Gündem

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Gerekirse idam için de bir referandum yaparız!

"Sandıktan ne çıkarsa çıksın, milletin kararı saygındır, azizdir"

24 Şubat 2017 18:41

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, idam tartışmasına ilişkin olarak ilk kez referandum yapılabileceğini söyledi. "İdam talebi parlamentoya gelecek. Temennim olur ki parlamentodan geçtiği anda bana geldiğinde ben bunu onaylarım" diyen Erdoğan, "Fakat, bir sıkıntı anayasa değişikliği gerektiriyor. İşte ayın 16'sı aynı zamanda bunun bir cevabı olacak. Gerekirse bunun içine bir referandum yaparız" dedi.

"Sandıktan ne çıkarsa çıksın, milletin kararı saygındır, azizdir" diyen Erdoğan, "Biz gelene kadar yüksek hızlı tren var mıydı memlekette? Evet demenin ne anlama geldiği ortaya çıkıyor mu? Evet demek yüksek hızlı tren demektir. Evet demek, havalimanlarının artması demektir" ifadesini kullandı.

"Mevcut sistemde Türkiye'nin hedefine ulaşabileceğine inansaydık adım atmazdık. Nasreddin Hoca'nın dediği gibi, damdan düştük, neyin ne olduğunu biliyoruz" diyen Erdoğan, "Başbakanlığa geldim, Merkez Bankası'na atama yapacağız. TÜSİAD'da falan genel sekreterlik yapmış bir ismi Merkez Bankası'nın başına geçirmek istedim. Uluslararası alanda birikimi olan bir arkadaşım. Yapmadılar be" diye konuştu.

Manisa'da toplu açılış töreninde konuşan Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

Söz konusu hizmet olduğunda "Durmak yok, yola devam" diyoruz. 16 Nisan'a hazır mıyız? (Evet sesleri) Maşallah. Kardeşlerim, Rabbim bu ülke için, bu millet için taş üstüne taş koyan herkesten razı olsun. Efeler, yörükler, kardeşlerim, Manisa her dönemde bu coğrafyanın üreten eli, düşünen beyni, savaşan kolu, yürüyen bacağı olmuştur. Şehrimizin 2015 yılından bu yana terörle mücadelede asker ve polis olarak 21 şehidi var. Son El Bab operasyonunda da Manisa'nın 3 gazisi bulunuyor. Bu vesileyle şehitlerimize rahmet diliyoruz.

"Evet, demek yüksek hızlı tren demektir"

(Şehitler ölmez, vatan bölünmez sesleri) Bunu biz söylemiyoruz, Rabbim söylüyor. Onlar şehitlerimiz, sevgili peygamberimize en yakın makamda. Gazilerimize acil şifalar temenni ediyorum. Dün Osmanlı'ya şehzade yetiştiren şu Manisa, yıllar boyunca tarihiyle, sanayisiyle, ticaretiyle ülkenin kalkınmasına en büyük katkıları vermiştir. Bugün Manisa'ya en büyük görev düşüyor. 16 Nisan'da hepimize büyük görevler düşüyor. Ana muhalefet ve onun malum takıntıları var ya. "Bunlar rejimi değiştirecek" diyorlar. Rejim sorunumuz yok bizim, yok. Bizim şu an yönetim sistemiyle sorunumuz var. Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlığı birleştiriyoruz. Güçlü bir yürütme oluşturuyoruz. Ya bunlara beş tane koyun verin, kaybedip gelirler.

Bu millet, yatanı da görüyor, çalışanı da görüyor. 25 tane havalimanımız vardı, şimdi 59 tane havalimanımız var. Ah kardeşlerim, işte 16 Nisan'da "Evet", bunların devamı demektir. Daha da ileri, daha da ileri demektir. İşte o da nedir? Biz gelene kadar yüksek hızlı tren var mıydı memlekette? Evet demenin ne anlama geldiği ortaya çıkıyor mu? Evet demek yüksek hızlı tren demektir. Evet demek, havalimanlarının artması demektir. Evet demek, dünyanın en büyük havalimanına bu ülkenin sahip olması demektir. İşte önümüzdeki yıl ilk etabını açıyoruz. Yılda inşallah 150 milyon kapasiteli havalimanına sahip oluyoruz, ne zaman? 2023'te. Önümüzdeki yıl 90 milyon yolcu kapasiteli etabı bitecek. İzmir'de doğru dürüst havalimanı yoktu. Adnan Menderes'i kim yaptı ya? Biz yaptık, biz.

"TÜSİAD'da genel sekreterlik yapmış bir ismi Merkez Bankası'nın başına geçirmek istedim"

Gerçekleri göreceğiz. Bunlar, medeniyettir. Onlar anlamaz bu işlerden. Ödemiş ovasını sulamaya başladık mı? (Evet sesleri) Emekçi demek, bu demektir. Şimdi ne yapıyoruz? Meclis ve yargının görevlerini yeniden tanımlıyoruz, daha da güçlendiriyoruz. CHP ne diyor? "Bunlar Meclis'i kaldırıyor". Yalan konuşma, doğru konuş. Cumhuriyetimizi daha güçlü bir yönetim şekliyle taçlandırıyoruz. Biz size aşığız aşık. Biz Ferhadız, siz de Şirinsiniz. Ferhat dağları nası deldi? O aşkından dolayı deldi. Biz de dağları dele dele geliyoruz. Dağları deldik, tüneller yaptık. Bitmedi, "Biz denizin altından da gideriz" dedik. Fatih gemileri karadan yürüttü. Dedik ki "Dede, sen gemileri karadan yürüttün, biz denizin altından araçları yürütürüz" Marmaray'ı yaptık, yine denizin altından Asya ile Avrupa'yı Avrasya Tüneli ile bağladık. Fatih'e layık olacağız. Dedik ki boğazın üzerine bir de üçüncü bir gerdanlık yapalım dedik. Ne yaptık, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü yaptık. Üzerinden raylı sistem geçecek. Bütün bunlar aziz milletim için. 16 Nisan'a hazır mıyız? (Evet sesleri) Türk milletinin aleyhine olacak hiçbir işin altına girişmeyiz. Siz, 1994 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı olduğumdan beri duruşumu biliyorsunuz. 99 yılında bir şiir okuduğum için beni içeri attılar. Şahsımın milletvekilliği engellendi, hatırlayın. 2003'ten bugüne kadar yurt içinde ve yurt dışında sizleri temsil ederken ortaya koyduğum duruşa da şahitsiniz. 15 Temmuz gecesi darbecilerin karşısında sizlerle tarihe geçecek şanlı bir duruş sergiledik. Bugün de Cumhurbaşkanlığı Hükmeti Sistemi'ni milletimizin geleceği için istiyoruz. Anladık mı burayı? Bunun mücadelesini veriyoruz.

Mevcut sistemde Türkiye'nin hedefine ulaşabileceğine inansaydık adım atmazdık. Nasreddin Hoca'nın dediği gibi, damdan düştük, neyin ne olduğunu biliyoruz. Başbakanlığa geldim, Merkez Bankası'na atama yapacağız. TÜSİAD'da falan genel sekreterlik yapmış bir ismi Merkez Bankası'nın başına geçirmek istedim. Uluslararası alanda birikimi olan bir arkadaşım. Yapmadılar be. Arkasından ikinci bir teklif yaptım. Bu zihniyet çok ilginç. Mehmet Şimşek'i teklif ettim. İngiltere'de o zaman Mehmet Şimşek. Buna da "Olmaz" dedi. E dedik, "Sayın Cumhurbaşkanım niye olmaz?". Yok, "Olmaz" dedi. "Mehmet Bey'in eşi başörtülü değil" dedim. Amerikalı. Şimdiki eşi değil, eski eşi. Sonra Merkez Bankası'nın içinden biri başa geçti.

"Tek adamcılık CHP'nin yapısında var"

Anayasa kitapçığı fırlatıldı ya bu ülkede. Ben Sayın Gül ile böyle bir sıkıntı yaşamadım. Benim cumhurbaşkanlığım döneminde de iki başbakan böyle bir sıkıntı yaşamadı. Bu ülke, değerli kardeşlerim ne yazık ki birçok darbe, engelleme, şunun bunun karşısında rüzgar önündeki yaprak gibi savruldu. Bu ülkedeki zayıf yönetimler yüzünden, çalkantılar, krizler yaşandığında zararını millet görüyor. 2003 yılına kadar bu ülkenin yaşadığı sıkıntıları bizzat gören kardeşlerim var. 2007 yılında bizi cumhurbaşkanı seçtirmemek için icat edilen 367 garabeti ve diğer usulsüzlükler Türkiye'nin önünde yaşandı. Bu anayasa değişikliğine durduk yere gelmedik. Arkasında asırlardır ortaya çıkan ihtiyaçlar var. Anayasa değişikliği ile getirilen yeni yönetim sistemi ülkemizin ve milletimizin hayrınadır. Onca engele, onca badireye rağmen bunu size getirdik. 16 Nisan'da sandıkları "Evet" ile patlatmak durumundayız. Manisa, 16 Nisan'da büyük Türkiye için, güçlü Türkiye için, müreffeh Türkiye için "Evet" diyor muyuz? (Evet sesleri)

Birileri diyor ki "Türkiye'nin bu kadar sorunu var, bunları çözmek yerine niye yönetim sistemini değiştiriyorsunuz" Türkiye'nin sorunlarının çözümü, şahısların inisiyatifine kalmasın diye yönetim sistemini değiştiriyoruz.  Görüyorsunuz, her cepheden ülkemize yönelik büyük saldırılar var. Terör örgütlerinden ekonomiye, medyadan uluslararası mecralara kadar her alandan saldırıyorlar. Böyle bir sistemle devam etmek, ülkeyi krizlerin, kavgaların pençesine terk etmek demektir. "10 yıldır işler tıkır tıkır gidiyor" diyorlar. Sistemle alakalı değil ki bu, bizim sayemizde. Biz bu sistemi milletimiz için istiyoruz. Eğer "Tek adam" diyorsanız, tek adamcılık CHP'nin yapısında vardır. CHP'nin il başkanları o ilin valisiydi aynı zamanda. Gençler siz bilmezsiniz, babalarınıza, dedelerinize sorun söylesinler. Türkiye, terör örgütleriyle mücadelesini daha güçlü bir şekilde sürdürebilsin diye bu yeni yönetimi istiyoruz.

Alternatif bayrak, asla. Paçavraları kimse bayrağımızın yerine ikame edemez. Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Vatanımız 780 bin kilometre kare, kimse topraklarımızın üzerinde operasyon yapamaz, çökertiriz. işte Cudi dağlarında, Tendürek dağlarında silahlı kuvvetlerimiz, polisimiz bu mücadeleyi sürdürüyor. Şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Bunları derdest edeceğiz. Şimdi geldim gençlere. Gençler, 16 Nisan sizin gününüz. Hani diyorlardı ya 'Çoluk çocuğa mı bırakacaksınız' diye. 30 yaşında seçilme hakkı vardı, kaldırdık önce 25'e şimdi de 18'e indiriyoruz. 18 seçme yaşı oluyor da niye seçilme yaşı olmasın. Dünyada var, Türkiye'de niye olmasın. 16 Nisan parlamentonun kapısını size açma günüdür. Birileri buna hayır diyor. (Yuh sesleri) Bu "Hayır" diyenlerin karşısında durmaya var mıyız? Onun için çok çalışacağız. Ben gencime güveniyorum, siz 15 Temmuz'da bunu ispatladınız. 15 Temmuz'da siz öyle bir duruş sergilediniz ki "Biz varız" dediniz. F16'lar ölüm yağdırırken benim gencim kaçmadı. Modern silahların üzerine yürüdü. Hepsi "Vatan" diyordu, "Demokrasi" diyordu. Gençlerine güvenmeyen bir ülke, geleceğine güvenmiyor demektir. Ben de diyorum ki 51 gün kaldı. Tamam, kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Durmak yok. Çok koşacağız. İnşallah özellikle 16 Nisan akşamı Manisa'yı takip edeceğim. Öyle, birçok engel çıktı. Ne oldu? Ben AKP Genel Başkanına, MHP Genel Başkanına huzurlarınızda teşekkür ediyorum. Dik durdular, taviz vermediler. Şimdi onlar parlamentoda görevini yaptı. Şimdi sıra nerede? Sıra millette. Ben de milletime güveniyorum. Ben diyorum ki, benim milletim, AKP'ye, CHP'ye, MHP'ye, hatta HDP'ye gönül veren kardeşlerime sesleniyorum. Gelin bu milli seferberlikte birleşelim, 16 Nisan'da bu referandumu halledelim.

"Gerekirse idam için de
bir referandum yaparız!"

15 Temmuz gecesi gençler, sizinle yürüdük. Marmaris'ten Facetime ile duyuru yaptığımda meydanlara döküldüğünüzü görünce çok duygulandım. Hemen ilk işim oradan İstanbul'a gelmek oldu. Orada halkımla bütünleştik. Bütün operasyonu oradan yönetmeye başladık. Anlamlı bir geceydi, fazla sürmedi. 16-17 saatte neticeye ulaştık.

İnşallah, on gün içinde yine millete gideriz. Millet "İdam" diyorsa mesele bitmiştir. Egemenlik kayıtsız şartsız milletin değil mi? Bitti. CHP "Mustafa Kemal'in partisiyiz" diyor. Mustafa Kemal'in partisiysen dinle. Ne diyor gazi, "Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir". O zaman milletin dediğine uyacaksın, uymazsan uydurur bu millet. Değerli kardeşlerim, 16 Nisan'da yapacağımız işin adı, 2007'de başlayan reformu nihayete erdirmektir.

"Sandıktan ne çıkarsa çıksın,
milletin kararı saygındır, azizdir"

Yaptığımız tüm fedakârlıklara rağmen Meclis çatısı altında geniş bir uzlaşı sağlayamadık. 2013'ten itibaren başlayan ülkemize yönelik saldırılar karşısında yönetim konusundaki tekliflerimizi gündeme getirdik. 7 Haziran'dan önce her konuşmamda başkanlık sisteminden bahsettim. Gelişmeler böyle bir ihtiyacı ortaya koyuyordu. 15 Temmuz'un ardından MHP'nin de destek vermesiyle bu değişikliği sizlerle buluşturduk. Bu değişiklik 367 ile de geçse nihai kararı millete bırakacaktık. Sandıktan ne çıkarsa çıksın, milletin kararı saygındır, azizdir.

"16 Nisan'dan sonra tamamen bitiyor"

Çözüm konusundaki teklifimiz Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'dir. Bu sistemle en kısa zamanda Türkiye'yi 3 kat daha büyüteceğimizin sözünü milletimize veriyoruz. Ne diyor Kandil'deki "Bizim oyumuz 'Hayır'" Kandil'deki böyle diyor. Şimdi, aynı anlayışı paylaşan onunla aynı değil midir? Kişi sevdikleriyle beraberdir. Aynı zamanda bizim peygamberimizin de güzel bir hadisi var, kişi sevdikleriyle haşr olunacaktır. Demek ki, böyle gelmiş böyle gitmez. İnşallah 16 Nisan'da Türkiye daha istikrarlı, daha hızlı karar alma imkanı veren bir sistemin sahibi olacak. Tabii yönetim sistemini değiştirmek yetmez, hep beraber bir olacağız, iri olacağız, diri  olacağız, kardeş olacağız. Hep birlikte Türkiye olacağız. Yeni yönetim sistemi, işte bu birliğin çimentosu olacaktır. Aksi taktirde başımıza neler geleceğini, kafamızı kaldırıp çevremize baktığımızda rahatlıkla görebiliriz. Bugüne kadar milletimizin başına özellikle hep bir şeyler getirmek istediler. Siyasi hayatımız boyunca millet hakim olmak için değil, bu millete hizmetkar olmak için çalıştık. Bundan sonra da aynı şekilde yolumuza devam edeceğiz. Yüzde 50 + 1 ile seçilmek zorunda olan herkes de bu yoldan gitmek zorundadır. 

Öyle dengeler içinden makam sahibi olma fikri 16 Nisan'dan sonra tamamen bitiyor. Haftada bir güven oylaması, haftada bir gensoru. Böyle bir Meclis olabilir mi ya? Çalıştırmamak için ellerinden geleni yaptılar. İşte bu CHP, bunların yanındaki HDP, parlamentoyu çalıştırmamak için aynı düzen devam etsin istiyorlar. Biz bunu istemiyoruz. Diyoruz ki "Güven oylaması, gensoru, bu yetki milletindir" 5 yılda yetki veriyor millet, "5 yıl sonra bana geleceksin" diyor. Beğendiyse devam, beğenmediyse "Kusura bakma, kenara çekil" diyor. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir, tamam mı?

Millete rağmen, milleti yönetme hayaliyle yanıp tutuşanların devri, 16 Nisan'da kapanıyor. Buna hazır mıyız? İşte bunların beklentileri 16 Nisan'da bitecek. Ne yapsalar boş. 16 Nisan'dan sonra ilk seçimlerden itibaren cumhur, doğrudan kendi seçtiği cumhurbaşkanı ile ülkesini yönetecektir. Bunun için sizlerden güçlü bir "Evet" bekliyorum. Manisa, istikbaline ve istiklaline sahip çıkıyor mu? Maşallah, 16 Nisan akşamı gözüm Manisa'nın sonuçlarında olacak. Bir kez daha coşkunuz, sevginiz, gönüldaşlığınız için her birinize ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum. Kalın sağlıcakla...