlarına mama tedariki ve veteriner hizmetleri vermek. Ancak kısa sürede iş büyüdü. Sokak hayvanlarının ihtiyaçları dışında, şu anda bir üniversite öğrencisinin eğitim bursuna katkıda bulunuyoruz. Grubumuzda halen 11 kişi var. Yeni üyelerin katılımını bekliyoruz\" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
- Datça Neşeli Patiler Dans grubunun gösterisinden görüntü
- Grup üyelerinden biri kucağında köpeğiyle dans ederken görüntü
- Dans gösterisine eşlik eden izleyicilerin görüntüleri
- Fizyoterapist ve dans eğitmeni Şule Sencer Töreci (64) ile röp.

Haber- Kamera: Mehmet ÇİL / DATÇA (Muğla), (DHA)

===================

Kayınvalide ve kayınpederden damatlara can aşısı

İZMİR\'de, 63 yaşındaki Meliha Arkun, 23 yıl önce kızıyla evlenen Birol Bütün\'e (48), 68 yaşındaki İlhan Tarcan da 12 yıllık damadı Bekir Nizel\'e (41) hiç tereddüt etmeden gönüllü donör olup, birer böbreklerini vererek yeni bir hayatın kapılarını açtı. Doktor kontrolünde bir araya gelen Arkun ve Tarcan, \"Onlar bizim damadımız değil, oğlumuz oldu. Evlatlarımıza canımız feda. Kızlarımız, torunlarımız mutlu, biz de mutluyuz\" dedi.
Kadavradan bağışların yetersiz olduğu Türkiye\'de böbrek ve karaciğer nakli olması gereken pek çok hasta, gönüllü canlı vericileri sayesinde hayat bulurken, böyle bir fedakarlık örneği İzmir\'de yaşandı. Bu kez gönüllü vericilerden biri kayınvalide, diğeri kayınpeder oldu. Gönüllü donörler, evlatlarına olan sevgilerini damatlarını hayata bağlayarak taçlandırdı.
Nakil yapılan hastalardan biri Birol Bütün oldu. 10 yıl önce polikistik böbrek hastalığı tanısı konulan işçi emeklisi Birol Bütün, geçen yıl sağlığı ile ilgili kötü haberi aldı. 12 yaşında Nusret ve Gülizar adlı ikizleri bulunan Bütün\'ün böbreklerinin iflas ettiği ortaya çıktı. Bir yıl diyalize girmeden ilaçlarla idare etmeye çalışan Bütün, böbrek nakli için İzmir Kent Hastanesi\'ne başvurdu. Eşi Çiğdem Bütün (44) gönüllü oldu, ancak kan grubu uymadığı için çapraz nakil için aday oldu. Damadının böbrek nakli olması gerektiğini ve çaresizliklerini öğrenen Çiğdem Bütün\'ün annesi ev hanımı Meliha Arkun anında kararını verip, kızı ve damadıyla paylaştı. Gönüllü verici olacağını söyleyen Arkun nakil için uygun bulununca, kayınvalide ve damat geçen 26 Eylül\'de ameliyat masasına yattı. Opr. Dr. Işık Özgü ve Opr. Dr. Uğur Saraçoğlu başkanlıklarındaki iki ekip tarafından nakil başarıyla gerçekleştirildi. Önce kayınvalide, ardında da damat taburcu edildi.
iki yıl önce geceleri sık tuvalete çıkma şikayetiyle gittiği hastanede \'böbrek yetmezliği\' tanısı konulan özel bir firmada montaj ustası olan Bekir Nizel de nakil kararı alınınca, Birol Bütün gibi İzmir Kent Hastanesi\'ne başvurdu. Annesi Gülperi Nizel oğluna yeniden hayat vermek için gönüllü oldu. Ancak ailedeki kalp rahatsızlıkları verici olmasını engelledi. Bunun üzerine devreye 12 yıl önce kayınpederi olan İlhan Tarcan girdi. Tarcan da bir an bile tereddüt etmedi ve kızı Seyhan\'ın kocası, torunları Sezai Efe (11) ve İlhan Ege\'nin (7) babaları olan damadı Bekir Nizel için böbrek vericisi oldu. Geçen 12 Eylül\'de Opr. Dr. Özgü ve Opr. Dr. Saraçoğlu tarafından gerçekleştirilen nakille kayınpeder Tarcan damadı Nizel\'e can aşısı oldu.

EVLAT SEVGİSİ HERŞEYİN ÜSTÜNDE
Öte yandan damatlar ve vericileri nakil sonrası rutin kontrollerinde hastanede bir araya geldi. Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Ebru Sevinç Ok, muayenelerini yaptığı hastalarının hepsinin de sağlık durumlarının iyi olduğunu söyledi. Canlı verici olarak kayınvalide, kayınpeder örneklerinin nadir görüldüğünü belirten Doç. Dr. Ok, \"Genelde anne babalar çocuklarına, çocuklar anne babalarına ya da eşler birbirine organ veriyor. Ama nadir de olsa bu örnekleri görüyoruz. Evlat sevgisinin, güçlü aile bağlarının güzel örnekleri\" dedi. 
Kayınvalidesinden nakledin böbrekle sağlığına kavuşan damat Birol Bütün, \"Benim hastalığım polikistik böbrek hastalığı ve genetik. 7 kardeşiz, hepimizde var. Maalesef ikizlerimde de çıktı. Geçen yıl tanı konuldu, çok kötü günler geçirdim. Kayınvalidem bana hayat verdi. Bizim ilişkimiz hiçbir zaman damat- kayınvalide değil, oğul- anne ilişkisiydi. Her zaman birbirimize sahip çıktık. Benim için büyük fedakarlık yaptı, Allah razı olsun. Doktorlarıma da çok teşekkür ediyorum\" diyerek duygularını dile getirdi. 
3 çocuk 4 torun sahibi kayınvalide Arkun ise 23 yıl önce kızını verdiği damadına iki hafta önce de böbreğini verdiğini belirterek, \"Evlatlarım her şeyin üzerinde. Hiç tereddüt etmedim. Onlar mutlu olsun, benden çok yaşasınlar. Artık geceleri çok rahat uyuyorum\" dedi.
Kayınpeder İlhan Tarcan da evlatlarının mutluluğun her şeyden önce geldiğini, damadını da bir oğul olarak gördüğünü söyledi. Tarcan, \"Ülkemizde kadavradan bağış çok zor bulunuyor. Bekleyemezdik. Şimdi çok mutluyum, bu mutluluğu da tarif edemem\" dedi. Damat Bekir Nizel de şöyle konuştu:
\"Evlendiğimiz günden beri kayınpederim yani babam bizim hep yanımızda oldu, desteklerini hiç esirgemedi. Bana korkma, ben varım, diyordu. Dediğini de yaptı. Hastalığım süresince eşim de hep yanında, en büyük destekçim oldu. Allah onlardan da doktorlarımızdan da razı olsun.\"


GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Opr. Dr. ışık Özgü ile röp.
- Doç. Dr. Ebru Sevinç Ok ile röp.
- İki doktor hastaları muayene ederken, konuşurken genel detay görüntü
- Damat Birol Bütün ile röp.
- Kayınvalide Melihe Arkun ile röp.
- Damat Bekin nizel ile röp.
- Kayınpeder İhlan Tarcan ile röp.
- Hastalardan detay gelen görüntü
Haber-Kamera: Mücahit BEKTAŞ / İZMİR, (DHA)

=======================


Ula\'nın susamına Yunan ve Japon ilgisi 

MUĞLA\'nın Ula ilçesinde üretilen, iklimin de etkisiyle yağ oranı yüksek, aroması ise lezzetli olan susama, özellikle Yunan ve Japonlar ilgi gösteriyor. Kilosu 15 ila 20 liradan satılan susam, ilçe ekonomisine de katkı sağlıyor.
Ula\'nın Akçapınar ve Gökova mahallelerinde geleneksel yöntemlerle üretilen susam, yurt dışına açıldı. Özellikle Japon müşteriler, suşi yapımında kullandıkları susamın kalite ve lezzetine çok önem verdikleri için ürünü yerinde satın almak amacıyla yaklaşık 10 yıldır bölgeye gelmeye başladı. Japonların yanı sıra Yunan müşteriler de iklimin de etkisiyle yağ oranı yüksek, aroması lezzetli olan bu ürünü tercih ediyor. 
Ünü yurt dışına taşan ürün ise geleneksel yöntemle üretiliyor. Sabahın ilk ışıklarında tarlalarına giden çiftçiler, çırpma işleminden sonra ürünü elekten geçiriyor. Susamlar yıkama işleminden geçirildikten sonra kurutularak, kalitesine göre kilosu 15 ila 20 liradan satılıyor. 
Üretici Salih Armutçuoğlu, 12 yaşından beri çiftçilik yaptığını belirterek, \"Organik tarım yapıyorum. Yunan ve Japonlar gelip 25\'şer kiloluk paket satın alıyor. Yağışlardan dolayı verim iyi değildi. 53 dönümlük tarlamdan 3.5 ton ürün alacağım. Saplarını atmıyorum. Kıydıktan sonra gübre olarak tarlaya serpiştireceğiz\" dedi.  
Ula İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü\'nde görevli ziraat mühendisi Gencer Söğüt ise, \"Gökova havasında uzun yıllardan bu yana susam yetiştiriciliği yapılıyor. Havzanın mikroklima özelliği nedeniyle susamımızın kendine has aroma, lezzet ve yağ kalitesi mevcut. Altın susam olarak bilinen bir çeşit. Yıllardan beri herhangi bir ıslah çalışması yapılmamış. Son yıllarda Japonlar büyük ilgi gösteriyor. Tamamına yakınının bu ülkeye ihraç olması bekleniyor\" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
- Tarlada çalışan çiftçilerin görüntüsü 
- Tarladaki susamların çırpılması
- Tarladaki susamların elenmesi
- Salih Armutçuoğlu röp.
- Gencer Söğüt röp.

Haber- Kamera: Cavit AKGÜN / MUĞLA, (DHA)

===================
 

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir