Yaşam

'Çinli saldırıları' sonrası Türkiye'de yaşayan çekik gözlüler ne yapıyor?

"Konsolosluktan uyarı geldi, bir saldırı olunca 'Ben Japonum, Çinli değilim diye bağırın' dediler"

12 Temmuz 2015 12:00

Çin yönetiminin Doğu Türkistan'da Uygur Türklerine baskı ve işkence uyguladığı iddiaları sonrası Türkiye'de yaşayan Çinli ve Çinli sanılan çekik gözlü vatandaşlara yönelik saldırılar sonrası kiminin tatilini iptal ettiği kiminin de hep gittiği restorana ‘bir süreliğine’ gitmemeye karar verdiği öğrenildi.

İstanbul Üniversitesi’nde öğretim üyesi olan Japon Ayaka Öztürk'ün verdiği örnek ise dikkat çekici:

"Konsolosluktan uyarı geldi, bir saldırı olunca 'Ben Japonum, Çinli değilim diye bağırın' dediler. Bu problemi çözmüyor ama..."

Hürriyet'te İpek İzci, Burak Kuru, Güliz Arslan imzasıyla hazırlanan dosyadan bazı bölümler şöyle:  

Aksaray’daki tanınmış Uygur restoranlarından Huzur’a gidiyoruz. Mekân iftara kadar kapalı. Kapının önünde genç bir kadın var.  Subi G., 31 yaşında. Uygur Türkü. 10 yıl önce eğitim için gelmiş buraya. Sakarya’da işletme okumuş, Çin-Türkiye arasında hizmet veren bir kargo şirketi kurmuş. “Türkiye’ye geldiğim yıllarda Türkler bizi yabancıymışız gibi görmüyordu. Ama iki-üç senedir sokakta yürümeye korkuyorum. Çünkü ‘yabancı’yız artık buradaki insanlar için. Bizim memleketten gelip de düzgün iş yapmayanlar yüzünden mi böyle oldu bilmiyorum. Sokakta yürürken Rusça laf söylüyorlar; “Özbekistan’dan mı Kazakistan’dan mı geldin” diyorlar ya da “Çinli misin” diyorlar. Gerçekten bilmiyorsa anlatıyorum; ‘Biz de Türk’üz’ diyorum. Böyle anlatınca güzel karşılıyorlar” diyor.

Bir başka Uygur restoranındaki garson Lokman A. da Türkmenistan’dan buraya eğitim için gelmiş. Sakarya’da tarih okuyor. “Beni pek karıştıran olmuyor. Türkçe konuşuyorum ya, anlıyorlar hemen” diyor.

Türkçe konuşuyor olmak bir can simidi. Hiç bilmeyenler de üç-beş kelime öğrenmeye çalışıyor şimdilerde. Bu hiç yoktan bir güvence sağlıyor ama bir tehlike anında saldırganlarla ‘aynı dilden’ konuşmak mümkün mü ki?

 

Ben Çinli değilim diye bağırmak çözüm mü?

 

Keya Üstünel, Öğrenci (Çinli-Türk): 22 yaşındayım, annem Çinli, babam Türk. Türkiye’deki olaylar başladığında tatil için Çin’e gitmiştim. Çin’de doğdum, üniversite için dört yıl Türkiye’de yaşadım. Ama şimdi dönmek istemiyorum. Annem dönüş biletini iptal etti. Şu an Shendu’dayız. Hiç dönmeme ihtimalimiz var.

Yumiko Kase, Restoran işletmecisi ve çevirmen (Japon): 72 yaşındayım, 20 yıl önce Türkiye’ye yerleştim. Çekik gözlü insanların hepsini hedef almak saçma. Saldırıya kalkmış Türkler de normal insan değiller galiba. Saldırmakla mesele çözülür mü?

K.T, Üniversite öğrencisi (Japon): Bize saldırdığı söylenen alperenlerden değil, tinercilerden korkuyorum. Yani aklını düzgün kullanamayan insanlardan. Yoksa inan bana, Türklerden daha duygusal bir millet zor bulursun. Halden anlayan, empati kuran, şefkat gösteren bir millet bence. Ama şiddet kullananlar... Sizce onlar gerçekten Türk mü?

Ayaka Öztürk, Akademisyen (Japon): İstanbul Üniversitesi’nde öğretim üyesiyim. Konsolosluktan uyarı geldi, bir saldırı olunca “Ben Japonum, Çinli değilim diye bağırın” dediler. Bu problemi çözmüyor ama...

Satomi Yılmaz, Turizmci (Japon): Korkuyorum. Bizi karıştırıyorlar. Çok rahatsız oluyorum. Eşim Türk. Kızım da var. Konsolosluk, “Kalabalık yere gitmeyin” diye brifing verdi.

Mi Young Kim (Koreli): Erkek kardeşimin evine gelen Koreli iki aileyi asansör beklerken gören, Türkmenistan bayraklı bir grup onlara sataşmış. Büyük bir şey olmamış ama çok korkmuşlar. Beni de uyardılar. Annemi de evden dışarıya çıkarmıyoruz. İstinye’de oturmamıza rağmen...

Aki Yasuo, Gazeteci (Japon): 42 yaşındayım. Şu ana kadar Türkiye’de bir sorun yaşamadım. O olayı çıkaranlar da Türkleri temsil etmiyordur. Uzun zaman Türkiye’de yaşadığım için endişem yok. Ama belki Çin lokantasına gitmeye bir süre ara verebilirim. Çünkü o ‘bir grup’ insanın hedefi hale gelebilirim.

 

'Çinli diye saldırırlarsa memnun olurum'

 

Uygur Özerk Bölgesi’nden isminin açıklanmasını istemeyen üniversite öğrencisi anlatıyor:

- 29 yaşındayım. Urumçiliyim, 2011’den beri Türkiye’de yaşıyorum. Yüksek lisans yapıyorum.
- Türkiye’deki protestoların amacı Uygurlar’a destek olmak. Biz buna ancak seviniriz. Ama insanları dövmek yanlış bir destek şekli. Biz hükümetinizin yardımına ihtiyaç duyuyoruz.
- Benim de gözüm çekik. Ama herhangi bir saldırıyla karşılaşmadım. Tedirgin de değilim. Bir saldırıyla karşılaşırsam herhalde bundan memnun kalırım. Çünkü bu Çinliler’e nefretin göstergesidir. Uygur olduğumu anlatırım, arkadaş olmaya çalışırım o saldıran kişiyle. 
- Sosyal medyada Uygur Türkleriyle ilgili dolaşan haber ve fotoğrafların çoğu gerçek. Annem çok hasta olduğu için memlekete gittim birkaç ay önce, geçen ay döndüm. Orada Müslümanlar’a yapılan haksızlıklar iyice artmış. Benim de abimi tutukladılar. Ancak rüşvet vererek suçunun ne olduğunu öğrenebildik; yasadışı dini etkinliklere katıldığı için hapse atılmış. Ben de yeniden buraya gelmekte çok büyük sorunlar yaşadım. Pasaportuma el konuldu. Mecburen kâğıt üstünde bir evlilik yaptım. Eşimi geride bırakarak gittiğimi, yani mutlaka geri döneceğimi söyleyerek gelebildim.

Haberin tamamı için tıklayın.