CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bayram sonrasında Başbakan Binali Yıldırım’la 15 Temmuz’dan bu yana yaşanan görevden alma ve ihraçlarda oluşan mağduriyetler konusunda görüşmesi bekleniyor. CHP’de 15 Temmuz’un ardından yaşanan mağduriyetleri incelemek amacıyla kurulan izleme komisyonunda görevli CHP PM Üyesi Gamze Taşcıer, CHP’ye 30 bine yakın başvuru olduğunu ve 2 ayda yüz yüze yaklaşık 4 bin kişiyle görüştüklerini söyledi. Cumhuriyet’ten İklim Öngel'in haberine göre, Gamze Taşcıer komisyonun çalışmaları, amacı ve komisyona gelen şikâyetler hakkında şu bilgileri verdi:
"İzleme Komisyonu olarak yaklaşık 2 aylık sürede çoğu yüz yüze olmak üzere 4 bine yakın kişiyle görüştük. E-posta ve telefon üzerinden de epey başvuru aldık. Çalışma yöntemimiz; gelen başvuruları, Başbakanlık bünyesinde oluşturulan ilgili birime ve konuyla ilgili Bakanlıklara iletmek. Sürecin muhatabı iktidar olduğu için mağduriyet iddialarıyla ilgili onların bir şey yapmasını talep ediyoruz. Yalnız, yürütülen soruşturmaların akamete uğramaması noktasında özenli olmaya çalışıyoruz. Tek derdimiz hukuk! Biz burada kapımızı çalan ve mağdur olduğunu iddia eden yurttaşlarımızı ve yakınlarını dinliyoruz. Oysa ne bir yargıya ne de bir kanaate varıyoruz.
"Kripto yöntemler"
Karşımızda sıradan bir yapılanma yok. Asırlık bir sürede, iktidarlar eliyle örgütlenmiş ve toplumumuzun en hassas noktalarından biri olan dini kullanarak holdingleşmiş, uluslararası bir yapı var. Tabii ki bir de kripto yöntemlerini çok iyi beceren ve kumpas davalarında da gördüğümüz gibi sahte deliller vb. konusunda uzman bir ekip var. Dikkatli olmaya çalışıyoruz. Ancak; bariz mağduriyetler olduğu hissedilen, hukukun uygulanmasında sorun olan körgözü parmağına örnekler de söz konusu.
Oldukça ilginç olaylar dinledim. İki ilkokul çağında kardeş FETÖ’nün olduğu belirtilen okullardan birine gidiyor. 15 Temmuz sonrasında okul kapanıyor. Anne Milli Eğitim Bakanlığı çalışanı, açığa alınıyor. Baba Sağlık Bakanlığı çalışanı işine devam ediyor. Söylediklerine göre; annenin açığa alınma nedeni çocukların okulu. Kurumlar arasında bu denli farklı uygulama olması normal değil.
"Savcıya göre değişiyor"
15 Temmuz gecesi, gece eğitimi gerekçesiyle dışarı çıkarılan astsubay öğrencileri var. Hiçbir olaya karışmadan gözaltına alınıyorlar. 8’erli olarak iki grup halinde farklı savcılıklara sevk ediliyorlar. Bir savcı ilk gruptaki 8 öğrenciyi tutuklarken, diğer savcı ikinci gruptaki 8 öğrenciyi serbest bırakıyor. Bir ilimizde görevli iki subay var. İkisi de çocuklarını, Bakanlık tarafından teşvik verildiğini belirterek, FETÖ’nün olduğu söylenen okula gönderiyor. Bu subaylardan biri farklı bir ile gönderiliyor. Valilik, 15 Temmuz sonrasında başka bir ile gönderilmeyen subayı görevden uzaklaştırılıyor. Başka ile gönderilen askerin bulunduğu ilde böyle bir uygulama olmadığı için, o görevine devam ediyor.
"Başka Ali Tatar'lar olmasın"
Talebimiz mağduriyet yaratacak olayların olmaması. Bir kişi FETÖ ile irtibatlı da olabilir. Yargılanır ve cezası neyse çeker. Ama, çocuklarının, ailelerinin ilgisi yoksa mağdur edilmesi doğru değil. Tıpkı Ergenekon ve Balyoz davalarındaki gibi tutuklu yakınlarına yönelik 'ince arama' yapıldığına dair bildirimler alıyoruz. Eğer biz bu süreçte insan hakları temelinde hukukun üstünlüğünü koruyamazsak, demokratik yöntemlerle suçlu ile suçsuzu ayıramayıp, mağduriyetler yaratarak bu terör örgütünün ekmeğine yağ sürmüş oluruz. Bizim talebimiz başka Ali Tatar’lar olmasın."