Gündem

Başbakan Yıldırım: Kararsızlar hâlâ yüzde 10'un üzerinde

"Eğer Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı-başbakan sistemi gibi anlatacaksa vay halimize"

11 Mart 2017 10:37

Başbakan Binali Yıldırım, referandum sürecine ilişkin olarak, "Kararsızların şu anda ne seviyede olduğunu doğrusu bilmiyorum ama hâlâ yüzde 10’un üzerinde olduğunu düşünüyorum" dedi. "Yani kararsızların önümüzdeki birkaç hafta içinde, yeterli süre var, karar verecek noktaya geleceklerini tahmin ediyorum" diyen Yıldırım, "Bugün Sayın Kılıçdaroğlu da bana cevap vermiş; belediye seçimiyle bunun aynı olduğunu söylüyor diyor Başbakan. Gelsin de ona anlatayım diyor. Eğer cumhurbaşkanı-başbakan sistemi gibi anlatacaksa vay halimize" ifadesini kullandı.

KKTC dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Yıldırım, Rum kesiminin baştan beri çözüm niyetinde samimi olmadığını belirterek, “Gelinen noktada ciddi bir bakış açısı olmazsa burada mesafe alınamaz. Bulunacak çözüm mutlaka adil, eşit, iki toplumlu federal bir yönetişim şekli olması lazım. Bütün kesimlerin güvenliğini garanti altına alması lazım” dedi.

Hürriyet'te yer alan habere göre Başbakan, özetle şunları söyledi:

“(Rum kesiminin anlaşma niyeti var mı?) Bana göre Rum kesiminin baştan beri niyetinde aslında samimiyet yok. Kıbrıs Türk kesimini azınlık diye düşünüyor. Azınlık diye düşünürseniz bir toplumu, iki toplumlu eşit, adil bir yönetişimi nasıl kuracaksınız? Sonra bütün meseleler konuşuluyor, bir bakıyorsun adamlar Enosis’in her yıl 10 Şubat’ta anılması için Meclis’ten karar çıkarıyor. Söylenen her şeyi bir anda yok ediyor. Onun için gelinen noktada ciddi bir, yeni bir başlangıç yapacak, ciddi bir bakış açısı olmazsa burada bir mesafe alınamaz.

"Şehitlerin ruhunu yaralar" 

(Böyle devam eder mi, Türkiye KKTC ile beraber yeni bir karar alır mı?) Dünyanın sonu değil ki, yani şu anda fiili bir durum var. Çözüm olursa olur. Ama ‘Her şeye rağmen çözüm, ne pahasına olursa olsun çözüm; çözüme mecburuz, mahkûmuz’ diye bir düşünce de bizim şehitlerimizin ruhunu yaralar, gazilerimize olan vefamızı sorgular. Bulunacak çözüm mutlaka adil, eşit, iki toplumlu federal bir yönetişim şekli olması lazım. Kıbrıs’ta yaşayan bütün kesimlerin güvenliğini garanti altına alması lazım. Yarın bir gün çözüm olduğunda Türkiye’nin haklarını koruyacak 4 özgürlüğü sağlaması lazım.  

"Türkiye vizeyle mi girecek?"

Avrupa Birliği bu konuda olumsuz bir açıklama yaptı, o da işin tuzu-biberi oldu zaten. Yani diyelim ki yarın çözüm buldular. Ne olacak? Kıbrıs’a Türkiye vizeyle mi girecek? 27 ülkenin içine girecek Kıbrıs, Türkiye’ye gelince Schengen vizesiyle girecek. Öyle şey olur mu? Bunların çözümlenmesi lazım. Biz diyoruz ki ya Yunanistan da bizim durumumuza gelsin ya da Türkiye Yunanistan’ın durumuna gelsin. Bunlar hep ortada, asıl çözüm bekleyen konular. Daha ciddi konuların tamamında tam bir mesafe alınabilmiş değil. 

"Tek taraflı girişim sorun olur" 

(Akdeniz’de enerji havzalarındaki aramalar) O konular görüşülmedi. Malum Kıbrıs’ta bir çözüme ulaşmadan bir kesimin, Rum kesiminin buradaki kaynakları tek başına değerlendirmesi ve bunun üzerine tasarrufta bulunması uluslararası hukuka da aykırı. Bizim bu konuda duruşumuz çok net. Adada kalıcı, iki tarafı tatmin eden bir çözüm sağlanmasıyla beraber buradaki yeraltı-yerüstü kaynakların iki toplumun menfaatine uygun olarak değerlendirilmesi tabiatıyla mümkündür. Aksi halde tek taraflı yapılacak girişimler yeni sorunlara sebep olur ve bundan kaçınılması gerekir. Hem Rum tarafı hem de onunla birlikte hareket edenlerin, doğacak problemleri de göz önüne almaları icap eder.

"ABD’ye açık teklifte bulunduk"

(Türk, ABD, Rus Genelkurmay Başkanlarının görüşmesi) Terörle mücadele faaliyetlerinde bir koordinasyonun sağlanması, askeri düzeyde herhangi bir olumsuzluk yaşanmaması için birtakım teknik çalışmalar yaptılar. DEAŞ’la mücadele konusunda da bizim ABD’ye önerilerimiz var. ‘Bu mücadeleyi DEAŞ, YPG ile PYD ile SDF (Suriye Demokratik Güçleri) ile değil Türkiye’nin arkasında olduğu Özgür Suriye Ordusu’yla (ÖSO) beraber yapın’ diye açık teklifte bulunduk. Onlar tabii bu noktada kararlarını verecekler. Henüz bize iletilmiş bir kararları yok.

"Yasaklar akla, izana uymuyor"

(Almanya, Avusturya, Hollanda’daki yasak kararları) Bazı Avrupa ülkelerinde ne yazık ki bu halk oylaması kampanya döneminde akla, izana uymayan birtakım uygulamalara şahit oluyoruz. Almanya başta olmak üzere, Hollanda da buna dahil edilebilir, Avusturya zaten pusulayı şaşırmış vaziyette. Ama ne yaparsa yapsınlar, bizim milyonlarca vatandaşımız orada memleketi için ne gerekiyorsa onu yapacaktır.

"Cumhurbaşkanı'nın programı netleşmedi"

(Cumhurbaşkanı miting yapacak mı orada?) Cumhurbaşkanımızın düşüncesi var ama henüz netleşmiş değil program. Uygun bir formatta program ayarlanabilirse pekala düşünebilir. Her ülke böyle değil, mesela 20 Mart’ta Danimarka’ya gideceğim, Danimarka’da böyle bir toplantı yapacağım, aynı zamanda da resmi görüşmeler yapacağız, onların bu konuda olumsuz bir tavırları yok.

"Bir akıl tutulmasıdır gidiyor"

Maalesef orada Türkiye, iç siyasetin önemli bir aracı oluyor. İngiltere’deki Brexit sürecini hatırlayın, bütün kampanyayı Türkiye üzerine kurdular ve kaybettiler. Türkiye üzerine hesap yapanların geçmişteki tecrübelere bakması lazım. Yani orada bölücü PKK sempatizanları, FETÖ’nün bütün elemanları ortalığı kasıp kavuracak, her türlü propagandayı, her türlü etkinliği yapacak, Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi makamlarına sıra gelince türlü bahaneler. Bir akıl tutulmasıdır gidiyor. İnsanın aklına ‘Bunlar da ‘hayır’ kervanına katıldılar’ diye geliyor. İçeridekiler (muhalefet) bu kadar kuvvetli yapamıyorlar.  

(Memurlara performans sistemi, 657’deki güvence kalkacak mı?) Bunlar nereden çıktı kardeşim, böyle bir şey yok. Yani bir kere memur güvencesi Anayasa’da var, Anayasa’nın bu maddesi de yerli yerinde duruyor, herhangi bir değişiklik yok. Dolayısıyla bunlar... Mesela Sayın Baykal da, bir programda gördüm, bunlar diyor ‘evet’ çıksın ertesi gün bütün memurları sözleşmeli yapacaklar. Bu kadar da olmaz ya, bu kadar da göz göre göre milletin önünde yalan-yanlış bilgi verilir mi... Şu anda dolayısıyla memurlara yönelik herhangi bir çalışma yok.

"Kararsızlar yüzde 10'un üzerinde"

(Kararsızlar azaldı mı?) Kararsızların şu anda ne seviyede olduğunu doğrusu bilmiyorum ama hâlâ yüzde 10’un üzerinde olduğunu düşünüyorum. Yani kararsızların önümüzdeki birkaç hafta içinde, yeterli süre var, karar verecek noktaya geleceklerini tahmin ediyorum. Bugün Sayın Kılıçdaroğlu da bana cevap vermiş; belediye seçimiyle bunun aynı olduğunu söylüyor diyor Başbakan. Gelsin de ona anlatayım diyor. Eğer cumhurbaşkanı-başbakan sistemi gibi anlatacaksa vay halimize.

(Kamudan ihraç ve iade KHK’sı var mı?) FETÖ terörle mücadele kapsamındaki çalışmalar devam ediyor. Peyderpey çalışmalar tespit edildikçe, araştırmaları tamamlandıkça işlemler yapılıyor. Yani bu işe ilk günden beri ara verilmedi, tamamlayıncaya kadar devam edecek.”