Gündem

"Bu suça ortak olmayacağız" diyen 3 akademisyene 1 yıl 3 ay hapis cezası

Barış akademisyenleri ikinci kez hâkim karşısına çıktı

23 Şubat 2018 14:20

Barış İçin Akademisyenler’in “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisini imzaladıkları için “Terör örgütü propagandası” ile suçlanan akademisyenlere yönelik davalar bugün Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi, 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam etti. Mahkeme, 3 akademisyen için 1 yıl 3 ay hapis cezası verdi.

İlk duruşmaları 7 Aralık, 19 Aralık ve 30 Ocak’ta gerçekleşen İstanbul Üniversitesi’nden (İÜ) Doç. Dr. Veli Polat, İÜ’den ihraç edilen Doç. Dr. E.K. ile araştırma görevlisi Ezgi Pınar, İÜ’den emekli Prof. Dr. İzzettin Önder, İÜ’de araştırma görevlisi Ayda Rona Aylin Altınay Cingöz, Özyeğin Üniversitesi’nden Yrd. Do. Dr. Yasemin Gülsüm Acar, Galatasaray Üniversitesi’nden Prof. Dr. Zübeyde Füsun Üstel, İstanbul Teknik Üniversitesi’nden (İTÜ) Dr. Stefo Benlisoy, Yıldız Teknik Üniversitesi’nden (YTÜ) ihraç edilen araştırma görevlisi İrfan Emre Kovankaya ve Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Sharo İbrahim Garip’in ikinci duruşmaları görüldü.

İmzacı akademisyenlere yönelik davalar 5 Aralık 2017’de başladı. 23 Şubat itibariyle 128 kişinin ilk duruşmaları, bu kişilerden 29’unun ikinci duruşmaları görülmüş oldu.

Bianet’ten Tansu Pişkin’in haberine göre, İstanbul Üniversitesi’nden araştırma görevlisi Ayda Rona Aylin Altınay Cingöz duruşma salonunda hazır bulundu. Mahkemece uygun görülmesi halinde mütalaasını sunmaya hazır olduğunu söyleyen savcıyı mahkeme onayladı. Savcı mütalaasında, “terör örgütü propagandası suçunun tüm unsurlarının oluştuğunu, metinde devletin güvenlik güçlerinin katliam yapmakla suçlandığını, metni imzalamak düşüncesinden terör örgütünün düşüncelerinin yayılmasının anlaşıldığını” söyleyerek sanığın Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMK) 7/2’ye göre cezalandırılmasını istedi.

"Neden baş tacı edildi?

Avukat Arın Yeniaras müvekkilinin dosyasına giren bir köşe yazısını sorarak “FETÖ sanığı olan Emre Erciş’in köşe yazısı bu dosyada neden baş tacı edilmiştir” diye sordu. Savcının ceza talebine karşılık Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) karalarından örnekler sunan Yeniaras derhal beraat talep etti: Bildiride katliam, sürgün, kıyım gibi ifadelerdn söz etti savcı. Müvekkilimin metinden anladığı şey barış talebidir ve buna istinaden imza atmıştır. AYM, metni cımbızlayarak değil bir bütün olarak incelenmesi yönünde örnek kararlar vermiştir. Böyle bir bildiri söz konusu olduğunda yapılması gereken araştırma, iddia edilen hak ihlallerinin yapılıp yapılmadığını araştırmaktır. Savcı gerçeğe ulaşmak gayesiyle bir tahkikat başlatmak durumundadır. Çükü bu metin bir suç duyurusudur. Güvenlik güçlerinin suç işlemediği belgelenirse o takdirde dava açılabilir. Ama savcı yüzlerce insanı suçlamayı tercih etmiştir. Savcı mütalaasında uluslararası kamuoyunda ‘ülkenin güvenlik görevlilerini kötü duruma düşürmek, itibarsızlaştırmak’ dedi. 47 ülke olan bitenden isim isim ve bütün detaylarıyla Muiznieks’in raporu sayesinde metnin imzalandığı 11 Ocak tarihinden çok daha önce zaten haberdardı.”

1 yıl 3 ay hapis cezası

Mahkeme Ayda Rona Aylin Altınay Cingöz’e 1 yıl 3 ay hapis cezası verdi, ceza ertelendi.

İstanbul Üniversitesi’nden emekli Prof. Dr. İzzettin Önder duruşma salonunda hazır bulundu. Savcı bir önceki duruşmada sunduğu esas hakkındaki mütalaasını yineledi.

Avukat Yeniaras, “Basın yoluyla yayma konusunda Altınay-Cingöz’ün davasında az önce karar çıktı. Müvekkilim sadece metne imza atmıştır. Yayma, basma, dağıtma eylemleri söz konusu değildir” dedi. “Bildirinin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini tekrarlıyoruz” diyen Yeniaras, iddianamede müvekkkiline isnat edilen suçların ispat edilmediğini söyledi. Derhal beraat talebinde bulundu. Karar öncesi sözleri sorulan Önder beraat talep ederek “Bu tür olaylar nedeniyle vatandaşların devlete aidiyet bağı zayıflayabilir. Ben bu metni bir kamu görevlisi olarak kamu vicdanıyla imzaladım” dedi.

Mahkeme aynı gerekçelerle 1 yıl 3 ay hapis cezası verdi, ceza ertelendi. Galatasaray Üniversitesi’nden Prof. Dr. Zübeyde Füsun Üstel duruşma salonunda hazır bulundu. Savcı mütalaasını tekrar etti. Avukat Fikret İlkiz savunma için ek süre talep etti. Mahkeme ek süre talebini kabul etti. Bir sonraki duruşma 4 Nisan, saat 09.30’da görülecek. 

Yıldız Teknik Üniversitesi’nden (YTÜ) ihraç edilen araştırma görevlisi İrfan Emre Kovankaya duruşma salonunda hazır bulundu. Kovankaya suçlamaları reddederek beraatini talep etti:

“Bildiriyi düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında imzaladım. Suça konu metinde barış ve müzakere talebi söz konusudur. Şiddet çağrısı içermemektedir. İddianamede üstüme atılı suçlamaların hiçbirini kabul etmiyor, beraatimi talep ediyorum.”

Avukat Sevgi Epçeli Arslan savunmasında davaların birleştirilmesi talebinin mahkeme tarafından reddedildiğini hatırlattı. “Davalar birleştirilerek görüldüğünde suçta ve cezada şahsilik ilkesi ihlal edilmiş olmuyor. Hukuka aykırı bir karardır” dedi.

Suç unsurları oluşmaması nedeniyle müvekkilinin derhal beraatini, 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dava dosyasının istenmesini ve birleştirme taleplerinin yeniden değerlendirilmesini talep etti. Taleplerin reddini isteyen savcı önceki duruşmalarda sunduğu mütalaasını yineledi. Avukatların savunma için ek süre talebi üzerine duruşmanın 9 Nisan 13.30’da görülmesine karar verildi.

İstanbul Üniversitesi’nden ihraç edilen Doç. Dr. E.K. duruşma salonunda hazır bulundu. Suçlamaları reddeden E.K. “Ülkemde barış içinde yaşama özleme nedeniyle bu bildiriyi imzaladım” dedi ve beraatini talep etti. Avukat Sevgi Epçeli Arslan bir önceki duuşmadaki savunmasını yineledi ve ek süre talep etti. Savcı önceki duruşmalardaki mütalaasını sundu. Bir sonraki duruşma 9 Nisan 13.45’te görülecek.

Birleştirme talebi reddedildi

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Sharo İbrahim Garip yurtdışında olduğu gerekçesiyle duruşmaya katılamadı. Avukatı Meryem Kavak Ertuğrul söz alarak kapsamlı savunma yapabilmek için 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki (ACM) Chris Stephenson kararının ve bildiri nedeniyle açılan ilk dava olan 13. ACM’deki dosyadan bazı belgelerin istenmesini, davaların birleştirilmesini talep etti. Savcı avukatlarının taleplerinin reddini talep ederek mütalaasını önceki duruşmalardaki gibi sundu. Mahkeme Chris Stephenson kararının 13. ACM’den istenmesine, birleştirme ve dosya celbi talebinin reddine karar verdi. Bir sonraki duruşma 9 Nisan, 14.00’da görülecek.

Doç. Dr. Veli Polat duruşmaya katılmadı

İstanbul Üniversitesi’nden Doç. Dr. Veli Polat duruşmaya katılamadı. Savcı mütalaasını yineledi. Avukat Orhan Kılıç savunma için ek süre talep etti. Bir sonraki duruşma 4 Nisan, 09.45’te görülecek.

İstanbul Üniversitesi’nden ihraç edilen araştırma görevlisi Ezgi Pınar duruşma salonunda hazır bulundu. Pınar derhal beraatini ve yurtdışında devam eden bir işi olması sebebiyle duruşmalardan vareste tutulmasını talep etti. Pınar’ın savunmasının ardından söz alan avukatı Saffet Pınar ulusal ve uluslararası hukukta ifade ve düşünce özgürlüğü hususunda verilmiş örnek kararları sundu.

Hukuk devleti, demokratik devlet tanımlarını okuyan Avukat Pınar demokratik hakları ve insan haklarını hatırlattı. “Müvekkilim sivil halkın zarar göreceği endişesiyle temel hak ve hürriyetlerin korunması yönünde çağrı yapmıştır” diyen Pınar iddianamede müvekkiline isnat edilen suçların oluşmadığını söyledi. Derhal beraat talep etti. Savcı önceki duruşmalarda sunduğu esas hakkında mütalaasını tekrarladı. Mahkeme aynı gerkçelerle 1 yıl 3 ay hapis cezası verdi, ceza ertelendi:

“Terör örgütü propagandası yapmak suçundan 1 yıl hapis cezasına, suçu basın yayın yoluyla işlemesi nedeniyle 1/2 artırım yapılarak 1 yıl 6 ay hapisle cezalandırılmasına, yargılamadaki iyi halinden 1/4 oranında indirim yapılarak 1 yıl 3 ay hapisle cezalandırılmasına, bir daha suç işlemeyeceği yönünde kanaat oluştuğundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildi.”

"Savcı niyet okuyor"

Özyeğin Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Yasemin Gülsüm Acar duruşma salonunda hazır bulundu. Savunmasını İngilizce olarak yapan Acar altı yıldır Türkiye’de çalıştığını belirterek “Akademik kimliğimi barış çağrısı için kullandım” dedi ve şöyle devam etti:

“Diğer meslektaşlarım gibi ben de bu metni imzaladım. Çünkü hiçbir şey yapmamaktan daha fazlasıydı. Ben bu ülkede büyümedim ama burayı kendime yuva olarak seçtim. Buranın tarihini bilmemem benim acıların anlamını da bilmediğim anlamına gelmiyor. Bana ve meslektaşlarıma yapılan bütün suçlamaları reddediyorum. Bu metin, çatışma, dolayısıyla sivil halkın öldürülmesine karşı bir ‘dur’, bir barış çağrısıdır. Bu dava akademik özgürlüğüme, kişisel inançlarıma, ifade özgürlüğüme hakarettir. Bu yüzden derhal beraatimi talep ediyorum.”

Ardından söz alan Avukat Selin Yılmaz, ortada hiçbir somut gerçeklik olmadığını belirterek savcının niyet okuduğunu söyledi. “Metnin müvekkilim tarafından ifade ve düşünce özgürlüğü kapsamında imzalandığını, hiçbir örgütle bağlantısı olmadığı yönünde değerlendirme yapılmasını talep ediyorum” dedi. Savcı önceki duruşmalarda sunduğu esas hakkındaki mütalaasını tekrar okudu. Avukat Yılmaz’ın mütalaaya karşı beyanda bulunmak üzere ek süre talebi mahkemece kabul edildi. Bir sonraki duruşma 4 Nisan, saat 10.00’da görülecek.

İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Dr. Stefo Benlisoy duruşma salonunda hazır bulundu. Avukat Ali Soydan söz alarak dosyada yetkili mahkemelerin Bakırköy Ağır Ceza Mahkemeleri olduğunu belirtti. Söz konusu mahkeme için yetkisizlik talep etti. Mahkeme talebi reddetti. Mahkemeye yazılı savunmasını sunan Benlisoy, “Şiddeti öven bir bildiriye imza atmazdım” diyerek suçlamaları reddetti, derhal beraat talebinde bulundu.

Avukatlar bir sonraki celsede kapsamlı savunma sunacaklarını ve savcılıktan bazı deliller isteyeceklerini kaydettiler. Savcı mütalaasını tekrar ederek TMK 7/2’den cezalandırma istedi. Bir sonraki duruşma 6 Nisan, 09.30’da görülecek.

1. duruşma

Savcı mütalaa verdi

İstanbul Üniversitesi'nden araştırma görevlisi A.A.C. duruşma salonunda hazır bulundu. Mahkemece uygun görülmesi halinde mütalaasını sunmaya hazır olduğunu söyleyen savcıyı mahkeme onayladı. 

Savcı mütalaasında, "terör örgütü propagandası suçunun tüm unsurlarının oluştuğunu, metinde devletin güvenlik güçlerinin katliam yapmakla suçlandığını, metni imzalamak düşüncesinden terör örgütünün düşüncelerinin yayılmasının anlaşıldığını" söyleyerek sanığın Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 7/2'ye göre cezalandırılmasını istedi.

Terörle Mücadele Kanunu 7/2

Terör örgütünün; cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır. Ayrıca, basın ve yayın organlarının suçun işlenmesine iştirak etmemiş olan yayın sorumluları hakkında da bin günden beş bin güne kadar adli para cezasına hükmolunur.

Avukat Yeniaras: Metin bütün olarak incelenmelidir

Avukat Arın Yeniaras müvekkilinin dosyasına giren bir köşe yazısını sorarak "FETÖ sanığı olan Emre Erciş'in köşe yazısı bu dosyada neden baş tacı edilmiştir" diye sordu. Savcının ceza talebine karşılık Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) karalarından örnekler sunan Yeniaras derhal beraat talep etti:

"Bildiride katliam, sürgün, kıyım gibi ifadelerdn söz etti savcı. Müvekkilimin metinden anladığı şey barış talebidir ve buna istinaden imza atmıştır. AYM, metni cımbızlayarak değil bir bütün olarak incelenmesi yönünde örnek kararlar vermiştir. 

"Böyle bir bildiri söz konusu olduğunda yapılması gereken araştırma, iddia edilen hak ihlallerinin yapılıp yapılmadığını araştırmaktır. Savcı gerçeğe ulaşmak gayesiyle bir tahkikat başlatmak durumundadır. Çükü bu metin bir suç duyurusudur. Güvenlik güçlerinin suç işlemediği belgelenirse o takdirde dava açılabilir. Ama savcı yüzlerce insanı suçlamayı tercih etmiştir. 

"Savcı mütalaasında uluslararası kamuoyunda 'ülkenin güvenlik görevlilerini kötü duruma düşürmek, itibarsızlaştırmak' dedi. 47 ülke olan bitenden isim isim ve bütün detaylarıyla Muiznieks'in raporu sayesinde metnin imzalandığı 11 Ocak tarihinden çok daha önce zaten haberdardı."

Ne olmuştu?

1128 akademisyen, 10 Ocak 2016'da "Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi" adına "Bu Suça Ortak Olmayacağız" başlıklı bildiriyi yayınladı. Toplam imza sayısı 2212'ye ulaştı.

Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya ve Doç. Dr. Kıvanç Ersoy ve Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı Barış İçin Akademisyenler/İstanbul grubu adına "Bu suça ortak olmayacağız" bildirisi kapsamında yaşananları 10 MArt 2016'da basın toplantısıyla paylaştı. Camcı dışındaki üç akademisyen 15 Mart 2016’da; tutuklama kararı çıktığında yurtdışında olan Camcı ise Türkiye’ye döndüğünde 31 Mart 2016’da “örgüt propagandası” suçlamasıyla tutuklandı. Dört akademisyen 22 Nisan 2016'daki ilk duruşmada serbest bırakıldı. İlk duruşmada savcı suçlamayı Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 301. maddesinde belirlenen "Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama" şeklinde değiştirmesiyle yargılama izni için Adalet Bakanlığı'na başvuruldu.

Ekim 2017'de en az 148 imzacı akademisyen hakkında da iddianame hazırlandı. Savcı İsmet Bozkurt'un hazırladığı iddianamede imzacı akademisyenler 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 7/2 maddesinde yer alan "Terör örgütü propagandası" ile suçlandı. İlk duruşmalar 5 Aralık 2017'de görüldü. 15 Şubat itibariyle 124 kişinin ilk duruşmaları, bu kişilerden 16'sının ikinci duruşmaları görülmüş oldu.