Seçim 2024

Bir Aktivistin Gözünden: Demokrasiye ve geleceğine sahip çıkan memleket

Türkiye başardı, demokrasi savunucularına umut verdi

06 Nisan 2024 13:53

* Gülseren Onanç

31 Mart Pazar akşamından beri milyonlarca insan gibi benim de içim içime sığmıyor. Başardık diyorum. Sonunda başardık. Demokrasiye ve geleceğimize sahip çıktık. Anti-demokratik, otoriter, yozlaşmış bir iktidara “dur” demeyi başardık. 

Geçen haftaki yazımda, 31 Mart yerel seçimleri için “Ya Türkiye’yi parlamenter demokrasiden otoriter başkanlığa sürükleyen, gençlerin geleceğe ilişkin umudunu ve mutluluğunu elinden alan Cumhur İttifakı ve onun iktidarının devamı için çalışan zihniyeti seçeceğiz, yada bu zihniyete bir dur diyeceğiz” diye yazmış ve “Ben demokrasimize ve geleceğimize sahip çıkacağımıza inanıyorum” diye bitirmiştim.

Demokrasiye ve geleceğimize sahip çıkan memleketim ile gurur duyuyorum

İflah olmaz bir iyimser ve seçimleri son 15 yıldır yakından takip eden biri olarak, bu yerel seçimde büyük şehirleri ve önemli bazı ilçeleri kazanacağımızı düşünüyordum, ama itiraf edeyim CHP’yi birinci parti yapacak derin dalgayı, büyük bir çoğunluk gibi hissedememiştim. Zafer sarhoşluğunu atlattıktan sonra oturup bir küçük analiz yapmanın geleceğe ilişkin beklentiler için faydalı olacağını düşündüm. 

Çok geniş bir analiz yapılabilir, benimkisi aşağıdaki başlıklarda kısa bir analiz olacak.

Kendine güvenli seçmen: Türkiye halkı kendi iradesinin üstünde bir irade olamayacağını, bir parti veya politikacıya olan desteğini politikalarını beğenmez ise çekebileceğini açık bir şekilde ortaya koydu. Kendine güvenen seçimlerde iktidarları getirdiği gibi götürmeyi de bilmiş Türkiyeli seçmen Türkiye’nin bir Rusya veya İran olmadığını cümle aleme gösterdi. 

Muhalefetin önemi: Gerçek muhalefetin demokrasi için ne kadar önemli ve gerekli olduğunu bir kez daha görmüş olduk. CHP gibi yüz yıllık bir ana muhalefet partisi ve onun güçlü adayları olmasaydı, bugün demokrasiyi savunmak olanaklı olamayacaktı. İktidarın muhalefet partilerini sürekli düşmanlaştırmasına, muhalif sesleri susturmaya çalışmasına rağmen muhalefetin güçlü temsilcileri (Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş, Vahap Seçer, Zeydan Karalar gibi belediye başkanları) iktidara karşı güçlü alternatif oldular.  

CHP’nin değişim liderliği: CHP’nin 2023 seçimlerinden sonra partisine küsen, siyasetten uzaklaşan seçmeni, Özgür Özel’in liderliğinde başlayan değişim rüzgarına destek verdi. CHP adayları diğer parti seçmenlerinin de desteğini almayı başararak, 4 milyona yakın ek bir oy kazanmayı başardı ve CHP 47 yıl sonra en çok oy alan parti oldu. CHP kurultayında başkan seçildikten sonra yazdığım yazıda Özgür Özel’i yeni bir dönüştürücü lider olarak analiz etmiştim. Kendisinin başarısını görmek beni gururlandırdı.

Kürt seçmenin stratejik davranışı: DEM partinin tabanı olarak algılanan, ortalama bir seçmenden daha yüksek bir politik bilince sahip Kürt seçmen, daha önceki seçimlerde yaptığı gibi, partisinin adaylarına blok olarak oy vermedi. İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya ve Mersin de hizmetleri ile öne çıkan CHP belediye başkanlarını desteklediler. 

Cumhur ittifakının iflası: Cumhur ittifakı iktidarının ülkeyi uçuruma getiren ekonomi politikaları, bölücü dili, gerici politikaları, anti demokratik yönetim biçiminin iflası tescillendi. Öte tarafta her iki partinin insan sermayesinin de kalmadığı ortaya çıktı. AK Parti adaylarının kapasiteleri o kadar düşük, profilleri o kadar şaibeliydi ki AK Parti’ye oy vermiş milyonlarca seçmen ya oy vermeye gitmedi veya gidip muhalefet adayını ve partisini destekledi.

Kadın adayların başarısı: Yıllardır kadınların politikanın yönetim kademesinde ve karar mekanizmalarında daha çok yer almasını savunan biri olarak, 31 Mart seçimlerinde muhalefetin başarısının arkasındaki önemli bir nedenin de kadın adayların seçilebilir yerlerden aday gösterilmesi olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Yapılan araştırmalar kadın adayların seçmene güven verdiğini ve yerel yönetimlerde akçeli işlerde şeffaf olacağını ortaya koyuyor. Siyaseten uzaklaşan seçmen erkek siyasetine de bir tepki duyuyordu. Bu seçimde CHP ve DEM Parti’nin kadın adaylarının halkı kendilerine ve partilerine oy vermek konusunda ikna etmeyi başardı. Birçok il ve ilçede ilk kez bir kadın başkan seçildi. 81 ilde kadın belediye başkanlarının sayısı arttı. Kadınlar 5 tanesi büyükşehir olmak 11 ili yönetecek. 2019 seçimlerinden kadın belediye başkan oranı %4 ile bu rakam %13’e yükseldi. Öte tarafta 922 ilçenin 61’inde de kadın belediye başkanları seçildi. Bu ilçeler üç parti arasında dağıldı. En çok kadın belediye başkanı çıkaran DEM Parti 28 ilçede, CHP 26 ilçede, AKP de 7 ilçede seçimi kazandı. Kadın ilçe belediye başkanları oranı %6 olarak gerçekleşti. 

Kadınların siyasette başarısı Türkiye’nin geleceğe daha güvenle bakmasını sağlayacak

Eşitlik İçin Kadın Platformu’nun (EŞİK) dediği gibi ‘Seçmen kadınlara oy vermiyor’ efsanesi çökmüş oldu. 

İzmir’in %40’ını kadınlar yönetecek. İstanbul’da 39 ilçede henüz 3 kadın başkan olsa da bu rakamın daha da artacağına inanıyorum. Kadın belediye başkanlarının başarısı arttıkça bu oranın artacağına inanıyorum. 

Kadınların siyasette daha aktif oldukça Türkiye geleceğe daha güvenle yürüyecek. 

Türkiye başardı, demokrasi savunucularına umut verdi

2024’te dünya nüfusunun yarısı sandığa gitti veya gidecek. Dünyada otoriter rejimlere karşı demokrasiyi savunanlar Türkiye’deki seçim sonuçlarından umutlandılar. Financial Times gazetesinin başyazarı Martin Wolf, “Birçok örnekte görüldüğü gibi bir demokrasideki sivil, siyasi ve hukuki haklar gereken seviyede olmasa da seçimler fark yaratabilir. Polonya’da geçen yıl ve Türkiye’de geçen hafta olan buydu” diyerek Türkiye seçimlerinin demokrasi savunucularına verdiği umudu yazdı.

Dünyaya bir otoriter iktidarı seçimler yoluyla nasıl önleyebileceğimizi gösterdik. Önümüzdeki 4 yılda geleceğimizi sahip çıkarak demokrasiye, barış, özgürlük, eşitlik ve laikliğe dayalı cumhuriyetimizi hayata geçireceğiz. 

* Bu yazı, Eşitlik, Adalet, Kadın Platformu'nun sitesinden alınmıştır