Politika

CHP'de '16 Nisan' istifası; parti sözcüsü Böke "Mevcut yönetimin parçası olamam" diyerek görevlerini bıraktı!

"Atılması gereken adımlar atılmadı"

06 Mayıs 2017 18:17

CHP İzmir Milletvekili Selin Sayek Böke, Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı ve Parti Sözcülüğü görevlerinden istifa ettiğini açıkladı. "Gelinen noktada mevcut yönetim anlayışının parçası olmayı uygun bulmuyorum" diyen Böke, "Atılması gereken adımlar, 16 Nisan gecesinden başlayarak gereken siyasi kararlılık ve netlikle atılmamıştır" ifadesini kullandı. 

Böke, Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK), Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun'da geçersiz sayılan mühürsüz pusula ve zarfları son anda geçerli saymasının "seçimi şaibeli hâle getirdiğini" savunarak "Referandum yenilenmelidir, tekrar edilmelidir. CHP bu süreçte üzerine düşen her şeyi yapacaktır” demiş; bir gazetecinin "Nedir bunlar?" sorusunu “Bunların içine Meclis’ten çekilmek de çalışmaya devam etmek de girer” diye yanıtlamıştı. CHP Grup Başkanvekili Levent Gök ise partisinin Merkez Yürütme Kurulu'nda (MYK) 'sine-i millet' konusunun tartışıldığını ancak doğru olmayacağına karar verdiklerini ifade etmişti.  

Parti yönetimine eleştiri

"Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi"nin yüzde 51.4 "evet" oyuyla kabul edildiğinin açıklanmasıyla sona eren halk oylamasının sonuçlarının "gayrimeşru" olduğunu savunan Böke, "Sonucu kabullenerek hedefler ve politikalar oluşturmak, demokrasiye ve her şeyden önce demokrasi iradesini ortaya koymuş milyonlara haksızlıktır" dedi. 

Halk oylamasının ardından yapılan 'YSK' protestolarına atıfta bulunan Böke, "Meclis dışında meşru demokratik anayasal hakların kullanımını savunmak, desteklemek ve bu hakların kullanımına ortak olmak CHP’nin görevinin bir parçası olmalıdır" dedi.

Kılıçdaroğlu, "CHP, kurumsal kimliğiyle sokak protestolarına destek vermiyor" demişti

Kılıçdaroğlu, 'YSK' protestolarıyla ilgili olarak Hürriyet yazarı Murat Yetkin'e yaptığı açıklamada şunları kaydetmişti:

“Bu sokak protestolarının içinde CHP üyeleri olabilir de, olmayabilir de, ama kurum olarak, parti olarak CHP yoktur. CHP kurumsal kimliğiyle sokak protestolarında yoktur ve destek olmamaktadır. Siyaseti ve hak arayışını parlamenter demokrasi zemininde sürdürüyoruz"

'Fikri Sağlar' tepkisi mi?

Açıklamasında "CHP'ye hakim olan yönetim anlayışının parti içi demokrasiyi ve kurumsal yapıyı tartıştıran tutumlar sergilediğini" savunan Böke, sözlerine şöyle devam etti:

"Sosyal demokrat bir partide, parti yönetimlerinin görevi parti kurullarına siyasi ve disiplin kararlarını dayatmak değil, partideki farklı fikirleri sağlıklı bir biçimde karar süreçlerine dahil etmek ve parti kurullarını etkin çalıştırmaktır" 

Böke'nin söz konusu ifadesi, "Gemileri yaktık, olağanüstü kurultay yapılmalı" çağrısı yapan CHP Mersin Milletvekili Fikri Sağlar hakkında başlatılması talep edilen disiplin soruşturmasına tepki olarak yorumlandı. 

Böke, CHP'de parti sözcülüğü görevine 24 Ocak 2016'da getirilmişti. 

"Demokrasi iradesini ortaya
koymuş milyonlara haksızlık yapıldı"

Selin Sayek Böke'nin, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile gerçekleştirdikleri görüşmenin ardından sosyal medya hesabında paylaştığı yazılı açıklaması şöyle: 

''16 Nisan’da Türkiye’de seçmenlerin en az yüzde 50’si tek adam rejimine karşı çıkmış ancak gayrı-hukuki yollarla bu irade gasp edilmiştir. Cumhuriyet Halk Partisi’ne düşen görev, gayrimeşru olanı meşrulaştırmamak ve ortaya konan bu demokrasi iradesini Türkiye gerçeğine dönüştürmek için halkla birlikte siyasi mücadele vermektir. 

Referandumun gayrimeşru sonucunu kabullenerek hedefler ve politikalar oluşturmak, demokrasiye ve her şeyden önce demokrasi iradesini ortaya koymuş milyonlara haksızlıktır.

Demokrasinin yaşatılabilmesi için Mecliste verilen mücadelenin rejim değişikliğinin yeni koşullarına göre yeniden tarif edilmesinin yanı sıra, Meclis dışında meşru demokratik anayasal hakların kullanımını savunmak, desteklemek ve bu hakların kullanımına ortak olmak CHP’nin görevinin bir parçası olmalıdır.

"Atılması gereken adımlar atılmadı "

Bu görevin gerekleri partinin karar organlarında ısrarla dile getirilmiş olmasına rağmen, atılması gereken adımlar 16 Nisan gecesinden başlayarak gereken siyasi kararlılık ve netlikle atılmamıştır. 

Öte yandan, “Hayır” iradesini temsil eden en güçlü siyasi aktör olması gereken CHP’ye hakim olan yönetim anlayışı, demokrasi paydası etrafında birleşen milyonların sesini güçlendirmek yerine, parti içi demokrasiyi ve kurumsal yapıyı tartıştıran tutumlar sergilemiştir. Sosyal demokrat bir partide, parti yönetimlerinin görevi parti kurullarına siyasi ve disiplin kararlarını dayatmak değil, partideki farklı fikirleri sağlıklı bir biçimde karar süreçlerine dahil etmek ve parti kurullarını etkin çalıştırmaktır.

"Mevcut yönetim anlayışının parçası olmayı uygun bulmuyorum"

Katılımcı demokrasiye, sosyal demokrasinin evrensel prensiplerine inanan ve Türkiye’nin özgürlükçü demokrasiye kavuşmasının yolunun bu değerlerden geçtiğini düşünen bir siyasetçi olarak, gelinen noktada mevcut yönetim anlayışının parçası olmayı uygun bulmuyorum. Bu sebeple CHP Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı ve Parti Sözcülüğü görevlerimden istifa ediyorum.

Bundan sonra da, dün olduğu gibi, CHP ailesinin bir parçası olarak ve bu aileyle birlikte, Türkiye’de demokrasi, özgürlük ve eşitlik için mücadele vermeye devam edeceğim. Hayal ettiğimiz Türkiye’yi var etme mücadelesine ortak olacağım. Birbirini ezen değil birlikte çoğalan bir CHP siyasetinin, ayrışan değil bütünleşen bir Türkiye’nin de temeli olacağına inancımla seçilerek gelmiş olduğum Parti Meclisi Üyeliği ve Milletvekilliği görevlerimi layıkıyla yerine getirmeye devam edeceğim.''

Ne olmuştu?

CHP Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplanan CHP Merkez Yönetim Kurulu, (MYK) "cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi"nin yüzde 51.4 "evet" oyu ile kabul edildiğinin açıklanmasıyla sona eren halk oylaması sonrasında parti içinde yükselen "olağanüstü kurultay" sesleriyle ilgili olarak iki önemli karara imza atmıştı. 

Kılıçdaroğlu'nun "tek adam olduğunu" savunarak "Gemileri yaktık, olağanüstü kurultay yapılmalı" çağrısı yapan CHP Mersin Milletvekili Fikri Sağlar hakkında disiplin soruşturması başlatılması talep edilmişti. MYK toplantısından sonra açıklama yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl ise, "Bugünden itibaren olağan kongre sürecimiz başlatılmıştır" diyerek olağanüstü kurultay talebini reddedildiğini ifade etmişti. 

CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin,  2019'da yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili olarak sorulan "CHP'nin adayı kim olacak?" sorusuna "Millet karar verecek. Sandık koymaya da gerek yok" cevabını vermiş, ardından "AKP ve HDP'nin yerel iktidar olduğu illere gittim. Gördüğüm tablo ise şu oldu: Bu kitlenin önemli bir bölümü Kemal Kılıçdaroğlu'na çok güveniyor" demişti.

CHP'li Tekin, 2019 adayının CHP içinden çıkması gerektiğine dair ilk sinyali vermişti. 

"Olağanüstü kurultay" mesajı, ilk olarak eski CHP Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal tarafından verilmişti. CNN Türk'te Ahmet Hakan'ın sunduğu "Tarafsız Bölge" programına konuk olan Baykal, "Kemal Kılıçdaroğlu ben Cumhurbaşkanı adayıyım derse  biz de 'tamam' deriz, arkasında oluruz, adayımız o olur. Abdullah Gül yüzde 49'un adayı olabilir.  Gül aday olursa değerlendirilmesi lazım" ifadesini kullanmıştı. 

Baykal'ın kurultay önerisine CHP'li Sağlar'dan da destek gelmişti. İktidara yakınlığıla bilinen Akşam gazetesine konuşan Sağlar,  "Referandum kampanyasında 'tek adama karşıyız' propagandası yaptı ama kendisi tek adam oldu" demişti. "Kılıçdaroğlu'nun, Parti Meclisi'nde (PM) herhangi bir karar alınmasına izin vermediğini, kulağına kim ne fısıldıyorsa kararını ona göre verdiği" iddiasını ileri süren Sağlar, "Artık fedakarlık bitti. Bütün gemiler yakıldı. Olağanüstü kongre CHP’ye zaman kaybettirir. Onun için bir an önce olağanüstü kurultay yapılmalı" çağrısında bulunmuştu.

Sağlar'ın sözlerine İnce'den destek

CHP'de Deniz Baykal ve Fikri Sağlar ile birlikte "olağanüstü kurultay" çağrısını dile getiren bir diğer isim Yalova Milletvekili Muharrem İnce olmuştu. 13 CHP milletvekiliyle birlikte düzenlediği basın toplantısında konuşan İnce, "Olağanüstü kurultayı toplayın, bu işi bitirin" demişti. İnce, "Aday olmayı düşünüyor musunuz?" sorusunu ise "Ben iddialarımdan vazgeçmiş birine benziyor muyum?" diye yanıtlamıştı.

İnce, adını anmadan Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik olarak "Genel başkan, istediği kişiyi başkan yardımcısı yapıyorsa, cumhurbaşkanını eleştiremez" demişti.

CHP'li İnce'ye destek veren isimler şöyle:

Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün, Bolu Milletvekili Tanju Özcan, Balıkesir Milletvekili Namık Havutça, Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü, Bartın Milletvekili Rıza Yalçın, Çanakkale Milletvekili Bülent Öz, Giresun Milletvekili Bülent Yener Bektaşoğlu, Burdur Milletvekili Mehmet Göker, Manisa Milletvekili Mazlum Nurlu, İstanbul Milletvekili Yakup Akkaya, Muğla Milletvekili Akın Üstündağ, Zonguldak Milletvekili Şerafettin Turpçu ile Edirne Milletvekili Erdin Bircan katıldı.

Selin Sayek Böke kimdir?

Selin Sayek Böke 1972 yılında New York'ta dünyaya geldi. İlkokulu Çankaya İlkokulu'nda, lise eğitimini 1989 yılında TED Ankara Koleji'nde tamamladı.

1993 yılında ODTÜ İktisat bölümü'nden lisans diplomasını aldı. 1993-1999 yılları arasında Duke Üniversitesi'nde iktisat alanında yüksek lisans ve doktora çalışmalarını sürdürdü. Bu süre zarfında Duke Üniversitesi'nde ders vermenin yanı sıra Dünya Bankası projelerinde danışmanlık görevlerinde de bulundu. Bu danışmanlık görevleri kapsamında Güney Afrika, Doğu ve Orta Avrupa ekonomilerine dair projelerde çalıştı. 1999 yılında Duke Üniversitesi'nden İktisat doktorasını aldı.

1999-2001 yılları arasında Bentley Üniversitesi'nde Ekonomi Bölümü'nde Yardımcı Doçent olarak çalıştı. 2001-2003 yılları arasında IMF'nin Washington DC ofisinde Ekonomist olarak görev aldı. Uganda masasındaki görevini sürdürürken aynı yıllarda Ziyaretçi Öğretim Üyesi olarak Georgetown Üniversitesi'nde ders verdi.

2003 yılından beri Bilkent Üniversitesi İktisat bölümünde öğretim üyesi olarak görev alan Böke,  2010 yılında "Doçent" ünvanını aldı.

Selin Sayek Böke, 2011-2014 yılları arasında Bilkent Üniversitesi İktisat Bölüm Başkanı görevini sürdürdü. 2013-14 yılları arasında Bilkent Üniversitesi İktisadi ve İdari Sosyal Bilimler Fakültesi Dekan Yardımcılığı görevini yürüttü.

2011 yılından beri TÜBİTAK Sosyal Bilimler Araştırma Grubu (SOBAG) Danışma Kurulu üyesi.

Yaptığı bilimsel çalışmalar birçok uluslararası ve ulusal endeksli dergide ve kitaplarda bölüm olarak yayınlandı. “Uluslararası iktisat alanında doğrudan yabancı yatırımların etkileri ve belirleyicileri konularındaki uluslararası düzeyde üstün nitelikli çalışmaları” nedeniyle 2010 yılında TÜBİTAK Teşvik Ödülü aldı. Bu çalışmalarındaki bilimsel katkıları sebebiyle 2007 yılında Almanya'daki Kiel Dünya Ekonomisi Enstitüsü'nün verdiği ''Küresel Ekonomide Mükemmeliyet Ödülü''nü (Excellence Award in Global Economic Affairs) kazanan dört ekonomistten biri oldu. 2011 yılında da Mustafa Parlar Vakfı Teşvik Ödülü aldı; birçok TÜBİTAK araştırma projesinde yürütücülük yaptı.

Böke, CHP'nin 6 Eylül 2014'te gerçekleştirilen 18. Olağanüstü Kurultayı'nda Parti Meclisi'ne seçildi. 14 Eylül 2014 tarihinde Ekonomi Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı'na getirilen Böke, 1 Kasım 2015 seçimlerinde İzmir'den CHP Milletvekili seçildi.

Böke, 6 Mayıs 2017 tarihinde Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı ve Parti Sözcülüğü görevlerinden istifa etti.