CHP İstanbul Milletvekili Gülay Yedekci, 1 milyondan fazla kişinin imza verdiği, kamuoyunda ‘Özgecan Yasası’ olarak bilinen düzenleme için kanun teklifi verdi. Teklif, Türk Ceza Kanunu’nun Cinsel Saldırı suçlarını düzenleyen 102. Maddesi'nde değişiklik öngörüyor ve kadın katilleri için sıkça kullanılan "iyi hal" ve "haksız tahrik" indirimine son veriyor. Aynı kanun değişikliği teklifi kapsamında, çocuk yaşta evliliklerin önüne geçmek için de "rıza" kavramı kaldırılarak ceza artırımı öngörülüyor.
‘2015 başından beri 145 kadın öldürüldü’
Yedekci’nin TBMM Başkanlığına sunduğu 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununda Değişiklik Yapılmasını öngören Kanun Teklifi ve gerekçesi şöyle:
"Türkiye’de kadınların, yüzde 39’u fiziksel şiddete, yüzde 15’i cinsel şiddete, yüzde 44’ü duygusal şiddete, yaşamlarının herhangi bir döneminde eşleri veya birlikte oldukları kişiler tarafından maruz kalmıştır. Eğitim düzeyi yüksek olan kadınlar arasında da şiddet söz konusudur. Her 10 kadından 3ü fiziksel ya da cinsel şiddete maruz kalmıştır. Her 10 kadından 1’i gebeliği sırasında fiziksel şiddete maruz kalmıştır. Şiddet gören kadınların fiziksel ve ruhsal sorunları diğer kadınlara göre çok fazladır. Şiddet gören kadınların her üçünden biri intihar girişiminde bulunmuştur. Cinayetlerin bölgelerimize göre dağılımına baktığımızda ise, Marmara bölgesinin birinci, Ege ve Akdeniz bölgelerinin ise 2. ve 3. sırada yer aldıkları görülüyor. Yani en gelişmiş, eğitim oranının en yüksek olduğu bölgeler aynı zamanda, en çok kadın öldürülen bölgelerdir. Türkiye’de 2009 yılında 105, 2010 yılında 165, 2011 yılında 121, 2012 yılında135, 2013 yılında 214, 2014 yılında da 286 kadın öldürülmüştür. 2015 yılının başından bugüne kadar geçen sürede de 145 kadın öldürülmüştür.
En çok cinayet işlenen 5 il: İstanbul, İzmir, Diyarbakır Antalya ve Gaziantep
Türkiye’de kadın cinayetleri her geçen yıl artmaktadır. En çok cinayet işlenen beş il arasında İstanbul, İzmir, Diyarbakır Antalya ve Gaziantep yer alırken, en çok cinayet işlenme gerekçesi boşanma ve ayrılık olarak saptanmış, kadınlar da en çok kocaları, eski kocaları, erkek arkadaşları ve eski erkek arkadaşları tarafından öldürülmüştür.
Hukukun birinci amacı, bireylerin her türlü saldırılara karşı korunması, yaşamlarını güven ortamı içerisinde sürdürmelerinin teminidir. İkinci olarak, hukukun toplumsal düzeni sağlama işlevi de bulunmaktadır. Düzenin var olabilmesi için, bir takım ödevler yükümlülükler, sınırlamalar ve düzeni bozucu davranışlara yönelik yaptırımlar kaçınılmazdır.
Devletin ve hukukun bu yükümlülükleri olmasına karşın Türkiye’de cinsel suçların her geçen gün arttığı kaydedilirken, devletin, suçu önleme yükümlülüğünü yerine getirdiğinden bahsedemeyiz. Ayrıca cinsel suçlara maruz kaldığı için devlete başvuran kadınlar, yargı sürecinin kendileri için ikinci kez travmaya sokmasından ve genellikle şikayetlerinin bekledikleri gibi sonuçlanmadığından yakınmakta ve bu yakınmalar sık sık medyada yer almaktadır.
Suça karşı verilecek ceza, o suça karşı toplumun gösterdiği reaksiyona, bu suçun toplumda yol açtığı yaraya göre belirlenmelidir. Ülkemizde de özellikle cinsel saldırı suçunun her geçen gün arttığı devlet kurumlarının, kanunların, siyasetçilerin ataerkil söylemler geliştirerek bireyin cinsel kimliği üzerinden ayrımcılık yaptığı da aşikârdır.
Her geçen gün artan bir oranda, başta kadınlarımız olmak üzere, çocuklar, LGBT bireyler cinsel saldırıya maruz kalmakta, yaşam hakları ellerinden alınmaktadır. Bu yönde yürütülen bir kampanyaya katılan bir milyonun üstündeki yurttaşımız, Türk Ceza Kanunu’nda bu yönde bir değişiklik yapılması için imza vermiş durumdadır.
Yukarıda izah olunan nedenlerle toplumun cinsel kimliği nedeniyle ayrımcılığa uğrayan kesimine karşı işlenen suçların caydırıcı cezalarla karşı karşıya kalmasının sağlanması hedeflenmektedir.
Türk Ceza Kanunu'nda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
MADDE 1- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 102’nci maddesinin 1’inci ve 2’nci fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiş.
Madde 102- (Değişik: 18/6/2014-6545/58 md.)
(1) Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlâl eden kişi, on yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel davranışın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiilin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, yirmi yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.
MADDE 2- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 102’nci maddesine 5. Fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
(6) Bu suçlardan dolayı zamanaşımı işlemez.
(7) Bu suçlardan dolayı hükmün açıklanması geriye bırakılamaz.
(8) Bu suçlarda haksız tahrik ve iyi hal indirim uygulanamaz.
MADDE 3- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 103’üncü maddesinin 1’inci ve 2’nci fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiş.
Madde 103- (Değişik: 18/6/2014-6545/59 md.)
(1) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, on beş yıldan 20 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde sekiz yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir. Sarkıntılık düzeyinde kalmış suçun failinin çocuk olması hâlinde soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun, velisinin veya vasisinin şikâyeti bağlıdır. Cinsel istismar deyiminden;
a) On yedi yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar, anlaşılır.
(2) Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, yirmi yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.
MADDE 4- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 103’üncü maddesinde 6. Fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
(7) Bu suçlardan dolayı zamanaşımı işlemez.
(8) Bu suçlardan dolayı hükmün açıklanması geriye bırakılamaz.
(9) Bu suçlarda haksız tahrik ve iyi hal indirim uygulanamaz.
MADDE 5- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 104’üncü maddesinde aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve birinci fıkradan sonra gelmek üzere bir fıkra daha eklenmiştir.
Madde 104- (1) Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, 17 yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, şikâyet aranmaksızın beş yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.(1)
(2) Fail mağdurdan üç yaştan daha büyük ise, şikâyet koşulu aranmaksızın, cezası iki kat arttırılır.
(3) (İptal: Ana.Mah.nin 23/11/2005 tarihli ve E: 2005/103, K: 2005/89 sayılı kararı ile; Yeniden düzenleme: 18/6/2014-6545/60 md.) Suçun mağdur ile arasında evlenme yasağı bulunan kişi tarafından işlenmesi hâlinde, şikâyet aranmaksızın, on yıldan on beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(4) (Ek: 18/6/2014-6545/60 md.) Suçun, evlat edineceği çocuğun evlat edinme öncesi bakımını üstlenen veya koruyucu aile ilişkisi çerçevesinde koruma, bakım ve gözetim yükümlülüğü bulunan kişi tarafından işlenmesi hâlinde, şikâyet aranmaksızın ikinci fıkraya göre cezaya hükmolunur.
MADDE 6- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 7- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.