Gündem

Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Yiğit Bulut: Başbakan Erdoğan, mükemmel olmayan sistemin açıklarını kapatıyor

Yiğit Bulut, Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan 'Başbakan' olarak bahsetti

05 Kasım 2014 12:32

‘Türkiye’nin 1938-2003 arasında yaşadığı bütün sorunların temelinde güçsüz hükümetlerin, kudretsiz Başbakanların ve güçlü bir yerleşik düzenin varlığın’ olduğunu öne süren Cumhurbaşkanlığı Ekonomiden Sorumlu Başdanışmanı Yiğit Bulut, başkanlık sisteminin tartışılması gerektiğini ifade etti.

Star gazetesindeki yazısında, “Başkanlık ne getirecek” sorusunun konuyu önemsizleştireceğini savunan Bulut, “Seçilen kim olursa olsun, %50’nin üzerinde başa gelecek ve sadece Türk Halkına karşı sorumlu olacak... Daha açık yazayım; ‘yerleşik düzen’in özellikle 2003 yılına kadar karşısında bulmaya alıştığı ‘güçsüz hükümetler’ modeli tam olarak çökecek!” dedi.

Yazısında 10 Ağustos 2014’te yapılan seçimle Cumhurbaşkanı seçilen Tayyip Erdoğan’dan “Başbakan Erdoğan” diye bahseden Yiğit Bulut şunları söyledi: “Bir not düşelim: Bugün sistem ‘mükemmel olma noktasına uzak’ fakat Başbakan Erdoğan aldığı oy ve kişisel özellikleri ile sistemin eksiklerini kapatıyor...”

Yiğit Bulut’un Star gazetesinin bugünkü (5 Kasım 2014) nüshasında yayımlanan, “‘Liderlik’ olmadan neler çektiğimizi lütfen unutmayalım” başlıklı yazısı şöyle:

 

‘Liderlik’ olmadan neler
çektiğimizi lütfen unutmayalım’

 

Unutanlar, 2001 krizinden başlayarak geriye doğru şöyle bir baksınlar... Karar alamayanlar ve hakkında SEÇTİKLERİ harici iç-dış güçlerin hüküm verdiği halk ve Türkiye...

Sevgili dostlar, Türkiye’nin 1938-2003 arasında yaşadığı bütün sorunların temelinde tek bir gerçek var; “güçsüz hükümetler, kudretsiz Başbakanlar ve en önemlisi karşılarında GÜÇLÜ BİR YERLEŞİK DÜZEN”!

Peki ne yapacağız? Geçmişi unutmayacağız ve GELECEĞİMİZİ ana başlıkları ile sorgulayacağız...

Bence ilk tartışılması gereken başlık; BAŞKANLIK...

BAŞKANLIK başlığına bu tespitler eşliğinde bakınca “Başkanlık ne getirecek” diye sorup, konuyu önemsizleştirmeye çalışanlara vereceğimiz ilk cevap çok açık; seçilen kim olursa olsun, %50’nin üzerinde başa gelecek ve sadece Türk Halkına karşı sorumlu olacak... Daha açık yazayım; YERLEŞİK DÜZEN’in özellikle 2003 yılına kadar karşısında bulmaya alıştığı “güçsüz hükümetler” modeli tam olarak çökecek! Bir not düşelim: Bugün sistem “mükemmel olma noktasına uzak” fakat Başbakan Erdoğan aldığı oy ve kişisel özellikleri ile sistemin eksiklerini kapatıyor...

Sonuç 1: “Seçilen”, halkın yarısından fazlasının doğrudan desteğini alacak ve YERLEŞİK YAPI ne kadar güçlü olursa olsun, BAŞKAN, bu YAPI’dan her zaman DAHA GÜÇLÜ olacak! Bu noktada geçmişe dönün bakın; ortalama ömrü 1,5 yıl olan hükümetler ve güçsüz koalisyonların kudretsiz Başbakanlarına hükmeden GÜÇLÜ YERLEŞİK DÜZEN!

Sonuç 2: 10 yıllık emek ve mücadele ile gelinen noktada bugün YERLEŞİK DÜZEN’e karşı Türk Halkının 1930’lardan itibaren “kaptırdıkları” geri alınmaya başlandı. Şimdi bu süreci hızlandırmak ve halkı bu ülkenin TEK SAHİBİ kılmak için atılması gereken en önemli adım; Başkanlık Sistemi...

Sonuç 3: Ekonomide öngörülebilir bir büyüme ve uzun vadeli sürdürülebilir kalkınma-istikrar için Türkiye’nin atacağı en önemli adım yine BAŞKANLIK SİSTEMİ! Güçlü bir sistem garantisi olan ekonomilerde büyüme çok daha hızlı olacaktır!

Sonuç 4: Türkiye’nin BÜYÜKLÜĞÜ-BÜTÜNLÜĞÜ açısından da balkınca tek net çıkış; Başkanlık Sistemi... Eyalet, bölünme ve daha birçok yalan propaganda, bu geçişin-kurtuluşun yolunu kesmek için yaratılan “sanal engel ve kara propaganda”!

Sonuç 5: Cumhuriyet kurulduktan sonra özellikle 1938-1946 döneminde düşürüldüğümüz “kontrol edilebilir” olma tuzağından 2003 sonrası kurtulmaya ve özellikle “küresel finansal prangaları” kırmaya başladık. Bu kurtuluş ve ESKİ BİRLEŞİK BÜYÜK BÜTÜN’e dönüş, 2008 sonrasında özellikle IMF’nin Türkiye’den kovulmasıyla hızlandı ve dünya genelinde ortaya çıkan YENİ DÜNYA DENKLEMİ içinde Türkiye, “en önemli bileşenlerden” biri olma yoluna girdi... Bu yürüyüşün, ekonomik, sosyal ve en önemlisi geçmişimizle kucaklaştığımız, coğrafyamızın genleştiği adımları var. Bu adımlar atılırken Türkiye YENİ DENKLEM içinde, çevresinde oluşan yeni coğrafi dengenin de MERKEZ’i olmaya doğru ilerliyor... BU MERKEZ’in varolan sistem ile yönetilmesi artık kolay değil. Bu gerçeği dikkate alınca BAŞKANLIK kaçınılmaz!

Son söz: Sayın Erdoğan “aldığı oy oranı” ve güçlü karakteri ile “sistemin eksiklerini kapatıyor” ve YERLEŞİK DÜZEN’e karşı “DİK durabiliyor, Türkiye’ye ve Türk Halkına zaman kazandırıyor. Fakat bu güç “SİSTEM en noktasına geldi” anlamını taşımıyor. Kişisel çaba ile kapatılan fark, YAPI “bir üst kademeye” çekilerek mutlaka sistemsel olarak kapatılmalı ve Türkiye’nin 100 yıllık sentezi “Başkanlık” ile ortaya konmalı! Bugün için bu adımı engelleyerek Türkiye’ye zaman kaybettirenlerin kendilerini ve “neyi, ne adına yaptıklarını” düşünmelerinde büyük yarar var!