Ekonomi

Çiğdem Toker: IMF, olası bir ekonomik şok durumunda Hazine'nin garantörlüğünden kaygı duyuyor

''Halkın sırtına binen yük, bir hesaba göre 100 milyar dolar civarında''

08 Şubat 2016 19:39

Cumhuriyet gazetesi yazarı Çiğdem Toker, 20 Ocak’ta Türkiye’ye gelip 4 Şubat’a kadar bir dizi görüşme yapan Uluslararası Para Fonu (IMF) heyetinin Türkiye raporunda, kamu ile özel sektör işbirliğinde yapılan projelerde, Hazine’nin garantörlüğünün olası bir ekonomik şok durumunda Türkiye’yi zorlayacağını ifade ettiğini yazdı.

Toker’in bugünkü (8 Şubat 2016) köşesinde yer alan ‘’IMF’den Hazine garantisi alarmı’’ başlıklı yazısının tamamı şöyle:

Uluslararası Para Fonu (IMF), -bir kredi anlaşması olsun olmasın- her yıl üye ülkelerin ekonomisini gözden geçirip raporlar hazırlar. 

“4. madde” başlığıyla anılan bu denetim için, bir IMF heyeti Türkiye’ye gelerek 20 Ocak-1 Şubat tarihleri arasında bir dizi görüşme yaptı. IMF yönetimine sunulacak asıl raporun ön bulguları, 4 Şubat 2016 tarihli açıklamayla IMF sitesinde yayımlandı. 

Fakat her ne hikmetse(!) o bulgular bizim medyada fazla ilgi görmedi. 

Türkiye için bu yıl yüzde 3.5-4 aralığında büyüme beklentisi, enflasyonun artacağı ve yüzde 5 hedefi için daha sıkı bir para politikası duruşu gerektiği gibi görece “yumuşak” ve olumlu sayılabilecek başlıklar öne çıkarıldı. 

Oysa 15 maddelik açıklamanın tamamına bakıldığında, yaşamsal önem içeren bazı konuların gözden kaçtığı ya da kaçırıldığı ortaya çıkıyor. 

Atlanan “başlıkların” en çarpıcısı da Hazine garantili projelerle ilgili 7. madde. 

Özel sektör riskli: IMF, Türkiye’ye güçlü bir kamu sektörü bütçe politikası uygulanmasını öneriyor. Güçlü bütçenin, “olası şoklara karşı ek alan” yaratacağını belirten IMF; bu tavsiyeyi, “Özel sektör tabloları son yıllarda daha gergin bir hal aldı” gerekçesiyle açıklıyor.

“Alarm” diyebileceğimiz uyarı ise hemen peşinden geliyor: 

Hazine garantileri ile kısaca PPP olarak anılan Kamu Özel Sektör İşbirliği projelerindeki “koşullu yükümlülük” kullanımının, “sıkıntılı bir zamanda” realize olarak Hazine’yi zor durumda bırakabileceği uyarısında bulunuyor IMF. 

 

''Denetleyin, ‘Mali Risk Raporu’ açıklayın''

 

 IMF, uyarıyla yetinmiyor. Hazine garantisi ve “koşullu yükümlülükler”in artış eğilimi nedeniyle, hükümete, merkezi ve sık bir “gözetim, denetim, onay” mekanizması öneriyor. Ve, Hazine garantisiyle altyapı projesi üstlenmiş firmalarla ilgili yapılacak denetimlerin ardından, sonuçların da “Mali Risk Raporu” biçiminde kamuoyuna açıklanması tavsiyesinde bulunuyor. 

Bir not: IMF ile halihazırda bir kredi ilişkimiz olmadığı için 7. maddedeki bu ifadeler, nazik bir dile kaleme alınmış. Fakat tavsiye edilen tedbire bakıldığında, nazik ifadeler gerçeği örtmeye yetmiyor: Anlaşılan o ki IMF, yakın gelecekteki bir “olası ekonomik şok” durumunda, Türk Hazinesi’nin karşı karşıya kalacağı “garanti yükü”nden epeyce kaygı duyuyor.

Bu köşeyi izleyenler bilir. Bir dönem sık işledik.

Adı Hazine garantisi olmasa da yaklaşık iki yıl önce çıkarılan “Borç Üstlenim Yönetmeliği” ile asgari maliyeti 1 milyar TL olan Yap-İşlet-Devret (YİD) modeli projeler ile Sağlık ve Milli Eğitim bakanlıklarınca yaptırılan ve asgari tutarı 500 milyon TL olan Yap-Kirala-Devret modeliyle yaptırılan projeler fiilen garanti kapsamına alınmıştı. 

“Borç üstlenim” kapsamına alınan projeler Resmi Gazete’de yayımlanmıyor. O nedenle halkın sırtına binen yük tam olarak açıklanmasa da bir hesaba göre 100 milyar dolar civarında olduğu belirtiliyor. 

Dolayısıyla IMF’nin, YİD ve PPP projeleri için önerdiği “kapsamlı bakış” ve mali raporlama, sandığımızdan çok daha kritik önem taşıyor.

 

IMF ‘entegrasyon’ diyor 

 

IMF açıklamasında yer alan son başlık ise Avrupa alanının Türkiye’ye “göç” konusundaki “bakışının” ibretlik bir örneğini oluşturuyor. Kayıtlı mültecilerin çalışma koşullarını düzenleyen yönetmeliği “memnuniyetle karşıladıklarını” belirten IMF, asıl memnun oldukları konunun “entegrasyon” olduğunu da gizlemiyor. 

“Mültecilerin kendi ülkelerine güvenli dönüşlerini her zaman arzu ettikleri” belirtilen açıklamada, “Bu mevzuat etkin entegrasyonun önemli bir adımıdır” ifadesi dikkat çekiyor.

İlgili Haberler