Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Yeni Birlik yazarı İlnur Çevik, darbe girişiminin kilit ismi Adil Öksüz'ün, darbe girişiminden 6 gün sonra (21 Temmuz 2016) ABD İstanbul Başkonsolosluğu tarafından aranmasıyla ilgili olarak "Biz kanlı darbe diye bağırıyoruz' ABD konsolosluğu darbenin elebaşlarından kaçak Adil Öksüz’ü darbeden altı gün sonra telefonla arıyor ve güya vizesinin iptal edildiği söylüyor. Buna kargalar bile güler. İşte sözün bittiği nokta" dedi. Çevik, "Bu noktalar uzayıp gidiyor. Bütün bunlardan sonra Obama ilişkileri berbat edip gitti diyoruz ama gelen de ilişkileri kurtarmak için bir şey yapmıyor ki" diye yazdı.
İlnur Çevik'in "Tillerson sözün bittiği yerde Ankara'da" başlığıyla yayımlanan (31 Mart 2017) yazısı şöyle:
Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla, New York’a varır varmaz FBI tarafından göz altına alındı ve ışık hızıyla hakimin önüne çıkarılıp kendini hapiste buldu… Yahu bu Amerikan adalet sistemi bu kadar hızlı çalışabiliyor da neden hala Fetullah Gülen iade dosyası ABD Adalet Bakanlığı’ndan bir türlü mahkemeye intikal ettirilemedi? Bu işte sözün bittiği yer… Bırakın bir müttefik ülkenin diğer müttefik ülke devlet bankası yetkilisini “İran ambargosunu delen bankanın yöneticisi” diye hapse atmasını, olayın kendisi çok çirkin ve ABD mahkemesinin nasıl Fetullahçılara teslim olduğunu gösteriyor…
Halk Bankası, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararları doğrultusunda İran ile ticaret yapmış ve hiçbir yanlışı yok. Buna rağmen tarafsızlığını yitirmiş bir ABD savcısı Fetö güdümünde böyle bir rezilliği yapmasına izin veriliyor… Bari müttefik ABD “bu savcılara söz geçiremiyoruz bu bankanın yetkilisini ABD’ye göndermeyin” deseydi…
Ankara’ya gelen ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’un bu konuda “kim beni denize itti” diye yakınmasından başka yapacak şeyi yok…
Türkiye’ye Suriye’de Rakka’nın DEAŞ’tan alınması için daha karar vermedik diye bizi oyalayan ABD’nin, YPG ile iş birliğini derinleştirmesi, yeni ağır silahlar vermesi ve YPG militanlarını Rakka yakınlarına havadan indirmesi Rakka’da kararın çoktan verildiği ama Türkiye’nin uyutulduğunu gösterir… Yani ABD, Türkiye’yi bölmek isteyen ve Amerikalıların terör örgütü olarak kabul ettikleri PKK’nın uzantısı olan PYD ile iş birliği yapacak ve bunu Türkiye’nin “anlayışla karşılamasını” bekleyecek, bu mu müttefiklik? İşte sözün bittiği bir başka nokta…
Biz kanlı darbe diye bağırıyoruz ABD konsolosluğu darbenin elebaşlarından kaçak Adil Öksüz’ü darbeden altı gün sonra telefonla arıyor ve güya vizesinin iptal edildiği söylüyor… Buna kargalar bile güler. İşte sözün bittiği nokta…
Bu noktalar uzayıp gidiyor… Bütün bunlardan sonra Obama ilişkileri berbat edip gitti diyoruz ama gelen de ilişkileri kurtarmak için bir şey yapmıyor ki…
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakanımız Binali Yıldırım’la görüşen Rex Tillerson dili döndüğü kadar “evet ama” diyerek durumu kurtarmaya çalışıyor ama kazın ayağı öyle değil…