Yunanistan ile Türkiye arasında 21 önce yaşanan krizin yıldönümünde Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve kuvvet komutanlarının Kardak’a gitmesine tepki gösteren CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Ege’ye turistik gezi yapıldığını belirterek, “On astsubayın çıkarma yaptığı kayalıklara yıldızlar geçidiyle selamlama seremonisi yapmak TSK’nın itibarına bir şey kazandırmaz” dedi.
Altay, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında gündemdeki konularla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Engin Altay, referandum sürecinde hangi oyu vereceklerini açıklayan görevililere tepki gösterdi.
Vali, kaymakam ve bürokratların iktidarın değil, devletin görevlileri olduğunun altını çizen Altay, bu kişilerin siyasi görüşleri olabileceğini, ancak bulundukları makamda siyaset yapamayacaklarını vurguladı.
Altay, şöyle devam etti:
"Kahramanmaraş Çağlayancerit Kaymakamı Oğuz Cem Murat, Denizli Beyağaç Kaymakamı Necdet Özdemir, Uşak Ulubey Kaymakamı Ahmet Solmaz attıkları tweetlerde sosyal medya aracılığıyla 'Evet' kampanyasına cumhurbaşkanından önce başlamışlardır. Üzücü ve hazin bir tablodur. 'Hayır' bildirisi dağıtan siyasi partilere mensup üye gençlik kollarının gözaltına alındığı bir dönemde kaymakamların sosyal medya üzerinden 'Evet' kampanyasına başlamaları cumhuriyetimiz ve devletimizin ciddiyeti açısından utanç ve ibret vericidir."
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya söz konusu üç kaymakam başta olmak üzere devletin görevlilerinin siyasi paylaşımlarda bulunmalarını onaylayıp onaylamadığını soran Altay, bu kişilerin görevden el çektirilmesi gerektiğini savundu.
Aksi bir durumun devletin temiz yüzüne sürülmüş bir leke olacağını iddia eden Altay, "Devletin kaymakamı, valisi olarak görev yapanlara hiçbir lafımız yok. Ama iktidarın dalkavukluğunu yapan, saraya şirin görünmek için perende atan kaymakam ve valilerle de hukuk önünde de hesaplaşacağımızın bilinmesini istiyoruz" dedi.
Altay, CHP olarak söz konusu üç kaymakamın durumu ve buna benzer olayların takipçisi olacaklarına dikkati çekti.
“TRUMP’A KARŞI SESSİZLİKLERİ DÜŞÜNDÜRÜCÜ”
Altay, ABD Başkanı Donald Trump'ın "mültecilerin ülkeye kabulünü sınırlandıran ve göçmen vizelerine katı güvenlik prosedürleri getiren" ve "terörle ilintili olduğu düşünülen" ülkelerden gelenlerin 30 gün boyunca ABD'ye kabul edilmeyeceğine ilişkin kararnamesine ve kararnameyle ilgili yargı kararına da değindi.
"Her vesile ile Müslümanlıktan söz eden Tayyip Erdoğan'ın, Adalet ve Kalkınma Partisinin üst düzey yöneticilerinin bu konudaki sessizliği düşündürücüdür" diyen Altay, bu sessizliğin "dindar görünüp dinden geçinenler tayfası" iddialarını güçlendirdiğini ileri sürdü.
Dünyadaki bütün Müslümanların itibarına yönelik ağır bir saldırıya sessiz kalınamayacağını vurgulayan Altay, "Türkiye mülteci üreten savaş politikalarına katkı sunmak yerine, mülteci haklarını savunan milyonlarla birlikte olmalıdır. Hükümetin, Trump'ın son kararıyla ilgili tutarlı, onurlu bir tutum takınmasını bekliyoruz" dedi.
"Ege'de turistik gezi"
Altay, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve kuvvet komutanlarının Ege Denizi'ndeki Kardak Kayalıklarına gitmelerine ilişkin de şu görüşleri aktardı:
"Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının Ege'de yaptıkları turistik gezi Türk Silahlı Kuvvetlerinin itibarını şaibeli bir hale getirmiştir. Daha önce on astsubayın çıkarma yaptığı kayalıklara bugün yıldızlar geçidiyle selamlama seremonisi yapmak Türk Silahlı Kuvvetlerinin itibarına bir şey kazandırmaz. Ayrıca merak ediyorum ki Genelkurmay Başkanı da kaymakamlar gibi referandum kampanyasına bir siyasi figüran olarak katılmak mı istemektedir? Milliyetçi oylara selam durmak anlamına gelen bu girişimin altında ne yattığını da Genelkurmay Başkanı kamuoyuyla paylaşabilmelidir."
Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Altay, anayasa değişiklik teklifinin TBMM Genel Kurulunda kabulünün ardından geçen süreye rağmen hala Cumhurbaşkanının onayına sunulmamış olmasına ilişkin sorular üzerine, teklifin bilinçli olarak bekletildiğini ileri sürüldü.
AK Parti'nin sandığın milletin önüne gelmesi noktasında işi ağırdan aldığını savunan Altay, "Neredeyse 10 gündür bilinçli olarak bekletiliyor. Sanıyorum yapılan anketler Adalet ve Kalkınma Partisini bir parça ürkütmüş görünüyor" dedi.
Altay, milletin demokrasiyi ve özgürlükleri benimsediğini, bu değerleri hiç kimse için feda etmeyeceğini ifade ederek, bu gecikmenin iktidarın da teklifin hukuk dışı olduğunu yavaş yavaş kabul etmeye başladığı anlamına geldiğini iddia etti.
Engin Altay, "Hayır kampanyasında olanlar, Türkiye'nin hayrına düşünenler rehavete kapılmasın. Her geçen gün Türkiye'nin hayrına düşünenlerin sayısının artacağını büyük bir memnuniyetle gözlemledim" diye konuştu.
“1 milyon 200 bin liralık fatura sınırın üstünde"
Partisinin TBMM Başkanlık Divanı Katip Üyesi ve Adana Milletvekili Elif Doğan Türkmen'in Meclis tarafından karşılanan iletişim gideri faturalarına ilişkin sorulara da yanıt veren Altay, milletvekilerinin fatura giderleri hakkında önceden bilgilendirilmediğini bildirdi.
Başkanlık Divanının divan üyeleri, grup başkanvekilleri ve komisyon başkanlarının iletişim giderlerinin ödenmesi noktasında bir limit uygulamaması yönünde karar aldığını, bu kararı doğru bulmadıklarını belirten Altay, şöyle devam etti:
"Meclis Başkanı'nınki başta olmak üzere tüm Başkanlık Divanı üyelerinin, tüm siyasi parti grup başkanvekillerinin ve komisyon başkanlarının iletişim giderlerinin bir döküm halinde çıkarılıp milletle paylaşılmasını Meclis Başkanlığından talep edeceğiz. Elif Hanım'ın yaptığı harcama kabul edilebilir sınırların çok üstünde ama Türkiye bir tasarrufa başlayacaksa, daha maliyeti bile kamuoyuyla paylaşılmayan saraydan başlaması lazım. Elif Hanım'ın harcamalarını kabul ediyoruz, makul buluyoruz anlamı çıkmasın buradan."
Altay, milletvekillerinin devlete maliyetinin ne olduğunun bilinmesi gerektiğine işaret ederek, "Sayın Milletvekilimizin harcamaları kabul edilebilir sınırın çok üstündedir. Kendisi de kendisine yakışan bir değerlendirme yapacaktır. Belki bir miktar ödeme yapabilir, bilemiyorum. Ama burada bir art niyet yok, rakamı bilseydi herhalde tedbirli olurdu" ifadesini kullandı.
Altay, Başkanlık Divanı üyelerine de harcamalarında limit getirilmesini istedi.