Gündem

"Çıkarır, savaşırız" demişti; Ahmet Maranki: Belgrad Ormanı'na gömdüğümüz şey öfkemizdi

Maranki'nin sarf ettiği sözleri sonrasında hakkında soruşturma başlatılmıştı

29 Mayıs 2018 13:50

Prof Dr. Ahmet Maranki, AKİT TV yayınında sarf ettiği, "25 Haziran’da istediğimiz sonuca ulaşmamış olursak, Belgrad ormanına gömdüğümüz talim şeylerimizi alıp sokağa çıkarız. ıkaracağız sokağa artık, 'Bismillahirrahmanirrahim' diyeceğiz" sözlerine ilişkin olarak açıklamada bulundu. Maranki, hakkında soruşturma açılmasına neden olan sözlerinde kastettiği şeyin "silah" değil, "öfke" olduğunu ileri sürdü. 

Ahmet Maranki, Yeni Akit'te, “15 Temmuzculara, topa, tanka karşı vatani savunmanın bedeli... !” başlığıyla yayımlanan, yazısında, “Askerlik dışında silahla işim olmadı! İhtiyaç da duymadık zaten! Bizim silahımız vatan, millet, bayrak, devlet, mukaddesat ve insanlık düşmanlarına karşı olan öfkemizdir!” ifadesini kullandı.

“Belgrad Ormanlarına gömdüğümüz öfkemizle..."

“İki saatlik programın sonunda şayet yine bu ülkede seçilmiş hükümete, demokrasiye karşı bu necip milletin torunlarına karşı Osmanlı’nın son bakiyesi olan cumhuriyetimize karşı 15 Temmuz’da olduğu gibi topla tankla bir darbe teşebbüsü olursa ‘vatanı savunmak için’ Belgrad ormanlarına gömdüğümüz öfkemizle tankların önüne çıkıp vatanımızı savunuruz... Dedik” sözleriyle kendisini savunan Maranki, Akit TV’deki tehditlerini haberleştiren medyayı ise şöyle hedef gösterdi:

“Sayın Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Devlet Bahçeli’ye...

Hiçbir suç işlemediğimiz, kayda değer bir şey yapmadığımız ve konuşmadığımız halde başımıza böyle hadiseler gelen Türkiye Cumhuriyeti’nde;

63 yıllık tecrübeleriyle ve çok özel bilgi ve belgelerle bu olay sonunda şöyle bir hadiseyi sizinle paylaşmak istiyorum. Vardığım noktada devletin içinde ve medyada ve siyasi partilerde kripto insanlar büyük bir hazırlık içindedirler. En önemlisi de 15 Temmuz’da demokrasiyi, cumhuriyeti, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı korumak için sokağa çıkan milletten ve onun destekçilerinden intikam almak isteyenlerin bilinenden çok çok fazla ve örgütlü olduğu bu hadise ile bir kere daha ortaya çıkmıştır!”